Zil çalana kadar orada öylece sohbet ettik, birbirimizi tanımamız için fırsat olmuştu. Ah keşke her şey öyle devam etseydi.

Zilin çalmasıyla ilk dağılan karşı sınıf oldu.

Ben bin gibi sırıtarak,
-Şu sınıfı kes bizimkinde iş yok belki burdan çıkar.

Dememle gözümün önünde bir tavşan yavrusu belirdi...

Tavşan yavrusu derken abartmıyorum binler, minyon kızlara her zaman zaafım vardı ve bana gözün kapalı istediğin kızı çiz deseler birebir aynısını çizerdim.

Gülümseyerek çıkmıştı sınıfından, saçı, güneşin akşam vakitlerinde görülen parlaklığındaydı. Gözleri simsiyah, kendi yağına bulanmış bir zeytin gibi hafif parlıyordu. Ten rengi gök yüzündeki ay dan daha parlaktı. Ya o yanağındaki kirazın tam olgunlaşmamış halindeki hafif kırmızılık? Dalından koparıp o kirazı yemek istiyordum ama o kiraz henüz olgunlaşmamıştı, dokunmak istiyordum ama bahçenin etrafını sarmış demir teller izin vermiyordu. Boyu omzuma anca gelirdi. Kulağına fısıldayarak şarkılar söylemem çok daha kolay olurdu.

Kızın adı Öykü'ydü. Kalorifere geçip arkadaşıyla sohbet etmeye başladı. Ben çaktırmadan çaktırmadan bakmaya çalışıyorum ki, sanırım Emre durumu farketti.

+yavaş ol daha ilk günden kızın içine düşücen oğlum.
-ne alaka lan tatlı kız ama öyle bir şey yok.

Daha ilk günden Emreye güvenip sırlarımı veremezdim. Bir şekilde konuyu geçiştirdim.

Devam et. Yazmayı bırakma.

Ben şaşkınlık içerisinde kaderime sövedururken öykü 2 sıra önümüzde oturan kızın yanına oturdu.

Emreyle biz normale döndük ve sohbet ediyoruz. Önümüzde oturan kızların saçını çekmek artık adetimiz haline gelmişti bile özetle dört dörtlük liseliydik.

Biz bunlarla uğraşadururken sınıfın hocasıda geldi ve sınıfımıza yeni gelen civciv yavrusunu kaldırıp kendini tanıtmasını istedi.

Ben birden hocaa diye ayağa kalktım ve,

+Benim hatunu ayağa kaldırıp yoracak ve zütünü mü sergileteceksin ananı giberim

Demedim tabii ama diyebilirdim.

Kızın sesini ilk defa duyacaktım ve mahmut abi gibi kalın sesi yoktur inşallah diye dua ediyorum.

-bilmem ne okulundan geldim

Demesiyle benim olduğum sıradan beyaz bir sıvı fırlayıp kızın saçına yapıştı desemde inanmayın tabii çünkü öyle bir şey olmadı.

Sesi çizgifilm karakterlerinin sesinden farksızdı. Ve bu benim hayranlık seviyemi bir tık daha arttırdı, Allah'ım ağza bakar mısın? Bunu ekmek arasına atıcan üstüne bal döküp yiycen dıbına koyim öyle bişey.

Hızlı pnp

1 hafta böyle sıradan geçti ben kıza baktım, kız beni görmedi bile. Çünkü bakıyorum derken anahtar deliğinden çaktırmadan kesiyorum. Emre bir şeyin farkına varmadı.

Dersin ortasında gene gırgır yapıyoruz bizim supermarionun akrabası olan müdür yardımcısı hüseyin hoca kapıda belirdi.

Kader dıbına koyim, böyle bir şey yok. Hani türk filmine senaryo olarak koy oynasın amk.

Hocam kusura bakmayın bölüyorum, yan sınıfta olan bir öğrencimiz sizin sınıfınıza geçiş yapacak, tenefüsten sonra bi görüşelim.

Hooooydaaa ananı gibeyim bu ne şimdi? Evet binler tahmin ettiğiniz şey mi yada benim kafamda dönen şey mi diyelim. Öyleyse harbiden ismail abiden bas gaza amk.

Kader bana gene cilvesini mi gösterecekti? Şimdi reklamlar.

https://youtu.be/LErfY4CE2Mc

Knk guzel gidiyo okuyoruz yarim birakma lutfen iyi geceler rezzzzz

Bekliyoruz hacı.
He bu arada anlatımın betimlemelerin çok güzel *

rezzzzzzzervasyon

Rezerve

ağladım devam et

Yaz gardaşım yaz okumayanin en sevdiği olsun bekliyorum

Neyseki dersi bir şekilde atlatmıştık. Bütün liseli binler kuul olma çabasında kendini tanıtmıştı. Tenefüs zamanında yanımdaki elemanla kantine indik. Adı Emre olsun.

Emre ortalamanın üstünde yakışıklı bir binti, daha lise 1 de boyu 1.80 vardı. Kumral geniş omuzlu ve yapılıydı. Sınıfın sevilen binleri arasına gireceği belliydi. Bendeki lanet ise her zaman şaşırmadan işleyecekti ve işledide. Okulun popüler çocuğu olacak eleman her zaman ilk benimle arkadaş olurdu. Bu hiç şaşmadan tüm hayatım boyunca devam etti. Üniversitede'de aynısını yaşadım.

Lanet kısmının ne olduğunu ilerde anlayacaksınız binler.

Neyse kantine indik ben çikolatalı sütümü aldım yanına kaşarlı tost çektim takılıyorum, evet midesiz bi insanımdır. Buda gazoz aldı ak kekosu sabahın köründe. ilkokuldaki gibi millet kantinde kızlara dayamıyordu ve bu büyük bir gelişme, vay amk dedim kendi kendime.

Biz havdan sudan sohbet ede duralım, saate hiç bakmadık. dıbına kodumun okulununda zili çalmadı ağzımız havada takılıyoruz.

Neyseki aklıma saate bakmak geldi baktım zil çalalı 5 dakika geçmiş. Dedim yürü Emre ilk günden hocaya kendimizi gibtiricez. Yukarı çıkıp kapıyı çaldık, içeri girecektik ki... Bu dıbına kodumun hoca diye nitelendirdiğimiz karısı, anasını aşağı mahallenin manavcısı kovalarmışcasına yüksek bir ses tonuyla

+Çıkın dışarı daha ilk dersten geç kalıyosunuz almıyorum sizi sınıfa! dedi.

Ben noluyok dıbına koyim edasıyla cevapladım,

-Hocam zil çalmadı bizim bir şeyden haberim...

+Sesini kes git derdini müdür yardımcısına anlat.

dıbına koduğumun karısı dur sen dedim uğraşıcaz seninle anlaşıldı.

Kapıyı kapattık ve koridordaki banklardan birine oturduk takılıyoruz halimize gülüp bi yandan karıya sövüyoruz.

-Birader bunlar bizim gözümüzü korkutmak için böyle bişey yapıyolar. Yoksa ilk günden olacak şey değil.

Dedim.

Hafif gülümseyerek cevapladı,

+Üst sınıflar ne binlik yaptıysa artık, bizi hizaya getirmek için bu yönteme başvuruyolar.

Sürükleyici bir hikayeye benziyor.
Anlat kardeşim dinliyorum.

Okuyucu sayısı az ama bu kadarı yeterli ben devam ediyorum.

Rezullah

rez anacımmm

Rezerve

Niye yazmadın aq

Devam panpa

Rezervasyon