/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 26.
    +8
    Sabah çok erken uyanıp Simonun Evine gittim. Böyle böyle ben hastayım sanıyor falan. O da tamam sıkıntı yok dedi. Okul çıkışı Elvira'yı benim yanıma getirecekti. Elvira'ya:Fatih çok hasta, ailesine hastalık bulaştırmamak için bizim eve geldi şu anda acıdan kıvranıyor. Diyecekti, Tamam çok iyi bir bahane değildi ama önemli olan kızın gelmeseydi. Ben girdim eve. Televziyon falan izliyorum.(Buarada beyler isveççe dizileri izlemek dili çok geliştiriyor bende çok televziyon izlemeye çalışıyordum.) Playstation falan oynadım. Zaman çok hızlı geçmişti. Artık camdan bakıp onların gelmesini bekliyordum.

    işte geliyorlardı heme. içeri geçtim ve kapının arkasına geçtim. Elvira öyle telaşlanmıştı ki kız meraktan ölüyordu o haldeyken çok tatlıydı. Simon kapıyı açtı. Elvira da içeri girdiğinde arkasından gelip gözlerini kapattım. Kız bir an şaşırdı arkasını dönüp bana Osmanlı Tokadını yapıştırdı...
    ···
  2. 27.
    +8
    Babama söylesen neye yarar lan. Her şeyi anlatırım, sonunda da benim haklı çıkacağım Aşikar. Hiç olmamış gibi davranıp girdim sınıfa, öğretmen gelmişti. Rektörün odasındaydım, dedim. Yerime geçince Amanda
    -Ne oldu
    +Hiç, küçük bir sohbet.
    -Hee. Dün Akşam nasıldı peki.
    +Çok güzeldi hatta mümemmel ama lütfen aramızda kalsın.
    -... Peki.
    Artık Amanda'yla işim bitmişti. Lakin bu Amanda beni bırakmazdı ki bir kere verdi. Okuldan atılmam bir sözüne bakar. Geldiğimden beri iki kavga ettim. Kız tecavüz etti bile deyebilir. Ben kendi hatunumu istiyorum artık. Elvira benim Sevgilim olması gerekiyor artık ama çok zordu. Hele Amanda birşey söylese. Bu benim mutlak sonum olurdu. Diğer ders te Eşyalarımı alıp Elvira'nın yanına geçtim.
    +Hala sevgili olma ihtimalimiz var mı?
    -...
    +Elvira ben kararımı verdim, o kişi sensin bebeğim.
    -Ben de seni istiyorum Fatih ama olmaz.
    +Neden hiç bir engel yok ki
    -Bir engel var Fatih...

    Neydi bu engel? Kim di bizim aşkımıza izin vermeyen?
    ···
    1. 1.
      0
      Seri bin rez
      ···
  3. 28.
    +8
    Beyler çok önemli işim vardı yazamamı mazur görün. Devam ediyoruz

    Ders boyunca fazla konuşmadık. Sinirliydi, geçerli bir sebep söylese itirazım yok. Lakin onu da söylemiyor. Ben sonuna kadar haklıydım ve vazgeçmeyeceğim. Elvira'mı üzmek istemem. Neden hala bana anlayış göstermediğini anlamıyordum.

    Teneffüste Simon geldi.
    +Çıkışta Bigiblet süreceğiz gelirmisin?
    -Gelirim. Nereye gideceğiz?
    +Çok güzel bir yere
    -Ehehe Tamam

    Sene de bittiği için herkes rahat. Fazla derslerle uğraşmıyoruz daha çok gırgır şamata. Çıkışta ilk önce bizim eve gittik ben bigibleti aldım ondan sonrada diğerlerinin. Milletin bigibleti efsaneydi be! Kim bilir kaç kağat saydılar. Bizim ki de yolda bırakmıyordu ama son model de değil. Elvira'yla otobüsle gittiğimiz yere gidiyorduk. Şehrin en yüksek noktasına yani. Otobüs olsaydı tamam da, bigibletle çok zor. Bir de ağaçların arasından taş topraktan tırmanış yapacağız. Doğa var yeşillik var iyi güzel hoş ama o yol çekilmez. Yolda benim yüzümden iki kere dinlendik. Binbir zorluklarla oraya çıktığımızda, mükemellik karşısında bir kez daha ağzım açık kalmıştı...
    ···
    1. 1.
      +2
      Panpa seri ben okuyorum
      ···
  4. 29.
    +8
    -Tabii ki benim için zevktir.

