1. 1.
    +5
    Şimdi sen kalkıp gidiyorsun. Git
    Gözlerin durur mu onlar da gidiyorlar. Gitsinler.
    Oysa ben senin gözlerinsiz edemem bilirsin
    Oysa Allah bilir bugün iyi uyanmıştık
    Sevgideydi ilk açılışı gözlerimizin sırf onaydı
    Bir kuş konmuş parmaklarıma uzun uzun ötmüştü
    Bir sevişmek gelmiş bir daha gitmemişti
    Yoktu dünlerde evelsi günlerdeki yoksulluğumuz
    Sanki hiç olmamıştı

    Oysa kalbim işte şuracıkta çarpıyordu
    Şurda senin gözlerindeki bakımsız mavi, güzel laflı
    istanbullar
    Şurda da etin çoğalıyordu dokundukça lafların
    dünyaların
    Öyle düzeltici öyle yerine getiriciydi sevmek
    Ki Karaköy köprüsüne yağmur yağarken
    Bıraksalar gökyüzü kendini ikiye bölecekti
    Çünkü iki kişiydik

    Oysa bir bardak su yetiyordu saçlarını ıslatmaya
    Bir dilim ekmeğin bir iki zeytinin başınaydı doymamız
    Seni bir kere öpsem ikinin hatırı kalıyordu
    iki kere öpeyim desem üçün boynu bükük
    Yüzünün bitip vücudunun başladığı yerde
    Memelerin vardı memelerin kahramandı sonra
    Sonrası iyilik güzellik.

    cemal süreya
    ···
  2. 2.
    +4
    senin adını kol saatimin kayışına tırnağımla kazıdım
    malum ya bulunduğum yerde ne sapı sedefli bir çakı var ne de başı bulutlarda bir çınar
    belki avluda bir ağaç bulunur ama gökyüzünü başımın üstünde görmek bana yasak
    burası benden başka kaç insanın evidir
    bilmiyorum
    ben bir başıma onlardan uzağım hep birlikte onlar benden uzak
    bana kendimden başkasıyla konuşmak yasak
    ben de kendi kendimle konuşuyorum
    fakat çok can sıkıcı bulduğumdan sohbetimi şarkı söylüyorum karıcığım

    ccc nazım reyiz ccc

    edt: ezbere yazmıştım amk
    ···
  3. 3.
    +3
    bir adın kalmalı geriye
    bir de o kahreden gurbet
    beni affet
    Kaybetmek için erken, sevmek için çok geç
    ···
  4. 4.
    +3
    Bir tane daha paylaşayım beyler ;

    MONA ROSA
    Mona Rosa. Siyah güller, ak güller.
    Geyve'nin gülleri ve beyaz yatak.
    Kanadı kırık kuş merhamet ister.
    Ah senin yüzünden kana batacak.
    Mona Rosa. Siyah güller, ak güller.

    Ulur aya karşı kirli çakallar,
    Ürkek ürkek bakar tavşanlar dağa.
    Mona Rosa bugün bende bir hal var.
    Yağmur iri iri düşer toprağa,
    Ulur aya karşı kirli çakallar.

    Açma pencereni perdeleri çek,
    Mona Rosa seni görmemeliyim.
    Bir bakışın ölmem için yetecek.
    Anla Mona Rosa ben bir deliyim.
    Açma pencereni perdeleri çek.

    Zeytin ağaçları, söğüt gölgesi,
    Bende çıkar güneş aydınlığına.
    Bir nişan yüzüğü bir kapı sesi.
    Seni hatırlatır her zaman bana.
    Zeytin ağaçları, söğüt gölgesi.

    Zambaklar en ıssız yerlerde açar
    Ve vardır her vahşi çiçekte gurur.
    Bir mumun ardında bekleyen rüzgar,
    Işıksız ruhumu sallar da durur.
    Zambaklar en ıssız yerlerde açar.

    Ellerin, ellerin ve parmakların
    Bir nar çiçeğini eziyor gibi.
    Ellerinden belli olur bir kadın,
    Denizin dibinde geziyor gibi.
    Ellerin, ellerin ve parmakların.

    Zaman ne de çabuk geçiyor Mona.
    Saat onikidir söndü lambalar
    Uyu da turnalar girsin rüyana,
    Bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar.
    Zaman ne de çabuk geçiyor Mona.

