1. 1.
    +1 -1
    allah eskiden daha salakmış insan beyni geliştikçe allah babada gelişmiş
    ···
  2. 2.
    +1 -1
    bu da bişey mi allah insanların 1 günde kaç vakit namaz kılabileceğini hesaplayamıyor hz musa olmasa günde 50 vakit namaza gidecektiniz
    ···
  3. 3.
    -1
    okuyan peygamber oluyor beyler.
    ···
  4. 4.
    +1
    @12 bu da genis versiyonu panpa
    idris (as) on yıl bir gece uykusunu tamam uyuyamadı. Geceleri, sabahlara kadar ibadet ederdi. Suhuf okurdu. O kadar Allah-ü Teâlâ’ya ibadette bulunurdu ki, Melekler O’na âşık oldular. Hatta Azrail (as) O’nu ziyaret etmek diledi:
    O’nunla dostluk edeyim, dedi. Hakk Teâlâ da Azrail’e izin verdi. O da insan kılığına girdi. idris (as)‘ın yanına geldi. O’nunla oturdu. En sonunda idris (as)’a Azrail (as):
    Ben ölüm meleği Azrail’im, dedi. Seni görmeğe ve ziyaret etmeğe geldim. Yeryüzünde Hakk Teâlâ’ya o kadar ibadet ettin ki Seni sevdim ve Seninle dost olmak ve kardeşlik istedim. Benden ne dileğin olursa onu yerine getiririm!
    idris (as):
    -Ya Azrail, dedi. Mademki Benim hakkımda bu yolda kerem kıldın, Senden dileğim Benim canımı almandır!
    Azrail (as):
    -Ben Senin canını almaya gelmedim, dedi. Senin ömrün sona ermiş değildir!
    idris (as) da:
    -Ne olur, kalan ömrüm bin yılda olsa, kerem kıl. Sen Benim canımı al! Ömrüm kalmışsa, Hakk Teâlâ yine diriltir, dedi. Ölüm Meleği Azrail de:
    -Böyle bir iş yapmak, Hakk Teâlâ izin vermeyince elimden gelmez, dedi. idris (as) da ölümü Hakk Teâlâ’dan diledi. Yüce Yaradan her şeyi bilendi. idris (as)’ın bu dileğindeki muradını bildi. Zaten önceden de, böyle takdir buyurmuştu. O’nun duasını kabul etti. Azrail’e:
    “Kulumun dileği ne ise yerine getir!” dedi. Hakk Teâlâ Hazretlerinden böyle bir buyruk gelince Azrail (as), idris (as)’ın ruhunu kabzetti. idris (as) o zamanlar 60 yaşındaydı. O saatte, idris (as), Allah-ü Teâlâ’nın emri ile yine dirildi. Önceki hali gibi, yine ibadete başladı. Azrail (as) ise her zaman O’nun katına gelir, giderdi. Ve O’nunla dostluk ederdi. Bunun üzerine çok zamanlar geçti. Bir gün idris (as) Azrail (as)’a şöyle dedi:
    -Ey kardeş! Senden bir dileğim var. Bunu kabul et.
    Ölüm meleği Azrail de:
    -Dileğini söyle, elimden gelecek şeyse yapayım, dedi. idris (as) da:
    -Senden dileğim, Bana cehennem’i göstermendir! Dedi.
    Azrail (as):
    -Sen cehennemi görmeğe takat getiremezsin, dedi. O da:
    -Niçin, diye sordu. Hakk Beni öldürdü. Benden o fani can gitti. Yerine baki can, ebedi can geldi! Şimdi Ben cehennem’i görebilirim, dedi.
    Azrail (as):
    -Hayır, dedi. Bu iş, Hakk Teâlâ’nın buyruğu olmayınca olamaz!
    O anda Cenab-ı Hakk’tan idris (as) diledi. Ve Yüceler Yücesinden:
    -“Ya Azrail! idris’e dilediği yeri göster!” diye emir geldi. O da, idris (as)’ı aldı. cehennemi göstermeğe zütürdü. Cehennemin derece ve tabakalarını O’na birer birer seyrettirdi. Her bir âsiye ne türlü azap edildiğini gösterdi. idris (as) cehennemin yedi tabakasını da görünce, cehennem azabından Allah-ü Teâlâ’ya sığındı. Sonra yine makdıbına geldi.
