1. 51.
    +1
    23 Nisan 2013

    Okulda konserimiz var, benim bas gitarla vereceğim ilk konser, çok az da olsa heyecan var, sabahın 5’inde kalkıp okula gelmişiz, ses sistemini biz kurucaz (ses teknisyeni olmak istiyodum bi ara da az çok anlarım bu olaylardan) neyse kuruyoruz sahneyi falan heyecanlıyım demiştim ya o sırada ceren geldi arkamdan anice. Döndüm baktım, uykulu daha gözünü açamıyo nasıl tatlı, aç mısın diye sordum evet dedi o zaman sana kendi yaptığım poğaçadan yedireyim gel dedim girdik içeri yedi falan sonra beni çağırdılar çıktım hallettim işimi geri döndüm yanına bi baktım uyuyo, izledim öyle salak salak sonra birden biri davulun ziline vurdu nasıl sinirlendim koşa koşa gittim, denizmiş bi şey diyemedim başka biri olsa dayağı yemişti… neyse çıktık çaldık güzel güzel, sahnede şarkı aralarında konuşmaları ben yaptım baya şımardım hatta sahnede bi haller oluyo bana ama hocalar falan çok beğenmişler konuşmalarımı, tavrımı ve müziğimizi.. mutlu mesut indim sahneden ortalığı toplamaya yardım ettim biraz sonra doğru cerenin yanına gidicektim, kızılaya gidicez diye konuşmuştuk. Bi baktım babam (konserde video çekmeye çağırmıştım) cerenle konuşuyo baya konuştular işim bitince gittim aldım cereni bindik otobüse ama bunda bi soğukluk var. Yüzüme bile bakmıyo öyle böyle değil çok korktum, babamla ne konuştunuz diyorum anlatmak istemiyorum diyo, neden böylesin diyorum sonra diyo. Hobaa lan o halde hayattaki tek mutluluğum, hayata tutunma sebebim böyle davranıyo, kim bilir belki de benden ayrılmayı düşünüyo?
    ···
  2. 52.
    0
    akşam devam edicem beyler
    ···
  3. 53.
    +1
    Amk senin
    ···
  4. 54.
    +1
    yazdığım şu partı da atıyorum, duşa girmem lazım sonra da çıkıcam evden akşam devam ederiz beyler..

    Demiştim manik depresif hastasıyım o zamanlar, duygu değişimleri çok çabuk oluyo. Az önce sahneden inerkenki duygularımla şimdiki duygularım arasında uçurumlar var. Uçurum... kafamda kuruyorum otobüste giderken, “buraya kadarmış babam artık ne dediyse oç kız benden ayrılmayı düşünüyo. E şimdi ben napıcam onsuz? Neye tutunucam, yaşamak için amacım ne olacak?” beyler depresyondaki insanların suçluluk duygusu çok yoğun olur, en saçma şeylerde bile kendilerini suçlarlar bi şekilde sonra üzülüp yaşamayı hak etmediklerini düşünürler, beyinlerdeki hormonlar etkilendiği için böyle oluyo. Bunu bildiğim için ve az da olsa cerenin mimiklerinden duygularını çözebildiğim için cerenin suçlu hissettiğini anlamıştım. Otobüsten inince, sordum neden suçlu hissediyosun diye, anladığım için biraz şaşırdı sonra da “Burak, senin rahatsızlığın benimle görüşmeye başladığın zamanlara denk geliyo, bence sebebi benim, bi de baban ‘eskiden biz yemeklerimizi birlikte yerdik’ dedi, benim yüzümden hayatın mahvoluyo, belki de görüşmememiz lazım senin iyiliğin için”
    ···
  5. 55.
    0
    devam panpa devam
    ···
  6. 56.
    0
    bi kaç part daha atayım beyler belki birazdan uyuyakalırım falan
    ···
  7. 57.