    Böyle konuşup birbirimizi şımartıyorduk ama gayet zevkliydi. Ardından Simon'u aradım.
    -Günaydın, Nasılsın
    +Günaydın iyiyim saol. Akşam bir şeyler yapacağız da istersen gel.
    -Tamam orada olacağım.

    Elvira'yı aramadım gerek yoktu çünkü. Onunla yüz yüze görüşmeyi tercih ederim. Gidip evinden aldım, bugün birşeyler yapmak için sözleşmiştik. Şehrin en yüksek noktası olan yere gitmek üzere otobüse bindik. Mesafe yaklaşık on beş kilometreyi buluyor.
    -Bu gün çok güzelsiniz efendim.
    +Teşekkürler sizde çok şıksınız. Hıhı
    Yol boyunca böyle tatlı tatlı konuştuk. Geldiğimiz yerde insanlar yürüyüş yapıyor bazıları da bigiblet sürüyordu. Şehri görebilmek için biraz daha yürüdük. işte tüm şehiri görebiliyorduk. Şahane bir manzaraydı. Bizim oturduğumuz yerleri göstermeye çalışdıysam da göremedi. Manzaraya doyduğumuzda konuşmaya başladık.
    +Bu okuldan gidecekmisin?
    -Onlar çok olmaya başladılar.
    +Sen de alttan al biraz
    -Alttan alınabilseydi alırdım ama bunlar dayak meraklısı. Sağlam bir dayak atmadan rahatlamam.
    +Fatih öyle bir şey yaparsan affedilmeyeceğini biliyorsun.
    -Bana bir şey olmaz...
    +...

