şukularınızı ilk entryme bırakırsanız sevinirim.

- çubuk yiyelim mi?
+ şimdi mi?
- evet, olmaz mı?
+ sen ciddisin baya baya
- evet, sen değil miydin?
+ bilmem, nerde?
- aşağıdaki parkta
+ tamam çıkarım 10 dkya..

ve hazırlanmaya başlamıştım. bir çubuk kraker aldım ve onu beklemeye başladım. tenha bir yere oturduk.

- gerçekten yemek istiyor musun, yoksa bu işin bahanesi mi?
+ ya, yiyelim işte..
- tamam, al bakalım..
+ sen yemeyecek misin?
- yedirirsen neden olmasın..

bu şekilde, ergenliğin zirve yaptığı bir öpüşme ile yakınlaşmaya başladık bir parkta.
o günden sonra, tüm sınıftan gizlediğimiz bir fuckbuddy ilişkisi oluşmuştu aramızda. ama o da, ben de yurtta kaldığımız için evimiz yoktu. akşamları parka çıkıp tenha bir yerde bir şeyler yaşıyorduk. derslerde en arkaya oturuyorduk, hocanın ara vermesine yakın elini pantolonumdan içeri sokup kaldırıyor, sınıftan dışarı çıkmamama neden oluyordu. yakalanma korkusunun yaşattığı adrenalin, üniversiteye geldiğin ilk senenin verdiği kendinibilmezlik, ergenlikten kurtulmaya yakın döneminde yaşadığın ergenliğin tavan yapması bana bu olayı sevdirmişti..