Yıkıntıların arasından bir kişi elindeki AK-47 ile çıktığı zaman Burak Tabancası ile adamı suratından tek el ateş ederek vurdu.
Burak RPG diyerek karşı binaya ateş etmeye başladı. Roketi tutan adamı Burak delik deşik etmiş ve roketin gruba gelmesini engellemiş 10 metre kadar sola sapmasına neden olmuştu.
Grup merdivenlere açılan kapının olduğu yere gelince Seran burada bekleyin diyerek içeri girdi.
Koridorun ucundaki adamı tabancası ile kafasından vurdu. Bir kat aşağı tahta merdivenlerden indi fakat bu merdiven iki tarafıda kapalı bir yere açılıyordu. Tekrar yukarı çıkmak isterken tahta merdivenlerin altında bir patlama meydana geldi ve Sercan aşağı düştü.
Yerinden kalktığında Burak ve Kutay yukardan iyimisiniz komutanım diyerek seslendiler.

Evet dedi Sercan iyiyim….burada duvar biraz yıkılmış içeri giricem….dışarda buluşalım dedi.
Anlaşıldı dedi Kutay ve Burak’la beraber ayrıldılar.
Sercan yıkık yerden içeri girdi ve karanlık odalardan geçmeye başladı.
ilerdeki kapının altından ışık sızıyordu. Kapıya doğru ilerledi ve kapıyı yavaşça açtı.

Karşısında ışığın ortasında bir adam vardı. Silahını ona doğrulttuğu zaman
“ DURUN KOMUTANIM…DURUN LA BEN BURAK” dedi.
Ne kadar çabuk geldiniz dedi Sercan. Evet komutanım diyerek cevap verdi Burak Kutay bir merdiven buldu oradan direk indik aşağı….ama buraya doğru gelen bir tank var…..onun için biraz bekleyin…dedi.
Kutay’ı alarak dışarı çıkmak istediler. Bir binanın bodrum katıydı burası ve merdivenlerden çıkarak dışarı ulaşmaları gerekiyordu.
Kutay durun bi dakika dedi... Bu ses gelen tankın sesi olabil……..

Telsizden…..
- BEN SERCAN……LAZER iLE iŞARETLEDiĞiM YERDE BiR ADET TANK MEVCUT……HAVA DESTEĞi AKTiFMi ?
- SERCAN BEN YELiZ…..HAVA DESTEĞi ŞU AN AKTiF…..HEDEFi iŞARETLERSEN HEMEN BÖLGEDEKi UÇAKLARDAN BiRiNi GÖNDEREBiLiRiM….
- ANLAŞILDI…
Tüfeğindeki lazer işaretleyiciyi tankın üzerine tutmaya başladı.
- YELiZ…..TANKI ŞU AN LAZERLE iŞARETLiYORUM….
- GÖRDÜK…HAVA DESTEĞi ON SANiYE SONRA HEDEFi BULACAK…
içinden ona kadar saydı Sercan ve tepelerindeki uçaklardan tankın üzerine füze yağdı.

Burak ve Kutay sesin geldiği yöne doğru baktıkları zaman koşarak sokağın ilerisine ilerleyen Sercan’ı gördüler ve arkasından koşarak yetişmeye çalıştılar.
Sercan bir evin tahta kapısına hızını hiç kesmeden omuz atarak kırdı ve açılmasını sağladı. Evin içindeki odalardan geçerek arka sokağa çıktılar.
Çıktıkları gibi aynı adam aynı bir önceki gibi Rpg ile roket atarak çıktıkları kapının patlamasını sağladı.
Grup olduğu gibi geriye doğru uçmuştu..
Burak “ OR.SPU ÇOCUĞU BU iKi OLDU LAN…..” diyerek koşmaya başladı.
Telsizlerinden
- ÇEKiÇ 1….BURASI DiYARBAKIR KONTROL….SiZE DOĞRU GELEN 15 KiŞiLiK BiR GRUP VAR….HELiKOPTER DESTEĞi GÖNDERiYORUZ.