    Akşamları gelir incir kuşları,
    Konarlar bahçemin incirlerine.
    Kiminin rengi ak kiminin sarı.
    Ah beni vursalar bir kuş yerine.
    Akşamları gelir incir kuşları.

    Ki ben Mona Rosa bulurum seni
    incir kuşlarının bakışlarında.
    Hayatla doldurur bu boş yelkeni.
    O masum bakışların su kenarında.
    Ki ben Mona Rosa bulurum seni.

    Kırgın kırgın bakma yüzüme Rosa.
    Henüz dinlemedin benden türküler.
    Benim aşkım uymaz öyle her saza.
    En güzel şarkıyı bir kurşun söyler.
    Kırgın kırgın bakma yüzüme Rosa.

    Artık inan bana muhacir kızı,
    Dinle ve kabul et itirafımı.
    Bir soğuk, bir mavi, bir garip sızı
    Alev alev sardı her tarafımı.
    Artık inan bana muhacir kızı.

    Yağmurdan sonra büyürmüş başak,
    Meyvalar sabırla olgunlaşırmış.
    Bir gün gözlerimin ta içine bak
    Anlarsın ölüler niçin yaşarmış.
    Yağmurdan sonra büyürmüş başak.

    Altın bilezikler o kokulu ten
    Cevap versin bu kuş tüyüne.
    Bir tüy ki can verir gülümsesen,
    Bir tüy ki kapalı geceye güne.
    Altın bilezikler o kokulu ten.

    Mona Rosa. Siyah güller, ak güller.
    Geyve'nin gülleri ve beyaz yatak.
    Kanadı kırık kuş merhamet ister,
    Ah senin yüzünden kana batacak.
    Mona Rosa. Siyah güller, ak güller.

    sezai karakoÇ
    Tümünü Göster
    ···
  5. 5.
    +3
    garson masa iyi manzarayı değiştir
    sırası mı mehtabın yıldız yağmurunun
    bu gece yalnızım onlar gelmeyecek
    sapa bir yerindeyim umutsuzluğumun
    hava soğuk olmalı ağaçlar bütün duman
    eğer bulabilirsen ölü bir kar getir
    beyazlığı kalın bir su gibi uzayan
    bu gece yalnızım onlar gelmeyecek
    batan bu köhne şilebde ne işleri var

    çünkü battım kasa boş ne para ne çek
    çünkü bütün telefonlar ısrarla alacaklı
    bu gece yalnızım onlar gelmeyecek
    hani o sarışın kirpikleri saçaklı
    yanağını viski bardağıyla serinleten
    sonra nilay hani kafayı buldu mu ağlar
    cam yeşili yasemin cıgara dumanı nursen
    batan bu köhne şilebde ne işleri var

    garson masa iyi manzarayı değiştir
    büyük şimşek çakmalı gök gürültüsü filan
    şöyle dalları kıran şakırtılı bir yağmur
    köpek havlamaları bulut karanlığından
    zehir bulabilir misin çabucak öldürecek
    artık arsenik mi olur siyanür mü olur
    hangisi olursa olsun hepsi işime yarar
    yoksa bir tabanca bul bir avuç mermi getir
    bu gece yalnızım onlar gelmeyecek
    batan bu köhne şilebde ne işleri var

    attila ilhan
    ···
  6. 6.
    +2
    Dilerim Allahtan huzur bulmasın
    Gönlümüzün sultanısın Deniz Seki

    Birgün adalet yerini bulacak
    Yalan dünya kimseye kalmayacak
    Üzüldüğün günler geride kalacak
    Gönlümüzün sultanısın Deniz Seki

    Üzülme boşuna bunlarda geçer
    Kaderin elinde kalmışsın naçar
    Kalbine vursalar demirden hançer
    Gönlümüzün sultanısın Deniz Seki

    Tvlerde seni görmek istiyoruz
    Döneceğin günleri merakla bekliyoruz
    Dostlarına hasret kaldığını biliyoruz
    Gönlümüzün sultanısın Deniz Seki

    Deniz Sekiye şiir yazan şair 67 yaşında diyarbakır'da yaşıyor. emekli 8 yıldız şiir yazıyor.
    ···
  7. 7.
    +2
    gönlümle baş başa düşündüm demin
    artık bir sihirsiz nefes gibisin
    şimdi ta içinde bomboş kalbimin
    akisleri sönen bir ses gibisin

    maziye karışıp sevda yeminim
    bir anda unuttum seni, eminim
    kalbimde kalbine yok bile kinim
    bence artık sen de herkes gibisin
    ···
  8. 8.
    +2
    Yürü bire ehli deve endamini göreyim,
    Sensiz geçen gecelerin ecdadini gibeyim,
    Mecnun gibi top muyum bir am için öleyim,
    Leylayi da gibeyim Mecnunu da gibeyim.

