• 1 / 1 / 8 entry
  • 7 başlık
  • 323.88 incipuan

2mart1999 oybirinci nesil normal

  • 0
    kaliteli müzik indirme sitesi 320kpbs
    https://www.albumindir.co 2 gün önce keşfettim. Saf halini paylaşıyorlar.
    ···
  • 0
    zeki evrim dörtyol
    Bu adamı birisi bulup gün yüzüne çıkarabilir mi? Şuan hangi rütbede ve nerede görev yapıyor?
    O dürüst ses tonunu tekrar duymak istiyorum.

    Tek part video: https://www.youtube.com/watch?v=X0f4ncEChYw (tamdıbını izleyip kriz geçirmemek elde değil)
    ···
  • 0
    url kısaltma servisleri
    https://url.gen.tr basit ve kullanışlı.
    ···
  • 0
    e kitap indir
    Bildiğiniz e-kitap indirme sitelerini yazın, yararlanalım arkadaşlar.

    Benim takip ettiğim:
    https://www.kitapindir.net var.

    ister kitabı online okuyorsunuz ister pdf, epub, mobi olarak indirebiliyorsunuz.
    ···
  • 0
    youtube mp3 dönüştürücü
    http://www.youtubemp3donusturucu.com Bu siteyi 2 haftadır kullanıyorum. Reklam yok, indirme hızı çok iyi, mobil destekliyor..
    ···
  • 0
    demokrasi yerine teknokratik düzen
    Teknokratik Düzen

    Transhümanist Türk Hareketi'nin haber vermiş olduğu, gelecekteki yönetim biçimi ne olacak?

    Genel anlamda baktığımızda; yönetim biçimlerinin cevapladığı soru, yönetim kademelerine gelecek kişilerin, nasıl ve ne şekilde yönetime gelecekleri sorusudur.
    Demokrasinin nasıl rezil bir yönetim biçimi olduğunu, içinde bulunarak zaten yaşıyorsunuz. Yönetici kademelerine getirilen insanlar nasıl getiriliyor? Hadi gerçekçi olalım. Milli savunma bakanlığına getirilen kişiler, milli savunma konusunda ne kadar bilgi, beceri ve tecrübe sahibi? Tarım bakanlığına getirilen kişiler, ziraat alanında ne derece üst düzey kabiliyetlere sahip? Enerji bakanlığını yöneten kişiler, enerji sistemlerini ve enerji teknolojilerini ne kadar iyi biliyorlar? Yeni enerji sistemleri icat etme konusunda ne derece yüksek işler başarmışlar?

    Demokraside, kimin daha yetenekli, becerikli ve uzman olduğuna bakılmaz. Demokraside, halkı en çok kandıran, en iyi laf cambazlığı yapan, halkın duygularını en iyi şekilde kullanan insanlar yönetime gelir. Daha sonra bu yönetime gelen kişiler, yetkileri dahilindeki tüm kurumlarına, “keyiflerine göre” kişi atarlar. Örneğin bir bilim kurulunun başına atanan kişi hakkında, hiç kimsenin “bu adam bilim konusunda ne kadar bilgili?” diye sorma hakkı yoktur. Çünkü ne kadar bilim yaptığı önemli değildir. Önemli olan; kurumun başındaki kişinin, yönetimdekileri ne kadar destekleyeceği ve o kurumu yönetimdekilerin lehine nasıl kullanacağıdır. Yönetim kademelerine atanan kişilerde hiçbir kriter yoktur.

    Teknokratik düzen ise bambaşkadır.

    Kişiler arasındaki yakınlık, dalkavukluk veya çıkar hesapları, kurumları asla etkilemez. Bir kurumun başına, o kurumun alanındaki en uzman, en bilgili, en yetenekli kişi geçer. Sadece bu şekilde de kalmaz. Bu kurumun alanıyla ilgili en üst dereceli uzmanlar, belirli bir kişi sayısınca konsey oluştururlar. Kurumun başına seçilen kişi, aynı zamanda konseyin de başkanıdır. Konseyin onaylamadığı bir kararı, başkan yürürlüğe koyamaz. Kararlar, konseyde oy çokluğu ile alınır. Oylar eşit olursa, son söz başkanındır.
    Tarım bakanlığını ele alalım. Ülkedeki en üst düzey botanikçiler, coğrafyacılar, jeologlar, ziraatçılar, bitki genetiği uzmanları (örneğin 30 kişi) bir araya gelir. Bir araya gelen bu kişilerin oluşturduğu konsey, tarım bakanlığının yönetiminden ve karar almasından sorumludur. Bu konseye ek olarak, ilgili konularda ülkenin en üst düzey uzmanı konsey başkanı olur. Bu uzmanın hem botanik, hem ziraat, hem coğrafya, hem jeoloji, hem de bitki genetiği konularında bilgili olması gerekir. Bu bilgi seviyelerine sahip ülkedeki en uzman kişi olmalıdır.