    +1
    Güvenpark, insanlar, arabalar, hepsi geçiyo gidiyo, şimdi o sahneyi hatırlamaya çalışınca sesleri anımsayamıyorum hiç “belki de görüşmememiz lazım” sözcükleri yankılanıyo kafamda… sonra birden seviniyorum, “lan tamam ayrılmayı düşünüyo ama sunduğu nedene bak çürütürüm ki ben bunu!” evet beyler ciddi ciddi seviniyorum hatta gülüyorum yanlış hatırlamıyosam. O zamanlar hastalığımı hala tam kabullenmemiştim ama aklıma da yatmıştı olabilir lan diye. Daha önce de anlattığım hikayemi ceren’e tekrar anlattım, büyük değişimler geçirdiğimi, çok okuyup çok düşündüğümü, bunun bu hastalığı tetiklediği örnekler olduğunu anlattım. Hastalığının sebebi benim derken de paylaşılmış pgibotik bozukluktan bahsettiğini düşündüm, onun olması için baskın ve ezik kişilik, ayrıca baskın tarafın rahatsız olması lazım, bizde var mı böyle bi durum? Yok. Bunu ona da hatırlattım. Babamın akşam yemekleri hakkında söylediği kadar saçma bi şey de yok zaten, “biz seninle Cuma günleri çıkıyoruz dimi, e ben senden önce de her Cuma dışarı çıkıyodum, denizlerle takılıyoduk ve yine yemeğe gitmiyodum. Hala suçlu hissediyo musun?” ceren sadece “ama ama..” tarzı şeyler söyleyebilmişti, çok sağlam ve destekli konuşmuştum çünkü, o da mutluydu suçluluk hissi yatışmıştı ve benden ayrılmak zorunda hissetmiyodu ama içinin tam olarak rahat etmesi lazımdı bu yüzden ‘ama’larla anlattığım şeyleri sınıyodu ve bu testten de geçmiştim. Sorun kalmamış gibiydi.
    ···
  8. 58.
    +1
    Bunları konuşurken yürüyoduk beyler, cümlemi bitirdiğimde olgunların ordan meşrutiyete paralel uzanan sokağa dönmüştük, hangimizden çıktı fikir hatırlamıyorum ama içsek mi dedik daha önce hiç birlikte içmemiştik ama sonra vazgeçtik gittik mado’ya oturduk. (Mınakoyim ne pahalı mekan lan orası?!) o sırada o sevinçle hiçbi şey umrumda, umrumuzda değildi, yoksa kalkardık. Gerçi waffle yedik ve o o kadar pahalı değildi neyse, şu an canım waffle çekti lan gidip aynı yerde aynı masada oturup waffle yemek istiyorum ama param yok maalesef… neyse yemek yedik işte saat daha 11 buçuk falandı, birlikte geçirebileceğimiz çok zaman var demekti bu da, biz de değişiklik olsun diye seğmenler parkı’na gittik (oraya kadar yürümeyi düşünen beynimizi gibeyim, ayaklarım koptu lan) oturduk sohbet muhabbet, arada konu yine onun suçluluk duygusuyla ilgili şeylere geldi, mantıklı cevaplarla geçiştirdim. Saçma sapan şeylerle de olsa eğlenmeye başladık sonra, saçımı falan topladı kurdale şeklinde bi tokayla ben de komik bi poz verdim falan o fotoğraf da hala duruyo, tam bir embesilim ya. Ama eğlenmeye ihtiyacımız vardı beyler, onun yüzünün gülmesi için saçmalamam gerekiyosa, şaklaban da olurum palyaço da, yeter ki gülsün. Böyle de bir şey vardı, kendimi yok sayıyo gibiydim. Gururum, mantığım, ahlak anlayışım onun mutluluğa karşı karşıya kalınca havlu atardı. Belki de buydu sevmek, onu kendinden daha öne koymaktı ama gerçek anlamda. Bu arada arkamızdaki ağacın üstümüze doğru uzanan dallarından bi örümcek sarkıyodu ceren’in önünde onu fark ettim, söylerken bu kadar tepki vereceğini hiç beklemiyodum ama bağırdı ve koluma yapışıp omzumun oraya gömdü kafasını (bu hareketinden aşırı utanmış ben de sonra öğrendim, artık nasıl mesafeli gözüküyosam kıza karşı, böyle ufak bi şeyden bile utanmış. Beynime sokayım) Neyse bu gün de böyle geçti güzelce…
    ···
  9. 59.
    0
    anaa word'e yazdığım partları bitirmişim. bu son part gerisini yazdıkça atıcam artık..
    ···
  10. 60.
