beyler anlatıyorum adam gibi dinleyen gellsin

reserved

neyse derneğe geldik içeri de 3-4 kişi oturuyo selam verip az ileri oturduk,bu gidip iki çay aldı geldi.15-20 dakika şimdi nereye gidecez yapacaz onu konuştuk,bu iki çay daha aliym deyip kalktı.ben ev de takıldığım yetmiyormuş burda da cepten sözlüğe girmiş sap sap oturuyorum derken yanıma biri yanaştı.
-bakarmısın, süleyman abi geldi mi ?
+ben yeni geldim tanımıyorum
-neyse sağol görüşürüz
o görüşürüz sözcüğü kafamın içinde kilise çanı gibi 3 dk falan ard arda devam etti,ta ki taner gelene kadar.
taner - 10 dk ya çıkalım akşam olmadan bulalım bitsin bu sıkıntı amk
-susuyorum
taner-kokoşlar gibi vitrin geziyoruz amk, hacı senin günü de gibtik ama kusura bakma
-susup çayı karıştırıyorum
taner- olm bişey mi oldu niye susuyon,,,,,,,,,,,,, kanka ?

-yok la ne olacak uykusuzum biraz ( halbuki daha ne olacak)
çaylar bitti toparlanıp kalktık, merdivenlerde uzun sakallı bi abi selamlayıp halhatır sordu ( süleyman abi) .taner bizim ekipten bahsediyomuş arada
-sık sık gel kalabalık olmuyor zaten dedi ( nediyon abi gelmezmiyim)
gideceğimiz dükkanlardan biri 200 m ilerde başladık yürümeye, arada duyuyorum taner bi şeyler anlatıyo ama ne anlatıyo. birden kolumdan tutup durdurdu
taner-olm sen de bi hal var yoksa gibtin yıl böyle durmazsın
-lan uykusuzum amk ne abartıyon
taner-olm seni de peşime taktım diye yapmıyon de mi ?
-la olm bi saçma sapan konuşmada yürü amk çocukmuyuz amk
neyse girdik dükkana bu başladı arayışına ben de kös kös duruyorum,bi kol saati alıp geldi
taner- tamam hacı, şuna bi not yaziym paketlettirip gidelim
-tamam
bu bi yazıyo atıyo iki yazıyo atıyo,20 dk falan da o sürdü amk, zaten kafam olmuş fadimenin düğünü içerde halay çekiyolar bi de gibin gibi dikiliyorum (mağza kültürüm yoktur hatta nefret ederim, önce netten bakar beğenir sonra mağzaya gider hemen alıp çıkarım bekleyemem içerde)

reserved

çıktık eve gidiyoruz ama ne yolda ne otobüste sesim çıkmıyo, herif benim halimi görünce aldığı hediyeyi de unuttu o da susuyo. canımı sıktığımdan değil sadece düşünüyorum, eğer çaresiz kalırsam üzülürüm yoksa çözüm bulana kadar düşünürüm. aklımda şu sorular var :
-derneğe tekrar ne zaman giderim?
-o orda olur mu?
-olsada ne diyecek nasıl başlayacaksın tanımazsın etmezsin?
-taner'e sorsam mı lan?
-ulan 2 gün sonra 14 şubat yoksa?
bunları düşünürken durağa geldik, indik yavaş yavaş eve çıktık ikimizde de çıt yok yine.ben yüzümü yıkadım salona geçtim taner çay koymuş ! dedim bu ciddi bir şey sanacak anlattım olayı.
taner- hay bre yrraam bumuydu sabahtan beri, aklıma neler geldi amk.
-ne yapiym lan ayak üstü nerde anlatsaydım
taner-hacı hallederiz
-olm 2 gün sonra 14 şubat ?
taner -sevgililer günü işte
-öküzmüsün olm anlamadın mı ?
taner-haa yok lan sevgilisi yok onun kıvranmana gerek yok
ulan babam arayıp -mal varlığımı üstüne yaptım dese bu kadar sevinmezdim, hani devamsızlık hakkı biten liseli atılma korkusuyla tutuşurken 1 gün daha hakkı kaldığını öğrenir ya öyle sevindim amk.

