bazıları söylediğim gerçeklerden rahatsız

olmuşlar. yaşadığım yeri eleştirebilmem için dünyayı tümden dolaşmış olmam gerektiğini söylüyorlar. o halde yediğimiz yemeği eleştirmek için çok iyi bir aşçı olmamız gerekiyor, söylenen şeyin mantığı da, mantıksızlığı da budur.

bir yerde bir gerçek var ise söylenir, ben de bu herkesin aslen bildiği fakat görmezden gelip yaşadıklarını sandıkları, aslında sömürüldükleri hayatlarına geri döndükleri, iğrenç bir şekilde yüz çevirdikleri gerçekleri teker teker söylüyorum. ve hiç birine yalan ve yanlış diyemezsiniz. bu iğrenç gerçekler bu tak çukurunun ne kadar iğrenç bir yer olduğu gerçeğini yüzünüze vurduğu için ağzınızı açamıyorsunuz, bazıları da açıyor ki biraz önceki başlığımda da bazı örnekleri kendilerini göstermiş zaten, utanması olmayan hala herşeyi güllük gülistanlık sanan beyin yoksunları bana yaşadığım yeri eleştiremeyeceğimi söylüyorlar. bana neyi yapmam gerektiğini söyleyerek kendilerinin bir şeyi çok bildiklerini iddia ederek aynı zamanda hiç bir tak bilmediklerini ayna gibi açık ediyorlar. onlara ne diyorum biliyor musunuz, burası dünyanın en büyük ve en iğrenç tak çukuru, ve bu gerçek hiç bir zaman değişmeyecek. ve siz de bunu değiştirmek için hiç bir şey yapamayacaksınız, çünkü o lokum kadar beyninize asma kilit vurmuşsunuz, her şeyi harika ve mükemmel zannediyorsunuz. haşmetlinizle elele lunaparklara gitmeyi, aynı dondurmadan yeme hayalleri kuruyorsunuz, şeriatla yönetilmeyi, 120 kadınla evlenip saniyede 12 kere boş ol diyebilmeyi istiyorsunuz, kendinizi iğrenç bir şekilde yıllardır mağdur gibi gösterip milleti mağdur ediyorsunuz. burası bir tak çukuru, doğru, çünkü dünyanın en iğrenç takları da sizlersiniz.