1. 1.
    -1
    kaybolmasın diye buraya yazıyorum.

    benim narsist arkadaşım var baya severim kendisini hayırsızdır o ayrı konu. narsizm tutarlı bir davranış biçimidir; çoğu davranış bozukluğu gibi. normları kabul etmek yanlıştır veya doğrudur demiyorum. normal insan dediğimiz insan daha sıkıntılı bir yaratık baştan sona tutarsız. en nihayetinde savunma mekanizmaları bugünün bilimi ışığında açıklanacak kadar basit olmasalar da varlar. ve bu savunma mekanizmalarının amacı bireyi dış etkilerden korumak. ama işin garip yanı sadece yaygın olmayan savunma mekanizmaları hastalık olarak veya kişilik bozukluğu olarak adlandırılır. örneğin fazla okumak veya fazla düşünmek norm dışıdır. insan sağlığı için ciddi tehlikedir. dünyada normal olan tek şey "kabul etmek". kabul etmek insanın yaşamda kalmak için yaptığı en büyük iki yüzlülük. sorgulamak iyidir. bütün alimler evliyalar sorgulamıştır, düşünmüştür. fakat işin sıkıntılı yanı şudur; herşeyin hakkını veremezsin kısa sürede. bir bilgenin 1 yılda anladığını 10 yılda anlyabilirsin. bu noktada zorlamak sınıtlıdır. anormalleşirsin. evrenin bilinen en basit kuralı denge. dengesizlik bile belirli bir dengeyle varoluyor. denge ve haddini bilmek çok önemli. ayna dediğin olay bir noktada buna varıyor. kendini anlamak için göreceliliğe ihtiyaç duymamak. çünkü her birey varoluş itibariyle orjinaldir. insan oğlunun varoluş sırlarından biri de budur. savunma mekanizmalarını indirgemek bile büyük hata. çünkü savunma mekanizmaları büyük bir ahenkle oluşur. belirli bir sırası olması zorunlu değildir. her insanda farklı şekilde cereyan edebilir. kendini bile anlamakta zorlanan adem oğlunun başka bir insanı anlaması baya bir zordur. bu bakımdan insanları kategorize edebiliriz. fakat bunu yaparken temel çıkış noktamız insanın ontolojik orjinalliği olmalıdır. bir yandan her birey birbirine akılalmazderecede benzerken bu orjinallikten dolayı bir yandan da daha önce bahsettiğim bireyin orjinalliğinden dolayı bir o kadar da ayrılır. ben farklı davranış biçimlerini savunma mekanizmalarını ve hasstalıkları insan ontolojisinin genişlemiş hali olarak düşünüyorum.
    fıtrat bence genişlememiş salt varoluş biçimidir bu noktada. insanın bir aynaya ihtiyaç duymasından çok insanın varoluşunun orjinalliğini bilmesi farketmesi bence çok daha önemlidir. etik-ahlak-özgürlük kavramları benim için tam bu noktada başlıyor. orjinalliğin bilinmesi noktasında. bir insanın en büyük aydınlanması budur. inanç ise bundan sonraki basamak eğer insanoğlu bu orjinalliği farkettiyse ya insanoğlunu tanrılaştırır insan-doğa ikilemini kurar. veya yaratıcı-insan-doğa piramidine ulaşır. bu bahsettiğim baya tehlikeli bir su bu arada. yanlış anlaşılmaya müsaittir insan oğlu eşrefi mahlükattır fakat bu piramit tehlikelidir cidden. başlangıç noktası önemli bence burada öncelikle doğadan mı yoksa yaratıcıdan mı başladık önermemize. ben varoluşumuzun aynalara ihtiyaç duymadığını düşünürüm bu sebeple uzattım biraz. belki de gereklidir fakat ne kadar gereklidir diye sorarım hep. aslında öğendikçe öğrendiklerimin düşündüklerimin ne kadar gerekli olduğunu da düşünüyor oluyorum. bunu bir düşünmek lazım. gereklilik de çok sıkıntılı bir kavram zaten o da haddini bilmekle alakalı. bireysel varoluşla alakalı. bu noktada bireysel varoluş, insanın varoluşsal orjinalliğinden sonra gelir. en azından gelmelidir bana göre. en azından çoğu insan için böyle. kısa kesmeye çalıştım yeter bu kadar yazdığım.
    Tümünü Göster
    ···
  2. 2.
    +1
    beyler okumayın ben okudum bi tak yok
    ···
  3. 3.
    0
    gececi tayfaa gelin
    laan koşuuuuuuuuuun !!11!!!111111!!!

    http://inci.ca/ucr_jezybg
    http://inci.ca/ucr_jezybg
    ···
  4. 4.
    0
    okuyanı gibsinler.
    ···
  5. 5.
    0
    bekle okiyim bi
    ···
  6. 6.
    0
    gececi tayfaa gelin
    laan koşuuuuuuuuuun !!11!!!111111!!!

    http://inci.ca/ucr_jezybg
    http://inci.ca/ucr_jezybg
    ···
  7. 7.
    0
    okuyabilirsiniz beyler temiz.
    ···