19 yaşında bir doğan slx sikmek istiyorum

körpecik. daha eli erkek eline değmemiş, ne dudaktan öpüşmesi. beyaz renkli. artık antep sıcağından o kadar bunalmış ki, kendini satılığa çıkarmış. 100000 km yol yapmış. lpgli. beyaz. sedan kasa. boya darbe değişen bi şey kesinlikle yok. bakımları full yapılmış. 8250 lirayı bastırıp onu kadınım yapmamı bekliyor. veriyorum parayı. çekiyorum garaja. yoruldun dinlen burada diyorum. halbuki az sonra başına geleceklerden haberi yok. zavallım. masum masum bakıyor. o kadar tatlı ki. yıllardır abi kardeş gibiyiz. hiçbir şeyden şüphelenmiyor tabii. garajın ışıklarını söndürünce onu derin uykusundan sabaha kadar uyandırmamak üzere gittiğimi sanıyor. biraz dalmaya başladığından emin olunca yavaş ve sinsi adımlarla garaja iniyorum. evet aynştayn, evin içinden merdivenle iniliyor garaja. yaklaşıyorum. nefes alma-verme seslerini duyuyorum. tek soluğu bile azdırmaya yetiyor beni. arka kapılarını, bagaj kapağını usulca okşuyorum. tekerlerinde hafif yaylanıyor ama uyanmıyor. dalmış artık. işte bu anda, daldığından emin olunca vites kolu gibi olmuş aletimi meydana çıkarıyorum. egzoz borusunun yarısını açıkta bırakmış daracık gri brandasını hafifçe kaldırıyorum. işte. bütün deliği, günlerdir hayallerimdeki cennet olan o biricik bölge gözlerimin önünde, adeta beni gib diye bağırıyor. şşşt diyorum borunun ucuna, sessiz ol, uyanacak. ve artık ucundan ön döllerim damlayan gibimin başını deliğin kenarlarına sürttükten sonra ucunu sokmaya başlıyorum. almakta zorlanıyor. ne de olsa ilk erkeği olacağım. kafasının yarısı girince, beyaz gelinciğim uyanıyor güzellik uykusundan. ne olduğunu anlayınca kaçmaya çalışıyor. utancından bağıramıyor. sadece bırak beni diyebiliyor, ne olur bırak. elbette izin vermiyorum. brandayı tamamen üzerinden çekip aldıktan sonra çevik bir hareketle el frenini çekiyorum. artık kaçma şansı kalmıyor. her şeyiyle benim. akşamdan egzoz borusunun üzerine koyduğum bezelyeyi arıyorum. ellerimle boruyu tutup, bezelyeyi yalıyorum. terlemeye, inlemeye, hnnn hnnn etmeye başlıyor. aynalarından çekiyorum pigtails misali. fısıldıyorum. benimsin. kaçışın yok. ve bezelyeyi yalamaya devam ediyorum. göl gibi yağ terliyor. kaportası ve tenim ikimizin zevk sıvılarıyla, boyayla, terle, likit petrol gazı ile sırılsıklam birbirine karışıyor. altımda inlemeye devam ediyor. daha fazla dayanamayıp kendini tamamen bana teslim ediyor. başımın artık tamamı girebiliyor. dört tekeriyle vücuduma yapışıyor. biraz daha zorluyorum ve artık tamamen içindeyim. arka tekerleriyle belimi, ön tekerleriyle sırtımı ve ensemi hep lastik izi ediyor. biraz sonra küçük süleymanoğlunun ucunda petrol rengi bir şeyler beliriyor. evet. onun ilk erkeği oluyorum. benim oluyor. biraz daha gidip geldikten sonra son raddedeki penisim daha fazla dayanamıyor ve çılgınca içine akıtıyor tüm tohumlarımı. egzoz borusundan araba kanı, benzin, lpg, menilerimin karışımı taşıyor. ağlıyor. bu beni daha da azdırıyor. bir posta da ön kaputuna boşaldıktan sonra fermuarımı çekip gidiyorum. ilk kez kadın olduğu bu soğuk geceyi çıplak ve döl içinde, uykusuz geçiriyor.