bir sapıklık yaptım anlatıyorum

yılda bir kaç kez casino'ya giderim. almanya'nın bad homburg kentinde aynı filmlereki gibi bir casino var. para zütüme batınca bin euro ile gidip orada heyecan yapıyorum, hep kaybediyorum amk, konu bu değil.

bilen bilir casino'ların en iyi müşterileri zengin koca parası yiyen huurlardır. kerhane huurlarından bahsetmiyorum. çoğu uzak doğu fıstıklarıdır. bira göbekli yaşlı ve zengin alman çirkini gider orada fakir bir yirmilikle evlenir, getirir almanyaya gibmesini bile beceremez. not düşeyim, alman erkeklerinde rus karısı fetişizmi yoktur. ruslar aciz değil emansipasyon tavan yapmış onlarda. onlar fakir aciz uzak doğu kadınlarını seçerler.

neyse, önceki gün gittim black jack masasına oturdum. önce 100 lük basarak başladım. tak gibi şans işte, bir saat geçmedi 6 bin euro kazandım, 300 basıyorum. kazanan erkeklerin etrafına kadınlar gelir, yollu ise omzuna dıbını sürterler falan, hiç aldırmam kumarın verdiği zevki hiç bir orgasm veremez.

omuzumda bir el, ensemde meme sıcaklığı hissettim. "sana şans getirdim yakışıklı" kulağıma bunu fısıldadı. haliyle dönüp baktım... vayy amk. yok böyle bir güzellik, içim titredi şerefsizim. aklım masadan uçtu, kadında. "reserve" deyip kalktım masadan. beyaz tuvaleti içinde peri gibi duran bu genç kadının nefesi boynumda esti.

okuyan varsa devam edeceğim. evine gittik, sapıklık nedir bana bu kadın öğretti.

edit: caps isterseniz netten bir resim koyarim. sevdigim kadinin burda ne isi olur?

http://www.image-share.eu/share/341713-sue09.jpeg

EDiT: #98609028

şans için teşekkür ederim lady dedim, sizi bir long drink içmeye davet edebilir miyim? etli dudaklarında hınzır bir gülümseme ile genizden "hı hıı" dedi.

Dostojewski Bar'a zütürdüm dirseğine elimle hafifçe temas ederek. bar theke'de ayakta duruyoruz, herkes bize dönüp dönüp bakıyor. almancası iyi değil ama düzgün gramer ile konuşuyor. belli ki dil kursundan öğrenmiş. boynunda sade, ince platin bir zincire asılı bordo renkli bir taş kolye var. işaret parmağına usta elinden çıkma bir yüzük takmış, elinin her hareketinde yüzlerce minik elmas taşın kıvılcımları gözümde yanıp sönüyor. kendime bir "mohito (mojito)" ısmarladım , "ben de ondan isterim" dedi. eminim daha önce duymadı bile. am salağı değilim ama bu kadın başka bir şey. tayland'dan geliyor, alnı dudaklarım hizasında saçlarının kokusu büyülüyor. tahmin ettiğim gibi evli. yarım saat havadan sudan konuştuk "masaya dönmeyecek misin?" diye sordu.

ohşşş memeler falan demiycem ama gözlerim oradan vazgeçemeyor, farkında tabii, arada bir arkaya yana dönerek centilmen zorlaması ile engellediğim bakışlarıma hareket alanı veriyor. dekoltesinden adeta fışkıran iri memelerinin vadisine bakmaktan yorulmuyorum.

"hadi masaya" gidelim dedi. ben de, içtiğimiz 3-5 küba sihirinin etkisi ile midir nedir, black jack yanımda iken masada ne işim var şeklinde ucuz ama sağlam bir laf ettim. kahkahası hala kulaklarımda çınlıyor. "senin dilin" dedi. almancası gerisini getirmeye yetmedi.

edit: chipleri garson getirdi yazmıştım. farkına varıp düzelttim.

"narin" kelimesi var türkçemizde. "zarif" sözcüğünü de eklersem galiba onu az çok anlatır. paramdan değil benden hoşlanan bir kadınla casino'da ilk kerşılaşmam.. havada elektrik almış başını gidiyor.

"uzak doğu kadınlarında iri meme yoktur" diyen arkadaş yanılıyor. notunu düşüp devam edelim.

"ben gideyim artık " dedi. gece 3 falan. gözümün içine bakarak taxi çağırdı, hiç karışmıyorum. erkek büyüsünü almış kadın böyle saçmalıklar yapar. kumar oynuyor. "taksiniz geldi" dedi garson. ellerini tuttum, ıslanmış. kaybetti kumarı. aynısında iki daha dedim. 30 euro gönderdim taksiciye. "ben seni evine bırakırım" dedim.

