elleri soğuk fakir bir kız çocuğu

Mehmet bey birden sakinleşti, “geliyorum beyim geliyorum, dikkat etmiyorsunuz kendinize hastalığınız..” dedi ve kestim sözünü yine “ boşver Mehmet bey hastalığımı ayaklarım çıplak üşüyorum battaniye getir gelirken, bir de sigara al bana, sigara istiyorum mehmet.” Dedim. ilk kez ona Mehmet diyordum ama garipsememişti bunu hatta umursamadı bile “5 dakika içinde oradayım beyim.” Dedi.

panpa @37 de olmadı gibi azcik ama nereye bağlycaksın bakalim

Birkaç gemi vardı denizin üzerinde anlam veremiyordum içinden kalabalık akıyordu adeta kimse bankta ayakları çıplak sara nöbeti geçirircesine titreyen bir adamı fark etmiyordu ben ise onların bu umarsızlığını şaşkınlıkla izliyordum geminin birisi iskeleye yanaştı içinden yığınla kalabalık akıyordu daha da avrupada bir şehirdeydim galiba ama isimler her şey Türkçeydi anlam veremiyordum hatta bunalıyordum birden yere kanla karışık safra kustum bu kez birkaç kadın bana bakarak sade “ayyy iğrenç” dedi. Mideme bıçaklar saplanıyordu adeta.

Birden yanıma bir kız çocuğu geldi elleri soğuk fakir bir kız çocuğuydu. Aman allahım bu, bu oydu ama benim… “almazmıydın abi?” dedi elinde birkaç paket mendil. Çıldırmak üzereydim derken köşeden Mehmet bey geldi. “Mehmet….” Demeye kalmadan “ hastasın beyim hasta” dedi. küçük kızı gösteriyordum “Mehmet tut şu kızı kaçmasın.” Dedim. Mehmet umursamıyordu beni kolumu sıkıyor ileride kapısı açık farklı bir arabaya sürüklerken insanlar bizi izliyordu ben bırak! Diye haykırırken Mehmet “sus beyim rezil olduk yine sus.” Dedi. Anlam veremiyordum aklımdaki tek şey şu kız çocuğuydu bana olanı biteni anlatacak o kız çocuğu “ Deniiiiizz!” diye nara attım arkasından, derken az ilerde bir kadın irkildi küçük kızın yanına koştu bu esnada Mehmet beni arabaya bindirmişti kapıyı zorladım ama açamıyordum var gücümle bastırıyordum, Esra’ydı bu kadın “Mehmet yalvarırım aç kapıyı söz bir daha yapmayacağım dikkat edeceğim aç şu kapıyı be aptal herif!!” diye çırpınıyordum gözümden yaşlar geliyordu, Esra bana bakıyordu ben ona araç hareket etti gördüğüm son şey “Kadıköy” yazılı bir tabelaydı, bayılıp kalmışım…

Bir evdeydik ama nasıl bir ev nasıl bir oda tahayyül edemezsiniz Mehmet başımın ucunda “ ah çocuk, ah aptal çocuk ne diye dinlemezsin doktoru” diyordu. Yanında bir doktor vardı elinde şırınga koluma bir şeyler enjekte etti “Esra” dedim. Mehmet bir adım atmıştı ki henüz bana doğru uyuyakaldım.

spoiler baba bu adam cıkacak beyler

--spoiler--
adam şizofreni
--spoiler--

--spoiler--

--spoiler--

“Sigara ver Mehmet” dedim, elindeki paketten bir dal çıkardı ve bana uzattı anlattıklarımı not ederken hayretle yüzüme bakıyor zaman zaman suratı korkunç bir hal alıyordu. Ben ise bir yandan çorbamı içiyor bir yandan da mehmetin neden bu kadar şaşırdığına anlam vermeye çalışıyordum neticede tüm bu olaylar esnasında Mehmet de benimle beraberdi. Yoksa değil miydi? Yoksa Mehmet’in hayalimi benimleydi? Hala anlam veremiyordum. Çorba bitmişti sigaramı yaktım derin bir nefes aldım, “çay filan ikram etmezmisin sen ? pinti herif” dedim. Ona takıldığımı anlamış olacak ki tebessüm ederek yerinden kalktı. Mehmetin arkasından sayfalara neler yazdığını kontrol etmek için baktım. Gördüklerim karşısında nutkum tutulmuştu…

Soforu olan birinin cebinde 5 lira var ilginc

Masanın üzerinde yüzlerce sayfa vardı aynı hikaye defalarca yazılmıştı defalarca ama hepsinin altında ufak ufak notlar vardı “gelişme yok.”, “titreyerek uyandı ve kanlar kusmaya başladı”, “uyku halinde derin soluklanmalar”, “Kadıköy iskelesinin karşısında ki bankta” diye garip notlar vardı. aman allahım başıma muazzam ağrılar saplanıyordu, Mehmet odaya girdi notları elimde görünce tedigin bakışlarla yavaşça yanıma geldi. “okudun mu?” dedi. Aklım hala karışıktı “nasıl?” diyebildim. Mehmet istifini bozmadan yineledi, “ hepsini okudun mu?” , aklım başımdan çıkacaktı nasıl olurdu bu gözümün önünde yazmıştı bunları nasıl farklı zamanlarda farklı kağıtlara mehmet’in elinden çıkmış onlarca kopyası olurdu. “ bunun anlamı ne?” dedim. Mehmet “uyku vakti.” Dedi. Bu kez olmaz yok bu kez uyumam her şeyi bilmeliyim hayır bu olmaz. “vicdanını giberim Mehmet”, neler söylüyordum. Mehmet sandalyesine kuruldu ve beni karşısına buyur etti bir hışımla oturdum ve bir an önce anlatmaya başlamasını bekliyordum.

