Partlar, talep doğrultusunda gelecek. Çok da uzatmayacağım.

Gözümü açtığımda servis şoförü bana sesleniyordu, Jimmy Abeee, diye, Geldik! Teşekkür edip indim, köşeyi döndükten sonra sitenin güvenliği selâm verdi, bir şeyler ikrâm etmek istedi, nazikçe reddettim. Çünkü evde hayatımın anlamı, Leylâ'm yemek yapmıştır, tok gidersem yiyemem. Hem kızım da yemek için beni beklemiştir. Mâhpeykerim, Aydınlığım, bütün bu sıfatlardan ziyâde, KIZIM. Maddî durumum iyi, çok şükür. Ancak ben varlık olarak onları görmüyorum, kızım ve karım. Başka hiçbir şey beni üzmez, sevindirmez. Çünkü biri benden bir parça, biri hem o parçanın annesi, hem de... Öyle bir şey ki... 12 senedir, ne kadar anlatsam, hep ekgib kaldığımı hissettim. Gönlümde hep o vardı. Aklımda da o olduğu zaman, ne acıkıyorum, ne susuyorum, ne başka bi ihtiyaç... Eve geldiğimde Mâhpeykerim bana koştu, sarıldım, öptüm kokladım... Leylâ'm ise telefonda gıybet yapıyodu. Hem üzüldüm, hem az biraz kızdım.
- Güzelim niye bunu yapıyosun, biliyorsun nasıl bir günah olduğunu... Yapma gözünü seveyim.
    dedim. Biraz ters ters baktı. Hâlbuki ben onun saçının teline gelen zararı dert ederken, Müslüman biri olarak, ahiretini nasıl düşünmem, hep onu korumak adına. Telefonu kapattıktan sonra geldi, kızgın. "Neden beni hep böyle sıkıyosun, emir veriyosun? Zaten anlattın, yapacak olsam yaparım, bıktırdın beni şu evlilikten yâ! Herkes böyle bir evliliği olsun ister, sen beni bıktırmayı başardın... " gibi, bu minvalde fırça atıyordu. Yatak odasında yatağa oturdum, titriyordum. Kendime hâkim olamıyorum. Hayatımın tek emeli, benden bıkmıştı. Nihat Doğan'ın Benim Olmazsan Taciz Ederim şarkısı dahi batıyordu, bildiğim diğer hüzünlü olanları saymıyorum bile... Sanki biraz insaf eder gibi oldu. Belki de Mâhpeyker odanın kapısından bakıyor diye...
- Jimmy, Ne düşünüyorsun Allah aşkına söyle!?, dedi.
-3 sene... Sana hasretken geçen 3 sene boyunca, ne para, ne pul, ne senin haricinde akla gelebilecek herhangi bir şey... Hep seni diledim. Sen şu an bana bıktığını söylüyorsun. Benim dünyâlık başka bir şeyim yok, belki Mâhpeyker... Ben sana hakkıyla kavuşamadım, sen bıktığını söylüyorsun, Leyl... Leylâ. Titriyorum. Zihnimi yok olanı tükettiğime iknâ edip, pgibolojimi kurtarsam da, gözüm seni kalbe iletince, ıstıraptayım yine... , dedim. Kızıma doğru baktım, gördüğüm ile dünyam döndü:
J- Bi... Bizim... Tek çocuğumuz var... ?
L- Evet?
J- Bı... Ben... Bi tane de oğlan görüyorum?
L- Ne diyosun Jim?
J- Mâhpeykerin yanında bi tane de oğlan ç.. çocuğu var, sen görmüyo... Başım dönüyor... Kötüyüm ben.
L- Tamam yat sen biraz. dedi, yattım. Rüyamda saçma sapan şeyler gördüm.