kumar hayatımı nasıl çökertti anlatıyorum

burada yazar atlara olan ilgisine değinmiştir...

part 5

aradan 5 yıl geçtiğinde 2000'li yılların başında artık liseliydim, bıyıklarım yeni yeni terlemişti ve 18 yaşımı doldurmama çok az bir zaman kalmıştı...

sınıf arkadaşım onur'da iyi bir eşşekçiydi diyebilirim. Hatta jokey bile olmayı düşünür, annesiyle beraber veliefendiye gidip gelirlerdi. annesi de altılı oynayan elinden bülten düşmeyen bir tipti

bir gün sizi veli'ye zütüreceğim dediğinde çok heyecanlanmıştım

sonunda o gün gelip çatmıştı

17 haziran 2000

padokta dolaşan atları gördüğümde pergola'yı çok beğenmiştim. pergola öylesine güzel bir attı ki gözümü ondan alamıyordum.

çok süpersin be oğlum! diye seslendiğimi ve jokeyinin bana gülümsediğini hiç unutmuyorum.

atın üzerinde bir tur daha atıp tekrar yanımdan geçerken pergola'nın jokeyi tam önümde pergola ile duruverdi.

adın ne? dedi.

adımı söyledim... senin için kazanacağım dedi.

senin adın ne dedim? engin diye cevap vererek uzaklaştı

engin o gün yarışı kazandı, benim için miydi bilemiyorum ama kazanmıştı. engin artık benim favori jokeyimdi ama hayatımı da karartan jokey oldu...

(bkz: entry no savaşları)

anlat panpa dinliyoz

part 6

o gün engin 3 yarış kazanıp şov yapmıştı. hiçbir para kazanamamıştık, zaten cebimden de hiç para çıkmamıştı. onurun annesi vermişti bütün paraları... o da kazanamamıştı ama üzgün değildik.

eve gittiğimde babama itiraf etmek istedim

baba biz bugün sınıf arkadaşım ve annesiyle veliefendiye gittik. engin beni çok sevdi! benim için yarış kazandı! demek istemiştim ama babam artık altılı oynamayı bırakmıştı, oynayanları da pek sevmemeye başlamıştı... diyemedim...

okulda herkes öğle arasında yemek yerken ben ganyan bayiye gidip altılı oynardım.

bir gün çok büyük bir altılı yakaladım. öyle ki şimdinin parasıyla 15 bin liraya tekabül edebilir...

18 yaşımı da yeni doldurmuştum! ölesiye heyecanlanmıştım, bu kadar parayı ganyan bayiinden alamayacağımı biliyordum. bir şekilde veliefendiye gidip oradan parayı tahsil etmem gerekiyordu ama korkuyordum

birçok şehir efsanesi kafamda dönüyordu... ya paramı çalarlarsa? ya beni takip edip bir yerde sıkıştırıp öldürürlerse?

hayır, bunu tek başıma yapamazdım. hemen onuru aradım ve annesine benimle gelmesini rica ettim.

ertesi gün üçümüz bakırköyde buluşup veliefendiye doğru yola koyulduk...

part 7

parayı tahsil ettiğimiz gün veliefendide yarışlar vardı. o kadar çok para sıkıştırmışlardıki elimize her an ölüm korkusu yaşamaktan kendimi alamıyordum

18/10/2000

onurun annesi, hadi bu paranın bir kısmıyla büyük bir altılı yapalım dedi. gönlümüzce işaretleme yapabilirdik.

önce onur tuttuğu atları söyledi: ilk ayak oral tek olur.
ben: oral eşşek olm hayatta gelmez!
onurun annesi: bence de gelmez onur saçmalama, yazmam bu atı
onur: lütfen beni dinleyin hissettim diyorum.

ben: tamam yazalım ama tek olmasın. yanına çakartay'ı da mutlaka yazalım
onur: tamam anlaştık

o gün oral 22 lira ganyanla geldiğinde yüzümüzü görmenizi isterdim. bütün türkiye daha ilk ayaktan yatmıştı ve biz sadece 2 atta bu büyük bombayı bulmuştuk ve kuponun geri kalanında ise dünya kadar atımız vardı. yatmamız mümkün değildi

heyecandan üçümüz de geberebilirdik!

ikinci ayağı da geçtik
üçüncü ayağı da...
dört, beş derken son ayağa geldik!

part 8

son ayağa geldiğimizde 3 atımız vardı.

alişanağa, ibocan ve kartay!

tribünler bomboştu çünkü bir sürü sürpriz at gelmiş ve herkes yatmıştı...