giberim.net

hızlı yaz amk uyuyakalcam

kardeşim güzel ama daha iyisini yazabilirsin

reserved

Bir sigara yaktım ve mehmetin ağır hareketlerine anlam vermeye çalışıyordum. Yavaşça arkasına yaslandı ve söze başladı; “ muhtemelen yıllar öncesinden günümüze yada farklı bir evrene gönderildiğini düşünüyorsun, sen bu zamanda doğdun, bu zamanda yaşadın ve bu zamandasın, hep burdaydın ve burada kalacaksın.” Dedi. Anlam veremiyordum ama dinlemeye devam ediyordum. “ çok değil birkaç yıl önce sevdiğin bir kadın vardı.” neden bilmiyorum ama ağzımdan o isim çıktı “Esra”, “hah evet esra” dedi. “ne olmuş ona ?” dedim anlatmasını beklemeden “müsaade et aziz dostum bırakta anlatayım” dedi, ellerimi havaya kaldırdım teslim oldum gibisinden ve sözü ona devrettim. “bak azizim sen Ankara da tarih okuyan bir öğrenciydin, zengin bir ailenin çocuğuydun, bunu sana anlatmam ne kadar doğru bilmem ama baban iflas etmişti ve çok borcu vardı bir gün baban kafası kopartılarak denize atıldı, muhtemelen borçlarından dolayı, bu olay seni çok üzmüştü hatta kendine gelemedin hastaneye kaldırıldın bu süre zarfında annen ve ben yanında olmaya çalıştık, üzülerek anlatmak durumundayım ama annen bir gün bu sıkıntılara dayanamadı babanın ölümünden 2 yıl sonra kanser teşhisi koyuldu hastalık hızla yayılıyordu ve teşhisten sonraki sene vefat etti, annen son uykusuna dalmadan evvel seni görmek istedi. O gece annen seninle uyumak istemiş küçük mustafasıyla…”

adam senarist beyler

Hayretler içinde başımdan geçenleri mehmet’in ağzından dinliyordum o anlattıkça zihnimde kareler canlanıyordu o kareler devam ettikçe burnumdan kan süzülmeye başlıyordu, Mehmet defalarca sordu “iyi misin? Devam etmeyelim istersen?” diye ama inatla devam etmesini söyledim. “annen yanında öldükten sonra kafayı yemek üzereydin berbat bir vaziyetteydin, kendini eve kapattın yaklaşık 2 yıl boyunca romanlar, kitaplar ne türde olursa olsun kitaplar okuyordun sigara içip kitap okuyordun hergün bıkmadan, usanmadan, konuşmadan, yemeden içmeden…” Mehmet bunlardan bahsederken aklımdan binlerce sahneler geçiyordu, binlerce karakter, binlerce zaman dilimi, binlerce bilgi burnumu tutuyordum bez parçasıyla anlatması için devam etmesi için iyiyim manasında elimi kaldırdım. “ 10 yaşında aşık olduğun bir kız vardı adı esra…” aynı anda şunları söyledik ; “zayıf mavi gözlü bir kız çocuğu…” Mehmet birden hayretle dikildi “hatırlıyorsun!” ben ise hatırlamama şaşırmamıştım, “ anlat Mehmet bey anlat zira lafı biraz daha dolandırırsan kan kaybından gideceğim.” Bu kez tebessüm etmişti ve söze kaldığı yerden devam etti…

rezerved, panpa moskovadayım hızlı atarsan sevinirim metroda okurum

yolla panpa

“o kız çocuğu sende nasıl bir tesir bırakmış bilmiyorum sürekli onu araştırıyordun nerde? Kimle? nasıl biri ? ilişkisi var mı? Derken kısa bir zaman önce yaklaşık 8 ay kadar ondan 1.5 ay sonra da evlenmiş…” ben istemsizce tekrar söze katıldım “ Ahmet diye birisiyle.” Kafasını onaylar biçimde aşağı yukarı salladı ve sözüne devam etti “bir gün kafanı duvara vuruyordun nasıl olur nasıl diye yanına geldim ne olduğunu sordum, bana çocukları olacakmış dedin, o gitti anlıyormusun bitti her şey dedin, ben de sana…” duraksamıştı, bir sigara daha yaktım ve cümleyi ben tamamladım “ o hiç olmadı ki dedin.”. kafasını salladı tekrar , “ peki ya Kadıköy, dilenci çocuk, hasta adam, çaresiz kadın, sen? Seni neden unutmadım Mehmet?”