    ikimizde sustuğumuzda yaklaştım ve yavaşca öpmeye başladım...
    ···
  5. 30.
    +9 -1
    Başladık yürümeye. Bizim evin tam tersi istikamete yürüyoruz ama benden tık çıkmıyor. Sessizliği o bozdu "Burayı beğendin mi?". ".Çok güzel ama isveçli kızları pek beğenmedim ehehe" dedi. O da gülerek " Ozaman niye Elvira" ile takılyorsun diye sordu . O benin yanıma geliyor yoksa ben ne yapıyım onu sınıfımızd çok güzel kızlar var, dedim. "Öyle mii ? Dedi. Ben de gözlerimle onu işaret ederek öyle dedim. Burası benim evim, dedi. "Tanıştığıma memnun oldum" deyip elimi uzattım. "Seni tanımak güzeldi" dedi. Yanağıma bir öpücük kondurdu ve görüşmek üzere, dedi. Ben de kızarmış bir şekilde evimin yolunu tuttum. Dönüşte banklarda bizim oçları gördüm bildiğin Sincanı oraya taşımış dıbına koduğumun kekoları beş kişiler. Umursamamazlıktan geliyorum, bir şey yokmuş gibi davranıyorum ama tam geçerken binin biri tam önüme tükürdü. Ardından hepsi kendilerine has mal gülüşünü yaptı "ahehao". Şimdi sıçtım ağzınıza dedim. Arkamdan bir ses geldi.
    Fatih diye seslendi birisi.
    ···
    1. 1.
      0
      Rez alayım biraz daha hızlı panpa
      ···
  6. 31.
    +7
    Mükemmelliğin tarifi bu olsa gerek. Biraz soluklandık ardından ise Asıl olaya geçtik. Sanırım on kilometre kadar dağın içinden geçen bir parkur gibi birley vardı. Parkur diyorum ama insanlar yavaş koşu yaparlar o tarz şeyler. Bazı muallaklerde motor sürüyordu onlara her zaman çözenmişimdir çok havalı gözüküyorlardı. Bazıları karavanla gelmiş belki baş ülkelerdendir ama adam hayatını yaşıyor. Çekmiş karavanı oraya kimseye zararırında yok kimseyle muhattap da olmuyor. Onlarıda geçtikten sonra başladık parkura. Gayet güzel bir yol du hiç asfalt dökülmemiş olmasına rağmen fazla tümsek yoktu. Tabii yolun uzunluğunu değiştirmiyordu ama basitleştiriyordu. Yarıya geldiğimizde çardakta dilenirken susuzluğumuzu giderdik. Tekrar yola çıktığımızda terimiz soğumuştu buyüzden biraz daha zor oldu son yarı. Finish çizgisni geçtikten sonra herkes ölüyordu. Tuvalete gittik ihtiyaçları karşıladık, biraz da dinlendik tabii. işin zevkli kısmına gelmişti sıra. Binbir zorluklar ile çıktığımız yerden uçarak inecektik. Bir hafiflik gelmişti içime. Sanki tüy gibi hissediyordum. Ben hiç bu kadar pedal çevirdiğimi hatırlamıyorum Abi. En az otuz beş kilometre vardır yani. Eve geldiğimde Futbol antremanı da yapamadım. Evde bir kaç mekikle yetindim. Çoktan akşam olmuştu. Günün de yorgunluğuyla, bir kaç dua edip ruhumu teslim ettim...
    ···
    1. 1.
      +1
      Devam pampa
      ···
  7. 32.
    +7
    Güneş batmaya başlayınca oradan da ayrıldık. Elvira'nın evlerinin önüne geldiğimizde. Bana çok teşekkür etti, tam öpüşecekken... Yoldan geçen bir araba kornaya anasının dıbına kadar bastı. Döndüm baktım Bir tane kadın. Ne oluyoruz amk. Özgür bir ülke de değilmiyiz? Burayı da mı iran'a çeviricen züt kadın. Onun yüzünden öpüşemedik. Görüşrüz demek le yetindik. Kadın hala bekliyordu. Bir de tip tip bakıyor. Aldırmadan yürüdüm. Eve geldiğimde. Babamla konuştuk. Aramış oç rektör. Abarta abarta anlatmış. Babam da senin ağzın dan dinleyeyim, dedi. Bende herşeyin aslını anlattım.
    +Eğer bir daha sorun olursa seni daha çok isveçlilerin olduğu bir okula alıcaz.
    -Sorun çıkartmam Baba, gerek yok.

    Başka okula gidersek nasıl Elvira ile vakit geçirecektim zaten Elvira da izin vermez. Şu anlık mutluydum, ve bu mutluluğun uzun sürmesini istiyordum. Bu yüzden kendime bir söz verdim. Bir daha huurlarla görüşmeyeceksin. Sadece O. Başkası YOK. Yataktayken çok güzel hayallere daldım. Elvira Türkiye'ye geliyordu bizim akrabaların elini öpüyordu. Tam Türk kızı oluyordu. Lan düşündükçe mutlu oluyordum. Birde Müslüman yaptık mı tamamdıır. Bu hayaller için de yüzerken kendimi uyku da buluverdim...
    ···
  8. 33.
    +7
    Ertesi gün Elvira'ya olanları anlattım. Okuldan gitme ihtimalim çok yüksek. O da ben Rektör'ü ikna ederim falan diyordu. O sırada izlediğim ferrelar geldi aklıma. Kız ikna etmek için nelerini veriyordu.

    -Gerek yok, eğer gitmek gerekiyorsa giderim.
    +Ben sensiz ne yapacağım burada?
    -Sende gelirsin?
    +imkansız...

    Gidersem kesinlikle gelirdi. Ne yapılması gerekiyorsa ben yapardım. Günün kalanında pek birşey olmadı klagib. Arada bir Amanda'yla göz göze geldiğim oluyordu. Lakin sözümü unutmamıştım.

