1. 101.
    0
    M. Kemal, “Sovyet Rusya ve batılı emperyalist güçler arasındaki politik gerilimleri doğru okumuş ve buna uygun yerinde taktik-stratejileri uygulamaya sokmuş bir isim” değildir. Onun zaten doğal sınıfsal-politik karakterinin doğal ürünlerini metafizik boyutta mitselleştirmek ve onu bir mitolojik kahramana çevirmek kemalistlerin işi olmalıdır. Komünistler, onu gerçekte yerli yerine oturtabilmeli, onun sınıfsal-politik karakterden bağımsız, kendince yetenekleri haiz ulvî bir kişilik olarak resmetmeyi reddetmelidirler. Bu da ancak mücadeleyle mümkündür.
    Kemal’in bu “başarısı”, altmışların sol kabarışında aydınlara ve gençlere önemli bir ilham kaynağı olmuştur. Ama bu durum, tarihî bilgi ve bu bilincin taşıyıcısı olan kadroların ekgibliğinden kaynaklanır. MDD, böylesi bir anakronizmin ürünüdür. Kemal döneminin karşı-devrimciliğinden ve anti-komünizminden devrimcilik ve komünistlik icad edilmeye çalışılmıştır.
    Öznel niyet ve beklentilerden bağımsız olarak MDD, TiP’te vücut bulan sosyalizm anlayışının özündeki Türkiye’ci ve modernist-ilerlemeci hatta karşı bir isyan bayrağıdır.
    Latin Amerika’daki Sandino, Tupac Amaru, Zapata, Jose Marti ile eşdeğerde bir motif-kimlik olarak değerlendirilecek bir Kemal tarihimizde hiç var olmamıştır. Üçüncü dünyadaki sol subaylara ya da milliyetçilere dayalı hareketlerle benzerliği ise biçimseldir.
    Mustafa Suphi’nin Anadolu’ya çıkardığı kolun öz itibarıyla Kemal’le ittifak kurma amacı taşıdığı söylenemez. Tarihsel gerçeklikte, bugün ortaya çıkan birçok belgenin ışığında görülür ki komünistlerin Anadolu’da daha güçlü kitlesel bağları vardır: Çerkes Ethem Kemal’den daha popüler bir isimdir. Batı Anadolu’da bağımsız bir devlet kurma hayali kuran Çerkesleri mücadeleye katmıştır. Komünistler, Anadolu ve istanbul’da önemli bağlara sahiptirler. Çerkes Ethem anılarında ilk kurşunu gene kendi insanına sıkmak durumunda kaldığını yazar. izmir valisi, kendisi gibi eski ittihatçı olan Rahmi Bey’in oğlunu kaçırıp fidye istemiş, amacının basit anlamda teçhizat için para temin etmek değil, Rahmi Bey’in hırsızlıktan kazandığı paraları biraz eksiltmek olduğunu söylemiştir. işgalcilere destek olan ağanın ve bir imamın kafasına kurşun sıkmıştır. Bu kurşunda, halk nezdinde önemli bağlara sahip komünistlerin ideolojik ve politik etkisi vardır. Halk şûralarının etkisi kemalist ideologlarca unutturulmuştur. Komünistlerin yasal zeminde kurduğu Türkiye Halk iştirakiyyun Fırkası’nın bileşenlerinden Halk Zümresi Meclis’te önemli bir güçtür ve hattâ içişleri Bakanı’nı belirleyecek konumdadır. islamî dinamikler içinde de bağlar mevcuttur. Mayıs 1920’de kurulan Yeşil Ordu bunun bir ürünüdür.[6]
    Altmışlarda devrim cephesi modeli olarak Kemal’in icraatlarına bakanlara komünistlerin cephesini hatırlatacak, öğretecek donanımda bir parti ve teorisyen kadrosuna cumhuriyet tarihinde tesadüf edilmemiştir. Örneğin, önemli teorik ve politik çalışmalara imza atmış Hikmet Kıvılcımlı, devrimci gençlerin yuvası olan iki TiP binasında seminerler verir ve “bugün II. Kurtuluş Savaşı gerekli”[7] der. Eski Kuvvayı Milliyeci Kıvılcımlı bu özelliğinden kurtulamamış ve bu ölçüde de Kurtuluş Savaşı’nı mitleştirmiştir.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster