1. 1.
    +4 -1
    (bkz: kuran insan uydurması diyenler gelsinnnn) başlığındaki arkadaş, michaelgibkofield ın mucize olduğunu iddia ettiği ayetleri yapıştırmış. bunlara cevap veriyorum ben de. aslında mucize falan yok ortada.

    1) (lokman 29): "Görmedin mi ki Allah, geceyi kısaltır, bir kısmı gündüz olur, gündüzü kısaltır, bir kısmı gece olur ve râm etmiştir güneşi ve ayı; hepsi de mukadder bir zamâna kadar yollarında akıp durur ve şüphe yok ki Allah, ne yapıyorsanız hepsinden de haberdardır."

    - iyi de 1400 yıl önce yaşamış hangi adama sorsan güneş hareket eder der zaten. çünkü ona göre güneş doğudan doğar ve batıdan da batar. yani hareket eder. gözlemle elde edilen bir veri yani. sonuçta bu ayette güneşin galaksideki yaptığı hareketten bahsettiğine dair hiçbir işaret yok. burada dünyanın etrafında yaptığı hareketten bahsediyor bence. o zamanki araplara göre dünya sabit, yukarıda duvarımsı, dümdüz bir gök var, yer de dümdüz. işte gökte de yıldızlar, güneş, ay falan dönüyor. yani bu ayeti mucize olarak saymak acayip zorlamadır. (kuranın evren algısı hakkındaki ayrıntılı açıklamam için @25 i okuyun)

    2) (nuh 16, mülk 5) ayetlerinde güneş ve yıldızlara "kandil" manasına gelen ısı ve ışık kaynağı sıfatları verirken, ay için sadece "nur" demesinden ötürü bu ayetlerin mucize ayetler olduğu iddia ediliyor.

    - bi kere müslümanlarda ayın biraz kutsal bir yapısı vardır kültürel olarak. hatta sembollerinde ay vardır bu yüzden. bundan dolayı ayı biraz daha yüceleştiren bir isimle adlandırmaları normaldir. bildiğiniz gibi nur kelimesi ilahi bir parıltı yayan nesneler için kullanılır. hatta melekler de nurdan yapılmıştır falan. yani sonuçta çok zorlama. mucize olarak nitelenebilecek bir şey yok bence. (bu arada kuranda güneşe ve yıldızlara aynı sıfatı verip verilmediğini araştırmadım. eğer bu iddia yalansa zaten mucize olarak iddia edilecek hiçbir şey kalmıyor. ama iddiayı yapan kişi yalan söylemiyorsa bile yukarıda açıkladığım gibi mucizelik pek bir şey olmaz yine de)

    3) (yasin 39) "Ve ay için de muayyen zamanlarda konaklar takdîr ettik, her devrin sonunda, eski, kuru ve eğri hurma salkımının çöpüne döner."

    - bu ayette mucize denecek hiçbir şey yok zaten. burada sadece bir çarpıtma söz konusu. bazı ayet kıvıran tipler buradaki eğri kelimesini ayın yörüngesi olarak iddia edip akıllarınca milleti kandıracaklar. burada eğri olan, ayetten de çok rahatlıkla anlaşılacağı gibi ayın görünüşü. yani ayın hilal şeklinden bahsediliyor.

    4) (yasin 39) "Şânı yücedir, münezzehtir yerden bitirdiği şeyleri ve kendilerinden meydana gelen çocukları ve daha da bilmedikleri şeyleri çifter çifter halk edenin."

    - bi kere o zamanın insanları, hayvanlara falan bakarak çoğu hayvanın bir erkek bir dişi olarak ürediklerini fark etmişlerdir. bundan yola çıkarak tüm bitkilerin de böyle olduğunu düşünmüş olmaları çok doğal. zariyat 49da da "Her şeyi çift (erkek-dişi) yarattık ki düşünüp ders alasınız." denmekte. yani tüm canlıların erkek dişi olarak ürediklerini sanmaktadır kuranın yazarları. halbuki eşeysiz üreyen bir sürü bitki türü vardır. bence bu mucize ayet olmaktan çok, bilime aykırı bir ayet. tabi bazıları zariyat 49daki çift kelimesinin cinsiyet anlamında olmadığını iddia ediyorlar ki bence kıvırmış oluyorlar.

    5) (hicr 22) "Aşılayıcı, bereket verici rüzgarları gönderiyor ve ayrıca susuzluğunuzu gidermek için gökten su indiriyoruz; yoksa onun kaynağını elinde tutan siz değilsiniz." ayetinde rüzgarların tozlaşmaya yardım ettiğinin anlatıldığı, bundan dolayı da burada bir mucizenin olduğu iddia edilmekte.

    - bu da çok zorlama bir iddia. bi kere sen aşılayıcı kelimesini niye tozlaştırmaya yoruyorsun ki? burada aşılayıcı derken büyük ihtimalle rüzgarların bulut veya yağmur falan taşımasından bahsedilmiş. zaten ayetin sonunda gökten su indirmekten bahsediyor. bitkilerden hiç bahsedilmemiş.