    Bana yar olmayan karinin izzet-i itibarini gibeyim,
    Yansin karilarin alayi su veren itfaiyenin hortumunu gibeyim,
    Düshmüshüz bir huurnun belasina koymadik diye taa aminin ortasina,
    Kader böyle yazmis ben böyle hatiranin hikayesini gibeyim.

    Kerem daglari deler bir amcik ugruna,
    Asli gitsin de ona buna vurdura,
    Bir kari için deger mi bütün bunlara,
    Her taraf amcik dolu mala iyi vurana...

    Fuzuli am pesine düstün gurbete,
    Am serindir am derindir, sifa verir millete,
    Ye kebabi,iç şarabi,vur karpuz züte,
    Bu gidishle, gibimi gidersin cennete.
    ···
  9. 9.
    +2
    UY HAVAR!
    Yangınlar,
    Kahpe fakları,
    Korku çığları
    Ve irin selleri, aç yırtıcılar,
    Suyu zehir bıçaklar ortasındasın.
    Bir cana, bir başa kalmışsın vay vay!
    Pusatsız, duldasız, üryan
    Bir cana bir de başa
    Seher vakti leylim - leylim
    Cellat nişangahlar aynasındasın.
    Oy sevmişem ben seni...

    Üsküdardan bu yan lo kimin yurdu!
    He canım...
    Çiçekdağı kıtlık, kıran,
    Gül açmaz, çağla dökmez.
    Vurur alnım şakına
    Vurur çakmaktaşı kayalarıyla
    Küfrünü, Medetsiz, Munzur.
    Şahmurat Suyu kan akar
    Ve ben şairim.

    Namus işçisiyim yani
    Yürek işçisi.
    Korkusuz, pazarlıksız, kül elenmemiş,
    Ne salkım bir bakış
    Resmin çekeyim,
    Ne kınsız bir rüzgar
    Mısra dökeyim.
    Oy sevmişem ben seni...

    Ve sen daha demincek,
    Yıllar da geçse demincek,
    Bıçkılanmış dal gibi ayrı düştüğüm,
    Ömrümün sebebi, ustam, sevgilim,
    Yaran derine gitmiş,
    Fitil tutmaz, bilirim.
    Ama hesap dağlarladır,
    Umut, dağlarla.

    Düşün, uzay çağında bir ayağımız,
    Ham çarık, kıl çorapta olsa da biri
    Düşün, olasılık, atom fiziği
    Ve bizi biz eden amansız sevda,
    Atıp bir kıyıya iki zamanı
    Yarının çocukları, gülleri için,
    Koymuş postasını,
    Görmüş restini.
    He canım,
    Sen getir üstünü.

    Uy havar!
    muhafazid, isa aşkına,
    Yattığın ranza aşkına,
    Deeey, dağları un eder Ferhadın gürzü!
    Benim de boş yanım hançer yalımı
    Ve zulamda kan - ter içinde asi,
    He desem, koparacak dizginlerini
    Yediveren gül kardeşi bir arzu
    Oy sevmişem ben seni...