    +1
    O aralar yavaş yavaş etkisini göstermeye başlamıştı ilaç. Olağanüstü bi şey olmadıkça moralim eskisi kadar inişli çıkışlı değildi ve ben de daha oturaklıydım. Biraz daha gerçekçi düşünmeye başlamıştım. Mesela para üstüne kurulan hayatın sistemin iğrençliğinden bahsedip dururdum, bi gün babamla kızılaya gidiyoduk tam son alt geçite girerken bu konuyu konuşuyoduk ve babam “tamam haklısın ama elinden ne gelir ki?” dedi. O güne kadar hemen hemen böyle şeyler söylerdi ve ben takmazdım hiç, böyle saçma bi sistemin parçası olmak istemiyorum falan derdim, yaşamak istemediğimi söylerdim. O gün ise “lan harbiden” deyip sustuğumu hatırlıyorum, sanırım ağzım açılmıştı hatta şaşkınlık vardı üstümde çünkü. Durdum öyle bi şey demeden, babam devam etti “düşüncelerin güzel, eyvallah ama nolmuş yani, napabilirsin? Bu senin ne işine yarar?” haklı lan sonuna kadar haklı. Ve ilacın etkisinden olacak ki haklılığını algıladım, karşı çıkmadım ve düşüncelere daldım, bu sefer kendi irademle...
    ···
  11. 61.
    0
    dediğim gibi o aralar düzelmeye başlamıştım, ama arada hala pürüzler oluyodu %20'si geçmişti diyebilirim hastalığın. bi kaç gün anlatıcam şimdi de güzel anılar bunlar
    ···
  12. 62.
    0
    devdıbını merak ediyorum
    ···
  13. 63.
    0
    amk yazdım o kadar siyah ekran geldi oç serkan neyse bi daha yazıyorum
    ···
  14. 64.
    +1
    tarihi bilmiyorum ama 5 mayıstan falan sonra olması lazım.

    yine bi cuma çıkışı cereni okulun kapısının önünde bekliyorum, bi arkadaşıyla geldi kız "burak ceren içtiiee" dedi şaşırdım birden, baya sarhoştu çünkü yürüyemiyodu. tam kızıcaktım sen ne demeye bu kadar içiyosun, niye içiyosun diye sonra "sen kimsin ki gibik" dedi içimden bi ses, sustum. aldım bunu durağa doğru yürüyoruz durak da yakın değil. arada bi dinlenmek zorunda kalıyoruz cidden kötü çünkü, neyse durağa yaklaştık bu bana "burak biz evlenecek miyiz?" dedi masum bi ses tonuyla. ama şey gibiydi üni falan bitmiş biz de uzun zamandır çıkıyoruz da evliliği düşünüyoruz yavaş yavaş, lan daha kaç sene var dur bi ya... öyle deyince büyük bi kahkaha attım hem benimle evlenmek isteğinin vermiş olduğu duyguyla hem de dediği şeyin komikliğiyle.. sonra konuşuruz bunları dedim sustu. park var duraktan önce parka girmeden sarılcam falan diye tutturdu, ben de kimse bilmesin istiyorum benim için çok özel çünkü, okulda görüşmüyoruz falan olmaz dedim. sanki mahalle kızıyım da sevgilim mahallede öpmeye çalışıyo aq triplere bak.. neysse sarıldı bu geçtik orayı parkta biraz oturalım kendine gelirsin belki dedim oturduk bi yandan su falan bunu ayıltmaya çalışıyorum sonra baktım olmuyo koyver gitsin dedim utanma duygusu yokken biraz muhabbet edelim. konuştuk baya ve anladım ki ceren de ceren2 gibi hayatımda gördüğüm en samimi insanlardan, ne abarttığı bi şey var ne yalanı.. bu arada da "burak sen beni neyin gibi seviyosun?" diye sordu, alla allaa belli etmiyo muymuşum lan sevgimi? bunları ayıkken konuşuruz dedim. sonra kalktık bindik otobüse karanfil kfc'de oturuyoruz merdivenin altında kasaya yakın olan masada, kasaya arkamız dönük şekilde.. uyuycam dedi iyi dedim belki uyursa kendine gelir, ben de yemek yiyorum sonra aç karnına içtiğini hatırladım kaldırayım da biraz bi şeyler yesin dedim dürtüyorum dürtüyorum ses yok. amk yarım saattir umursamazlıkla erol taş usülü yiyodum butu mal gibi, birden kan beynime sıçradı adrenalin tavan yaptı alkol komasına girdiğini düşündüm nasıl sarsmaya başladım herkes bize bakıyo. sonra yavaş yavaş kaldırdı kafasını 24 saattir uyuyomuş da yeni uyanmış gibi bi bakış attı, yemek ye açsın falan dedim yok dedi geri uyudu. neyse biraz sonra kaldırdım bunu türk kahvesi içirdim o da yaramadı, biraz dolandık hava alsın dedim kendime geliyorum biraz dedi rahatladım falan sonra happy days'e girdik yemek yesin diye (happy days kızılaydan kurtuluşa giden caddenin üstünde yapı kredinin karşısına falan denk geliyo, kapandı sanırım şimdi) orda artık kendindeydi güle güle muhabbet ettik baya sonra ben hatırlamıyorum falan dedi ben de anlattım dediklerini falan bi kızardı anlatamam ahaha hatırladım güldüm yine bak. sonra kurtuluşa geçtik ordan, orda yine aynısını dedi hatırlamıyorum tam diye lan daha yeni anlattık ans. neyse yine anlattım falan "ha doğru"larla geçti buraları. böyle güzel bi gündü işte birbirimizin duygularından bi kademe daha emin olduğumuz bir gün...
