-
1.
+34 -28Avrupa'dan doktor getirildiğinde iş işten geçmiş olacaktı, Mustafa Kemal, yaşdıbının son günlerine giriyordu...
31 Temmuz 1938 / "Sonuç, ciddi ve vahimdir."
1 Temmuz günü önce Dr. Eppinger istanbul'a geldi ve diğer meslektaşını beklemeden hemen Atatürk'ü muayene etti. ilk tepkisi, kötü bir Fransızca'yla "Un cas triste (Güç bir vaka)"demek oldu. Almanya'dan davet edilen Prof. Bergmann, Avusturyalı meslektaşından bir gün sonra geldi ve o da, hastayı muayeneyle işe koyuldu. Sonunda Türk ve yabancı hekimler bir arada toplanıp, son bir rapor yazmaya koyuldular. Adeta her kafadan bir ses çıkıyordu. Doktorlar o günkü raporda "Atatürk'te bir siroz vardır" ifadesini ilk kez bu netlikte yazdılar. Raporun sonundaki ifade ise aynen şöyleydi:"Sonuç, ciddi ve vahimdir." O gece Atatürk'ün Yaveri Salih Bozok, bir mektupla, bu sırrı, Ankara'ya ismet Paşa'ya duyurdu: "Aziz ve Muhterem Büyüğüm inönü, Ben bu mektubu sonuna kadar yazmaya, siz de okumaya bilmem muvaffak olabilecek miyiz? Parmaklarım kırık, gözlerim kör olsaydı da ben size böyle acı bir mektup yazmaya muktedir olmasaydım. Fakat vatan aşkı, millet ve memleket sevgisi ile işittiklerimi, gördüklerimi acı ve feci de olsa size bildirmeyi bir vazife, bir borç bildim ve bu mektubu yazmak mecburiyetini hissettim. Sevgili Paşam, Büyük kurtarıcımız Atatürk'ümüz dün, ecnebi profesörlerin de bulunduğu bir sıhhî heyet tarafından muayene edildi. Konsültasyon neticesinde icap edenler yapıldı. Fakat bu konsültasyonda bulunan bazı doktor arkadaşlar tarafından bana mahrem olarak söylenenlere ve benim de görüp anladığıma göre Atatürk'ümüzün bugünkü sıhhî vaziyeti korkulacak kadar vahimdir. Kalbim parçalanarak size bu elim haberi vermek mecburiyetinde kaldığım için ayrıca acı duymaktayım. Artık buna göre ne yapmak ve nasıl bir tedbir almak lazımdır, bilemem. Ankara'da bulunduğunuz için buradaki vaziyetten sizi, memleket ve milletimin büyüğü, kıymetli inönü'müzü haberdar etmekle vicdanî vazifemi yapmak istedim. Gözyaşlarımla ve derin saygılarımla ellerinizden öperim" iSTEGE GÖRE DEVAM EDERiM REZ ALIN
-
2.
+16 -83Ataturk var cugu
Edit: Kariya 1938 posta attim -
-
1.
0gibtir amk yobazı
-
2.
-1Sensin lan yobaz pekekent
-
3.
0Anana küfür mü edelim sıktır git
-
4.
0YOBAZ!!!
-
5.
0Ananci yobaz gibtir git hadi yol verdim
-
6.
0Senden gelecek yol Allahtan gelsin huur evladi
-
7.
0Sen dedin diye gitcekmiyiz pic
-
8.
0Önüne otobanlar serdim gibtir git yoksa ben seni gibtirip göndercem
-
9.
0Önüne otobanlar serdim gibtir git yoksa ben seni gibtirip göndercem
-
10.
0Senin ananı boğaz köprüsünde ikinci abdulhamitin saz korosu eşliğinde giberim dıbına kerpeten soktuğum cahil kürdü
-
11.
01881 kere gib bence 1938 de boşalırsın.
-
12.
0amk hem oybirinci hem yobaz hava atıyor modlar çaylağı yapıştırın
-
13.
-1Emre ve troll boy adam olun gibmeyeyim belanizi amk avrupa özentisi pekekentleri sizi
-
14.