    6) (müminun 14) "Sonra nutfeyi bir alaka olarak yarattık, alakayı da bir çiğnem et şeklinde yarattık, ardından bu bir çiğnem eti kemikler olarak yarattık, ardından da kemiklere et giydirdik. Sonra onu bir başka yaratılışla oluşturduk. Yaratıcıların en güzeli olan Allah'ın şanı ne yücedir!"

    - "kemiğe et giydirme" den bahsetmesini mucize olarak kabul edecekseniz edin. bana göre komik bir ayetten fazlası değil bu ayet.

    7) (enbiya 30) "... her şeyi, sudan yarattık, hâlâ mı inanmazlar?"

    - taha 55 ayetinde de topraktan yaratıldığımızdan bahsediyor. ulan zaten başka seçenek mi kaldı? topraktan yarattığını söylemişsin, başka ayette de sudan yarattığını söylemişsin, daha ne kaldı ki zaten dünyada? dünya üzerindeki herşeyi söylemişsin zaten. hani burada sallayıp tutturma gibi bir olay da yok. kitabı yazan adamlar zaten herşeyi sallamış. mesela birine "1 ile 10 arasında bir sayı tut" diyip, "sen kesin 1 ile 10 arasında bir sayı tuttun değil mi lan" demek ne kadar mucizeyse bu ayet de o kadar mucize.

    8) (tarık 1-3) "1- Andolsun o göğe ve Târık'a, 2 - Târık nedir, bildin mi? 3 - O, karanlığı delen yıldızdır."

    - adam bunun pulsar yıldızlarını anlattığını iddia etmiş. tamam o zaman zamqi, öyle olsun. buna yorum bile yapmayacağım.

    9) (neml 88) "Sen dağları görür, onları yerinde durur sanırsın. Oysa onlar, bulutlar gibi geçip gitmektedir. Bu iş, herşeyi sağlam ve mükemmel yapan Allah'ın sanatıdır. işin doğrusu O, işlemekte olduğunuz herbir şeyden haberdardır."

    - bi kere bu ayet kıyamet anını anlatmaktadır. bunu bir önceki ayetten anlayabiliriz.
    (neml 87) "Ve o gün sûr'a üflenecek ve böylece Allah'ın istediği kimseler dışında, göklerde ve yerde var olan herkes, pek şiddetli bir korkuya kapılır ve başları önlerine düşmüş olarak, herkes O'nun huzuruna gelir."

    zaten kuranda normal zamanda dağlar hareketsiz, çakılmış bir şekilde anlatılır. sadece kıyamet zamanında hareket ederler. başka ayetlerde de bu böyledir.

    (nahl 15) "Allah, yeryüzü sizi sarsmasın diye oraya sabit dağlar yerleştirdi. Yolunuzu bulmanız için de nehirler ve yollar yarattı."
    (kehf 47) "O kıyamet gününü hatırla ki, dağları yürüteceğiz ve yeryüzünü çırılçıplak göreceksin. Bütün insanları, mahşerde toplayacağız hiçbir kimseyi bırakmayacağız."

    10) (secde 5, mearic 4)
    - ulan bu ayetlerdeki zamanın izafiliğiyle, einstein ın görelilik teorisindeki zamanın izafiliği bir mi? görelilik teorisinde hızın artmasıyla oluşan bir izafilik var. burada allahın katında zamanın farklı olması bundan mı kaynaklanıyor sanki? yani allah ışık hızına yakın mı yardırıyor evrende manyak manyak? bu nasıl bir zorlama örneğidir lan? bu kafayla alice harikalar diyarında kitabından da uğraşsanız kim bilir neler bulursunuz.

    11) (tebbet)
    - bu ebu leheb bir daha müslüman olmaz diyip dışladıktan sonra o adam tabiki müslüman olmaz ki. adamlar düşman olmuş zaten birbirlerine. ya valla bu kadar da düşülmez be birader. nasıl mucize ayet olarak sunarsınız bunu?

    12) (isra 79) da sadece muhafazide özel olan bir namaz varmış. adam bunu kanıt olarak sunmuş. vay anasını ya. adam peygamber işte. kendini farklılaştırmak için yapmıştır diğer insanlardan. ya da olabilecek milyonlarca başka nedenden ötürü böyle bir şey uydurmuştur. yahu gelip bunu islamın doğru din olmasına yormak yapılabilecek en son şeydir.
    Tümünü Göster
    ···
  2. 2.
    +1
    @5 yoo kinli falan değilim. can sıkıntısına yazdım işte. bu aralar boş kaldım çok.
    ···
  3. 3.
    +1
    @8 niye lan işte? o zamanın araplarına göre güneş dünya etrafında dönüyordu. çünkü dünyadan güneşe bakan bir insana bu böyle gelir. yani kuranda bahsedilen olay güneşin galakside yaptığı hareket değil, dünyanın etrafında dönmesinden bahsediyor kuran.
    ···
  4. 4.
    0
    @9 yoo kendimi zeki sanmıyorum. kimseyi de küçümsemedim.
    ···
  5. 5.
    0
    @14 istediğin bi tanesini seç. sana bırakıyorum. ama bugünlük cevap yazamayabilirim. yarın kesin yazarım ama.
    ···
  6. 6.
    0
    @17 halbuki o ayette eğer derilerini değiştirmezse yanıp kül olacakları için öyle bir anlatımda bulunmuş. aslında olayın açıklaması bu kadar basit ama adamlar mucize görmek istiyor işte.
    ···
  7. 7.
    0
    @19 kardeş sen şimdi niye eziyon ki beni? valla çok gücendim he. ağlayabilirim şu anda.
    ···
  8. 8.
    0
    @22 bak şimdi sana bazı ayetler göstereceğim.

    (hacc 65)"Görmedin mi, Allah, yerdeki eşyayı ve emri uyarınca denizde yüzen gemileri sizin hizmetinize verdi. Göğü de, kendi izni olmadıkça yer üzerine düşmekten korur. Çünkü Allah, insanlara çok şefkatli ve çok merhametlidir."

    (rad 2)"Öyle bir Allah'tır ki görmekte olduğunuz gökleri direksiz yüceltmiştir de sonra arşa hakim ve mutasarrıf olmuştur ve güneşi ve ayı ram etmiştir, hepsi de muayyen bir zamana dek yürürgider. Rabbinize kavuşacağınızı iyice anlamanız için işleri tedbir ve tasarruf edip yapan odur, delilleri bildirip açıklayan o."

    (enbiya 30)"Kâfir olanlar görmezler mi ki gerçekten de göklerle yer birdi de biz onları ayırdık ve her şeyi, sudan yarattık, hâlâ mı inanmazlar?"

    şimdi bu ayetler ışığında kurandaki evren algısının ben şöyle olduğunu düşünüyorum: allah ilk önce yer ile göğü üst üste iki tane kağıt gibi dümdüz ve bitişik bir şekilde yarattı. sonra üstte olan göğü yükseltti. dikkat ederseniz rad-2 ayetinde göğü direksiz yükselttiğinden bahsediyor. göğü sanki tek bir duvar veya kağıt gibi düz bir yüzey olarak düşünüyor büyük ihtimalle. e haliyle böyle düz bir yapının her nesne gibi normalde yere düşmesi gerektiğini düşünüyorlar. ama düşmüyor işte. çünkü allah onu direk kullanmadan kaldırabiliyor özel güçleriyle. işte sonra bu göğün üzerindeki güneş ve ay da hareket edip durur. yani dünya merkezli bir evren algısı vardır kuranda. mesela bir çok ayetinde rad-2 de olduğu gibi güneşin ve ayın hareket ettiğinden falan bahseder ama dünyanın hareketinden bahseden tek bir ayet bile yoktur.

    bir de zariyat 47 ayeti var: "Göğü kendi kudretimizle biz bina ettik ve biz elbette genişleticiyiz."

    bu ayete göre evrenin genişlediği belirtiliyor ve mucize ayet olarak sayılıyor. bi kere bu ayetteki Mûsiûn kelimesini evrenin genişlediği bilinmeden önce, bildiğim mealcilerin hiçbiri evrenin genişlemesi olarak algılayıp çevirmemişlerdi. ama gene de genişletici anldıbını taşıdığını kabul edelim. ben yine de bir mucize olarak kabul etmem bunu. çünkü enbiya 30 daki yer ile göğün bitişikken ayrılması gibi bir olayı genişleme olarak açıklamaya çalıştığını düşünürüm. sonuçta göğün yerden ayrılıp yükselmesi de bir nevi genişleme olarak sayılabilir. tabi yukarıda bahsettiğim gibi bunun modern big bangle falan uzaktan yakında alakası yoktur. big bang anında bırakın yeri, daha madde yoktu. elementler daha sonra oluştu. sadece hidrojenden oluşan yıldızlarda nükleer reaksiyonlar sonucu helyum ve yıldızların patlamalarıyla da daha ağır elementler oluştu. bu yıldızların patlamasından sonra anca dünyayı oluşturan maddeler falan bir araya geldi. yani dünyanın oluşması big bangden yaklaşık 9 milyar yıl sonra oldu. yani bu olay "yer ile gök birdi. sonra onu ayırdık." şeklinde açıklanabilecek bir şey değil. bu anlatım, anca ilkel düşüncelerle oluşturulmuş bir evren algısını açıklamak için kullanılabilir.
    Tümünü Göster
    ···
  9. 9.
    0
    @26 sen şimdi bana cevap mı yazdığını sanıyorsun? hakaretten başka bir şey yok yazdıklarında. hiçbir şey yazmasaydın daha iyiydi. ayet cımbızladığımı söyleyip durmuşsun. eğer öyle yapmışsam gelip gösterseydin. genişleme olayında da eğer böyle bir anlam çıksa bile bir mucizenin olmadığını @25 te açıkladım. hala bana genişleme anlamı var diyorsun.
    ···
  10. 10.
    0
    @26 ayrıca işime gelen ayetleri falan yapmadım. başlığında gösterdiğin tüm ayetleri yazdım. kendi copy paste ini okumamışsın daha.
    ···