/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 1.
    +2
    Uzun olacak ama. Hikâye bittiğinde hepinizin yorumunu bekliyorum beyler.
    10-15 parta bitmeyecek haberiniz olsun. Hadi bismillah

    Uzun zamandır süre gelen yalnızlığın ve bunaltıcı düşüncelerinin seni yorgun düşürdüğünün farkına varıp, oldukça uzun süreceğini iyiden iyiye belli etmeye başlayan ıssız geceye katlanabilmek için koyu bir kahve hazırlamaya karar verdiğinde gece şehrin üzerine kapkara bir tabut gibi örtülmüştü. Saatlerdir hiçbir şey yapmadan oturduğun tek kişilik yatağın üzerinden kalkıp mutfağa yöneldiğinde, elbette birazdan olacakların hiçbirisinden haberdar değildin…

    Yolunu şaşırmış bir hayalet gibi mutfağa yavaşça girerek kahve makinesini açıyorsun, ayak parmaklarının üzerinde güçlükle sıçrayıp üst rafta duran kahve kavanozuna uzanarak, içinden üç koca kaşık kahveyi makineye koyuyorsun.

    Kahvenin damla damla fincana süzülüşünü izlemekten sıkılıp, kızıla çalan uzun kumral saçlarını derin bir oflamayla arkaya doğru atıp, kolunu mutfak penceresinin kenarına dayayarak elâ gözlerini yukarılara doğru çeviriyorsun. Gökyüzünün aydınlığı dikkatini çekmiş olacak ki, hızla pencereyi açıp biraz daha yakından bakmak istiyorsun.

    DEVAMINI YAZIYORUM REZ ALIN
    ···
  1. 2.
    0
    ulan demin karı taklidi yapıyordun.
    ···
    1. 1.
      0
      Karı değilim panpa yazdığım hikâye kurgu
      ···
  2. 3.
    0
    saçlara 2 posta attım helal et
    ···
  3. 4.
    0
    OKUYAN YOKMU AMK NEYSE DEVAM EDiYORUM

    Gökyüzü, hiç görmediğin kadar güzel gözüküyor, oysa – henüz sen bilmesen de – Ekim’de istanbul’un göğü sıklıkla bulut besler, puslu hava tüm şehrin damarlarına ağlamaklı bir hüzün zerk eder ve sonbaharın kendisini yeni yeni hissettirmeye başladığı günlerde, istanbul semalarında tek bir yıldızı bile çıplak gözle görmek mucize sayılır. Buna rağmen sen, acı dolu derin bir nefesi ciğerlerinin derinliklerine hapsedip, başını pencereden biraz daha çıkararak, başını yukarılara doğru kaldırdığında gökyüzünün yıldız istilası altında kalmış olduğunu görüyorsun. Binlerce irili ufaklı yıldız yan yana dizilmiş, sanki resmigeçit yapıyorlar… Gel gör ki, tüm bu yıldızlardan en parlak olanı bir an için gözüne çarpıveriyor ve bu yıldız sanki sana göz kırpıyor! Bunu düşünerek tatlı bir gülümsemenin yüzüne yayılmasına izin veriyorsun ve sen de yıldıza göz kırpıp selam vererek hızla perdeyi çekiyorsun…

    Kahve makinesine cömertçe boca ettiğin acı kahve parçacıkları, fokurdamış suyla aynı fincan içerisinde buluşmuş, çoktan fincanın hacmini zorlamaya başlamışlar bile… Kahve fincanını taşmaya ramak kala makinenin altından çekip almayı başarıyorsun ve yavaş adımlarla mutfaktan çıkıp, bomboş evin karanlık koridorundan eve girmiş bir yabancı gibi ürkek adımlarla geçerek, yalnızca ufak bir masa lambasının aydınlatmak için var gücüyle çırpındığı loş odana geri dönüyorsun. Odanın ışığını açmayı düşündüysen de çarçabuk vazgeçerek, dış dünyayla bağlantını kurmanı sağlayan tek şey olan odanın penceresinin kenarına yerleştirilmiş yatağına uzanıyorsun, kahve fincanını iki avucunun arasında kavrayıp, yavaşça dudaklarına doğru zütürüyorsun.
    ···
  4. 5.
    0
    OKUYAN VARSA SES VERSiN BIRAKCAM YOKSA AMK

    Fincandan yükselen acı ve ılık buğu tüm yüzünü bir tül gibi örterken, mutfak camından gökyüzüne bakarken sana göz kırpan o güzel yıldızı hatırlıyorsun.

    Bu koca şehirde ilk kez o yıldız sevgiyle göz kırptı sana. Gerçi istanbul’a geleli daha 20 gün oldu ama yine de bu yıldızdan başka hiç kimse sana yalnız olduğunu unutturmak için bir şey yapmadı o ana kadar…

    Üniversiteye daha yeni başladın, 20 gün önce Amasya denen cehennem şubesinden kurtuldun ve Hukuk fakültesindeki eğitimine başlamak üzere istanbul’a taşındın. Zaten yıllardır bunun için gün sayıyordun; yani o küçük taşra kentinden kurtulmak için! Seni anlayan bir tek insan bile yoktu çünkü o küçük çevrede… Oysa doğduğun ve hayatının en güzel yedi yılını geçirdiğin Ankara ne kadar da güzel bir şehirdi. Oynadığın o mutlu oyunlar, dertsiz tasasız arkadaşlıklar, ailecek yenen o mutlu akşam yemekleri, hepsi ama hepsi siz Amasya’ya taşınırken Ankara’da kalmıştı sanki… Taşınırken, seni mutlu eden hiçbir şeyi beraberinizde zütürmemiştiniz!
    ···
  5. 6.
    0
    Devam etmiyorum amk daha sonra yine başlık açarım
    ···