0Ya terk et sozlugu amin oglu
-
15.
0Seninmi lan sözlük dalyarak
-
16.
0Seni o köprünün ortasında bi giberim hem avrupa hem asya ayakta alkışlar bırak avrupa asyayı şeytan bile maşşşşallah çeker huur yobaz
-
17.
0Poyraz rövanşmı alacan dalyannan simdi sus ve benim malafati yalamaya devam et nasil olsa tecrübelisin yannan yalamada hadi simdi gibtir git yol verdim.
-
18.
0marjinal bey, senin o lavabodan zütünü silmeden çıkıp da meydanlarda temizlik imandandır diyen kara çarşaflı ninja kaplumbağa annenin zütüne pizzamı sokayım *
-
19.
0Ahah ulen amk cahili annem kapali bile degil oc ama senin annen gibi mini etekli dolasipta kendini ulu meydan göstermiyor pekekent
diğerleri 17 -
1.
-
3.
0Gözlerimi dinlendirmem lazım
-
4.
+6Fotoyla bağlantıyı anlamadım ama neyse
-
5.
+1Onediooo
-
6.
0Duygulandım lan
-
7.
0Fotoyla ne alakasi var ibine
-
8.
0Fotoğraf ne alaka lan
-
9.
+73 Ağustos 1938 / ''Atatürk'ü gördüğün zaman, benim tarafımdan ellerini, yüzünü hasretle öper misin?''
ismet Pasa, mektubu okuduktan sonra şu cevabı yazdı: "Kardeşim Salih, Mektubunuzu büyük teessürle okudum. Dayanılmaz bir surette yüreğim bir daha sızladı. Acılı duygularımı nasıl ifade edeceğimi bilemiyorum. Vefalı, vatanperver kalbinizin elemlerini anlıyorum. Elimden geldiği kadar vaziyeti takip ettim. Hastalığın ciddi olduğu görülüyor. Ben, kuvvetli ümidimi muhafaza ediyorum. Hastalığın tevakkuf haline geçmesi ve vücudun kuvvetlenmesi ihtimali daima vardır. Son alınan sıhhî tedbirlerin de canımızdan sevgili hastamızın afiyeti için yeni bir ümit şulesi olduğuna inanıyorum. Kardeşim Bozok, Sevgili Atatürk'ü gördükçe, onun ümidinin sarsılmamasına ve mümkün olduğu kadar neşeli kalmasına çalışmalıyız. Yine en büyük sıhhî iyilik, onun maddî ve manevî kuvvetinden gelecektir. Beni haberdar etmek lütfunuza çok minnettarım Bozok. Teessürlü, ümitli olarak ve candan dua ederek takip ediyorum. Bergmann (Alman doktor) tecrübeli, şöhretli bir doktorimiş. Bu hastalığın seyrinde birdenbire iyilik, tevakkuf devresi husule geldiği vakimiş. Bu ihtimaller, çok ümit bağladığımız ışıklardır. Atatürk'ü gördüğün zaman, yormayarak, benim tarafımdan ellerini, yüzünü hasretle öper misin? Mektuplarını daima beklerim. Gözlerim yaşlı olarak, muhabbetle gözlerinden tekrar tekrar öperim sevgili kardeşim." Salih Bozok neden durumu acilen inönü'ye haber vermişti? "Ne tedbir alınır, bilemem"derken muhtemel bir iktidar boşluğunu mu kastediyordu? Bu soruları yanıtlayabilmek için o günlerde Atatürk'ün Ankara ve istanbul'daki arkadaşları arasında alttan alta süren bir iktidar mücadelesinin filizlendiğini kabul etmek gerekir. -
10.
0Boşluk birakarak filan yaz böyle çok karışık amk. Neyse rez hadi.
inönü ve dis devletlerin birlikte yaptığı söylenir yani inönünün de mason olduğu filan bazı atatürk notlarinda yazar
(bkz: a k o a ÇÜKÜ REKORU) -
-
1.
0Panpa dıbınıza koyucam spoiler vermeyin verecekseniz yazmıyım dıbını koyim
-
-
1.
+1Yarram spoiler olduğunu nerden bileyim ayrica kendini sansürleme ilkokullu olman anlasiliyo
-
1.