    Ülkedeki tüm kurumlarda bu şekilde görev dağılımı yapıldıktan sonra, en üst düzey kurumların başkanları bir araya gelirler, konseylerine de danıştıktan sonra, bir kişiyi oy çoğunluğuyla teknokrasinin başı olarak seçerler.
    Bu tür konular çok teferruatlı olduğu için (en az demokratik bir anayasa ve yasalar topluluğu kadar teferruatlı) buraları kısa kısa anlatıyoruz.
    Gelelim en önemli noktaya.

    Teknokrasinin en büyük düşmanı yozlaşmaktır. Yozlaşmanın önü alınmazsa, teknokratik sistem kısa sürede çökecektir. Teknokrasinin çöküşü de, kuruluşu ve icraatları kadar görkemli olacaktır üstelik.

    Ülkedeki istisnasız her kurum, “denetim kurumu” adı verilen bir kurum tarafından sürekli olarak denetlenecektir.

    Elbette ki, denetim de yeterli olmayacaktır. Çünkü denetçiler de yozlaşabilir. Denetleyicileri de denetlemek, zaman içinde denetleyenleri denetleyenleri de denetlemek gerekecektir. Bu sıkıntının önüne geçmek için, ülkedeki yönetim belirli zaman aralıklarıyla tamamen değiştirilecek, görevlilerin tamamı görevden el çektirilecektir. Yani teknokratik devlet, belli zaman aralıklarıyla, tıpkı bir zümrüdü anka kuşu misali ölüp yeniden doğacaktır.

    Akıllara şöyle bir soru gelebilir: peki yönetim belli aralıklarla sürekli değişirse, teknokratların yerine gelecek yeni uzmanlar nereden bulunacak?
    Ülkedeki eğitim sistemi, gençliği en iyi şekilde eğitecek, istisnasız her birini kendi yeteneklerine göre özel olarak yetiştirecektir. Ülkedeki gençlerin her biri, kendi yetenekleri konusunda uzmanlaşacak, ve hayatlarını kendilerini sürekli olarak geliştirmeye verecektir.

    Daha önce de kaynak bazlı ekonomi konusunda bir çok soru gelmişti. “Bedensel işleri robotlar yaparsa, insanlar ne yapacak?” diye. işte insanlar bize burada lazımdır. Ülkedeki herkes, sürekli olarak aklını kullanacak, sürekli olarak kendi yeteneklerini geliştireceklerdir.

    Böylesi bir ülke düşünün. Herkesin yeteneklerinin ortaya çıkarıldığı, herkesin yetenekleri konusunda imkânlar edindiği ve sürekli bu yeteneklerini kullanarak geliştirdiği bir ülke. Ülkedeki bilimsel, teknolojik, sosyolojik ve zihinsel ilerlemeyi hayal edin.
    Hayal edebildiniz mi? Cevabınız evetse, geleceğin akıl almaz ihtişdıbını bir parça olsun hissedebildiniz demektir.

    Transhümanist Türk Hareketi, geleceğin üstün medeniyetini, bugünün insanlarına anlatma ve insanları bu medeniyete hazırlayıp ulaştırma hareketidir.
    Gelecekten kaçamazsınız.

    Gelecek Bizim Elimizde!