    Günler günleri kovaladı artık yaz tatiline iki hafta vardı. Bu mükemmeldi çünkü okullar kapanmadan önce parti gibi birşey olacaktı ve onun için can atıyordum. Artık okuldaki çoğu kişi ile tanışıyorduk. iki taraf vardı. Birincisi isveçliler ve Boşnaklar, ikincisi ise zütler.
    Birinci tarafın hepsi beni severdi ama azınlık da o tarafdaydı yani bir kavga olsa bir adam üç kişi dalarlar amk. zütler tarafı benden nefret ediyordu çünkü ben geldikten sonra artık biraz daha sesimiz çıkıyordu, artık ezemiyorlardı fazla bizi. Ben sorun çıkarmak istemiyordum. Zaten sene bitiyordu ama bu zütler çok kaşınıyordu hacı...
    ···
  9. 34.
    +7
    Hazırlığımı yaptıktan sonra güzel bir kahvaltı yaptım. Kulaklığımı takıp evden ayrıldım. Sınıfta aşırı Metallica hayranı bir çocuk vardı. Beni de dinlemeye zorlamıştı. Telefona yüklediklerimi kafam gibile gibile dinledim. Okula yarım saat kadar erken gelmiştim. Sınıfa girmeden önce karşıdan da Elvira geliyordu. Selamlaşıp kol kola içeri girdik. Mutlu gözüküyordu. Onun böyle olması beni de iyi hissettiriyiordu. Aslında onun mutluluğunu bozmak istemezdim lakin futbol konusunda ortak bir yol bulmamız gerekiyor. Ben de mecburen üstüme düşeni yaptım.
    +Aşkım futbol konusunda hiç mi şans yok?
    -Sana bir daha o konuyu açma demiştim Fatih.
    +Ama Ortak bir karar almamız gerekiyor
    -O kararı dün almıştık Fatih. Yok sana futbol falan.
    +Karar falan almadık ben devam edicem futbola
    -Ee... Benden de vazgeçersin o zaman.
    +Senden vazgeçmiyorum ama futboldan da.
    -...
    +Neden izin vermiyorsun bana bir sebep söyle bir daha futbol hakkında konuşmayacağım.
    +Fatih istemiyorum. Konu kapandı.

    Hay amk. Niye istemiyorsan ki. Sanki bir zararı vardı. O kadar düşünmeme rağmen hala bir zarar bulamıyordum. Abi ikisi arasında seçim yapmak en zor şeydi be. Ne sevdiğimden vazgeçebilirim ne de hayallerimden...
    ···
  10. 35.
    +7
    Yavaş hareket ediyordu bu beni daha da azdırıyordu. Bacaklarımdan başladı okşamaya malafata geldiğinde küçük dokunuşlar yapıyordu pantolonun üstünden diliyle yalamaya başladı ama pantolon var. Elini attıyor içeri boxer dan avuçluyor. Elini çekip tekrar devam ediyor yine okşayarak dudağıma geldiğinde yavaş ve çok tutkulu tam doruktayken aşağı iniyor tekrar sürtüyor kendini. Sonunda çıkardı benimkini bir yalaması var sanki 20 kişiye sakso çekmiş. Hele o gözler tam yalarken o bakış beni bitiriyordu be Abi. O da soyunmaya başladı. Memeleri ideal boydaydı ne büyük ne küçük. O da pantolonunh çıkardıktan sonra yavaş yavaş siyah külodunu çıkardı ve o güzel kalçasını benim çavuşa teslim etti...
    ···
    1. 1.
      0
      panpa hadi hızlı elimde aq
      ···
  11. 36.
    +7
    Simon'un yanına gittim. Belki ona birşey söylemiştir diye. O da bilmiyormuş ne olduğunu. Ne yapacaksın Fatih? Senin neyine elin Arap kızını gibmek. Arap diyoruz ama çok taştı be.

