-
26.
+1
-
27.
+1Acaba
Bin kez öptüm yine istanbul'u bugün
Yağmur mu yoksa ben mi ağlıyorum
Yalnız bütün şehirden özür dile
Bir gün gelirsen buralara
Sayende istanbul sırılsıklam...
Herhangibir akşamüstü
Sensizlik yine beni yakaladı suçüstü
Şu an baktığım denizden
Ne vardı sevdalarım bir bir çıksa
içimdeki karanlığı alsa
Kızıl saçların omuzlarımda dolaşsa
Birdaha ağlarmıyım acaba?
Ceyhun Yılmaz -
28.
+3Şimdi sen kalkıp gidiyorsun. Git.
Gözlerin durur mu onlar da gidiyorlar. Gitsinler.
Oysa ben senin gözlerinsiz edemem bilirsin
Oysa Allah bilir bugün iyi uyanmıştık
Sevgiyeydi ilk açılışı gözlerimizin sırf onaydı
Bir kuş konmuş parmaklarıma uzun uzun ötmüştü
Bir sevişmek gelmiş bir daha gitmemişti
Yoktu dünlerde evvelsi günlerdeki yoksulluğumuz
Sanki hiç olmamıştı
Oysa kalbim işte şuracıkta çarpıyordu
Şurda senin gözlerindeki bakımsız mavi, güzel laflı istanbullar
Şurda da etin çoğalıyordu dokundukça lafların dünyaların
Öyle düzeltici öyle yerine getiriciydi sevmek
Ki Karakoy köprüsüne yağmur yağarken
Bıraksalar gökyüzü kendini ikiye bölecekti
Çünkü iki kişiydik
Oysa bir bardak su yetiyordu saçlarını ıslatmaya
Bir dilim ekmeğin bir iki zeytinin başınaydı doymamız
Seni bir kere öpsem ikinin hatırı kalıyordu
iki kere öpeyim desem üçün boynu bükük
Yüzünün bitip vücudunun başladığı yerde
Memelerin vardı memelerin kahramandı sonra
Sonrası iyilik güzellik. -
29.
0
-
30.
0Selam
Sabahlar da soğudu,
Bir ayaz var ki insanların tebessümü donmuş.
Sıcak bir selam söyledim ortaya.
Herkes ayrı bir köşeye kaçtı.
Bunlar neden böyle?
Hepsi mi sana aşık?
Benim gibi...
Ceyhun Yılmaz -
31.
0Taksici
Ben ne kadar sevdiysem..
O kadar gittin...
Gitmediğin zamanlarda bile, hep gidecekmiş gibi durdun yanımda...
Her bakışında başka bir el sallama
Tam sevmek isterken seni..
Taksi çağırdın..
Gitme deyişimi ne sen duydun, ne taksici..
Ceyhun Yılmaz -
32.
0Seni Seviyorum
Söyledim, söyleyebildim sonunda...
'Seni Seviyorum' demekten aciz dudaklarım
Mutlulukla tanıştı ilk defa..
Affet beni..
Çok geç oldu belki ama
ilk kez ta kalbimde hissettim önemini
ilk kez sana söyledim sevgimi..
Affet beni burada olmamalıydı..
Bu kadar geç olmamalıydı..
Biliyorum yine kavuşacağız
Çok geç olmayacak..Üstelik bu kez korkmayacağım
'Seni Seviyorum' demekten
Bağıracağım hatta, haykıracağım..
Ağlamayacağım, ağlamayacağız..
Sarılacağız yine...
Sonsuza kadar...
Öyle özledim ki gülen gözlerini...
'Seni Seviyorum' derken
Bak yine söylüyorum, 'Seni Seviyorum'...
Ceyhun Yılmaz -
33.
-1kopyala yapistir yapmis alayı. gorseler siiri birakip giberler direk karıyı. birde laf yaparlar burda. gibmek lazım hepsini masa altinda
-
34.