    Tümünü Göster
    ···
  15. 65.
    0
    takipteyim panpa şukular şelale
    ···
  16. 66.
    +1
    bu aralar aklım başıma gelmişti dediğim gibi fakat babamla aramızda bi düzelme olmadı hatta gittikçe kötüleşiyoduk, çünkü ben ahlak anlayışım üstüne düşünüyodum hep, babam da inanmadığımı falan öğrenmişti artık ve dediğim gibi geri kafalı bi adam. atletle balkona çıkma diyo aq ne alaka lan nolacak sanki kime ne zararım var, böyle ufak tefek şeylere bağırıp çağırıyo falan. bi şey konuşuyoruz "işte insan kafayı yiyince" falan diyo ama en önemlisi "bu ev 4 kişi ve ailenin huzuru bi kişiden daha önemli" yani diyo ki huzurumuzu bozuyosun, gibtiri çekerim sana falan. kötü hissediyorum ben de doğal olarak küçüklüğüm hep babamla geçti çünkü uyurken uyanırken okumayı öğrenirken sürekli birlikteydik, birden böyle sevgisinden şüphe edince kötü hissediyodum yani.. işte ne bileyim "dinine milletine hayırlı olmayan evlat naparsa yapsın benim için değersizdir" falan demeler. neyse bi gün yine rutin ahlaksız tartışmamızda "bu evin kuralları var ya uyarsın ya da gibtirolur gider kendi hayatını kurarsın!" diye bağırdı. öylece kaldım lan, bu kadar mı değersizdim, kendinden farklı düşünceleri kabullenemeyecek kadar geri kafalı mıydın baba? ve ayrıca babam ilk defa bana küfür etmişti.. atara atar gidere gider yapamadım korktum. ilaç içiyorum işte daha ne istiyosun deyip gittim sadece sonra başka bi gün okuldan mı aramışlar nolmuş eve geldi gel gidiyoruz dedi bindik arabayı evin ordaki bi parka gittik oturduk.
    -evet anlat bakalım derdin ne senin, ne yapmaya çalışıyosun?
    +bi şey yapmaya çalışmıyorum, yaşıyorum öyle (hafif bi gülümseme vari soruya bak gibisinden)
    -bana kelime oyunu yapma napıyosun sen amacın ne? (hafif sinirlenerek)
    +valla şu an hiçbi amacım yok, belki de sorun da burdadır. eskiden bi amacım vardı ama o amacın yalan olduğunu öğrendim, amaçsız kaldım (dinden, öbür dünyadan bahsediyorum)
    ...
    -kendine çeki düzen ver bak, benim evimde yaşıyosun ve benim istediğim gibi yaşamak zorundasın
    +ben senin oyuncağın falan değilim, ben de bi birey oluyorum artık farkında değilsin heralde. insanların kişiliğinin oluşmasında aile tek etmen değil bu yüzden seninle farklı düşüncelerde olabilirim, ee nolmuş yani? senden farklı düşündüğüm için beni sevmiyosan zaten o sevgiye sevgi demem ben. sevgi dediğin ne olduğuna kim olduğuna bakmaz, çıkarlara dayanmaz. ha sevmek zorunda da değilsin zaten, babam olmasaydın seni hayatta sevmezdim ben, hoş şimdiki sevgimin ne kadar gerçek olduğunu da düşünmüyo değilim...