    Elvira'dan numarasını aldım o gün. Belki akşam konuşarak düzeltebiliriz umuduyla. Okul'dan sonra şehirde biraz gezmek istedim. Belki kafamı dağıtmaya yardımcı olurdu. Burada ki Türklerden bir aile bize fazla eski olmayan bir dağ bigibleti gibi birşey vermişti. Genelde bir şeyi çöpe atacaklarsa veya yenisini alıyorlarsa birbirlerine verirler. Bizim maddi olarak bir sıkıntımız yok ama öyle bir bigiblet geri çevirilemezdi. Çıkardım bigibletin kilidini bizim evin önünden başladım sürmeye. Bizim semtin dışına çıkacaktım. Yolun başındaki marketin yanından geçerken kiliseyi gördüm. Eski olmasına rağmen hala ayakta olan ve ibadet edilebilen. yaklaiık bir kilometre kadar pedal çevirdim. Dört yol gibi biryere geldim. Sağımda bir volvo galerisi. Solumda bir otomobil servisi. Hiç sapmadan devam ediyordum. Gölün ortasından tek şeritlik bir yol geçiyordu ve sadece otobüsler ve yayalara ayrılmıştı. Çok güzeldi ağaçlar neredeyse bir çatı görevi görüyordu. Yolun tam üstünü kapatın güneş ışınlarının gelmesini engelliyordu. O yol dan çıktığımda çoğu yer villa olan evlerin arasına girdim. O yolu da geçtiğimde artık şehrin ikinci büyük Avm'sine vardım. Bigibleti kilitleyip bir şeylere bakmak için içeri girdim. Sağımda bir InterSport solumda ise Oyuncakcı. ilerledikçe bir kaç mağaza daha vardı. Ben de buraya geliş amacım dolayısıyla H&M'e girdim. Normal de hediye bir kıyafet alacaktım ama beden uymaz falan giyemez diye. Çok şık bir kolye aldım...
    ···
  12. 37.
    +7
    Tüm emek çöpe gitti abi ya gibeyim bu uygulamayı
    ···
  13. 38.
    +6
    -Futbola başlayacağım.
    +...
    -AIK ile görüştüm, onayladılar beni.
    +Neden?
    -Çünkü bu benim hayalim ve gerçek olmasını istiyorum Elvira
    +...
    -Bir şey söylemeyecekmisin?
    +Sen kararını vermişsin Fatih. Ne diyebilirim ki.
    Yüzünde sevinç görmek isterdim ama benim kadar sevindiğini göremedim. Sadece sahte bir tebessüm. Acaba futbola hiç dönmesem, hayallerimden vaz mı geçsem? Hayır, Fatih. Bir yola çıktın ve Asla Pes Etme. Elvira'yı evine bıraktıktan sonra eve gidip bigibletimi aldım. Kulübün antreman sahasına doğru sürmeye başladım. Ligimizin sonlarına geliyorduk. Koç dan beni bir sonraki maç ta oynatmasını isteyecektim. Kabul etme ihtimali çok düşüktü çünkü büyük takımlardan IFK'ya karşı yapacaktık. Bu maç benim için önemliydi. Tüm takım için önemliydi ve dört gün sonraydı. Sahaya geldiğimde antreman vardı. Bebim yaşım değil ama koç oradaydı. Antremanın bitmesini bir süre bekledim. Oyuncular soyunma odalarına gittiğinde hızlı adımlarla koçun yanına gittim.
    -Bir sonraki maçta oynamak istiyorum.
    +Olmaz, daha formda değilsin çabuk yorulursun ve sakatlanma riskin çok yüksek
    -Her gün çalıştım, formumu bulduğumu düşünüyorum. Lütfen bu maça çıkmam lazım.
    +Çıkartamam Fatih. Çok riskli olur daha takımı bile tanımıyorsun.
    -Sana söz veriyorum pişman olmayacaksın. Maç gününe kadar formumu bulabilirim. Bazen Risk almak gerekir koç.
    +... Tamam yalnız çok çalış ve beni pişman etme...
    ···
  14. 39.
    +7 -1
    Aslında aldatmıştım onu yapmamaşıydım. içimde bir pişmanlık duygusu vardı ama bir yandan da yine olsam yine yaparım dlyordum. Unutmak istedim. Düşünceler içinde yüzerken bir de baktım uyumuşum.