    Yine bir gündü.
    Azrail (as) idris (as)’ın yanına gelmişti. idris (as) O’na:
    -Ey saygılı dostum! Senin yanında bir dileğim daha kaldı. Kerem kıl, bunu da kabul et, dedi. idris (a.s.):
    -Ey Azrail kardeş, Bana cenneti de göster, seyrettir, dedi.
    Azrail (as):
    -Bu şey de Hakk Teâlâ’nın izni olmadan olmaz, dedi. O da hemen Hakk Teala’ dan diledi. O zaman:
    -“Ya Azrail! Kuluma dilediğini verdim. O’nu dediği yere ilet!”, dedi. Azrail (as)’da, idris (as)’ı aldı. Cennetin kapısına zütürdü. içeri girmek istediler. Fakat cennet bekçisi Rıdvan içeri girmelerine izin vermedi:
    -Sen Âdemoğlusun. Âdemoğlu da ölmeyince cennete giremez, dedi.
    idris(as):
    -Bana ölüm şerbetini, önce tattırdılar ve Benim fani olan canımı aldılar. Ebedi can verdiler! Maksat ölmekse Ben öldüm ve dirildim, dedi.
    Azrail (as):
    -Bu söylenilenlere şahadet ederim, dedi.
    Rıdvan:
    -Sözünüzü kabul ettik. Fakat Hakk Teâlâ’dan izin olmayınca Biz kendisine, destur vermeyiz, dedi. O anda Hak Teâlâ Hazretinden izin, Rıdvan’ a geldi. Cennetin kapıları açıldı. idris (as) içeri girdi. Azrail (as) O’na cennet makamlarını ve 8 cenneti gezdirdi. Nihayet, geri kapıya dönünce idris (as) cennetten çıkmak istemedi tekrar içeri girdi. Cennet bekçisi Rıdvan O’na yapıştı:
    -Buradan mutlaka çıkman gerekir. Sen de Ya idris, bilirsin ki Âdemoğlu ölmedikçe ve kıyamet kopup sorgu sorulup hesap verilmedikçe ve cehennemi görmedikçe cennette kimse kalmaz, dedi.
    idris (as) da:
    Ya Rıdvan, dedi. Ben Hakk Teâlâ’nın peygamberiyim. Suhuf’ta Benim makamımın cennet olacağını gördüm. Şimdiden sonra nereye gitmek gerek?
    O zaman Hakk Teala’ dan şu hitap geldi:
    -“Ya Rıdvan! Kulumu incitme. Nerede dilerse yürüsün ve hatırı ne dilerse, gönlü ne çekerse, öyle etsin!” diye buyurdu. Rıdvan da idris (as)’dan el çekti. idris (as) cennetin içinde kaldı. Şimdiki halde, hala cennetin içindedir.
    Mevlana (ks), her ikisi de semâya kaldırılan Hazret-i idris ile isa (as)’ın hâllerini şöyle anlatır:
    “idris ve isa (as), fevkalâde riyâzât ve mücâhede ile melekler gibi oldular. Neredeyse; yemez, içmez hâle geldiler. Âdeta meleklerle hemcins olduklarından semâya kaldırıldılar…”
    Tümünü Göster
    ···
  5. 5.
    +1
    Hz idris o
    ···
  6. 6.
    +1
    onu gec de panpa boyle sark kurnazi yalavac mi olur? Yalavaclarin en olmazsa olmazi durustluk degil mi? sanirsin Banker bilo..
    ···
  7. 7.
    0
    "hikaye" adı üstünde
    ···
  8. 8.
    0
    böyle hikaya mı olur eksi
    ···
  9. 9.
    0
    ya abi sizi sayıyla mı veriyorlar hikaye toptan sallama allahım yarappim yaratıyorsun takip et :(
    ···
  10. 10.
    0
    http://inciswf.com/1293185723.swf
    ···
  11. 11.
    0
    PM atiyolar artik bunu da bilmiyorsan
    ···
  12. 12.
    0
    Ulan sigorta yok diye teklifi kabul etmemiştim. Kafamı gibim.
    ···
  13. 13.
    0
    hikaye sallama amk.
    ···
  14. 14.
    0
    sanki bakkal ekmek yollatıyor melek yollatmak ne lan
    ···
  15. 15.
    0
    muş muş muş maş muş ahahahahah
    ···