1. 26.
    0
    Arkaik bir mitsel şema ile Simya arasındaki süreklilik, “kökenlere simgesel geri dönüş töreninin” uyarlanması ve yorumlanmasında çok daha açık biçimde görülür. Örneğin eski Hindistan’da, inisiyasyon töreninin arketipi olan “Diksa” ritüeli ayrıntılı olarak bir “regressus ad uterum” (ana rahmine geri dönüş) temsilidir. Aday, ana rahmini simgeleyen bir kulübeye kapatılır; adayın dölüte dönüştüğü varsayılır; kulübeden çıkış rahimden çıkan dölütü simgeler ve adayın “tanrılar evrenine doğduğu” söylenir. Hindistan’ın en ünlü tıp uzmanlarından Caraka, hastaları iyileştirmek ve yaşlıları gençleştirmek için benzer bir tedavi önerir: hasta, karanlık bir odaya kapatılarak “regressus ad uterum” konumuna sokulur. “Ayurveda”nın bir bölümü özellikle gençleşmeye ayrılmış olup bu bölümün adı, tam karşılığı “Özsu Yolu” anldıbına gelen “Rasayana”dır. Ancak Rasayana sözcüğü Simya anldıbına da kullanılmaktadır. “Rasa” sözcüğü ise sonraları cıva anldıbına kullanılmaya başlanmıştır. Görüldüğü gibi, anne karnına simgesel geri dönüş ve daha yüce ruh durumu içine yeniden doğuş biçimindeki inisiyasyon ritüeli, özellikle gençleşme sağlayan bir teknik olarak Hindistan’daki geleneksel tıp uygulamalarından biri olmuştur. Üstelik, bu yöntemin adı daha sonraları “Simya” anldıbına da kullanılmaya başlamıştır.

    “Regressus ad Uterum” yaklaşımı, Taocu bir teknik olan “Dölüt Soluğu” (Embryonic Breathing) denilen bir uygulama için de geçerlidir. Kişinin, dölüt durumuna benzer bir biçimde kapalı devre soluk almayı taklit etmeye gayret ettiği bu yoga uygulamasında ulaşılmak istenen amacı pek tanınmış olan şu sözler açıklar: “Temele inerek ve kökene dönerek, ihtiyarlık kovulur, dölüt durumuna dönülür.” Bir diğer Taocu metin aynı uygulamayı şöyle aktarır: “ işte bu nedenle Budha, büyük bağışlayıcılığı ile, ateş Simyasının yöntemlerini açıklamış ve böylece insana, döl yatağına geri dönerek, kendi gerçek doğasını ve yaşamın bolluğunu oluşturma yolunu öğretmiştir.”
    Bu motif Batının Simya metinlerinde de sık sık görülür. Sayısız örnekler arasından belki de en anlamlısı Paracelsus’un yazdıklarıdır: “Tanrı’nın krallığına ulaşmak isteyen kişi, önce bedeniyle annesine girmeli ve orada ölmelidir.” 18. Yüzyıldan kalma bir metinde şu sözler yer almaktadır: “ Eğer ikinci kez doğmazsam, Tanrı’nın krallığına giremem. Bu yüzden, annemin karnına geri dönmek ve gençleşmek istiyorum.”
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster