/i/Dertleşme

Derdini anlatmayan derman bulamaz..
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +2
    türkiyeden kaçıp gittik zamanında. sözde hayat çok güzel olacaktı ama o işler öyle değilmiş beyler. kendinden kaçamıyormuş insan. çok bunaldım ya yazıp rahatlıycam burda herşeyi.

    şu an kütüphanedeyim beleş internet için. cebimde 10 dolar var ve 4 gün idare edicem bu parayla. dolapta yarım ekmek var bir de dibinde az birşey kalmış fıstık ezmesi. 3 dolar burda fıstık ezmesi , baya da tok tutuyo , yoksa hayatımda yemedim daha önce. açlık , yokluk zor şeyler beyler , hele ki 24 yaşına kadar hiç zorluk çekmemişseniz. buraya yazmamın nedeni , samimi bir ortam olduğuna inanmam. yoksa günlük yazsam yine kendi kendime konuşup depresif takılıcam. neyse
    ···
  1. 2.
    0
    anlat şef nereye gittin nasıl gittin, havada kalmasın konu
    ···
  2. 3.
    0
    Rez kardes anlat dinliyoruz
    ···
  3. 4.
    0
    hani bazen kendini çok özel hissedersin ya , ha işte 24 yıl kendini özel hissettim. hep bir şekilde kendimi herkese kanıtlayacaktım. ünlü falan olabilrdim yani o kadar inanmıştım kendime. çünkü hayat güzeldi , ekmek elden su göldendi , cebinde hazır paran vardı , çalışmana gerek yoktu. tek sorun türkiyede yaşamaktı sanki. ben muhteşemdim ve türkiye taka batmıştı. burdan gitmem gerekiyordu ki bu tak çukurundan kurtulayım. yurtdışına gidince herşey güzel olacaktı , kızlar teklif edecekti , 100k kazanacaktım her yıl. bu kıvama gelmemi sağlayan pek çok şey de oldu beyler , sadece amk türkiyenin ben gidiyorum değildi. ha uçağa bindiğimde çok mutluydum tabi , hele ki auckland havaalanına indiğimde , sanıyordum ki muhteşem bir hayat beni bekliyordu. nah bekliyordu
    ···
  4. 5.
    0
    esnaf bir babayla ev hanımı bir annenin oğlu olarak küçük bir kasabada yaşadım beyler üniversiteyi kazanana kadar. kasabada yaşıyorsanız bilirsiniz ki üniversite kazandığınızda kahraman ilan edilirsiniz. bana da öyle oldu , gururlanmıştı tüm ailem , oğlumuz istanbulda üniversite okuyacak diyorlardı herkese. bende içten içe mutluydum , tek derdim üniversitede tanışacağım istanbullu kızlardı gerçi. mutlu hissettiğiniz anların tadını çıkarın beyler çünkü tünelin ucu çok başka yerlere çıkabiliyor. hiçbirşey hayat ettiğimiz kadar güzel değil. kafamda kurduğum 4 yılla , yaşadığım 4 yıl arasında dağlar kadar fark vardı. sebebi neydi ki ? fakir miydim ben? yoo , kasabada gayet de bolluk bereket yaşıyorduk. şehir belki de zengini fakir yapıyordu bilmiyordum tek bildiğim üniversite hayatımı hatırlamak istemediğim.
    ···
  5. 6.
    +1
    üniversite yaz okulu vs bir şekilde bitti 4 yılda. şimdi ne yapacaktım? plan belliydi , ben rahat bir adamdım ve diğer rahat arkadaşım ahmet gibi , kpss ye hazırlanıp 2 milyar maaşla kapağı devlete atacaktık. sallayıp başı alacaktık maaşı. 1 yıl harcanacaktı bu yolda, metrobus ve dolmuşlarda geçecek olan bir yıl , 5 milyar dershane parası harcanacaktı , baba arabayı satıp bu parayı bulacaktı , anne her namazda dua edecekti , ama olmayınca olmayacaktı , hayat adil olmuyordu fakirlere , zorlama işten hayır gelmeyecekti. fakir ailenin zeki çocuğu , hüsrana uğrayacaktı ve film mutlu sonla bitmeyecekti.
    ···
  6. 7.
    +1
    imam hatip lisesinde girecektim kpss ye. sabah erkenden kalkıp 1.5 saat önceden okulun kapısının önüne oturduk kuzenle. 'nasıl hazır mısın dedi?' ' hazırım tabi lan dedim , 1 yıl çalıştım ben buna' ' ulan yurtdışına gidicem diyordun , kpss ye giriyorsun imam hatip lisesinde , hayatını gibiyim dedi.' ifadesiz bir gülümseme oldu bende , memur olacaktım ben, iş çıkışı 6lı biramı alıp eve gidecektim. güzel geliyordu kulağa. işte o güzel gelen anda oluyor herşey, yıllar kaybediliyor , umutlar umutlar . umut cidden fakirin ekmeği galiba , yoksa niye katlansın ki bu kadar şeye.
    ···
  7. 8.
    0
    yaz mevsimini hemen her fakir sevmiştir , hele ki sobalı bir evde büyüyüp baba son ses maç izliyor diye soğuk odada boğazlı kazak üstüne battaniye altında ders çalıştıysa.ben de çok severdim yaz mevsimini , sınavdan çıkmış , rahatlamış sonuçtan emindim. memurdum artık sonuçta , sonuca gerek bile yoktu. çok güzeldi herşey yine , 1 yıl kpss hazırlığından sonra yine gece 5 te yatıp , öğlen 3 te kalkıyordum. keşke sonuçlar açıklanmasaydı da hep böyle kalsaydım. güzel anlar çabuk geçecekti yine , aaa ne ara geçti ya 2 hafta derken , azap gibi geçecek olan günler başlayacaktı. sonuçlar açıklanmıştı. memur olmam imkansızdı. askerlik gelip çatmıştı , ocakta askerlik yolu görünmüştü. tüm hayaller ve umutlar , bir bilgisayar ekranı karşısında bin olmuştu. ne yapacaktım ben şimdi? askere gidemezdim , gitsem bile iş bulması çok zordu özelde bölümüm gereği. baba mesleği zaten çoktan ölmüştü. fakirseniz , risk almanız gerekiyor. o riski almanın tam da vaktiydi. sonucu hüsran olabilecek bir risk. eğer dipteysen farketmiyor gerçi , bir başka tak çukuru, kokusu değişik sadece.
    ···
  8. 9.
    0
    kafama yerleşmişti türkiyeden gitme fikri ama nasıl olacaktı? ne cepte para var , ne bir dil belgesi var ne de başka bir şey. gerçi ingilizcem iyiydi ama para yoktu amk işte. parasızlıktan evden çıkamazken yurtdışı hayaldi. ' olsun be oğlum,git askere paşa paşa, dönüşte birşeyler bulursun' dedim babam.' 40 yıldır çalışıyordu , yorgundu , belki de ben memur olunca , o da rahat edecekti , bahçede keyif çatacaktı , o da hayal kurmuştu belki. yok yok , o hayal kurmazdı , yeterince hayatı tanımıştı, silleyi yemiş, durumu kabullenmiş , yapması gerek herşeyi yapmış , iyi kötü emekli olmak üzereydi. bana da aynı nasihatı verdi. kendince haklıydı , ama ben burnumun dikine gidecektim, zor yolu seçecektim şansımı zorlayacaktım
    ···
  9. 10.
    0
    babam zaten benim dershane parasını karşılamak için arabayı satmıştı. 5 milyar çöpe gitmişti resmen. elde var sıfırdı. bir yıl daha kpss ye çalışamazdım , askere gitmek istemiyordum , özel sektörde beni kimse almazdı. yurtdışına gitmek cazip geliyordu , herşeyden kurtulucaktım gibiydi sanki gidersem. para yoktu tabi ki , para olsa zaten türkiyeden gitmek aklımın ucundan bile geçmezdi. bir gün taksim meydanında kuzenle yürürken, bizim kasabadan bir abiye denk geldim. eğitim danışmanıymış yurtdışına öğrenci gönderiyormuş. ' abi bende gitmek istiyorum ama işte para sıkıntı ' demiştim. ' ya çekersin 15 bin kredi gidersin , sonra ödersin babana her ay' ' bilmiyorum abi adama zaten yeterince masraf çıkardım ' ' o zaman askere git gel , burda zorlarsın' . burda zorlamak yerine şansımı zorlamaya karar verdim. yüzsüzlük yapıp durumu babama anlattım
    ···
  10. 11.
    0
    sen anlattın rahatladında ben bunu okursam rahatlayamam aq
    ···
  11. 12.
    0
    akşam yemeğinden sonra çay ocağa konmuş , bimden alınmış envayi çeşit kuruyemiş bisküvi ne varsa yenmeye hazırdı. ben ise laptopa kafayı gömmüş , ulan ben nasıl ikna edicem babamı diye düşünüyordum. neyse survivor başladı , babam gönüllüleri desteklerdi , turabiyi çok severdi. çalılıkların arkasında doğru anı bekleyen aslan gibi , laptopun arkasında babamın neşeli olduğu anı bekliyordum. ve o an gelmişti , turabi oyunu kazanmış ve okunu yaydan çıkarmıştı. babamın yüzündeki gülümsemeyi görünce anında lafa girdim. ' baba ben geçen gün yakup abiyi gördüm taksimde' ' hee , bizim yakupu mu diyon kazım'ın oğlu? ' 'evet baba yurtdışına öğrenci gönderiyomuş' 'iyi iyi bak kurtarmış kendini çocuk helal olsun' ' aynen baba , ingiltere master yapmış ama o ' ' yapar oğlum o , para var onlarda' ' ya aslında o kadar pahalı değilmiş baba gitmesi ' 'yok yok pahalı geçen gazetede okudum' ' 15 bin baba , working holiday diye bi program. hem full time çalışma izni var' 'ya vardır onda bi nane, yoksa ucuz olmazdı' ' yok baba ya araştırdım herşeyini, aslında gidicen deli para yapıyorsun yurtdışında' ' yok ya adam olan burda da parayı bulur ' ' ben gitsem mesela ,ngilizcem de var.bir denesem diyorum şansımı. vize çıkmazsa zaten istesem de gidemem' ' ya olm o nerden çıktı şimdi? hani askere gidiyordun? ' ' baba sadece başvuru yapcam , bankada 15 bin göstermek gerekiyor' ' nerden bulcaz olm o kadar parayı . neyse dur turabi kaybetti bak'
    ···
  12. 13.
    0
    neyse beyler sonra devam edicem , karnım acıktı. eve gidip yarım ekmeğe fıstık ezmesi sürücem. yarın ne olur bilmiyorum
    ···
  13. 14.
    0
    rez amk devam et
    ···
  14. 15.
    0
    babam haklı olarak 15 bin tl çıkarıp veremezdi. zaten 5 bin içerideydi adam yok yere. kaderime razı olup askere gitmek yerine , iyice işleri zora sokacaktım. gözümü karartıp bir şekilde o parayı bulmam gerekiyordu. zamanında almanyaya göçüp kendini kurtaran , şu an maltepede iki tane apartmanı ve çanakkalede yazlığı olan amcam bana yardım edebilirdi belki de. ' alo amca nasılsın?' 'iyiyim sağol sen' ' iyi amca sağol. yurtdışında çalışma fırsatım var , bankada 15 bin tl göstermem lazım , yardımcı olabilir misin' ' ya çok zamansız aradın , bende yazlığa para harcadım bende de yok ' ' olsun amca , sağolasın yine de '. sülaledeki tek varlıklı insan olan amcamdan da hayır gelmemişti. bana o parayı verecek tek kişi babamdı. onu bir şekilde ikna etmeliydim. bir sabah erkenden kalkıp dükkana gittim , babama yardım etmeye başladım. 'hayırdır , benim mesleği mi yapacaksın?' 'boş durmaktansa gelip yanına yardım edeyim dedim' 'hadi bakalım' . bütün gün beraber çalıştık ve akşam eve giderken , 15 bin çokmuş , 5 bin falan olsa neyse dedi. baba senin emekli maaşın var , banka sana 15 bin de verir dedim. bir şey demedi.
    ···
  15. 16.
    0
    artık öğlen 3 te kalkamazdım. o rahat günler geride kalmıştı ,planlar suya düşmüş , askerlik kapıya dayanmış sadece 5 ayım kalmıştı. askere gitmek en tırstığım şeydi şu hayatta. sonra da kaplumbağalar.ne zaman bir kaplumbağa görsem , kalbim duracak gibi olur , hemen oradan uzaklaşırım. millet hayaletten cinden korkar , bende ufacık yavaş bir hayvandan. yine saati sabah 7 ye kurup yattım. sabah yine erkenden babamla işe gittim , yan dükkan esnaflarıyla da muhabbet ediyordum artık. ' vay kardeş ya sen baya okumuştun bir baltaya sap olamadın mı?' ' abi sınavlara girdim olmadı, kısmet ' ' olsun be kardeşim , baba mesleğin var kapı gibi , git gel askere tamam' ' bakalım abi bende öyle düşünüyorum'. babamı ikna etmem lazımdı.15 bin i çekecekti bankadan , inanmaya başlamıştım ama söylemek de züt istiyordu tabi. diğer taraftan annemin bu konuya ne diyeceğini hiç düşünmedim bile. önce para tabi , gerisi hallolurdu , para lazımdı, para. para yoksa hayal de yok
    ···
  16. 17.
    0
    Rez yarın okucam
    ···
  17. 18.
    0
    yine bir survivor akşamıydı. çaylar konulmuş , kuruyemişler hazırdı. ben ise kulaklıkları takmış, yeni zelanda resimlerine bakıp hayal kuruyordum. meslek gruplarının aldığı maaşlara bakıp , vay amk ne para kazanıyor adamlar , bir gitsem tamam yırttım diyordum kendi kendime. 15 bin olsa gidebilecek miydim o da meçhul tabi , ya vize çıkmazsa. bu düşünceler içindeyken bir anda kulaklığı çıkartıp , ' baba yarın bankaya gidip konuşalım bana son bir fırsat verin, ben 15 bini orda kazanıp size her ay öderim ' dedim. annem ' nereye gidiyorsun oğlum, bizi mi istemiyorsun artık ' dedi. yapacak birşey yoktu artık konu açılmıştı. gitmem lazım anne , burda şartlar malum, işsizlik almış başını gitmiş. böyle bir fırsat var , 15 bin çekelim zaten sadece bankada duracak, vize çıkmazsa geri iade ederiz. ' babam hafif gözlerini kıstı ve çayından bir yudum aldı. belki yeniden benim üzerimden güzel bir emeklilik hayali kurmuştu. belki de daha lüks bir hayaldi bu kez. ' tamam ama vize çıkmazsa , askere gidicen' 'tamam.'
    ···
  18. 19.
    0
    pesimist ve fakirsen , mutlu anın nerdeyse yok gibi birşey. para mevzusu belli ki hallolmuştu , günlerdir düşündüğüm problem çözülmüş gibiydi. artık tek sorun vizeydi. evet yine sorun, bir başka sorun. para konusunu çözdüğüme sevinemeden üzerine kafa yoracağım bir diğer sorun. ya vize çıkacaktı ya askere gidilecekti. batıda yaşadığım içinde büyük ihtimal güneydoğuya çıkacaktı askerlik. tunceli mi yoksa auckland mı ? artık geleceğim , bir vize görevlisinin vuracağı damgaya bağlıydı. bu düşüncelerle sabaha karşı uyumaya çalışırken bir ara gözümü açıp şarkı söyleyen cırcır böcekleri eşliğinde gökyüzünü seyrettim. ne kadar rahattı lan bu yıldızlar , iş güç yok , bütün galaksiyi otur izle. biz insanız ya , ihtiyacımız çoktu bizim, yeme içme sevişme mülk edinme gibi dertlerimiz vardı. sıçıyorduk falan baya enteresan varlıklarız. züt deliği diye birşey var. defolu mal gibiyiz hepimiz. sonra insan mükemmel yaratık. he he çok mükemmel.
    ···
  19. 20.
    0
    bir cuma sabahı babamla birlikte bankaya gittik. parayı çekecekti karar verilmişti.' tamam amca,15 bin veririz sana , maaşından kesilecek her ay' ' tamam yeğenim, bizim oğlanı yurtdışına göndercez , orda çok para veriyolarmış ' ' hayırlısı , inşallah faydasını görür'. hiçbirşey demeden oturuyordum. banka görevlisi , kısa boylu hafif kilolu , ön dişlerinin arası istanbul boğazını aratmayan 30 yaşlarında bir adamdı. halinden memnun değildi ve büyük ihtimal beni kıskanmıştı. ' oralarda karıya kıza bulaşma ha ' dedi bir anda. ne ara bu kadar samimi olmuştuk anlamadım. kasaba tabi küçük yer , banka görevlisi de dahil herkes 'çok' samimi. ' yok abi ya , ben çalışmaya gidiyorum'. ' iyi iyi allah yardımcın olsun' . istediği cevabı almıştı , artık içi rahattı ve bir başka müşteriye %15 faizle kredi verebilirdi. ' tamam amca yarın gelin alın parayı, hayırlısı olsun. '
    ···