teserved

14 şubat geldi çattı bizim elemanın arkaü den kelebekler çıkıyo tabi 2 gibi çıktı evden,ben de aldım kahvemi sigaramı geçtim balkona sokaktan el ele geçenleri izliyorum.lan dedim ufuklara dalıp sigara içmeyle olmaz bu iş amk, hemen giyinip fırladım sokağa dooğru derneğe. derneğe yaklaştım baktım yanında bi kızla çıktı gidiyo bunlar. başladım takibe, otobüs durağında beklemeye başladılar.o saatlerde hat yoğun olduğu için mecbur dib dibe gidecez bu sefer de kabak gibi açığa çıkacam, bunlar birden sarıldı kız otobüse bindi bu da caddeden devam. takıldım peşine evine kadar izledim, hatta daire numaralarının soy isimlerini bile aldım (sövmeyin amk heyecandan ) tam teşekküllü adresi aldıktan sonra kapşonu çekip biraz mahalleyi turladım, keşif yapan hırsız sanmasınlar diye fazla sürmeden eve döndüm.10 gibi taner geldi.
taner-evden çıkmadın mı la yoksa ?
-ne işim var la sokakta (nasıl diym amk 10 yıl dalga geçer bin)
taner- vay amk bilsem daha erken gelirdim, sıkılmadın demi?
- yok la ne sıkılacam
konuyu kapatmak için ne yaptınız,ne ettiniz falan lafı değiştirdim.laf arasında kızın soyadı ve hakkında ufak tefek şeyler öğrendim, geriye tek şey kalmıştı : yakınlaşmak.

Rezerved

rezerve

17 şubat günü derneğe gitmek için hazırlanıyoruz ama yok böyle hazırlık, sanki kız istemeye gidiyoruz. yolda son tüyolar falan veriliyor, bereket tanerin manita dernekten yani yengem kızın arkadaşı ve yengem beni sever kırmaz. gittik yine 4-5 kişi var içeri de,süleyman abiye baktık memlekete gitmiş. oturduk muhabbet ediyoruz yengem ve bu geldiler,amk nasıl heyecanlıyım anlatamam. neyse tanıştırdılar bizi başladık muhabbete,en yabancı benim aralarında kızlar sürekli soruyor adam akıllı tanımak için, işin kötü yanı sözlük jargonu ağzıma yapıştığı için paso küfür edecek oluyor zor toparlıyorum. konu konuyu açtı kız roman okuyormuş (geldik benim alanıma) başladık roman vs.küçük yaştan itibaren babam sağolsun kitaplarla çok içli dışlı olduğum için tanınan eserlerin çoğunu okumuşumdur. muhabbet bir süre sonra sadece ikimiz arasında geçmeye başladı,biz konuşuyoruz ikisi dinliyor.o an kitap okumanın faydalarına bir kez daha inandım, saat ilerleyince 4 gün sonra dernekte tekrar toplanmak üzere sözleşerek ayrıldık.

Rezerved la iyi gidiyor.

akşam kapandım odaya 1 saat kadar kanepeye bağdaj kurup duvara bakarak plan yaptım :
1-sürek mi ?
2-bek mi ?
hayvanca gelebilir ama bunlar av çeşidi beyler, avcı mantığından hiç çıkamadım amk. artı ve eksiler metodu sürek olarak belirledi. neyse gün geldi dernekte 30 dk kadar kalıp cafeye gittik, muhabbet döndü dolaştı sevgili muhabbetine.
taner- o kadar uğraştım bizimkine bulamadım, evden çıkmıyor adam
yengem-x inde yok bu da aynı kafa (kız için x ibaresini kullanacam)
x - valla ben halimden şikayet etmiyorum.
bana hitaben (gülerek) - sen şikayetçimisin
ben - özel bir çabam yok, şimdiye kadar yokluk çekmedim ( o an kurduğum cümleyi gibeyim)
x (şaşkın)- nasıl yani ?
ben - olmasa da olur mantığı, aramadım
x - anladım ( bunu cümlemin saf anlamıyla anlamış gibi gülmese rezil oldum derdim)
taner- saplar birliği
saçma sapan gülüşmeler oldu, biz yine ufak tefek muhabbetler yaptık yine de.akşam üzeri dağılacaz taner manitasını eve bırakacak ayrılacaklar yanımızdan,ben de bunu eve kadar zütürmek istiyorum ama o an söylemeye cesaret edemedim nedense.o an da anam bacım bacım olsun yengem olacak asil kadın - x sana emanet demez mi ! sevinçle kucaklayasım geldi amk.
x- gerek yok ya zahmet etme
- ne zahmeti ya gidelim hadi

yolda hiç susmadık sanırım, kafa kız sardı muhabbeti. sonunda geldik evin önüne
x-buraya kadar geldin bi de geri yürüyecen şimdi
-bu muhabbete değerdi
x- teşekkür ederim,bir daha ne zaman görüşürüz ?
-ilk fırsatta
x-tamam haberleşiriz,iyi akşamlar
-iyi akşamlar
eve nasıl geldiğimi bilmiyorum beyler,ben ki vicdansız, duygusuz,duyarsız, asosyal mutantın tekiyim amk. huyum değişti amk. elbise askılığı olarak sandalye ve koltuğu kullanan, çekmecesi sigara izmaritiyle dolu, odasının içi kablo yoğunluğundan elektrikçi dükkanına dönen,10 bardak birikene kadar mutfağa zütürmeyen adam düzen ve titizliğin sembolü oldu artık.