    -hiç, senin için sevgi ne ki sanki! se--
    +hayır benim için sevgi önemsiz falan değil, sadece herkesin ağzına sakız olan sevgi sözcüğü benim bahsettiğim sevgi değil, bi kişiyi sadece ailemden olduğu için seviyosam bu sevgi bana toplum tarafından aşılanmış sevgidir içten değildir, bu sevginin bi değeri yoktur. Ama çıkarlarınla çatışan bi sevgi besleyebiliyosan birine, işte bence bu sevgidir (babam burada öyle bi sevgi mi varmış amk gibi bi bakış attı) mesela ceren… dedim
    yazıklar olsun konulu bi şeyler geveledi
    Sustum.
    Tümünü Göster
    ···
  17. 67.
    +1
    Sonra bi şekilde konu yine bu ev benim evim mevzusuna geldi, ben de “beni böyle kabulleneceksin başka yolu yok, buyum yani ben. Belki biraz çabuk değiştim ama bak tam ergenlikteyim, kişiliğimin oluşma zamanları bunlar. Seninle ters düşüncelere sahibim tamam ama ne yani” dedim. O da hadi git kendin yaşa gibi bi şeyler söyledi, napabilirsin ki dedi. “ben şu haldeki yaşamıma zor dayanıyorum, bi de her şeyimi kendim elde etmek zorunda olduğum bi hayata mı dayanıcağımı sandın, ne uğraşıcam ne için uğraşıcam?” (intihardan bahsediyorum)
    -tamam ne duruyosun o zaman, aha birazdan tren gelir atla altına acısız bi öüm
    +hemen olmaz, eğer ciddi ciddi böyle bi şey olursa alanya’ya giderim önce (ceren alanya’da babasının yanında tatildeydi)
    -cerenin babası da kucağını açmış seni bekliyodu dimi
    +oraya yerleşicem demedim. bak aslında düşündüm ki yaşarım ben. ceren için yaşarım, bensiz çok kötü olur çünkü o. (sevgi böyle olur gibisinden bi bakış attım)
    -yazıklar olsun onca sene büyüteyim ve karşılığını böyle ver. bu mu karşılığı? (ses yükseldi baya)
    +bu * (naif ve yumuşak bi ses, yüzümde gülümseme ile)
    ^+&%&^ bağırışmalar +%/+&%
    ···
  18. 68.
    0
    bugünlük bu kadar beyler, kuponum da tutmuş oh mis.. iyi geceler hepinize
    ···
  19. 69.
    0
    tek takip eden ben kalsam bile yazmaya devam et bin duydun mu?
    ···
  20. 70.
    +1
    işte burada düşündüm napıcam lan ben harbiden ne yiycem nerde uyuycam anasınısatim. Ama bu konuşmadan sonra o beni evden atarsa da geri dönmem yani, çünkü böyle güce boyun eğmeyi başaramıyorum maalesef. Bana mantığını anlatır aklıma yatar eyvallah uyarım kurallara, ama bu ne lan bi insan sırf seninle aynı görüşte olmadığı için kin gütmek falan? Neyse kalktı bu ben oturmaya devam ettim gel dedi sinirli biçimde, kalktım eve gittik annemle konuştular baya, çıktı ve ben de “evet, beni böyle kabulleniyo musun?” dedim kendimden emin bi biçimde, ben bile söyledikten hemen sonra şaşırdım lan o ne özgüven öyle. Bu sefer kıvırmaya başladı işte sen onu mu anladın o kadar konuşmadan falan, yok öyle bi şey demeye getiriyo. Buradaki olayı anlatayım beyler iki ihtimal var. Ya babam ciddi ciddi beni evden atmayı düşünüyodu annem buna posta koydu bu da baktı beni göndermek aile için daha kötü, kıvırdı ya da blöf yaptı işte adam ol yoksa evden atarım, ben de şaşırtıcı bi şekilde hayır deyince geri çekildi. Neyse böyle böyle geçiyo günler, babamla hiç konuşmuyoruz yüzüme bile bakmıyo, en güzeli lan boş yere kavga etmektense konuşmayalım daha iyi..
    ···