    Ahmed ARiF
    ···
  10. 10.
    +2
    Ben
    senden önce ölmek isterim.
    Gidenin arkasından gelen
    gideni bulacak mı zannediyorsun?
    Ben zannetmiyorum bunu.
    iyisi mi, beni yaktırırsın,
    odanda ocağın üstüne korsun
    içinde bir kavanozun.
    Kavanoz camdan olsun,
    şeffaf, beyaz camdan olsun
    ki içinde beni görebilesin...
    Fedakârlığımı anlıyorsun :
    vazgeçtim toprak olmaktan,
    vazgeçtim çiçek olmaktan
    senin yanında kalabilmek için.
    Ve toz oluyorum
    yaşıyorum yanında senin.
    Sonra, sen de ölünce
    kavanozuma gelirsin.
    Ve orda beraber yaşarız
    külümün içinde külün,
    ta ki bir savruk gelin
    yahut vefasız bir torun
    bizi ordan atana kadar...
    Ama biz
    o zamana kadar
    o kadar
    karışacağız
    ki birbirimize,
    atıldığımız çöplükte bile zerrelerimiz
    yan yana düşecek.
    Toprağa beraber dalacağız.
    Ve bir gün yabani bir çiçek
    bu toprak parçasından nemlenip filizlenirse
    sapında muhakkak
    iki çiçek açacak :
    biri sen
    biri de ben.
    Ben
    daha ölümü düşünmüyorum.
    Ben daha bir çocuk doğuracağım.
    Hayat taşıyor içimden.
    Kaynıyor kanım.
    Yaşayacağım, ama çok, pek çok,
    ama sen de beraber.
    Ama ölüm de korkutmuyor beni.
    Yalnız pek sevimsiz buluyorum
    bizim cenaze şeklini.
    Ben ölünceye kadar da
    bu düzelir herhalde.
    Hapisten çıkmak ihtimalin var mı bu günlerde?
    içimden bir şey :
    belki diyor.


    18 Şubat 1945
    Piraye Nâzım Hikmet
    ···
  11. 11.
    +1
    şiir değil ama bunu da çok severim. kaynağı da çok ilginçtir yani...

    Güneş açmış, gökyüzü pırıl pırıl, bahar geldi diyenlerle yolum ayrıldı benim! Karanlık çöktü gözlerimin perdesine. Sağım solum sızlıyor, kan ağlıyor kanımın her damlası, ben ağlıyorum kendime. Gözlerimden düşüyorum, havayı karanlık görüyorum. Kemanlar taksim geçiyor nefesimle ve defalarca ölüyorum her soluk alıp verişte. Sevmek ne güzel, ne güzel kalbin fonda doğaç atması diyenlere sözüm kalmadı benim! Basiretim adak ağaçlarına bağlandı. Sorularımın işaretlerini zincir yaptım, verilen sözlerin dağına tırmanıyorum. Bu kadar kolay mıydı diyorum. Peki kolay nedir diye soruyorum kendime. Zoru içimde büyüttüğümdendir, kolaylar kolaylıktan çıkmış diyorum. Gökten düşen elmanın iki yarısını ayrı düşünemem diyenlerle işim kalmadı benim! Kalbim öteki yarısından ayrılmış, kör sokaklarda eşini arıyor, mantığım hayretime gülüyor ve içim kendine güvenemiyor artık. Ben bunu bilir, bunu söylerim; zaman şarap gibi akıverirken çocuğunmuş gibi oluveriyor sevdiğin ve ayrılık vakti gelince daha da koyar adama derim. YALANLAR ALEMiNDE TANIMADIĞIM NEMLi GÖZLERE VERECEK UMUDUM KALMADI BENiM!!!
    ···
  12. 12.
    +1
    leyla ela gözlü bir çöl ahusu
    saçlari bahtindan daha siyahtir
    bu akşam rüyamda leyla’yi
    gördüm
    derdini ağlarken yanan bir muma
    ipek saçlarini elimle ördüm
    ve bir kemend gibi taktim
    boynuma
    bu akşam rüyamda leyla’yi
    gördüm
    leyla ela gözlü bir çöl ahusu
    saçlari bahtindan daha siyahtir
    bir damla inciydi kirpiklerinde
    aşkin istirapla dolu rüyasi
    bir başka güzellik var kederinde
    bir başka güzellik ruhunun yasi
    bu akşam rüyamda leyla’yi
    gördüm
    leyla ela gözlü bir çöl ahusu
    saçlari bahtindan daha siyahtir
    ···
  13. 13.
    +1
    ben bu dünyanın devr-i devranını, izzet-i nefsini gibiyim,
    yansın bu muallakler su veren itfayenin hortumunu gibiyim,
    ben delimiyim mecnun gibi bir am için çöllere düşeyim,
    verirse verir, vermezse leylayı da gibiyim.

