/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 176.
    +9 -1
    3 GÜN SONRA

    Mathilda onu takip etmemi istiyor. Okuldan sonra birlikte yürümeye başlıyoruz. Bizi bekleyen araca yönelip gözlerimizin bağlanmasını izliyoruz. Gözlerimizin bağının açıldığı yerde bir adam karşılıyor bizi. Harabeden bozma bu yapıda ne aradığımızı merak ediyorum. Benim yerime Mathildayla konuşmayı uygun buluyor. Etrafıma bakıyorum ama nerde olabileceğimize dair en ufak bir fikrim yok. Mathilda yanıma geliyor. Tekrar arabaya biniyoruz. Arabadan indiğimizde Mathildaya ne olduğunu soruyorum.

    +Birinin bize ihanet etme olasılığı var, belli bir süre için onu takip edeceğiz.

    saat akşam 7 gibi takip edeceğimiz adamın iş yerine geldik. Mathilda’nın söylediğine göre her zaman işten sonra gittiği bir bar varmış. Şu ana kadar olanlar tamam da bu takip meselesi çok aptalca geldi gözüme. Bir insan neden bunca zenginliği bırakmaya çalışsın ki? ilk sefer bende caymıştım ama para kazandıktan sonra bu işte caymak bir yana giderek daha çok içine giriyordum. Yine de denileni yapmalıydık . Aslına bakarsanız iş şu şekilde yürüyordu. Mathilda adamı ben mathilda yı takip ediyordum pek birşeyden anladığım yok. Ha anlamaya çalışmaya da meyilli değildim. Fikir yürütmek dışında hırslı bir konumda olduğum söylenemezdi. Bunun nedeni zaten lanetlilerin yükselemeyecek oluşundan ötürüydü.

    Beklediğimiz adam işyerinden çıktı. Onu takip etmeye başladık. Gittiği bar işyerine fazla uzak olmayan bir yerdi. Yürüme mesafesiyle 10 dakika kadar olan bu yere yaya bir şekilde gidiyordu. Tuhafıma giden dış görünüştü. Biri bu adamın bana o maskeli heriflerden biri olduğunu söylese inanmazdım. Hiçbir yönüyle mason olduğunu belli etmiyordu. Aslında sorun şuydu, bir mason mason olduğunu nasıl belli ederdi ki? Bardan çok gece kulübünü andıran bir yere girdik. ikisinin arasında fark var mı bilmiyorum ama içeride ki kişilerden “Biz şu gece kulübündeyiz” tarzında şeyler duydum.

    Adamı takip etmeye devam ediyorduk. Bir viski aldı. Şişe ve bardağını alıp masalardan birine yöneldi. içerisi inanılmaz gürültülüydü. Dans edeninden yiyişenine, tartışanından sarhoşuna her kesimden insan vardı. Mathilda ikimize portakal suyu aldı. Hayatımda hiç alkol almayışımı burada bile sürdürüyorsam başka yerde sürdüremezdim. Nitekim hala alkol almadım. Mathilda ile takip ettiğimiz adamın çaprazında bir masaya oturduk. Mathilda gözlerini ondan ayırmazken ben kızlara bakıyordum. Mathilda’ya güveniyordum. Bu güven zebaninin şeytana güvenini andırıyordu. Bulunduğumuz yer adaletsizliğin kanıtıydı. Bu insanların hiçbiri giydikleri kıyafetleri sonuna kadar dolu cüzdanları haketmiyordu. Hakedenler açlıktan ölürken burada rahatlığın tadını çıkarıyorlardı. Bu düşünceler içinde sallanırken Mathilda beni dürttü. Takip ettiğimiz kişi ayağa kalkmıştı. Biz de peşi sıra onu takibe başladık. Erkekler tuvaletine girince Mathilda dışarıda kaldı ben içeri girdim. Kabinlerden birine girdi. Bense girdiği kabinin yanındakine. Adam ağlamaya başladı. ilk önce ağladığını düşünmedim ama hıçkırıkları gittikçe artıyordu. Kendi kendine söylenmeye başladı “biliyorum beni takip ediyorlar biliyorum” bunları söylerken bir yandan da ağlıyordu. Viski şişesi yanındaydı. Her yudum aldığında viskinin boğazında geçişini duyuyordum. Her yudumda ağlayışları artıyordu. Tekrar söylenmeye başladı “Çıkmak istiyorum yardım et Allah’ım hata ettim” şaşkınlığım yerini meraka bırakmıştı neden bunları söylüyordu anlamıyordum.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster