Yazdım kıza hafta sonu kahvaltıya gidelim mi diye ?
Babası şehir dışında işteymiş, ondan rahattı bu hafta.

Biraz kem küm ettikten sonra kapmıştım randevuyu.
Dur bir dakika, nereye gidicez biz şimdi ?

Başladım mekan aramaya, burası olmaz, burası olmaz, burası pahalı olur falan derken bir yer buldum.

Zekeriyaköy de uzaktan boğazı gören güzel bir mekan. Hazırladım 300 kağıdı koydum cebe, kyk kredisi sağolsun cebimiz para görüyordu.

ikizinden bahsetmiştim biraz, oda gelmek istemiş ama kız istememiş. Tüm gece annesine anne bunu kesicekler kaçıracaklar gibisinden laflar anlatmış, hahaha öyle kıskanç biri.

Pazar sabahı buluşacağız, erkenden gittim çiçek aldım, renkli papatyalar. Ucuz da değil ha 60 lira verdim şerefsiz çiçekçiye, olsun değerdi bence.

Evinin yakın bir yerinde bekliyorum kızı. Kalbim güm güm vuruyor, patlicam sanki, ya ben kalp hastasıydım yada o beni hasta etmişti, üşümeye başladım bir anda sanki kanım çekiliyor.

Hadi be kızım dedim kendi kendime, ölücem burada heyecandan.