Herkese günaydın. Çelik Çekirdek adlı kitabımdan size bir bölümünü anlatmak istiyorum bir kaç kişi olsa bile yeter.
Paylaşmamın sebebi ise devletimizin tarihini öğrenmektir.
Kitap okuyun bilgi sahibi olun öyle konulara davranın.
Bu arada 1999 depremini unutmadım unutmadık.
Bu depremin sebebi H.A.A.R.P'tır tüm ülkede depremin olması sağlanmıştır eğer FETULLAH G. bunu kullansaydı emin olun milyonlarca insan ölecekti.
Bir diğer başlığım: http://www.incisozluk.com.tr/w/1999-tsk-depremi/
Derin devletin gizli tarihi.

Ergenekon süreciyle birlikte derin devlet kavramı üzerine daha fazla yoğunlaşmaya, araştırmaya, incelemeye ve sorular yöneltmeye başladık. Bu şüpheci ve sorgulayıcı yaklaşım, aslında Ergenekon sürecinin en önemli kazanımlarından biridir.

Artık sonuçlar üzerinde inşa edilen hükümlerin geçerliliği kalmamış, sebep-sonuç ilişkisi anahtar hale gelmiştir.

Dün 12 Eylül askeri darbesi olduğunda "artık akan kan durdu" diye sevinirken, bu gün "12 Eylül'de alan akan kanı durduranlar 11 Eylül'de neden ortada yoktu?" sorusuna cevap arar hale geldik.

Sorularımız Çok...

1993 yılında 33 erin şehit edilmesi veya Sivas'ta 37 aydının katledilmesinde ne gibi karanlık, gizli hesaplar rol oynadı?

Eşref Bitlis'in veya Gaffar Okkan'ın öldürülmesi emrini kim, neden verdi?
Ya Uğur Mumcu'yu, Muammer Aksoy'u, Bahriye Üçök'u öldürenler?

Muhtıralar, post modern darbeler, faili meçhul cinayetler, parti kapatmalar, kitlesel kışkırtmalar ve daha niceleri...
Gücünü devletten alan veya devlet içinde kümelenen hukuk dışı oluşumların kirli oyunları, deştikçe gün ışığa çıkıyor. Ergenekon, Balyoz, Kafes, Poyrazköy gibi dava konuları, bu ayıklanmanın en önemli izdüşümleridir. Tabii bu kadar güçlü ve derin organizasyonların, ayıklanma sürecinde son raddeye kadar mücadele edeceklerini de unutmamak gerekir.

Soruşturmayı yürüten savcılar ile güvenlik kuvvetleri, karar koltuğunda oturan hakimler, sürece destek veren siyasi irade ve bazı medya organları bu anlamda yıldırma operasyonlarına maruz kalacaktır. Ancak, bu davalardan ne tür kararlar çıkarsa çıksın, artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. Devleti ve toplumu istedikleri rotaya çevirmek isteyen hukuk dışı devlet merkezli odakların hesap verebilirliği, yeni dönemin tartışma zütürmez bir realitesidir.

Ortaya çıkan bir başka gerçek, bu oluşumları canlı tutan, besleyen tarihsel köklerin mevcudiyetidir. Nitekim "Derin Devlet" kavrdıbını yakın tarihte ilk kez Mehmet Ağar'dan duyduk ama bu gün görüyoruz ki bu kavram zaten varmış ve biz onu yıllarca bünyemizde barındırmışız.