    Sabah okula gittiğimde Rektörümüz beni kapıda karşıladı saolsun iyi adamdır. Geçtik bunun odasına.
    +Niye sorun çıkartıyorsun?
    -Sorun çıkartmıyorum.
    +Okulumuza geldiğinden beri kavgan ekgib olmadı.
    -Bunu o lanet olası öğrencilerine söyle.
    +Öğrencilerim hakkında böyle konuşamazsın
    -Doğrusu neyse onu söylüyorum.
    +demek öyle. O zaman bunu akşam babana anlatırsın.
    -Anlatırım...
    +defol
    -Gidiyorum ama size bir soru sormak istiyorum bayım.
    +Neymiş o?
    -Türklerin simgesi neden Boz Kurttur bilirmisiniz?
    +...
    -Çünkü bir kurt ölene kadar intikam peşinde koşar.

    Arkadaki mehter marşı ile odadan ayrıldım anlatırken fazla anlatamamıştım çok takılmıştım ama o benim ne demek istediğimi anladı
    ···
    1. 1.
      +4 -1
      Tamam bu andan sonra yalan olduğunu anladık gibtir amk uyduruyorsum
      ···
    2. 2.
      0
      O son da ki yeri içimden söyledim amk
      ···
  15. 40.
    +6
    Futbola geri dönmüştüm. AIK beni izlemek istemişti. Antremanlarına katıldım ve beni beğendiklerini söylediler. Türkiyede olsa kimse giblemez beni. Neden gol atmıyorum. Lan dalyarak stoper adam gol kralı mı olsun? Türkiye'deyken herkes dalga geçer di oynamayı bilmiyor falan diye ama orada keşfedilmiştim. Ayakkabı, dizlik ve futbol topu satın aldım. Kendime bir hedef belirlemiştim. Türk Milli takımının stoper'i olmak için gece gündüz çalışacaktım. Bu hedefi anlattığım herkes "gibtir Lan" dedi. Lakin benim arkamda olan tek insan ve tam destek veren tek kişi Babamdı...