"du überrascht mich immer wieder" dedi. beni sürekli şaşırtıyorsun gibi bir şey. elini elime aldım, avucunun içini öptüm. yine, "du überrascht mich immer wieder" dedi. sıcacıktı.

gidelim dedim. chipleri kasada bozdurmak için izin aldım. elinden tutup casino'nun garaja açılan kapısına dogru yürüdük. nedense aklıma monica belluci reyisin Irreversibel filmindeki alt geçit sahnesi geldi. gibim kazık gibi. öpmedim ama eli elimde terliyor. sanki yanımda bakire teenager var. çok yanıldığımı az sonra anlayacaksınız.

10 bin küsür euro dedim, 30 bin değil. ama para aklıma bile gelmiyor. "araban çok şık" dedi. kadın erkeği nereden vuracağını biliyor. evi uzakta değilmiş. karşısına park edip, indim, kapısı açtım. kalbim küt küt. sınav sırası bende. ya "bye" deyip çekip giderse?

- gel bir kahve içelim, açılırsın

bingo.

ev saray gibi amk. afalladığımı anladı, bu kez o elimden tutup beni çekiyor. içeri girdik bir kadın karşıladı. vıdır vıdır taylandça konuştular sonra kadın çıkıp gitti. babysittermiş. "sen otur ben bebeğe bakıp geliyorum" dedi. inanamadım. iri memelerin sırrı buymuş. merdivenlerden üst kata çıktı. 10 dk sonra mini ve çok şık satenden bir ev kıyafetle geldi. yürürken bedeninin her kıvrımına kadar muhallebi gibi salınması gözümün önünden gitmiyor.

yanıma oturdu. kumar masasında ve barda arslan olan adamı çıtır çıtır yiyecek gözlerle bakıyor. hormanlarım azdırmasa, elini kanepenin arkasına atıp öne itelediği memelerinin taş gibi davetini görmesem kedi gibi olacağım. göz göze geldik. bir santim gibi bir ilk hamle ondan geldi. "al beni" ikliminde. nasıl salya sümük öpüştüğümüzü kelimelerle ifade edemem.
elim şaltere gitti. daha elim dizlerindeyken aralanan bacakları "dokun" diyordu zaten. avucumun içine aldım, sıktım , şeftali gibi sularını bıraktı. kadın akıyordu bana.

panpalar dışarda işim vardı sizi bekletmemek için yarım bırakıp geldim. "nick-entry" diyenler, okudukça anlayacaksınız. 2 yıl sonra yazdığım ikinci hikayem bu. yalan uydurup neyimi tatmin ederim sanıyorsunuz? 31 malzemesi olsun diye yazmıyorum. malzeme fazlası ile var ama dediğim gibi sapıklık baskın çıkıyor, herkesin hoşuna gitmeyecek. sokup çıkarma tasvirleri bekleyen panpalar, bu ayrıntılara girmem. özel yaşamın dokunulmazlığı diye bir şey var yani. neyse devam ediyorum, geceye kadar burdayım.

bazı kadınlar sevişirken gözlerini kapatırlar. ya utangaçlıktan ya da aldığı zevke fantezilerini katmak için. hiç sevmem hele güzel gözlü ise. bu onlardan değil. bademini avuçladığımda gözleri faltaşı gibi açılıyor.

yazdıklarım uçtu editöre yazıp buraya yapıştıracağım panpalar.

bazı kadınlar sevişirken gözlerini kapatırlar. arada bir tamam da hep kapattıklarında ölü giber gibi olurum hiç sevmem. madem utanacaktın neden gibişiyon? ya da gibim hariç beni beğenmedin de brad bitt fantezisi yapıyorsun falan...

bu onlardan değil. o muhteşem bedenin her yeri erojen bölge amk. nereye dokunsam gözlerini faltaşı gibi açıyor, öpüşmeyi kesip uzun saçlarımı at kuyruğumdan tutup başımı yüzünden uzaklaştırıyor, gözlerimin içine "aşkımsın" der gibi bakıyor. zeytin gözlüm benim, eriyorum baktıkça. bademini avuçladığımda zevkten ağladı lan. sevişmek değil tapınma bu.

sanırım her erkek benim gibi. am aralığının kayganlığında gezen , deliğe girip am kaslarının kerpeten gibi sıkıştırmasını hisseden o ulu orta parmağı bir şekilde çaktırmadan koklarım ben. malum gün ve enfeksiyonlu durumlar dışında her kadın benzese de farklı ve muhteşem kokar. başka viagra tanımam. yine yaptım parmağımı kokladım. vay amk... denizde burnuna su kaçar, genzinde hafif bir tuz yanması ve taze yosun kokusu hissedersin. onun vanilyalısı.

