1. 1.
    0
    açık ve net şeyler yazın

    http://tinyurl.com/apzto54
    ···
  1. 2.
    0
    bence adet olmuş.
    ···
  2. 3.
    0
    am züt meme işte oç daha ne açıklaması
    ···
  3. 4.
    0
    ugglar iyiymiş.
    ···
  4. 5.
    +1
    @3 am züt tamamda meme nerde o.ç
    ···
  5. 6.
    0
    bacaklarına ugglar mı yağmışş ?
    ···
  6. 7.
    0
    olivia wilde olması lazım.

    ccc house ccc
    ···
  7. 8.
    +1
    camel toe
    ···
  8. 9.
    +1
    gözlüklü am.
    ···
  9. 10.
    0
    hafiften bir camel toe mevcut
    ···
  10. 11.
    0
    tayt giyen kezbanlar feyz alsin amk
    ···
  11. 12.
    0
    am
    ···
  12. 13.
    0
    taytı ters giymiş dikiş arkada olmalıydı ama yinede yalarun
    ···
  13. 14.
    0
    kese kağıdıyla iyi gider. cameltoe fena sayılmaz.
    ···
  14. 15.
    0
    dudaklar ateş etmiş
    ···
  15. 16.
    0
    nufüs cüzdanının bile önlü arkalı fotokopisi isteniyor panpa bunlar normal amk
    ···
  16. 17.
    0
    insanlar ikiye ayrılır, olağan insanlar ve olağan olmayan insanlar.’ dünyayı değiştirmeye çalışan insanlar ve kafalarında dünyaya ilişkin sorular olmayan, dünyanın neden adaletsiz ve eşitsiz olduğunu sorgulamayan, yeni bir dünya tasarlamayan sıradan insanlar. ama zaten romanın meselesi de olağan olmayan insanlar üzerine kuruludur. olağan olmayan ve olağanı sorgulayan bu insanlar, yine dostoyevski’den alıntılayarak söylersek, “genel olarak yeni düşünceleri olan, hatta yeni denebilecek bir şeyler söyleme yeteneğinde olan insanlar pek seyrek doğarlar, hatta şaşılacak kadar seyrek doğarlar.” olağan olmayan insanlar çok seyrek doğarlar ya da sistem bu insanları kolayca sindirdiği için onların ortaya çıkışı hepten zordur. ama yine romana göre ne garip ve hazindir ki, bu olağan olmayan insanların sonu hep bir trajedi olur. çünkü olağan olan tarafından esir alınmış toplum, bu insanları hasta olarak görüp kendi anormalliğini onlar üzerinden normalleştirme şansını yakalar ve böylece onları birer şizofren algısı içinde sunar.
    ···
  17. 18.
    0
    olivia wilde hoş hatun tamam da, bacaklar niye keçi bacağı gibi çarpık?
    ···
  18. 19.
    0
    bu kaltakla , aynı mahallede büyüdük. mevlanakapı da. babası zabıtaydı. alkolik hasta bi adamdı rahmetli, erkenden de gitti zaten. bu anasıyla yoksul, perişan. bizim tuzumuz kuruydu, hacı babam yapmış bi şeyler. bi de zagor vardı. bizim eski evin kiracısının oğlu. babası filimciydi yeşilçamda. cepçilik, arpacılık, her yol vardı itte. ama sevimli, yakışıklı oğlandı. bizimkine aşık etmiş kendini. ben efendi oğlanım, okul mokul takılıyorum o zamanlar. öylece büyüdük gittik işte. ne tak varsa? hep askerliği beklerdim. dört sene kaldı, üç sene kaldı. sonunda o da geldi gittik. bizde de herkes bunu bekliyormuş; gelir gelmez yapıştılar yakama. ev düzüldü, kız bulundu, çeyiz falan filan... nikahlandık. iki taksi bi dükkan verdi peder. dükkanda koltuk moltuk satardım. bi gün bu huur çıkageldi. hiç unutmam, görür görmez cız etti içim. böyle basma bi etek dizine kadar, çorap yok, üstünde açık bi bluz, saçlar maçlar... pırlanta anlayacağın. şunun bunun fiyatını sordu, dalga geçti benimle. kanıma girdi o gün. tabii taktım ben bunu kafaya. ertesi gün bi soruşturma. dediklerine göre yemeyen kalmamış mahallede. ama asıl zagor a kegibmiş. zagor da kaftiden içerde o sıra. bi gün, süslenmiş püslenmiş; zırt geçti dükkanın önünden. yazıldım peşine. tuhafiyeciye gitti, pastaneden çıktı; minibüs otobüs, geldik sağmalcılar a ; benim içimde bi sıkıntı. işi anladım tabii: zagor u ziyarete gidiyo. bi tuhaf oldum, bini