+1alın binler bu sadece biri diğerleri için bu başlıkta şiir yazcam
konuşmak geliyor içimden, konuşmak
sayfalar dolusu yazıyorum bu yüzden
elime kağıt kalem tutuşturuyorken kalbim
her hecede, her kelimede sen bırakıyorum biraz
ki yıllar sonra döndüğümde bulabileyim diye
veryansın eden bir uzaklık var sol yanımda
güneşin kasıp kavurduğu tenimde ekgib bir şeyler
rüzgarların söylediği bir şarkım var
adını tekrar eden bir yalnızlık ile
ilelebet sürecekmiş gibi duran bir sonbahar... -
35.
+1Sevgili Milena,Tümünü Göster
Milena, Milena, Milena… Adından başka hiçbir şey yazamıyorum mektubuma. Yazmalıyım ama.. Bugün şaşkınım, yorgunum ve sensizim Milena. Biliyorum yarın da yanımda olmayacaksın. Nasıl umutsuz olmayayım? Hastayım diye altı ay dinlen ve günlerini hoşça geçir diyorlar bana.. Oysa bu süre içinde yalnızca dört gün bağışlanıyor bana. Bu dört günün salı ve pazarından yalnız bir parça, sabahlarla akşamlar da yok ediliyor üstelik ! Tam bir esenliğe kavuşamadımsa, suç bende mi, Milena? Sol kulağına fısıldıyorum bunları.. Güzel bir yorgunluktan sonra derin bir uykuya dalmışsın.. Seninle yoksul bir yataktayız, sağdan sola dönüyorsun ağır ağır, dudaklarımdan yana…
… Kimi zaman şuna inanıyorum: Birlikte yaşayamayacağız, boyun eğip yaşama, rahatça uzanıvereceğiz yan yana, birlikte ölmek için. Ama ne olacaksa senin yanında olacak . Hem, doktorun düşündüğü gibi düşünmüyorum ben.. Geçici de olsa bir esenliğe kavuşacaksam dinlenmekle olacak bu. Ama onların bildiği dinlenmeyle bir ilgisi yok, daha doğrusu, başka bir çeşit yorulmayla, seni özleye özleye iyileşebilirim belki biraz.
… Bu elle tutulamayan, bu korkunç aşkın sorumluluğunu bütün açılarıyla yüklenen biri olacağım yerde, sözgelişi odundaki, o her zaman seni görebilen, güzelliğini seyredebilen mutlu bir ayna, bir dolap olsam ne iyi olurdu: Gün boyunca izlerdim seni, koltukta oturuşunu, mektup yazışını, kalem tutan o güzel elini, dalıp giden yüzünü, uykuya dalışını… Neden mi mutlu değilim? Şu son günlerinde nasıl bocaladığını, ya da Viyana’dan ayrılmak zorunda kalışını görmek, üzüntüden yere yıkardı beni de ondan.
… Bana her gün yazma demiştim dünkü mektubumda, bugün de aynı şeyi istiyorum senden, bu ikimiz için de daha iyi olur, hem bugün daha da direniyorum bu isteğimde, ama n’olursun Milena, sen kulak asma bana, gene her gün yazmaya devam et bana, kısacık da olsa yaz, bir sözcük olsun yaz ki varlığını hissedeyim içimde. Yoksa, korkunç acılara boyun eğmek zorunda kahrım tek sözcüğünden yoksun olursam..
… Sakın üzülme benim için, bir bu ekgibti Milena, benim için üzülmen… Bu elle tutulamayan, bu korkunç sorumluluk durumunu bütün acılarıyla yüklenen biri olacağım yerde, sözgelişi odandaki, o her zaman seni görebilen mutlu dolap olsam, ne iyi olurdu. seyrederdim seni hep, koltukta oturuşunu, mektup yazışını, yatışını ya da uykuya dalışını.
