Bugün Taksim'de bizzat şahit olduğum olayla ilgili diye.

Bence çok haklı. Ve haklı olduğu için de tehlikeli. Soruya bir misilleme ile yanıt veriyor. Verdiği yanıt onu haklı çıkarıyor. Ancak asıl sorulan soruya yanıt vermiyor. Tehlikeli olan kısımlarından biri de bu. Başka bir tehlikesi, sempatik olması. Herkesi ikna edebilir. Ben de oluyordum. Sonra başa dönüp soruyu dinledim.
Asıl soru: Neden erkeklerin zafiyetlerinden dolayı kadınlar kendilerini kapatmak zorundalar?
Amca çok kısa bir yerde şunu söylüyor. "Biz böyleyiz. Böyle yaratıldık."
Sonra alakasız aklıma Shakespeare'in bir sözü geldi, "Kadın zaaf demekmiş meğer"
Sonra başka sözler.
Sonra başkaları...
Diğerleri,
Derken,
"Sözlerin ne önemi var, beynin içinde sözgeçsiz gezebiliyorsa eğer." demek istedim.
Sonra daha alakasız şekilde aklıma geçenlerde izlediğim Osman Pamukoğlu'nun bir röportajındaki sözü geldi.
"Ben söze itibar etmem, eyleme bakarım."
Amca da video'da tecavüzlerinden bahsetti. Basit bir ilişki kurdum.
Hepimiz sözleri bıraksak, eylemlere baksak dünyada en çok tecavüz ve taciz olayları hangi bölgelerde ve o bölgelere hakim dinler ve rejimler hangileri?
Cevap tahmin ettiğiniz gibi.
Söylemeye gerek yok.
Bunun nedeni bence, yanlış algılanıp, yorumlanmasıyla ilgili.
Bence kimse inandığı bir dine mensup kitabı çevirisinden okumamalı, anlamaya çalışmamalı.
Çünkü her çeviri bir yorumdur.
Amca iyi niyeti olabilir. Ancak onun iyi niyeti ve oradaki genç kıza verdiği lüzumsuz ders, süzgeçsiz çoğunluk yüzünden her gün bir kadının taşlanmasına, kırbaç cezası almasına, kurşunlanmasına ve daha bir çok işkenceye, tacize, tecavüze dönüşebiliyor.
Doğru iletişim nedir?
Bilmiyorum.
Nasıl anlatılmalı?
Bilmiyorum.
Yine de herkesin en az bir "insan" kadar özgür ve özgün olması gerektiğine inanıyorum.
Aksini iddia edenlerin inandıklarına da inanmamayı tercih ediyorum.