de kıskandım. uzatmayalım çaresiz evlendik ötekiyle. o ara zagor içerden çıktı. sonra bi duyduk; kaçmış bunlar. altı ay mı bi sene mi; kayıp. hep rüyalarıma girerdi huur. o gün dükkana gelişini hiç unutamadım. benimkine bile dokunamaz oldum. sonra bi daha duyduk ki iki kişiyi deşmiş zagor: biri polis, ikisinin de gırtlağını kesmiş. karakolda beş gün beş gece işkence buna. arkadaşlarının öcünü alıyorlar. kaltağa da öyle... önce öldü dediler zagor a, sonra komalık. ankara da oluyor bunnar. bizimki bi gün çıkageldi mahalleye. zagor içerde, en iyisinden müebbet. bi sabah dükkana geldim, baktım bu oturuyo. önce tanıyamadım. anlayınca içim cız etti. cız etti de ne? tornaya değmiş gibi oldu. çökmüş, zayıflamış, bembeyaz bi surat. ama bu sefer başka güzel huur. oranın şarkıları gibi. kalktı böyle, dimdik konuşmaya başladı. dedi para lazım, çok para. zagor a avukat tutacakmış. ilerde öderim dedi. esnafız ya bizde, nasıl? diye sormuş bulunduk. huurluk yaparım dedi, istersen metresin olurum. içime bişey oturdu ağlamaya başladım, ama ne ağlamak... işte o gün bu günden beri bu huuryla tam yirmi yıl geçti. uzatmayalım, zagor a müebbet verdiler. ama rahat durmaz ki bin! ha birini şişledi, ha firara teşebbüs; o şehir senin bu şehir benim, cezaevlerini gezip duruyo. huur da peşinden. sonunda dayanamadım: ben de onun peşinden. önce dükkan gitti, ardından taksiler. karı terk etti, peder kapıları kapadı. yunus gibi aşk uğruna düştük yollara. iş bilmem, zanaat yok. bu durmuyo hiç. ilk yıllar ufak kahpeliklere başladı, sonra alıştı. gözünü yumup yatıyo milletin altına. gel dönelim diye çok yalvardım. evlenelim, pederi kandırırım, zagor a bakarız: yok. kancık köpek gibi izini sürüyo itin. naptı buna anlamadım. kaç defa dönüp gittim istanbul a. yeminler ettim. doktorlar, hocalar kar etmedi. her seferinde yine peşinde buldum kendimi. bi keresinde döndüm, biriyle evlenmiş bu, hamile. beni abisiyim diye yutturduk herife. nedense rahatladım, oh dedim, kurtuluyorum. bu da akıllanmış görünüyo. yüzü gözü düzelmiş, çocuk diyo başka bişe demiyo. sinop ta oluyo bunnar. ben de döndüm istanbul a. doğumuna yakın, zagor bi isyana karışıyor gene. hemen paketleyip diyarbakır cezaevine postalıyorlar. çok geçmeden bizimki depreşiyo gene; o haliyle kalk git sen diyarbakır a, üç gün ortadan kaybol... herif kafayı yiyo tabii. dönünce bi dayak buna: eşek sudan gelinceye kadar. kızın sakatlığı bu yüzden. sonra çocuğu doğuruyo. uzun zaman anlaşılmamış. ortaya çıkınca bi gece esrarı çekip takıyo herife bıçağı. çocuğu da alıp vın diyarbakır a, zagor un peşine. allahtan herif delikanlı çıkıyo da şikayet etmiyo. ben o ara istanbul da taksiden yolumu buluyorum. epey bi zaman böyle geçti. yine her gece rüyalarımda bu. zagor un diyarbakır cezaevinde olduğunu duymuştum o sıra. bi gece bi büyükle eve geldim. hepsini içtim. zurnayım tabi. bi ara gözümü açıp baktım: karlı dağlar geçiyo. bi daa açtım, başımda bi çocuk, kalk abi, diyarbakır a geldik diyo. baktım, sahiden diyarbakır dayım. bi soruşturma. kale mahallesi vardır oranın, bi gecekonduda buldum, malımı bilmez miyim? görünce hiç şaşırmadı. hiç bişe demedik. o gece oturup düşündüm. oğlum bekir dedim kendi kendime, yolu yok çekeceksin. isyan etmenin faydası yok, kaderin böyle, yol belli, eğ başını, usul usul yürü şimdi. o gün bugün usul usul yürüyorum işte.
    Tümünü Göster
    ···
  19. 20.
    0
    o zütü bi avuçlayıp kendime doğru çekerim karıyı sertçe sonra bi ısırırım zütünü hart diye ciyyaaaak der ağlamaya başlar kanlar akar sonra ugg botları kanla ıslanır ve bende o sırada boşalırım
    ···