1. 26.
    0
    sahibem o cumartesi gecesi tasmam ile birlikte ağız kısmımı açıkta bırakan ve tüm başımı sıkıca saran siyah deri maskemi yanıma almamı ,dışarı çıkacağımızı söylemişti. åžaşırmıştım. ev dışında hiç tasma takmamıştı bana , biraz da çekinmiştim açıkcası. o gece çıktık, yarım saatlik bir araba yolculuğundan sonra büyük bir binanın alt katında büyük siyah bir kapının önüne geldik. arabayı kapıda ki görevlilerden birine bıraktıktan sonra içeri girdik. oldukça uzun bir koridor vardı önümüzde .sahibem uzun siyah paltosunu vestiyere bıraktı. içinde siyah deriden vücudunu saran mini elbisesi, altında file çorapları ve diz üstü ,siyah deri, ince yüksek topuklu çizmeleri vardı, muhteşem görünüyordu. vestiyerde ki bayan yanda ki odayı göstererek "şöyle geçebilirsiniz " dedi. odaya girip benden tasmamı ve maskemi çantadan çıkartmamı ve soyunarak yere 4 ayağa geçmemi emretti, şaşırmıştım ,biraz duraksadım , sahibemin bakışları sertleşerek bana yöneldi, itaat etmekten başka çarem yoktu, çırılçıplak soyundum ,çekinerek yere çöktüm, tasmamı geçirdi boynuma, maskemi taktı ve tasmamdan çekerek yürümeye başladı, odadan çıktık. sahibemin yanında 4 ayakta ilerlerken ve koridorun sonundan gelen metal-underground karışımı müzik sesi yaklaştıkça heyecanım ve merakım daha da artıyordu, .
    koridorun sonu muazzam büyük bir salona açıldı. sahibem şöyle bir durup etrafa baktı, ben de çizmelerinin dibinde büyük bir şaşkınlıkla etrafa bakıyordum . gözlerime inanamıyordum. siyah rengin hakim olduğu devasa bir salon , ortada büyük yuvarlak bir bar, etrafta küçük siyah deri masa ve sandalyeler ile koltuklar . ve sayıları yüzleri bulan sahibeler ve ellerinde tasmaları ile ayaklarının dibinde 4 ayakta duran köleleri . sahibelerin kimisi barda, kimisi diğer masaların etrafında ki deri koltuklarda oturmuş içkilerini yudumluyorlar , birbirleriyle sohbet ediyorlar, gülüyorlar ve hepsinin tasmaları elinde hiç ilgilenmedikleri köleleri ayaklarının dibinde duruyorlardı. kimisi ortalıkta tasmalı kölesiyle geziniyor , etrafı seyrediyor ,kimisi kölesini hemen yanında ki demire bağlamış dans ediyordu . sanki hayal görüyordum, böyle bir ortamın olabileceği aklımın ucundan geçmezdi.
    birden tasmamdan çekildiğini hissettim, sahibemle beraber bara yöneldik, orda kölesinin tasmasını oturduğu bar sandalyesinin ayağına bağlamış, içkisini yudumlayan kısa sarı saçlı bir sahibenin yanına yaklaştık, sahibem onunla selamlaşıp öpüştü, yanına oturdu, belli ki burda randevulaşmışlardı ,bir içki söyleyip muhabbete başladılar, bu arada tasmamı da barın kenarını boydan boya saran demire bağladı. konuşmalardan kısa sarı saçlı sahibenin buranın mudavimi olduğunu ,sahibemin ise ilk kez geldiğini anlıyordum. adres ve girişte ki kuralları daha önce sahibeme anlatmıştı. "girişte sorun olmadı değil mi " dedi sarı saçlı sahibe, sahibemde " hayır ,dediğin gibi tedarikli gelmiştik " dedi , bu diyaloğa paralel olarak bana dönüp baktılar , sarı saçlı sahibe " güzel " dedi . anladığım kadarı ile ana kural hemen girişte ki odalarda sahibelerin kölelerine maske ve tasmalarını takıp , içeri böyle girilmesiymiş. etrafta ki herkesin de böyle olmasından bu anlaşılıyordu. sahibem ile arkadaşı bir süre sohbet edip içkilerini içtikten sonra, "artık etrafı gezelim mi" dedi arkadaşı. sahibem benim, o da kendi kölesinin tasmasını bağlandığı yerden alıp barın arka tarafına doğru ilerledik . daire şeklinde ki devasa salonun yan duvarlarında başka salonlara açıldığı belli olan büyük kapılar vardı . hepsinin üzerinde de siyah metal tabelalarla birşeyler yazıyordu. başımı biraz kaldırıp , yaklaştığımız kapının üzerinde ki yazıyı okudum, inanamadım ; " pissing room " .