    Fiziğimi iyileştirmeye çalışıyordum mekik, şınav evde yapılabilecek her taku yapıyordum. Tabii o sırada Elvira'mı da aksatmamaya dikkat ediyordum. Ona daha bahsetmemiştim bu hedefimden. Acaba olumlu mu bakacaktı yoksa onu aksatacağımı düşünerek karşı mı çıkacaktı...
    ···
    1. 1.
      0
      Panpa hızlı yaz yada önceden yazıp parça parça at hızlıca
      ···
  16. 41.
    +6
    Yemekden sonra kendimi dışarı attım. Bir baktım futbol sahasında yeni bir maç başlıyor ama ciddi bir maç. Bir taraf da Bu okulun reisi sayılabilecek muallakler. Diğer taraftada kendi ülkelerinde müşteci gibi yaşayan isveçliler. Kendimi sahaya atmam la isveçlilerin takımına girmem birbirini takip etti. Karşıda Khalid denen züt de vardı. Bana iyi bir hırs geldi. Takımda Simon da var. Ben Türkiyedeyken Stoper olarak Amatör ligde oynuyordum ama o maç orta saha da oynadım heryere ayak koydum. Tribünlerde bizim iki hatın da vardı. Ben iyice coştum, fena oynuyorum. Maçın sonlarına doğru bu Khalid denen muallak arkadan bana bildiğin çelme taktı oç. Ben iyice sinirlendim bir de "kalk, kalk mızıtma" diyor. Şimdi gibtim belanı deyip arkamı döndüğüm gibi bu binin kafasına yumruğu çaktım. iki takım bir anda çok şiddetli bir kavgaya karıştı. izleyenler sahaya giriyor, ayırmaya çalışıyor. O sırada bir an her yer karardı
    ···
    1. 1.
      +1
      Biraz hızlı yaz kardeşim seni bekliyoruz amk
      ···
  17. 42.
    +6
    Hafta sonu gelmişti. Sabah kahvaltıdan önce birkaç egzersiz ardından duş ve kahvaltımı da yaptıktan sonra güne iyi bir başlangıç yaptım. Elvira Günaydın mesajı yollamıştı. Telefonu elime alıp hemen cevap verdim. Simon'da bugün boş olup olmadığımı sormuş ama farklı olarak Amanda'dan da aynı mesaj gelmişti. Birde üstüne çok ciksi çıktığı bir fotoğraf atmış. Dayanamadım, Senin için her zaman boşum, diye cevapladım. Evet gibim kalbimi yenmişti. Simon'a da olabilir, dedim. Yeni aldığım ayakkıbalıra giyip aşırya kaçmadan parfümümü sıktım. Kulaklığı takıp Amanda'yı aradım. Yaz kendini yavaş yavaş kendini belli ediyordu. Bunu fırsat bilen kızlar ise eşsiz vücutlarını sergilemek için yarışıyordu. Tabii bende diğer erkekler gibi puan veriyordum.
    +Günaydın
    -Günaydın hanımefendi, bugün nasılsınız?
    +Teşekkürler Bayım, iyiyim siz nasılsınız.
    -Bende iyiyim * . Bugün için çok güzel bir planım var. Bana eşlik edermisiniz?
    ···
    1. 1.
      0
      Rez panpa seri
      ···
  18. 43.
    +6
    Bu şansı çok iyi değerlendirmem gerekiyordu. Kısıtlı zamanım değerlendirebildiğim kadar iyi değelendirmem gerekiyordu. Koçun bana olan güvenini boşa çıkaramazdım. Var olan gücümün tümüyle pedal çevirmeye başladım. Eve geldiğimde soluk soluğa kalmıştım ama vazgeçmek yoktu. Evde üstümü değiştirip. Spor kıyafetlerimi giyip topumu aldım. Okulun sahasına gidip başladım antremana. Her türlü yeteneğimi geliştirmeye çalışıyordum. O kadar odaklanmıştım ki izleyici yerine geleni görmedim. Amanda huursu gelmişti. Ter içinde kalmışken ona baktım ve "gibtir git" diye bağırdım. Cevap vermedi. Takmadan devam ettim antremana. Tüm gücüm tükendiğinde sahadan çıktım. Daha önce hiç o kadar yorulduğumu hatırlamıyorum. Amanda arkamdan geliyordu.
    +Açıklayabilirim Fatih
    -...
    -Lütfen! Dinle beni.
    +... Neyi açıklıayacaksın?
    -Herşeyi...
    ···
  19. 44.
    +6
    Sedye getirip beni yatırdılar. Hızlıca bir odaya getirdiler. O sırada Boşnakla konuşuyorlar, Nasıl oldu? Neden? Falan diye. Boşnak bahaneleri saçıyor. Doktor geldiğinde sormuş Boşnağa, Dikelimmi yoksa yapıltırma gibi birşey varmış adını bilmiyorum. Yapıştırın demiş bu binde. Yani o zaman iyi gelmişti, acımamıştı hiç çünkü ama şu anda sol kaşımın üstünde izi var gören aldırdın mı faça mı çektin? Geçen biri geldi nerede yaptırdın? Bende istiyorum diyor. Amk ne aldırması ne yaptırması dayak izi. O sırada Babamlar da gelmişti. Ben bir süre baygın yatmıştım. Gözlerimi açtığımda. ilk Annem ile Babamı gördüm, ikinci olarak da Smajo ve Simon'u (Boşnağın adı Smajo ama ismail miş herhalde Türkçesi) Üçüncü olarak da Elvira'yı. işte hayatımdaki sıralama da bu olması gerekti. Her zaman ilk olarak Ailem, ikinci olarak dostlarım, üçüncü olarak ise Hatunum. Onu o gün anlamıştım. Amanda huursu da ortalıklarda yoktu. Aileme ve Elvira'ya olanları anlattım. iso'ya baya bir teşekkür ettiler. Fazla kalmadım zaten sanırım üç saat sonra dışardaydım. Çan sesini arabaya binerken duymuştuk. yanımda Elvira, önümde ise Annem ile Babam. Bu tabloya bir kaş daha feda olsun abi...
    ···
  20. 45.
    +5
    Gözlerimi kısarak açtığımda, eve çok yaklaştığımızı fark ettim. Elvira'ya döndüğümde ise çok tatlı uyuduğunu fark ettim. Gel de bu kızı uyandır şimdi Abi. Bir kez daha aşık oldum. Yavaşca öperek uyandırdım zaten fazla dalmamış. Gülümseyerek uyandı. Geldik aşkım, dedim. Tüm yolcular inerken bizde indik. Evlerine doğru yürümeye başladık.
    -Bugün için Teşekkürler
    +Ben Teşekkür ederim, çok güzeldi.
    -Bir ara tekrar yapalım böyle birşeyler.
    +Kesinlikle.
    Evlerinin önlerine geldiğimizde durduk bir az bakıştıktan sonra. Yakamı düzelterek, ciksi ve fısıldayarak.
    -Bir ara bize gelsene, yaramazlık yaparız.
    +Ee, Ola-, Olabilir
    -Görüşmek üzere