    ( Neyzen Tevfik )
    ···
  14. 14.
    +1
    Gül bahçesinde Geçsede ömrüm
    inan uğruna gül koklamam gülüm
    seni koklamak olsada olum
    inan uğruna olmeye değersin gulum
    ···
  15. 15.
    +1
    reserved
    ···
  16. 16.
    +1
    BUGÜN (kendi şiirim kankalar ) umarım begenırsınız.

    Bir tutukluk var bugün içimde birşeyler tetik almıyor

    Patlayıp akmıyor içimdeki zehir.

    Müptelası olduğum kasvet, karanlığıma tiryaki bir arzu biriktiriyor

    devamlı olarak rahatsız çıkan kegib nefesime.

    Bir inanç var içimde, inanmayı bir türlü beceremediğim.

    Bir korku var bir türlü yeterince korkmadığım.

    Halihazırda nükseden telaşlarım var bugün

    Beni bugün dışarıdan görecek normal bir kaç profilin,

    yüzüme ne maksatla baktığının şizofrenik merakı oluşacak içimde.

    Kendi ekgibliklerim tadımı kaçıracak bugün biliyorum.

    Onlardan bir parça katacağım kendime ama ben hiç bir zaman onlara birşey demiyeceğim.

    Ama, onlar beni vuracaklar kendi gözümün önünde bensiz kalacağım biliyorum.

    Belkide onlardan kaçacağım. Ya sonra ?

    Yürek kaçışlarımda boğulacağım hiç bir zaman nereye kaçtığımı bilmeden yorulacağım bugün.

    Karanlık bir yolun içine düşeceğim.

    Ay ışığının hiç bir zaman davet almadığı bir yer olacak orası.

    Karanlıktan düşler yapamayacağım orada.

    Sonra belki halime gülüp bir küçük tebessüm yayacağım hiç sanmasamda belki bunuda yapacağım.

    Ama kimse karanlığımdan farketmiyecek.

    Kimse gözyaşlarımı göremiyecek

    Her ağlamadığımda yeni bir gün doğacak dünya veremliler günü olacak bugün burada

    Üzerime düşen kasvet gözyaşlarımın teselli edilmemesine baş etken olacak

    çünkü aydınlığa çıkamıyacağım

    bugün göz yaşlarımı kimse göremiyecek.

    Çünkü ben gündüz ağlamıyor olacağım.

    Ben bugün kendi gölgemin aynası olacağım karanlığa eşdeğer olan!

    Onların her saniyelik göz kırpmalarında benim gözümden bir damla yaş akıcak hemen kuruyan .

    Onuda göremiyecekler o geçen 1 salisede içime dert olacak gözyaşımı göremeyişleri!

    Bunların hepsi BUGÜN OLACAK BiLiYORUM ...

    CiHANGiR iLLEEZ 01 07 2010 PERŞEMBE 13:16
    ···
  17. 17.
    +1
    beni güzel hatırla!
    bunlar son satırlar…
    farzet ki, bir rüzgârdım, esip geçtim hayatından
    ya da bir yağmur sel oldum sokağında
    sonra toprak çekti suyu…
    kaybolup gittim, belki de bir rüya idim senin için.
    uyandın ve ben bittim…

    beni güzel hatırla!
    çünkü; sevdim seni ben, herşeyini…
    sana sırdaş oldum, dost oldum,
    koynumda ağladın.
    yüzüne vurmadım hiçbir ekgibliğini,
    beni üzdün, kınamadım.
    alışıktım vefasızlığa, el oldun aldırmadım…

    beni güzel hatırla!
    sayfalarca mektup bıraktım sana.
    şiirler yazdım her gece, çoğunu okutmadım.
    sakladım günahını, sevabını içimde
    sessizce gittim…
    senden öncekiler gibi sen de anlamadın.

    beni güzel hatırla!
    sana unutulmaz geceler bıraktım
    sana en yorgun sabahlar…
    gülüşümü, gözlerimi, sonra sesimi bıraktım.
    en güzel şiirleri okudum gözlerine baka baka,
    söylenmemiş “merhaba”lar sakladım her köşeye
    vedalar bıraktım duraklarda.
    ne ararsan bir sevdanın içinde
    fazlasıyla bıraktım ardımda.