-
1.
-
11.
+2ARKADAŞLAR OKUYANLAR DEVAMINI iSTEYENLER KENDiNi BELLi ETSiN. iSTEĞE GÖRE YAZICAM
-
-
1.
0Panpa ismet atatürkün canazesine neden gitmedi atatürkün ölümünde bu yabancı doktorların payı varmış ve bunlar masonmuş gerçi o dönemki milletvekillerinin içindede varmış...
-
2.
0aynen öyle panpa atatürk zaten ölümüne sebep olarak yabancı doktorlara emanet edilmesini göstermiş
-
1.
-
12.
0Fotograf ne lan
-
13.
0Devam ett
-
14.
+4Ağustos ayı boyunca Atatürk'ün hastalığı ilerlemesini sürdüşmüş, eylül ayı başında ise karnındaki suyun şırıngayla alınması artık zorunlu hale gelmişti. Biriken suyun miktarı 10-12 litreyi bulmuştu. Bu yüzden Atatürk'ün nefesi daralıyor, sıkıntısı dayanılmaz bir hal alıyordu. Doktorları, Fissenger'nin üçüncü kez çağrılmasını ve onun huzurunda şırıngayla karından su alınmasını kararlaştırdılar.
Karındaki suyun çıkarılması için yataktaki konumunu biraz değiştirmek, vücudu sola döndürmek gerekecekti. Bu sayede alınacak su, karnın en altında toplanacak ve dışarı alınması kolaylaşmış olacaktı. Sonra da karın duvarı özel bir iğneyle delinecek ve içerideki su şırıngayla çıkarılacaktı.
Operasyonu yapacak olan Mim Kemal Öke, "Atam, siz müsterih olunuz. Bu, daha önceki ameliyatlarınızdan da basittir" dedi.
Atatürk düşündü ve uzun zamandır yapmayı düşündüğü bir iş için vaktin geldiğine hükmetti. Genel Sekreteri Hasan Rıza Soyak'ı çağırttı. "Bu yolda konuşmak, benim için de, senin için de ağır bir şey, ama başka çaremiz yoktur. Konuşmaya mecburuz çocuk... Hani seninle ara sıra bir işimizden bahsederdik; hatta bunun için bir de hususî kanun çıkarılmıştı. Su vasiyetname meselesi... Bugün yarın o işi bitirmeliyiz. Ne olur ne olmaz. ihtiyatlı olalım. Mal olarak nemiz varsa derhal bir listesini yap, bana getir." -
15.
0Resim ne alaka dıbınakodumun malı
-
16.
0Rezocan
-
17.
0BOŞALDIM
-
18.
0Okunmalı
-
19.
0devam please
-
20.
+1Hasan Rıza sarsıldı. Ama bu, Atatürk'ün emriydi. Bürosuna inip, kayıtları dökmeye başladı. Ata'nın tüm malvarlığının bir listesini yaptı.
iş bankası'nda 1,5 milyon liraya yakın parası, hisse senetleri ve gayrimenkulleri vardı. Listeyi yanına alıp yeniden yukarı çıktı.
"Atatürk listeyi aldı, tetkik etti. 'Bunları ikiye ayıracağız' dedi, 'Bir kısmı hayatta bulunduğumuz müddetçe üzerimizde kalması lazım gelenlerdir: para, hisse senetleri, Çankaya'da köşkle eşyaları gibi...
Yapacağımız vegibaya işte bunları koyacağız; diğerlerini, yani Çankaya'dan başka yerdeki evleri ve emlaki, Ankara'ya avdet eder etmez, mahallî belediyelerine veya diğer kurumlara verir, muamelesini de yaptırırız'."
Atatürk, sahip olduğu bütün para ve hisse senetleri ile Çankaya'daki menkul ve gayrimenkullerini Cumhuriyet Halk Partisi'ne devretme kararındaydı. Ama bazı şartları vardı.
Atatürk bu genel çerçeveyi çizdikten sonra ayrıntılara geçti. Soyak da bu ayrıntılara göre bir hukukçunun yardımıyla bir taslak metin hazırladı.