    Kekeleyerek söylemiştim, Çünkü çok fena söylemişti. Sonunda da bir öpücük verip içeri girdi. Etkilemişti. Rehberden Amandayı bulup aradım.
    -Ben geliyorum Aşkım.
    +Tamam Hemen hazırlanıyorum bebeğim.

    Şemtin aşağı kısmında kalam binalar genelde apartman tipi. Yukarıda kiler ise villa, tek katlı o tarz. Bunu da not olarak düşüyüm. Kapılarının önünde bir kaç dakika bekledikten sonra karşımda çok güzel bir kız vardı.
    -Nereye gidiyoruz?
    +Simon'un peşine takılacaz
    -Sen bilirsin...
    Simon'un evine doğru yürümeye başladık. Benim gözler halâ onda kalmıştı. Abi acaba Ben Amanda'ya mı aşıktım? Yoksa Amanda daha mı iyi bir tercihti? Yol boyunca bu sorular kafamı kurcaladı. Kapıya geldiğimiz'de Simon karşıladı bizi. Şaşırmışa benziyordu biraz. Herhalde Elvira ile gelmemi bekliyordu. içerisi Ana baba günü gibiydi. Okulda ki bizim isveçli ve Boşnak panpaların sözü geçenleri gelmişti. Bir kaçının yanında manitaları da vardı.

    Çok güzel gülüp eğleniyoruz, sohbet muhabbet. Kapıdan bir bin girdi bir baktık elinde içkiler amk. Herkes hayvan gibi saldırdı. Ben almadım zaten kalmamıştı da. Millet içti bazıları erkenden kafayı buldu. Manitası olanlar birbirleriyle yiyişiyor falan. Bende muhabbet sen muhabbete geçiyorum farklı kişilerle konuşuyorum.

    O sırada kapı çaldı, kimse takmıyor tabii. Simon kapıyı açtıktan sonra içeri ağzı yüzü kan olmuş bir çocuk girdi. Bildiğin konuşamıyordu. Herkes'in sesi kesilmişti, pür dikkat çocuğa bakıyorduk.
    -Onlar...
    +Ne oldu, anlatsana!
    -...
    +Kim yaptı bunu!
    -...
    Cevap gelmedi bağırıyoruz. Dayanamadı çocuk. Herkes bir cevap beklerken o yerlere serildi...
    ···