Adamın 1isi hile ile tuzağına 1 kuş düşürdü. Kuş ona dedi ki:

— Ey ulu hoca! Sen şimdiye kadar 1çok deve kurban ettin, 1çok öküz, koyun yedin! Dünyada onlarla doymadın da, benimle mi doyacaksın? Eğer bırakırsan beni, sana öyle 3 öğüt veririm ki, aklın şaşar! 1incisini elinde iken, 2ncisini samanla karışık balçıktan yapılma su damın üzerinde, 3üncüsünü de ağacın dalına konduğumda veririm. Bu 3 öğütle bahtın iyileşir, rahat edersin. Ne dersin ha? Bak ilkini söylüyorum: ” Olmayacak söze; kim söylerse söylesin, inanma!” Tamam mı?
Adamın akli yattı kusun bilgeliğine, gevşetiverdi parmaklarını, pırrr diye uçtu, azat oldu, duvarın üzerine konup dedi ki:
— Geçmiş, gitmiş şeye gam yeme… Fırsatı kaçırdın diye dövünme! Bak beni bıraktın ama su küçücük bedenimde 10 dirhem ağırlığında, değerine paha biçilemeyecek 1 inci var idi. Sana da, oğullarına da yeterdi de artardı bile! O inci senin hakkındı! Fakat kısmetin değilmiş kaçırdın… Dünyada 1 eşi bulunmayacak kadar kıymetli ve emsalsiz idi…
Adam, gebe kadın doğururken nasıl feryat eder, bağırırsa öyle bağırmaya, dövünmeye başladı.
Kuş dedi ki:
—Sana geçmiş, gitmiş şeye üzülme, gam yeme diye nasihat etmedim mi? Mademki, geçip gitti… Neden üzülürsün? Sen; ya benim öğüdümü anlamadın yahut da sağırsın! Aslanım, ben kendim 3 dirhem gelmem zaten, içimde 10 dirhemlik inci nasıl bulunabilir?


Adam bu söz üzerine kendine geldi;
— Haydi, dedi… o 3üncü güzel öğüdü de ver bakalım!
Kuş dedi ki:
— Allah için, o 2sini iyi tuttun da 3üncüsünü sana bedava söyleyeceğim ha!
Uykuya dalmış, bilgisiz kişiye öğüt vermek, çorak yere tohum saçmaktır.
Aptallık ve bilgisizlik yırtığı yama kabul etmez!