Beyler dinliyomusunuz ? Boşa yazmiym...

reserved

Anlat panpa dinliyoruz

aşk sevgi değiştiriyo adamı amk melek gibi oluyosun

2 gün sonra eminönü'nde sahafla pazarlık yaparken telefon geldi. numara yabancı,ben yabancı numaraları -ha diye açıyorum.
x- m haa (ses tanıdık geliyor ama çıkaramadım)&[[bundan sonra beni "m" olarak göreceksiniz, şimdi baştan düzeltemem]]
m- ha,kimsin ?
x- benim x
m- aa pardon tanıyamadım kusura bakma etraf gürültülü biraz
x- önemli değil,ne yapıyosun
m-kitap bakıyorum
x-görüşürüz demiştik ama, senden ses çıkmayınca ben ariym dedim (cidden mallık oldu)
m-görüşelim müsaitmisin ?
x- olur nerde ?
m- nerdeysen söyle ben gelirim
x-tamam o zaman, sarıyer de buluşalım
m-tamam geliyorum
dedim olm bu gün bi ayara getirdin getirdin, yoksa sana herşey müstehak. bekletmiym diye hızlı hızlı giderken karşı yolda gırgır dergisi yazarı -alper ocak "beyefendiyi" görür gibi oldum ama tam emin değilim, normal şartlarda hal ve mekan ayırt etmem gider konuşurum ama bu sefer konu mühim ve kritik safha da.alper abiyi kadıköy sövüşçü de tekrar görme ümidiyle kendimi anlık avutarak yola devam ettim. menzile varınca içim bi hoş oldu lan.o ne biçim beredir,o nasıl atkıdır lan öyle ne tatlı olmuş öyle amk. yanaklarını sıkarak koparmamak için zor tuttum kendimi beyler.

m-merhaba nasılsın ?
x-iyiyim sen ?
m-tahmin bile edemezsin (sırıtarak)
x- güzelmiş, nereye gidiyoruz
m- ben pek bilmiyorum burayı sana bıraksam ?
x-yemek yiyelim mi ?
m-çok iyi olur
neyse beyler oturduk bi yere, yemekler yendi kahve faslına geçtik ki geçmez mi olsaydık. garson iki kahve bir su getirmiş dalgınlıktan ve :
garson- kusura bakmayın suyu unutmuşum hemen getiriyorum
m- gerek yok panpa eyvallah ! (amk derdemez kız yüzüme bakıp dondu kaldı)
x-inci sözlük yazarımısın ?
m-kısmen, yani sayılır,ara ara yani...
x-o muhabbeti yapanlardan birisin yani ?
m- her muhabbet oluyo bizde sırf kötü değil.
x- netten muhabbetlerinizi görüyorum arada sırada hiç bel üstü konuştuğunuza şahit olmadım
m- senin ne yazdığına bağlı, önemli olan sözlüğü ne gözle gördüğün. benim ki çok farklı mesela, anlatiym istersen
x- iyi olur, hiç beklemiyodum cidden
m- matrix gibi düşün
x- nasıl yani?
m- aslen ziyonda yaşıyosun ama fişi taktığın zaman matrix'in içindesin, gerçek dünyada 50 katlı binadan atlayamazsın ama matrix te bunu yapabilirsin.(bu benim sözlük için önceden düşündüğüm bir şeydi orda uydurmadım)
x- bişey anlamadım aç biraz
m-tamamen zihin özgürlüğü, orda konuştuklarımızı burda senisle konuşmuyorum mesela, senin yanında gerçek dünyadayım yani
x-betimlemeye bak yaa * ,peki orda konuşulanlar kişiliğinizi değiştirmiyor mu ?
m- değiştirse anlaşamazdık değil mi ?
x- evet ama ne biliym garip oldum bi an,nıck ın ne ? (bu sorulur mu amk, sanki ekşi de yazıyorumda bakıp bilgi öğrenecek)
m- liseli değilse kimse nıck ini söylemez, sözlüğün raconu böyle.bu konuyu kapatsak ?
2 saat daha oturduk,o ara az bi ayar verdim ama yazmaya eriniyorum amk kusura bakmayın.