Sercan gruba bakarak SiZ BURADA KALIN VE HELiKOPTERLER iLE GRUBU DURDURMAYA ÇALIŞIN…..BEN TEK BAŞIMA GiDEREK BOMBANIN YERiNi BULMAYA ÇALIŞACAĞIM……dedi.
Anlaşıldı komutanım dedi Kutay……
Sercan sokağın ucuna doğru koşmaya başladı.
Telsiziden…..
- Yeliz….ben sercan…..bombanın yerini saptayabildiniz mi?
- Şu an senin bulunduğun yerin sokağın hemen doğusunda ve ilerliyor…
- Anlaşıldı…..
Sercan yan tarafındaki evin kapısından içeri girdi….
Girdiği zaman iki kişinin silahlarını bırakarak oturduklarını gördü….silahlarını almaya çalışırlarken gövdelerine aldıkları mermileri ile vurarak öldürdü hepsini.

Öteki odaya geçtiği zaman dışardan bir helikopter sesi duydu.
- Yeliz dışardan bir helikopter sesi geliyor… nedir bu ?
- Adamın olduğu yere bir LiTTEL BiRD helikopteri geldi….çabuk ol yoksa kaçacak….
Sercan tahta kapıyı kırarak dışarı çıktı ve çıktığı gibi tüfeği ile küçük helikoptere ateş etmeye başladı.
Helikopter yerden biraz kalkmıştı ve pilot aracı Sercan’ın üzerine sürmeye başlamıştı.
Sercan arkasını dönerek atladı….helikopterin pervaneleri sırtını az farkla teğet geçmişti…tüfeği elinden düşmüştü Sercan’ın…belindeki tabancasını çıkararak helikopterin arkasından ateş etmeye başladı. Mermileri kuyruk bölümüne ve pervanesine denk gelmişti ama adam kaçmayı başarmıştı.

- YELiZ BEN SERCAN…ADAM KAÇTI…DERHAL ADAMIN KOORDiNATLARINA UÇAK GÖNDERiP VURUN ŞUNU…..YELiZ CEVAP VER…..YELiZ ADAM KAÇIYOR CEVAP VER……ALLAH KAHRETSiN…..
Elindeki tabancayı yere fırlattı sinirden….

Helikopter Suriye’den ayrılmış ve Akdeniz üzerinde Kıbrıs’a doğru pervanesinden dumanlar çıkartarak yol alıyordu…..pervaneye ve benzin tankına gelen mermilerden dolayı arada şiddetli bir şekilde sarsılıyordu.
Protez kolu olan adam bombanın olduğu çantanın kapağını açtı ve numaraların olduğu yerden bir şifre girerek….
- Heycan yapmaya gerek yok…..artık şu bebeği kapatalım…
Dedi.
Bombanın dijital ekranındaki geri sayım ekranından “ KAPANIYOR” yazdıktan sonra kapandı.

Adam kafasını arkasına yasladı.
Pilot arkasını dönmeden…nereye gidiyoruz efendim dedi…..helikopter bu halde fazla uçamaz…çok fazla yakıt kaybettik….
Kıbrısa gidelim dedi adam…sonrasını düşünürüz…..
Helikopter ilerlerken…..bombanın ekranı tekrar aktif oldu ve iki dakikadan geriye saymaya başladı.
Has. ktir dedi adam ve pilota alçak uçuşa geç dedi.
Helikopter denizin üzerinde alçaktan uçmaya başladığı zaman. Bombayı kapattı ve aracın kapısını açarak atlamaya hazırlandı.
Pilot arkasını dönerek ne yapıyorsun dedi.
- KENDi ŞANSIMI KENDiM YARATIRIM
Dedi protezli adam atlamadan önce….

Ve denize atladı……
Helikopterdeki bomba Akdeniz’in ortasında büyük bir gürültü ile patlamıştı……
Patlamanın şiddeti o kadar büyüktü ki o bölgede 5 şiddetinde bir deprem meydana getirmiş , oluşan mantar şeklindeki alev ve dumanlar ADANA, LÜBNAN VE KIBRISTAN açık bir şekilde görülmüştü…
Etrafında 5 metrelik bir dalga oluşturmuş patlamaya yakın yerlerde Tsunami alarmı verilmişti.
Bütün bu olanlardan habersiz Sercan, Burak ve Kutay kendilerini almaya gelecek olan helikopteri beklemeye başladılar.
Uzaktan helikopterin sesi geldi ve Kutay yerini belli etmek için elini kaldırdı. Helikopter alçalmaya başladığı zaman patlamanın oluşturduğu rüzgar ile savrularak düştü…..