    - Transhümanist Türk Hareketi
    ···
  • 0
    türk milletine çagrı
    Türk milletinin güvenliği ve bekası bazı temel şartlara dayanmaktadır.
    Bizler anadolu topraklarında ikamet etmekteyiz.
    Bu coğrafya, toprağa ilk tohumlar atıldığı zamandan beri savaşla ve kanla yoğruluyor.
    Nice büyük imparatorluklar bu topraklarda yıkıldı.
    Nice yenilmez ordular bu topraklarda parçalandı.
    Nice milletlere mezar oldu, nice hesaplaşmalara tanıklık etti.
    Ancak hiçbir millet, Türk milleti kadar iyi dayanamadı.
    Yeri geldi devlet değişti, yeri geldi yöneticiler değişti, ancak Türk milleti hep baki kaldı.
    ister Anadolu'daki Türk varlığını Kimmerlere dayandırın. isterseniz çok daha eskiye gidip Bir Oy Bil hükümdarlığına inanın.
    isterseniz Sultan Alparslan'ı kabul edin, bu gerçekler değişmeyecektir.

    Bizler bu coğrafyada bu kadar uzun kalabildiysek buna gücümüze borçluyuz.
    "Güç" demek orta çağda kılıç demekti, süvari birlikleri demekti, uzun menzilli oklar demekti.
    Daha sonra güç demek büyük toplar demek oldu, sağlam devlet yapısı demek oldu.
    Bugün bu gücü kaybetmiş durumdayız.
    Yüzyıllardır bu kadar kötü duruma sadece birkaç kere düşmüştük.
    Eskiden olsa, millet toplanırdı, silahına sarılırdı, sağlam bir liderin arkasında dururdu ve belalar defedilirdi.
    Ancak günümüzde o iş o kadar basit değil.

    Günümüzde güç demek bilim demektir.
    Aşık attığımız güçlerden birisi "Mars'ı ve asteroid kuşağını nasıl kolonize ederiz?" diye uğraşırken,

    Bir başkası "füzyon reaktörü" denemeye çalışıyor,
    Bir başkası nanoteknoloji dünya lideri,
    Bir başkası üç boyutlu yazılarda yapay organlar üretiyor,
    Bir başkası yerin altında kurulan dev tesislerde tanrı parçacığı ve anti-maddeler avlıyor.
    Aşık atttığımız güçler uzun menzilli balistik füzelere, gerektiğinde dünyayı kasıp kavuracak makineler yapmak üzere hazır bekleyen endüstrilere ve birçok teknolojilere sahip.
    Türk milleti olarak yüzlerce yıl boyunca tarihe yön verdik.
    Savaştık, kimi zaman can aldık, kimi zaman can verdik.
    Başımız sıkışınca kılıcımıza davrandık, savaşlara giriştik.
    Ancak bunlar eskide kaldı!
    Tarihin en şerefli ve kudretli milleti olan Türk milletinin genç evlatları!

    Sabahtan akşama kadar bozkırlarda koşturan at resimleri paylaşarak,
    Tanrı dağlarının yanında çadır kurma hayalleri kurarak,
    "Benim atalarım böyle iyiydi, şöyle harikaydı" diye atıp tutarak,
    Tarafgir olduğunuz ataları diğerleri ile kıyaslayarak,
    Oturduğunuz yerden "hükümet şöyle, siyaset böyle" diyerek,

    HiÇBiR YERE VARAMAZSINIZ!

    Yapmanız gereken şey, hemen şu anda kendinize bir program yapmaktır.
    Kendinize tavizsiz bir şekilde boş vakit ayıracaksınız.
    Tasarım programları öğreneceksiniz, fizik ve kimya öğreneceksiniz, dil öğreneceksiniz.

    Bilimsel gelişmeleri takip edeceksiniz ve kendinize şu soruyu soracaksınız: "Hangi bilim dalında daha başarılı olurum?"
    Yeteneklerinize bakıp en doğru kararları verin. Hayatınız boyunca çalışsanız ve sadece bir tek bilimsel ürün ortaya çıkarsanız bile bu müthiş birşeydir.
    Her bir Türk evladı, hayatı boyu sadece ve bir tek bilimsel gelişme ortaya koysa, bu yüzyılda 80 milyon bilimsel ürün elde etmiş oluruz. Nasıl etkiler yaratabileceğini siz düşünün.

    80 milyon insandan sadece 400 tane bilim insanı çıkabilmiş!
    Bunların yaklaşık 370 tanesi yabancı ülkelerde yaşayıp yabancılara hizmet ediyor.
    Türk milletinin bekası, bu sayıyı arttırmaya bağlıdır.
    Gerçekleri görün hayatınızı bir amaca bağlayın.

    Alıntıdır: "Transhümanist Türk"
    ···
  • +1
    kendinizi bir kelimeyle tanımlayın desem
    insan.
    ···