Akşama doğru harun geldi yavuz la bizi görünce vay vay bizsiz ha deyip geldi yanımıza selamlaştık falan iyi hadi geçelim bizim balkona da bı nargile hazırlayayım ben size diye balkona davet etti geçtik eve girdik içeri yengem oğlum hoşgeldin karnın aç mı yemek koyayım otur sen dedi oturdum valla acıkmıştim yenge yavuz da açtır onada koy tamam tamam yavrularım benim deyip geçti ocağın başına

Yemekler gerçekten çok güzeldi tıka basa yedik harun nargileyi hazırlamıştı geçtik balkona aldım nargileyi herkes susuyordu bende konuşmayı sevmiyordum zaten bı sure sessizlik oldu

Harun: e oturmaya mı geldik iki muhabbet çevirin de kafamız açılsın

Ben: ben konuşursam olan kafanda darma duman olur be kardeşim boşver beni

Harun: olsun be yüreğimiz dağlansın yeterki sen konuş

Yavuz: harun la tatlı varmı acıktım

Harun: ya yavuz senin olmayan midene sokayım iki dakika ciddi ol gibicem tatlını

Yavuz: suradaki baklava mı harun

Ben: ağlayarak 31 çekmek farklı bir fantezi

Yavuz: yenge baklava varmı

Yengem: var oğlum getireyim mi

Harun: lan gibicem muhabbetinizi susmaya devam edelim daha iyiydi ağlayarak 31 çekmek nedir amk?

Ben: Fantezi dünyam kanka

Yavuz: getiriyon demi yenge

Ben: kalk gibtirgit ye aq ne kadını yoruyorsun

Yavuz kalktı gitti içeri baklava yiyor Allah'ın ayısı.

Harun bana baktı sigarasından bir duman alıp

- hatırlıyor musun lan küçükken sen buraya geldikçe beni döven çocukları sana söylerdim sen hepsini doverdin

+ He dıbına koyayım tatile gelirdim senin pisliğinle uğraşırdım bide

- ama bende sen arabayı çarpınca suçu üzerime alıp senin yerine dayak yemiştim

+ Babam arabayı niye haruna veriyon diye benide dövmüştü senden sonra

- (gülerek) lan ben o gün babamdan boşa mı dayak yedim

+ (Dumanını üfleyerek) he dıbına koyayım keşke yaşasaydı da rahmetli gene dovseydi razıyım be

Harunun gözleri doldu sesi çıkamadı..