…”Beni sana getirecek bir yol bulmuştum, karanlıktan aydınlığa kavuşacaktım… Bu yolu umutla, sevinçle kazmış, kendimden de bir şeyler katmıştım… Bir çırpıda yüreğimle açtığım bu yolu kapatmak , ağır ağır dönmek, vazgeçmek zor geliyor biraz… Elbet yüreğim sızlar”…
… Denizin dibindeki avuç içi kadar bir yer okyanusun baskısına nasıl dayanıyorsa, sen de öyle dayanıyorsun Milena. Yaşam, rezillik aslında, bunca çirkinlik içinde insanlara dayanabileceğimi, ummazdım bugüne kadar, utanç duyardım; ama sen bir şey öğrettin bana: Dayanılmayacak gibi olan yaşam değilmiş. Beni sana getirecek bir yol bulmuştum, karanlıktan aydınlığa kavuşacaktım. Ama bir çırpıda yüreğimle açtığım bu yolu kapatmak zor geliyor şimdi, yüreğim sızlıyor.
… Sevgili Milena, “en çok seni seviyorum” diyorum, ama gerçek sevgi bu değil belki, “sen bir bıçaksın, ben de durmadan içimi deşiyorum o bıçakla” dersem, gerçek sevgimi anlatmış olurum belki.
Ebediyyen senin…
franz kafka. milena'ya mektuplar -
36.
0bu şiir ikinci dünya savaşı içindeTümünü Göster
kahredilen bütün dünya duvarları
için yazılmıştır.-
ben bir duvarım hiç güneş görmedim
sen hiç güneş görmemiş bir başka duvar
yüzümüz benek benek tahta kurusundan
ve sinemiz baştan başa ak üstünde karalar
- kelepçeden kahroldu kahroldu bileklerim
- sıyrılıp çıktım artık ölüm korkusundan
- dilim dilim sırtımdaki yaralar
ben demirbaşım sığır siniriyle dayak yedim
biz de duvarız dinliyen duyan düşünen duvarlar
bizim kucağımız terkedilmiş bir yatak gibi kirli soğuk
ve bizim kucağımızda kasırgalı insanlar
yüzündeki deniz parlaklığıyla durur hatıramızda
o çocuk yumruklu dev o dev yumruklu çocuk
o zaman mayıs'tı yağmurlar başımızda
bir cumartesi akşamı girdi kapımızdan
gözlerinde kıpkızıl diken diken öfkesi
adeta birden bire aydınlandı zindan
onu böyle görünce nasıl da korkmuştuk
sapından fırlamış bir balta gibi çehresi
ve omuzlarında delikanlı gölgesi
o zaman mayıs'tı yağmurlar başımızda
o sırt üstü yatağında yatardı
sımsıcak gözleri şimdi bile aklımdadır
bir sana bakardı bir bana bakardı
dışarda tabiat mevsimin en çıngıraklı ayındadır
toprak ana bütün zincirlerinden çözülmüş
sabahlar akşam üstleri manolya gibi parlak
tarlaların yüzü gülmüş
işte her akşam geçtiği denize çıkan sokak
ah işte annesi annesi sevgilisi
işte biz dinliyen duyan düşünen duvarlar
işte o çocuk yumruklu dev o dev yumruklu çocuk
dışarda tabiat mevsimin en çıngıraklı ayındadır
bizim kucağımız terkedilmiş bir yatak gibi kirli soğuk
o bir kaç defa kartal gibi gitti kartal gibi döndü
çığlıklarını değil kırbaç sesini duyduk
biz duvarız neyleyim gözlerimiz ağlamayı bilmez
onu bir gece sabaha karşı büsbütün zütürdüler
kendi gitti ismi kaldı yadigâr bağrımızda
o zaman mayıs'tı yağmurlar başımızda
ya biz idam duvarıyız karşımızda çok insan öldürdüler
onlar hep döküldü biz hep ayakta kaldık
temelimiz kanla beslendi ama nedense uzamadık
öyle bakmayın bu yaralar şerefli yara değil
getirirler vururlar biz öyle dururuz
yağmurlar gözyaşı bulutlar mendil
elimizden ne geldi de yapmadık
ah öyle bakmayın utanırız kahroluruz
onlar hep döküldü biz hep ayakta kaldık
bir mayıs sabahı toprak rezil gök rezil
yıldızlar küfür gibi yüzümüze tükürür gibi
şafak sancılarıyla iki büklümdü ufuk
ve simsiyah çamur gibi bir manga ortasında
siyaset meydanına geldi dev yumruklu çocuk
bulutlar eğilip alnının terini sildiler
ve mermiler birdenbire ölümü getirdiler
o düştü biz yine ayakta kaldık
halbuki ne kadar yorgunuz
öyle bakmayın bu yaralar şerefli yaralar değil
ah öyle bakmayın utanırız kahroluruz
Yazar : ATTiLA iLHAN -
37.