72 SAAT ÖNCE……
KONGO DEMOKRATiK CUMHURiYETi…….
istihbarat raporlarına göre Türk bayrağı taşıyan bir askeri kargo uçağı Kongo üzerinde düşürülmüştü…..
Olay medyadan tamamen saklandı….
Pilotların ve uçağın ne durumda olduğu konusu tamamen bilinmezdi….
Kongoda uzun yıllar devam eden iç savaş sonucu olarak uçağın hangi taraf yüzünden düşürüldüğü bilinmiyordu…..
Ya ne taşıdığı….
Tek bilinen uçaktan en son alınan sinyalin savaşan taraflardan ordunun karşısında olan kısımda olduğuydu….
Bölge asker gönderilmesi için uygun şartlarıda taşımıyordu….
Lakin gönderilen askerlerin durumunu takip edemezlerdi.
Bu görev için en uygun birlik…
HAYALET TiMiYDi…..

Görev için Yüzbaşı Sercan seçilmişti….
Yanında Üsteğmen Furkan ÇAKAN vardı….
Ve bölgeyi çok iyi bilen, zamanında burada Türkiye için istihbarat toplayan Teğmen ARiF DURAN…..
Bölgenin üzerinden geçecek olan bir kargo uçağından paraşütle atlayarak uçağın sinyalinin kaybolduğu en yakın noktaya indiler.
indikleri zaman hemen paraşütlerini toplayarak bir köşeye sakladılar ve bir süre etrafı dinlediler.
Etrafın tamamen sessiz olduğunu gördükleri zaman silahlarını hazırlamaya başladılar.
Sercan’ın elinde MPT-76 tüfeği vardı , Furkan eline bir BORA-12 almıştı , Arif’in tercihi ise bir MP5 tüfeği idi….
Hazırlıkları tamamlandığı zaman Sercan telsizden…
- Ben Hayalet 1…..Hazırız, emirlerinizi bekliyoruz…..
Dedi…..

- Hayalet 1….şu an bulunduğunu bölge, uçak ile irtibatın kesildiği noktanın…..tam 15 Km batısında kalıyor….bölgede çok sayıda isyancı olacaktır…..en asgari şekilde görünerek uçağa ulaşmaya çalışın…uydu görüntülerine bakarak uçağın tam yerini saptayamadık maalesef….çok fazla orman örtüsü var….fakat sizi alacağımız bölge ile diğer bölge arasında bir köprü var….uçağın yerini bulup görevinizi tamamladıktan sonra sizi alacağımız yere giderken bu köprüyü havaya uçurmanız gerekecek….yoksa takip edilebilirsiniz ve görev başarısız olur….anlaşıldı mı ?
- Anlaşıldı….
Arif yanındaki haritayı çıkartarak…..

“ Şimdi bizim bulunduğumuz yer burası…….uçağın olduğu yer ise buralarda bir yerlerde olmalı……şu yolu takip ederek….buraya ulaşabiliriz….yolumuzun üzerinde tek tük çok fazla ev olacaktır….buradaki yaşam bu şekilde oluyor….köyler değil de daha ziyade evler şeklinde….her ailenin bulunduğu evler var…ve bu evlerin hangi taraf için çalıştığını da bilmiyoruz…..bu yüzden çok sessiz olmalı ve o şekilde ilerlemeliyiz…..Furkan burada sana çok önemli bir görev düşüyor….eğer onlardan birini görürsen ve silahlıysa bu adam….derhal indirmen gerek…burada silahlı adam isyancıdır…..silahsız kimselere dokunma…..Komutanım sizde grubun en sessiz şekilde ilerlemesi için çalışmalısınız…..köprüye giden yolda…şurada bir ev topluluğu var…burada mutlaka çatışma olacaktır…fakat köprüyü havaya uçurup ilerlediğimiz şu yolda büyük bir ev topluluğu var ve bu köyün tamamı isyancılardan oluşuyor….bunun için Hava kuvvetlerinden yardım alacağız….işaretimizle köyü yok edecekler….bu sayede bizde bizi alacak helikopter için bu yolu kullanabileceğiz…..her şey açık değil mi ?”
Furkan ve Sercan birbirlerine baktılar ve anlaşıldı dediler……
Ormanın içinde yürümeye başladılar. Etrafta o kadar çok yeşillik vardı ki güneş ışığı toprak yüzeye ulaşmıyordu bile.
Arif sessiz bir şekilde konuşmaya devam etti…