    beni güzel hatırla!
    dizlerimde uyuduğunu düşün,
    saçını okşadığımı, üşüyen ellerini ısıttığımı,
    mutlu olduğun anları getir gözünün önüne.
    alnından öptüğüm dakikaları…
    birazdan kapını çalan kişi olabileceğimi düşün
    şaşırtmayı severim biliyorsun.
    bu da sana son sürprizim olsun.
    şimdi, seninle yaşanan günleri ateşe veriyorum
    beni güzel hatırla.
    gidiyorum…
    cemal süreyya-beni güzel hatırla
    ···
  18. 18.
    +1
    kim demiş haram nedir bilmez hayyam
    ben haramı helalı karıştırmam
    seninle içilen şarap helaldir
    sensiz içtiğimiz su bile haram
    ···
  19. 19.
    +1
    BEKLEYENLER iÇiN

    Bir ayak sesi duymayayım
    Kapıya koşuyorum
    Gelen sen misin diye
    Bir sarı saç görmeyeyim
    Yüreğim burkuluyor
    Ağlamaklı oluyorum
    Her şey bana seni hatırlatıyor
    Gökyüzüne baksam
    Gözlerinin binlercesini görürüm
    Bir rüzgar değse yüzüme
    Ellerini düşünmeden edemem
    Yaktığım bütün sigaraların dumanları sana benzer
    Tadı senden gelir
    Yediğim yemişlerin
    içtiğim içkilerin
    Ve içimdeki bu dayanılmaz sıkıntı
    Bu emsalsiz hüzün
    Seni beklediğim içindir

    Resmine bakamaz oldum
    Uykulardan korkuyorum artık
    Utanıyorum odamdaki bütün eşyalardan
    Şu sedir hala gelip oturmanı bekliyor
    Şu ayna karşısında güzelliğini seyretmeni
    Şu kadeh dudaklarına değebilmek için duruyor masada

    Ve şu saat geldiğin anda
    Durabilir sevincinden
    Zaman çıldırabilir
    Çünkü benim dünyamda
    Ölümsüzlük, seni sevmek demektir.

    Bir çocuk doğmayı bekler
    Bir ağır hasta ölmeyi
    Bitkiler yağmur ve güneşi bekler
    Yalnız bir kadın sevilmeyi
    Ve düşün ki bir adam
    içinde bütün bekleyenlerin korkusu ve ümidi
    Seni bekler
    Asılmayı bekleyen bir idam mahkumu gibi

    Sen gelinceye kadar
    Pencerem kapalı duracak
    Rüzgar gelmesin diye
    Artık perdeleri açmayacağım
    Gün ışığı girmesin diye
    Sonra kahrolacağım
    Bu karanlıkta, bu derin yalnızlıkta
    Ve günlerce gecelerce haykıracağım
    Nerdesin diye, nerdesin diye

    Bir gün bu kapıdan sen gireceksin
    Biliyorum
    Ergeç bu bekleyişin bir sonu gelecek
    Yıllarca sonra
    Öldüğüm gün bile gelsen
    Bütün bu bekleyişlerimi ve öldüğümü unutup
    Çocuklar gibi sevineceğim
    Kalkıp sarılacağım ellerine
    Uzun uzun ağlayacağım
    ü.y. oğuzcan
    ···
  20. 20.
    +1
    Sen, kaçak bir ürkek ceylansın dağda,
    Ben, peşine düşmüş canavarım!
    istersen dünyayı çağır imdada;
    Sen varsın dünyada, bir de ben varım!

    Seni korkutacak geçtiğin yollar,
    Arkandan gelecek hep ayak sesim.
    Sarıp vücudunu belirsiz kollar,
    Enseni yakacak ateş nefesim.

    Kimsesiz odanda kış geceleri,
    için ürperdiği demler beni an!
    De ki: Odur sarsan pencereleri,
    De ki: Rüzgar değil, odur haykıran!

    Göğsümden havaya kattığım zehir,
    Solduracak bir gül gibi ömrünü.
    Kaçıp dolaşsan da sen, şehir şehir.
    Bana kalacaksın yine son günü.

    Ölürsün... Kapanır yollar geriye;
    Ben mezarla sırdaş olur, beklerim.
    Varılmaz hayale işaret diye
    Toprağında bir taş olur, beklerim...
    ···