çaktırmadan koklamamın nedeni, hani beğenmezsem yüzümden okunmasın diyedir. kadınlar her haliyle muhteşemdir anlık durumlar bu değeri azaltmaz. parmağımı göstere göstere yaladım. doymadım, damlayan balından bir parmak daha aldım. nasıl da ayırıyor bacaklarını? kalçaları kanepenin kıyısına kadar getirmiş, açık pembe renkli iç dudakları kabarmış, klitorisi çivi gibi.

parmaklarımı yalarken inci beyazı dişlerini göster göstere güldü. zevk alıyordu, ben de ona zevk verdikçe bütün hüclerimle eriyordum. yaladığım parmaklarımı küçük elleri ile tuttu, ağzına zütürüp emdi... "bana kadınlığımı yaşatıyorsun" der gibi.

"ağzıma tükür!"

bunu hiçbir kadından duymadım. derimin altında ateş yandı. bu nasıl teslim olmak, bu nasıl güvenmek? önce uzattığı diline dilim ucu ile dokundum emdim. kaşlarını çattı."spuck doch bitte!" diye yalvardı. ben şimdi ne yaparım? tükürmek her toplumda hakaret. utandım biraz. farketti. "ak bana", "bana can veriyorsun" dedi... ağzının içini öptüm önce, bir damla bıraktım yuttu. sonra biraz daha, onu da yuttu... başım zevkten çok hayranlıkla döndü. kanepede uzandım. gözlerini açmış, ne istediğimi anlıyor. jetz bist du daran (sıra sende) dedim ağzımı açtım. vay kaltak vay ! salyalarını otuz santim uzaktan sicim gibi ince ve uzun agzıma akıtıyor. "seni döllüyorum" dedi. "bana hamile kalacaksın"...

dikkatli okuyan panpalar farketmiştir, ben hala giyiniğim. onun üzerinde saten (belki de ipek) bir mini ev elbisesi var, iç çamaşırı yok, hala kanepedeyiz, kahve içmeye davet etmişti güya...

ağzıma akıttığı salyalarının şerbet tadı var. ben yutuyorum o oyuncak bulmuş çocuk gibi gülüyor. o ne güzellik rabbim? aşık oluyorum...

takım elbise ve kravatla sevişiyorum. "gibmeye kıyamamak" dedikleri bu. orgazm bir bitiş. istemiyorum, bitmesin.

dikkatli panpalar farketmiştir. hala giyiniğim, casino üniforması takım elbise ve kravatla sevişiyorum. zonkluyor, arada elimle düzeltip göbek istikametine yönlendiriyorum. fermuarı açıp çıkardı.

gibiME ayna karşısında baka baka 31 çeken nesil elemANIYIM.

avucuna aldı. kelebek sever gibi, yaralarım diye mi korkuyor nedir? olsun. ön sularım akıyor, işaret parmağında birikyor, sonra o parmağını yalıyor. bu rüya bitmesin de taşşak kanseri olmama az kaldı amk.h

yazdıklarınızı okuyorum panpalar. bazı sorulara yanıt vermem gerek:

- olay almanya'da geçiyor. casino bad homburg kentinde
- kız tayland'dan taş çatlasa 25 yaşında, bir alman ile evli
- casinoda black jack oynarken yanıma geldi, şiveli almancasıyla, "sana sanş getirdim yakışıklı" dedi
- casinolar huur yatağıdır. para kazandığını gören yanına gelir, chip dilenen, omzuna sürtünenden geçilmez. ama bu hatun, sırt dekoltesi poposuna kadar açık beyaz tuvaleti, taktığı pırlanta takılar... huur falan değil
- bir panpa yazmış. kumar oynarken adamın gözü amlı falan görmez. bu hatun afet ötesi olmasa ben de bakmazdım
- evine bıraktım, saray yavrusu gibi bir ev. bebeği olduğunu, emzirdiğini orada öğrendim
- benden hoşlanan kadınlar mutlaka oldu. erkek panpalar bilir, bizler peşinden gelen kadını değil bizden kaçan kadını kovalarız. eşşeklik falan ama böyleyiz amk. bu kadın ile o kural bende yıkıldı. tak gibi kazandığım kumar masasından kalktım. çileli bir aşka kalkış olduğunu sonra anladım.
- evet seri ve sürekli yazamıyorum. bağışlayın. ama yazdıklarımı okudukça bu sözlükte çöpe atmayacağınız hikaye olmadığını anlayacaksınız (kelebek hariç)
- ifşa olmayacağı bir resmini koyacağım. kocasının çektiklerinden biri. foto edit yapmam lazım, o da zaman istiyor. acele etmeyin.