0Aydınlık
Uyan yârim, uyan, söndü yıldızlar,
Gün, karşı tepeden doğmak üzredir.
Her sabah güneşi seyreden kızlar,
Mahmur gözlerini oğmak üzredir.
Uyan yârim, sesler geldi derinden,
Karanlık oynadı, koptu yerinden;
ilk ışık, kapının eşiklerinden,
Şimdi bir gölgeyi kovmak üzredir.
Sevgilim, kapımı çaldı aydınlık,
Baygın gözlerimi aldı aydınlık,
içimde tıkandı, kaldı aydınlık,
Bu aydınlık beni boğmak üzredir.
Necip Fazıl Kısakürek -
38.
0Bağlanmayacaksın bir şeye, öyle körü körüne
Bağlanmayacaksın bir şeye, öyle körü körüne.
“O olmazsa yaşayamam.” demeyeceksin.
Demeyeceksin işte.
Yaşarsın çünkü.
Öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki.
Çok sevmeyeceksin mesela. O daha az severse kırılırsın.
Ve zaten genellikle o daha az sever seni,
Senin onu sevdiğinden…
Çok sevmezsen, çok acımazsın.
Çok sahiplenmeyince, çok ait de olmazsın hem.
Hatta elini ayağını bile çok sahiplenmeyeceksin.
Senin değillermiş gibi davranacaksın.
Hem hiçbir şeyin olmazsa, kaybetmekten de korkmazsın.
Onlarsız da yaşayabilirmişsin gibi davranacaksın.
Çok eşyan olmayacak mesela evinde.
Paldır küldür yürüyebileceksin.
ille de bir şeyleri sahipleneceksen,
Çatıların gökyüzüyle birleştiği yerleri sahipleneceksin.
Gökyüzünü sahipleneceksin,
Güneşi, ayı, yıldızları…
Mesela kuzey yıldızı, senin yıldızın olacak.
“O benim.” diyeceksin.
Mutlaka sana ait olmasın istiyorsan birşeylerin…
Mesela gökkuşağı senin olacak.
ille de bir şeye ait olacaksan, renklere ait olacaksın.
Mesela turuncuya, ya da pembeye.
Ya da cennete ait olacaksın.
Çok sahiplenmeden, Çok ait olmadan yaşayacaksın.
Hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi,
Hem de hep senin kalacakmış gibi hayat.
ilişik yaşayacaksın. Ucundan tutarak… -
39.
0
-
40.
0dalda var iki erik
ananda var iki delik
o delikler benin olsun
atayim bir ellilik -
41.
0bir ciğara attım denize
sabaha kadar yandı -
42.
0Norm ender sözleri nie hyok
-
nee geldim suku icin caylak mı yemişşş
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 27 06 2024
-
cccrammsteinccc görünen o kii
-
sözlüğe ddos atan işsiz kardeş
-
yozgat ile afyonu hep karıştırıyorum
-
momcerrahın öz babasını arzulamak
-
teethoflion buraya gell
-
lan koyduklarım 2dir küfürlü başlık açmayın
-
lityum alıyorum ne var bunda
-
bende askerden muaf
-
askere suriler afganlar gitsjn
-
odlek topal duck hayırlı öğlenler diler 27 06 2024
-
is as memati bas
-
asosyal necmi brom intihar etmemismiydi
-
gooooolllllll geldi goooolll
-
içerik gizlenmiştir ne
-
ben senin sictigin
-
ayak fetişi sitesi buldum
-
üçüncü dünya savaşı çıkacağı için
-
işe alırken ilk sordukları şey askerlik
-
abisana nakil yapalım karaciğer 41yıl daha içersin
-
baba nerdesin baba cik gel pensilvanyadan
- / 1