start verildi ve koşu başladı

alişanağa startta 10-15 boy kadar kalınca burada yatabiliriz hissi vücudumdan sımsıcak bacaklarıma doğru iniyordu

son viraj dönüldü... ibocan yavaşça kendini bariyerin dibinden gösteriverdi. dışında ise kartay... ikisi de bizde vardı

sonra ibocan iç kulvardan birden orta kulvara doğru saptı, avantaj kaybetmişti ve hoporlerden baba sezen koptu geliyor sözünü duyduğumda buraya kadarmış diye geçti içimden...

ama öyle olmadı, ibocan tekrar toparladı... kartay da ikinci oldu...

evet, altılıyı bulmuştuk ve kaç para verdiğini merak içerisinde bekliyorduk. belki de zengin olmuştuk o kadar büyük bir ikramiyeyi nasıl alacaktık? hep bu soruları düşünürken ikramiye açıklandı.

yıl 2000 beyler... ikramiye 19400,00 YTL!

nereden baksanız 2+1 bir ev parası...

sevinç çığlıkları attığımız sırada boş tribünlerin arasından kel ve esmer bir adam yanımıza doğru yanaştı...

hızlı yaz oç

sins geldi deme

o esmer değil ama ossun. meraklandırmadan yaz oç

rezervcddd

şuku devam

part 9

adam: merhaba yenge altılı mı var?
onurun annesi: e yok öylesine sevindik, ikili bulduk sadece

adam: altılı varsa tahsil için vergi alıyorlar. isterseniz kuponu üzerime alayım, bana avanta atın, vergiden yırtın...

onurun annesi onurla bana şöyle bir baktıktan sonra hadi çocuklar gidelim dedi...

tribünlerin önünden geçerken adamın birkaç metre arkamızdan sessizce geldiğini hissediyorduk. hepimiz çok korkmuştuk.

adam ağzındaki izmariti yere atıp tekrar yanımıza geldi...

adam: yenge yanlış anlama bak beni burada herkes tanır. adım ilker, ben sadece kuponu üzerime alıcam sen paranı yine alacaksın. bana 150 lira versen yeter, kuponu üzerine alırsan senden 800 lira keserler

anne: manyak mısın arkadaşım yok bizde altılı falan.
adam: peki...

adam. necmettiiiiiiiiiiin! gel buraya lan!

adam birine seslenmişti etrafta bir tane güvenlik dahi yoktu. onurun annesi usulca ve sessizce, çocuklar koşun dediğimde hepimiz koşup şuraya kaçıyoruz

şurası dediği yer de üzerinde güvenlik yazan bir kabindi...

anne: şimdi! koşuuun!

biz hızlıca koşarken adam arkamızdan seslendi...

adam: yenge yanlış anladın bizi...

sardı amk yaz beklemedeyiz

part 10

sağsalim kuponumuzla beraber çıkış kapısından çıkıp hemen bir taksiye binmiştik... hem bir önceki bulduğumuz altılının parası hem de yeni bulduğumuz altılı kuponu onurun annesinin güvenli çantasında duruyordu.

çok rahatlamıştık ama onur annesi (ki hadi bundan sonra gülsüm diyeceğim) gülsüm teyze çok gergindi. rengi sapsarı olmuştu

çocuklar bu böyle olmayacak, ben yarın dayını alıp onla bu parayı alayım. yoksa başımıza bir iş gelecek dedi.

tamam dedim eve gittim. sevinçten ve heyecandan duramıyordum. babama anlatmamak için kendimi zor tutuyordum ama sürpriz yapsam daha mantıklı olacaktı. parayı alıp masanın üzerine bırakacaktım ve annem de babam da çok şaşıracaklardı.

ertesi gün

ericsson t10 telefonumu yeni almıştım. daha gıcır gıcırdı. ilk manalı aramamı yapacaktım. onuru aradım, telefonu kapalıydı

gülsüm teyze ise telefonu açmıyordu. herhalde uyuyorlar diye düşündüm.

3 saat sonra tekrar aradım, tekrar ve tekrar... sürekli aramaya başladım ikisi de telefonunu açmıyorlardı.

onur okula da gelmemişti ve aklıma kötü kötü şeyler gelmeye başlamıştı. acaba tutmuş kuponu alıp kaçtılar mı? hayır onur yapsa annesi yapmazdı.

ertesi gün

onur yine okula gelmemişti annesinin de telefonu kapalıydı. evlerine gitme kararı aldım. haznedar'daki evlerine daha önce ateri oynamaya giderdim, hayal meyal hatırlıyorum, evi bulmuştum

kapıyı çaldım... kapı açıldı ve...

19400 e iki tane 2+1 alırsnı amk ne diyon sen

onurun annesi ölü bulundu

reserved
edit:değerlenicek galiba
--spoiler--

--spoiler--

up kardes

hadi kardş