1. 1.
    0
    başı ağrıyordu. kendisini iyi hissetmediği zamanlar inanılmaz huysuz ve kaprisli oluyordu. ali bu durumlarda kız arkadaşıyla kavga etmemek için onun tüm kaprislerini çekiyordu. burcu o gün diğerlerinden çok daha kaprisliydi... “su getir bana” dedi emreder bir uslupla. ali mutfaktan suyunu getirdi. “bu su çok soğuk, git ılığını getir” dedi. ali rahatsız olmuştu. üslup ilk defa karşılaştığı bir sertlikteydi. suyu ılık olanıyla değiştirdi. burcu ali’yle ayrılmayı düşünüyordu. ali’nin kişiliği ve karakteri onu sıkmıştı. o anın geldiğini düşündü. zaten canıda çok sıkkındı. fakat durup dururken ayrılmaktan söz açarsa ali ile uzun bir tartışmaya girecekti ve bunu hiç istemiyordu... bir anda aklına bir çözüm geldi. ali’yle ayrılmak için yine kaprisini kullanacak ve ali’nin sonunda ona göre olmadığını anlayarak kendi pes etmesini sağlayacaktı. aynı zamanda aklına bunu uygulamak için ilginç bir fikir de gelmişti... suyu içtikten sonra “bana karşı hissettiklerinden emin değilim ali” dedi. ali şaşkın bir şekilde “nasıl? anlamadım?” diye cevap verdi. “her isteğimi kapris olarak yorumlamandan bıktım artık. şu anda hastayım ve belli ki istediklerimin beni iyi hissettireceğini bilmene rağmen kapris olarak algılıyorsun. oysa ben, iyi hissetmem için her istediğimi yapmanı beklerdim” dedi. ali şoktaydı. bir anda olanları ve birkaç cümleyle gelinen noktayı kavramaya çalıştı. oysa burcu’nun kaprisleri yüzünden kavga ettikleri zamanlar çok kısıtlıydı. kaprisler çok aşırıya kaçtığında olan birşeydi sadece. oysa o anda burcu’nun, ali’nin tersini iddia etme durumunda uygulamayı düşündüğü kaprislerden haberi bile yoktu. “her istediğini yaptım daha ne istiyorsun?” diye sordu. “yetmiyor ali, beni ne kadar sevdiğini göstermek için hiçbir isteğimi yapmaktan çekinmeyecek, bana tapacak kadar seven birini istiyorum!” “bende seni seviyorum, ne istedin de yapmadım burcu?” “bilmiyorum ali, şu anda tek ihtiyacım olan gevşemek ve rahatlamak. başımın ağrısı başka türlü geçmez bilirsin. bunu sağlamanın en iyi yolu masajdır. bana masaj yapmak istiyor musun?” “tabi yaparım burcu, neden yapmayayım.” ali burcu’nun sırt üstü yatmasını söyledi. “hayır ali, sırt masajı değil. rahatlamak dedim sana.“ dedi ve ayaklarını ali’nin göğsüne doğru uzattı. kaybedecek birşeyi yoktu burcu’nun ve ali ne kadar dayansa o dozajı o kadar arttıracak, her durumda kendisini tatmin edecek bir durumda olacaktı. ali burcu’nun ayaklarını ovmaya başladı. burcu gözlerini kapatıp, durumun zevkini çıkarmaya başladı. bir erkeğin ayaklarına masaj yapması harika birşeydi fakat bunu zorunluluktan yapması çok daha müthiş bir duygu veriyordu insana. güç duygusu! birkaç dakika ayaklarına masaj yaptırdıktan sonra burcu, aklındaki planı uygulamaya koymaya karar verdi. “beni ne kadar seviyorsun?” “biliyorsun burcu, çok seviyorum” dedi ali, garip bir duruma doğru sürüklendiğinin farkında olarak. “i̇stediğim ve beni rahatlatacak herşeyi yapacak kadar çok mu?” “evet!” “bak ali, yalanı kaldıramam, gerçekten öyle mi?
    ···
   tümünü göster