Sercan gruba eliyle dur işareti yaptı ve arkasından eğilmelerini istedi. Silahını omzuna astı ve yavaş yavaş adamın arkasından ilerledi.
Belinden büyük bıçağını çıkardı…..
Adamın arkasından bir refleksle ilerledi ve adamın ağzını kapayarak bıçağı göğüs kafesinden içeri son gücüyle soktu…..
Adam ilk başta bağırmaya çalıştıysa da bıçağın göğsünü parçalayarak ilerlemesinden bir süre sonra ağzından kan gelerek öldü….
Sercan ölü adamı koltukaltlarından tutarak sürükledi ve ilerdeki bir ağacın dibine bıraktı etraftaki büyük yapraklardan kopardığı parçaları üzerine koyarak göze batmamasını sağladı…
Arkasını dönerek gidelim hadi dedi bunun burada olmadığını fark etmeleri fazla uzun sürmez.
Ormanın içinde ilerlemeye devam ettiler…..

Yaprakların yeşilliği o kadar güzeldi ki başka bir zaman….başka bir kişi olmuş olsalardı tatil için mükemmel olabilirdi diye düşündü içinden Sercan….
Zehirli hayvanlara dikkat edin dedi Arif… Dünyadaki en zehirli yılan, kurbağa ve örümcek türleri burada bulunur…
Ne kadar zehirli dedi Furkan arkasını dönmeden….
Muhtemelen acıdığını hissetmezsin bile…hele örümceklerin ki daha kötü….ısırdığı zaman salgıladığı toksin madde etinin yumuşamasına ve erimesine neden olur….aradan çok zaman geçmeden ölürsün zaten….yani şu anda biz av,onlar avcı konumunda…..bu yüzden dikkatli olun…
Sercan arkasını dönerek Furkanı ve Arif’i çağırdı……
ilk yerleşim yerine gelmişlerdi….
Dürbünlerinden baktılar. Gördükleri şey alışılmamış bir şey değildi…
Silahlı adamlar….
Silahlı kadınlar…..
Elinde tüfek olan çocuk yaştaki insanlar…..

Sercan biraz durdu ve ŞiMDi demesiyle tek el silah sesi duyulduktan sonra büyük bir patlama meydana geldi bütün evdekileri dışarı çıkarak patlamanın meydana geldiği yere doğru koştular…
Şimdi tam zamanı dedi Sercan ve grubu arkasına alarak evlerin yanından ilerlemeye başladılar….
Bir evin yanından geçerken, evin kapısı aniden açıldı. Bütün grup silahını kapıya yöneltmişti ama kimseyi göremediler.
Kafalarını aşağı indirdiklerinde ise en fazla 1.5 yaşlarında bir bebek ile karşılaştılar.
Bebek tanımaz ve korkak gözlerle gruba doğru bakıyordu eğer ağlamaya başlarsa buraya gelebilirler ve bütün iş sarpa sarabilirdi.
Furkan bebeğin karşısında ayakları üzerine çömelerek eliyle yüzünü kapattı ve açarak şaşırmış bir yüz ifadesiyle Ce-eeeeeee yaptı. Bunu bir kez daha tekrarladığı zaman bebekte aynısını yapmaya başlamıştı…
Üstelik gülüyordu da……

Sercan ve Arif birbirlerine bakarak önlerindeki sahneyi anlamaya çalışıyorlardı…
Garipti ama işe yaramıştı…bebek ağlamıyor aksine gülüyordu….
Kucağına alarak evin biraz içine koydu bebeği ve kapıyı üzerinden kapattı Furkan….
Hadi gidelim dedi sonra….
Evlerden uzaklaşmaya başlamışlardı..
Artık kalabalığın o tedirgin bağırışları geride kalmıştı….
Sercan ve arif o soruyu sormak için sıra bekliyorlardı adeta….
Ağzını ilk açan Sercan oldu…
Nasıl başardın bunu dedi Furkan’a….
Neyi komutanım diyerek cevap verdi Furkan..

Bebeğin o hareketi taklit edeceğini nerden bildin ?...
“Ailenin tek erkek evladı ve en küçük çocuğu benim komutanım…..benden büyük 5 tane ablam var…..bir sürüde çocuk….hepsinin dayısı benim. Ve hepsi de elime doğdu diyebilirim, hepsiyle ben ilgilendim….bu yaştaki çocuklar siz ne yaparsanız aynısını taklit ederler….bu Ce-eeee oyunuda dünyanın her yerindeki her çocuk tarafından bilinir….tıpkı ali babanın çiftliği gibi….tüm dünyada farklı isimlerle bütün çocuklar bilir bu şarkıyı….”
Yollarına devam ettiler.