    sahibemin arkadaşı kapıyı ardına kadar itekleyip, içeri girdiğimizde şaşkınlığım bir kat daha arttı. yine büyük bir salon ,ortada bir bar, etrafta artık masa ve sandalyelerin yerine sadece "pissing" amaçlı kullanıma yönelik eşyalar vardı .özel olarak yapıldığı belli olan , siyah deri oturaklı tuvaletler vardı, alt kısmı ise küp şeklinde idi, bir kenarında sırt üstü yatan kölenin başını içeri alacak şekilde büyük bir delik vardı. bunlardan etrafta onlarca vardı, kimisinde oturmuş sahibeler, altına sırt üstü yatmış ,başı içerde kaldığı için görünmeyen sadece vücudu görünen köleler vardı. belli ki tuvalet deliği olarak kölelerinin ağızlarını kullanıyorlardı .kimi sahibe işerken kimisi yerdeki kölenin tasması elinde, ayakta onları izliyor, gülüyordu .belli ki köle ayakta ki sahibenin idi , arkadaşına kölesini tuvaleti olarak kullandırıyordu . etrafta bunun gibi onlarca sahibe -köle çifti vardı. barın yanında etrafı izliyordu sahibem ve arkadaşı , barda ki sandalyeler bile pissing amaçlı dizayn edilmişti , hemen yanımızdaki bir sahibeye takıldı gözüm, sahibe bar sandalyesine oturmuş, dirseklerini bara dayamış içkisini yudumluyordu. ancak sandalyenin altındaki manzara inanılmazdı ; belli ki sandalyenin oturağının ortası delik idi, ve kölesi , başı ve ağzı deliğin tam altına gelecek şekilde boynundan kelepçelenmiş sandalyenin altında oturuyordu, kımıldamasına imkan yoktu, ağzı da özel bir aparatla açılmış şekilde sahibesinin oturduğu delik sandalyenin alt kısmına bakıyordu . ve tahmin edeceğiniz gibi, mini eteğini beline sıyırmış şekilde oturan sahibe sandalyede ki delikten kölesinin ağzına çişini akıtıyordu , ağzını kapatma şansı bile olmayan köle sahibesinin çişini tek damlasını bile ziyan etmeden içerek itaatkarlığını sergiliyordu. sahibesi ise umarsız bir halde bir elinde sigarası etrafı izliyor , bir yandan içkisini içerken ,bir yandan da kölesinin ağzına çişini bırakıyordu . belli ki bu manzara, sahibe içki bardaklarını devirdikçe sürecekti.
    arkadaşı sahibeme dönerek " içtiğim içkilerden sonra böbreklerim baskı yapmaya başladı , o yüzden ilk olarak bu salona gelelim dedim " diyerek gülümsedi. sahibem de ufak bir kahkaha attı . sonra ileride baş için hazırlanmış delik kısımları birbirine dönük, karşılıklı oturulabilen bir deri tuvalet çiftine doğru ilerlediler bizi tasmalarımızdan çekerek . arkadaşı sahibeme " senin de çişin gelmedi mi "dedi, sahibem onayladı . "ama hep aynı tuvaleti kullanacak değiliz ya ,bugün değişelim di mi ya " diye devam etti ve güldü. kendi kölesini tasmasından çekip sahibemin tarafında ki tuvaletin altına yatırıp kafasını içeri soktu, sahibem de beni tasmamdan çekip onun kullanacağı tuvaletin altına yatırdı, artık iki köle sırtüstü yatmış, ayak tabanlarımız birbirine bakıyordu, görebildiğim tek şey başımın üzerinde ki büyük delikten salonun tavanında ki kabartmalardı .sahibem eğilip delikten bana bakarak "sakın arkadaşımın çişinin bir damlasını bile ziyan etme ,beni mahçup edersen pahalıya ödersin dedi ". başımla onaylamaya çalıştım . yerde başımın alt kısmında demir mazgal türü şeyler vardı, sanırım kölelerin içemeyip taşırdıkları çişlerin akması için yapılmıştı. ayrıca başımı tuvaletin altına kelepçelerken, ağzımı sonuna kadar açık bırakan bir metal aparatı da unutmamışlardı. anlaşılan iki sahibe yüzleri birbirlerine dönük şekilde tuvaletlere oturup, çişlerini yaparak eğleneceklerdi. biraz sonra o büyük delikten sarı saçlı sahibenin bacaklarını açarak tuvaletin üzerine geldiğini gördüm ,eteğini beline sıyırıp, siyah deri tangasını dizlerine indirerek tuvalete oturdu.åžimdi sadece siyah kıllarla kaplı vajinasını görüyordum. birazdan hafiçe kasılıp açılmaya başladı organı ve birden çişini akıtmaya başladı. anında ağzımı doldurmuştu çişiyle, ben bir kısmını içmeye başladım, o kadar yoğun akıtıyordu ki arada ağzımdan taşıyordu. oldukça içki içmiş olmalıydı, çişini öyle uzun akıttı ki ,nerdeyse gırtlağıma kadar çişiyle dolmuştum , arada sahibemle laflayıp kahkalar atıyorlardı, belli ki sahibem de onun kölesine işiyordu o sırada. birazdan çişin yoğunluğu azaldı ve son kasılmalarla beraber kalan son damlaları bıraktıktan sonra " oh be rahatladım " dedi . hayatımda bu kadar fazla içtiğimi hatırlamıyorum. içim tam anlamı ile o'nun çişiyle dolmuştu...
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster