1. 1.
    0
    başı ağrıyordu. kendisini iyi hissetmediği zamanlar inanılmaz huysuz ve kaprisli oluyordu. ali bu durumlarda kız arkadaşıyla kavga etmemek için onun tüm kaprislerini çekiyordu. burcu o gün diğerlerinden çok daha kaprisliydi... “su getir bana” dedi emreder bir uslupla. ali mutfaktan suyunu getirdi. “bu su çok soğuk, git ılığını getir” dedi. ali rahatsız olmuştu. üslup ilk defa karşılaştığı bir sertlikteydi. suyu ılık olanıyla değiştirdi. burcu ali’yle ayrılmayı düşünüyordu. ali’nin kişiliği ve karakteri onu sıkmıştı. o anın geldiğini düşündü. zaten canıda çok sıkkındı. fakat durup dururken ayrılmaktan söz açarsa ali ile uzun bir tartışmaya girecekti ve bunu hiç istemiyordu... bir anda aklına bir çözüm geldi. ali’yle ayrılmak için yine kaprisini kullanacak ve ali’nin sonunda ona göre olmadığını anlayarak kendi pes etmesini sağlayacaktı. aynı zamanda aklına bunu uygulamak için ilginç bir fikir de gelmişti... suyu içtikten sonra “bana karşı hissettiklerinden emin değilim ali” dedi. ali şaşkın bir şekilde “nasıl? anlamadım?” diye cevap verdi. “her isteğimi kapris olarak yorumlamandan bıktım artık. şu anda hastayım ve belli ki istediklerimin beni iyi hissettireceğini bilmene rağmen kapris olarak algılıyorsun. oysa ben, iyi hissetmem için her istediğimi yapmanı beklerdim” dedi. ali şoktaydı. bir anda olanları ve birkaç cümleyle gelinen noktayı kavramaya çalıştı. oysa burcu’nun kaprisleri yüzünden kavga ettikleri zamanlar çok kısıtlıydı. kaprisler çok aşırıya kaçtığında olan birşeydi sadece. oysa o anda burcu’nun, ali’nin tersini iddia etme durumunda uygulamayı düşündüğü kaprislerden haberi bile yoktu. “her istediğini yaptım daha ne istiyorsun?” diye sordu. “yetmiyor ali, beni ne kadar sevdiğini göstermek için hiçbir isteğimi yapmaktan çekinmeyecek, bana tapacak kadar seven birini istiyorum!” “bende seni seviyorum, ne istedin de yapmadım burcu?” “bilmiyorum ali, şu anda tek ihtiyacım olan gevşemek ve rahatlamak. başımın ağrısı başka türlü geçmez bilirsin. bunu sağlamanın en iyi yolu masajdır. bana masaj yapmak istiyor musun?” “tabi yaparım burcu, neden yapmayayım.” ali burcu’nun sırt üstü yatmasını söyledi. “hayır ali, sırt masajı değil. rahatlamak dedim sana.“ dedi ve ayaklarını ali’nin göğsüne doğru uzattı. kaybedecek birşeyi yoktu burcu’nun ve ali ne kadar dayansa o dozajı o kadar arttıracak, her durumda kendisini tatmin edecek bir durumda olacaktı. ali burcu’nun ayaklarını ovmaya başladı. burcu gözlerini kapatıp, durumun zevkini çıkarmaya başladı. bir erkeğin ayaklarına masaj yapması harika birşeydi fakat bunu zorunluluktan yapması çok daha müthiş bir duygu veriyordu insana. güç duygusu! birkaç dakika ayaklarına masaj yaptırdıktan sonra burcu, aklındaki planı uygulamaya koymaya karar verdi. “beni ne kadar seviyorsun?” “biliyorsun burcu, çok seviyorum” dedi ali, garip bir duruma doğru sürüklendiğinin farkında olarak. “i̇stediğim ve beni rahatlatacak herşeyi yapacak kadar çok mu?” “evet!” “bak ali, yalanı kaldıramam, gerçekten öyle mi?
    Tümünü Göster
    ···
  2. 2.
    0
    evet dedim ya burcu, senin rahatlaman için her şeyi yapıyorum ve yapacağım, ne istersen..” burcu, yüzünde birazdan söyleyeceklerini düşünürken aldığı zevk ifadesiyle “çıkar o zaman çoraplarımı” dedi. ali burcu’nun çoraplarını çıkardı. her zaman bakımlı, beyaz ojeli ve düzgün ayaklara sahipti burcu. onlara çok fazla özen gösterirdi. “öp ayaklarımı!” dedi birden aşağılayıcı bir bakışla. ali şaşırmış, dehşete düşmüştü. bir anda oynanan oyunu fark etti. o anda bir çekince göstermek burcu’ya aradığı fırsatı verecekti. fakat göstermemek te... ayağını nazikçe tutarak duduklarına zütürdü. burcu sadece gördüğü görüntüyle nerdeyse kendinden geçecekti. bu noktaya gelebileceğini hiç düşünmemişti ve hayatında hiç tatmadığı bir duyguyu tadıyordu. ali burcu’nun ayağının üstüne bir öpücük kondurdu. “ne yapıyorsun sen! benimle dalga mı geçiyorsun! vicudu rahatlatan sinirler ayağıın üstünde mi sanıyorsun cahil!” dedi ve ayağının altını yüzüne doğru çevirdi “öp ayağımın altını ve özür dile!” ali kendisini bir rüyada veya filmde gibi hissediyordu. aynı şey burcu için de geçerliydi. tabi burcu zevkten uçuyorken, ali ter döküyor olmasıyla ondan ayrılıyordu. ali burcu’nun ayaklarının altını öpmeye ve özür dilemeye başladı. burcu ona devam etmesini söyledi. tam 2 dk. burcu’nun ayaklarının altındaki her noktayı öptü ve özür diledi. “yeter! bir hanımefendinin ayaklarını öpmeyi bile beceremiyorsun. beni rahatlatmak yerine geriyorsun. son bir şansın var ali, eğer içtenlikle bunu yapmazsan ilişkimiz biter!” burcu son kozunu oynamaya hazırlandı. ali’nin bu seviyeden sonra dayanamayacağına inanıyordu ama bir yandan da yapmasını istiyordu. bir erkeğin ayaklarına hizmet etmesinden aldığı zevki sevişirken almadığını o anda kendi kendine kabul etti. “ayaklarımdan iğrenmiyorsun herhalde? sevdiği kızın ayaklarından çekinen bir erkek olabileceğine inanmıyorum zaten. sen ne dersin?” “hayır burcu, iğrenmiyorum... ” “onlara ne kadar hizmet etmek ve beni rahatlatmak istediğini duymak istiyorum... ” “ayaklarına hizmet etmek ve seni rahatlatmak için herşeyi yaparım burcu” “hmm, iyi, bende öyle düşünmüştüm. şimdi son şansını veriyorum sana. dünya üzerinde yapılabilecek en iyi ayak masajıni istiyorum.” uzakdoğu ile ilgili olan burcu, taocu sevişme ve masaj konusunda neredeyse uzmandı. tüm uzakdoğuda en üst seviyede rahatlama yaratan fakat batı da mutlaka tereddüt yaratacağına inandığı tekniği kendi üzerinde deneme fırsatını yakalamıştı sonunda. “yala ayaklarımın altını!” dedi... ali şaşkınlıkla “ne!!!” diye haykırdı. “yala dedim sana! son şansını kaybediyorsun bak!” “i̇yice ileri gittin artık burcu! ne dediğinin farkında mısın? neyim ben kölen mi?” “madem öyle defol buradan, bir daha yüzünü görmek istemiyorum!” “ama burcu lütfen, böyle birşey için... ” “sus! i̇stemiyorum dedim sana! şansını kaybettin artık.” ali kendisini çok kötü hissediyord
    Tümünü Göster
    ···
  3. 3.
    0
    bir anda yaşadığı şoka alışamamıştı. burcu’dan ayrılmanın fikri bile ürkütücüydü. sonuçta onun erkek arkadaşıydı ve... bunu yapabilirdi... belki... “tamam burcu sen kazandın... ” dedi yenilgiyle. fakat burcu kolay ikna olacağa benzemiyordu. eline bir şans daha geçmişti... “yok öyle kolay vazgeçmek. sana son şansını kullandığını söylemiştim.” “lütfen burcu, telafi etmek istiyorum hatamı, bir şans daha ver bana... ” “hmm, küçük kölem benden şans mı istiyor? zavallı şey seni. ayaklarımın altını yalamak senin için en büyük şereftir küçük kölem. öyle her istediğinde bu onura sahip olamazsın... ” burcu zevkten çıldırmak üzereydi. ali ise... “kapan ayaklarıma ve onların altını yalamak için yalvar şimdi!” burcu oturur pozisyona geçti, ayaklarını aşağı sarkıttı. ali’nin ayaklarına kapanmasını görmek istiyordu. “yalvarırım ayaklarınızın altını yalama onurunu verin efendim, lütfen... ” ali burcu’nun ayaklarıma kapanmış, onların altını öperek yalvarmaya başlamıştı. burcu aldığı zevke öylesine kapılmıştı ki, sırf bu kontrol ile ali’yle ilişkisine devam etmek istediğini düşündü. ali’ye istediği zaman bunu yaptırmak kadar zevk veren bir düşünce yoktu. ali birkaç dakika yalvardıktan sonra burcu “ooo benim küçük köpeğim, madem o kadar çok istiyorsun, ödülü hak ettin. ayaklarımın altını temizleme onurunu vereceğim sana! yala ayaklarımın altını küçük köpeğim!” dedi zevkle. “acele etme, önce topuklarımı temizle!” tam 3 dk. ali burcu’nun topuklarını yaladı. “şimdi ayaklarımın altını boydan boya yala küçük kölem!” ali 2 dk. boyunca denileni yaptı.“hmm, işte şimdi rahatladım. şimdi ayak parmaklarımı teker teker emeceksin. parmak aralarını da unutma!” ali denileni 5 dk. boyunca uyguladı. “son olarak efendinin ayaklarını ne kadar çok sevdiğini göstereceksin. aç ağzını küçük kölem! efendinin ayaklarını gırtlağına kadar alacaksın! aç ağzını!” ali ağzını sonuna kadar açtı. burcu’nun ayağını ağzına alabildiği kadar aldı. “yala! parmaklarımı tertemiz yapacaksın köpek! yala!” ali ağzına girmiş ayağı yalamaya başladı. ardından diğer ayak geldi. bu 5 dk. devam etti. “şimdi içi ılık su dolu bir leğen ve sabun getir ve ayaklarımı yıka!” ali denileni yaptı. o günden sonra burcu ayrılma fikrinden vaz geçmişti. ali ise içindeki gizli duyguları açığa çıkarmış ve burcu’nun çok daha büyük kaprislerini yerine getirmek için hazır durumda olmuştu.
    Tümünü Göster
    ···
  4. 4.
    0
    birgün teyzemlere gidecektik ve kalacaktık... kusenim 15 ben 16 yasındaydım. kusenime oldum olalı aşıktım yada beyeniyordum herzaman diyelim... ogün bizimkiler teyzemlerle dısarı cıkmaya karar verdiler. sizde gelirmisiniz diye sordular meliste bende gitmeyi istemedik. evde basbasa kalacaktık cok heyecanlanmıstım... gittiler ve basbasa kaldık... melis küçük kanapedeydi ayaklarını uzatmıs yatıyor ayakları dısarda yüksek tarafında kalıyordu.ben ise büyük çekyatta yatıyordum.tam kafama değebilecek durumdaydı ayakları. bilerek kafamı geriye zütürüyodum ayaklarına değdimi hissettim gittikçe daha cok değmeye calıstım... su kanalı değiştir artık dedi melis.ama ben izliyorum dedim amacım onu kızdırmaktı... biraz inatlaştıktan sonra ayagıyla kafama vurdu... acıdımı dedi. hayır dedim. bikaç kere daha vurdu o vurdukça ben zevke geliyordum... mazoşist değildim ama sonucta ayaklarına temas ediyordum... ne o hoşuna mı gitti dedi... ne yapiyim cok güseller dedim.bi değişti suratı bana ayaklara ilgim olup olmadıgını sordu. bende evet var dedim. güsel olan her ayaga var diye ekledim ... hım nasıl falan anlatmamı istedi. bende biraz anlattım. öpmek yalamak gibime deymesinden beni ayagıyla bi kızın bosaltmasından hoslandıgımı söyledim... (ki hiç bir deneyimim olmamıstı)... hıım dedi... istersen öpebilirsin dedi... ama kölem olacaksın tabiki cok isterim dedim ama içmde bi korku vardı ya eniştemler, babamlar duyarsa... ? o anda içimdeki sesi duymuş gibi atladı merak etme aramızda dedi güldü aşaağılarca... ayaklarını öpücektim ki napıyosun önümde diz çök ve öpebilmek için yalvarmaya basla hemen dedi... biraz ggaripsedim tabi kusenim oldugu için.ama içimdeki fetişede engel olamıyordum acıkcası... eğildim önüne ve prensesim ayaklarınızı yalayabilirmiyim, öpebilirmiyim dedim... öp bakalım köleee dedi... o güsel kırmızı ojeli 39 numara ayaklarını yavasca elime aldım ve öpmeye basladım basta biraz cekinerekti ama bi anda kendimden geçtim ve hayvan gibi yalamaya basladım o an bir tekme geldi suratıma .. ne yapıyosun sen !!! ben sana öp dedim yala demedim bunun cezasını agır ödüyecksin dedi... içerden sütü getir ve birde büyük leğen... ayaklarını sütle yıkamaktı cezam... bu benim için ceza değildi... yıkadım zaten süt gibi beyaz ayakları sütün içinde nerdeyse belli olmuyordu... ama cezamı bu sanarken ögrendimki bu değilmiş... ayaklarını cıkardı ve kurulattırdı... bana aletini cıkar bakalım dedi... bende cıkardım 17liği hemen... aldı eline ve eliyle 31 çektirdi abana kendimden geçmiştim. daha 2 dk olmasına rağmen bosalacaktım.. gelince söyle dedi geliyorum dedim... bana bu leğenin içine bosal dedi bened yaptım... neredeyse leğen delinecek sandım. sonra içine tükürdü 3-4 kere... ve bana asıl cezamı söyledi... iç cabuk bunu !!!

    o kadar güsel o kadar dominant söylemiştiki acıkcası cok hosuma gitti... ama tereddüt içindeydim içemezdim ki ben o şeyi... kızların azına bosalınca bişey olmuyo kendi şeyinden mi iğreniyosun dedi cabuk köle yoksa olanları anlatırım herkese dedi. bende hemen içmeye basladım.. biraz igreniyordum ama nede olsa o güsel ayaklar değmişti o süte... hatta orda yıkanmıstı... afferin bak şimdi gözüme girdin dedi sahibem ...

    şimdi yalamak istiyormusun ayaklarımı dedi... evet dedim hemde cok ddedim. iyi yalvar dedi. hemen ulasamassın... yalvarmaya basladım lütfen ayaklarınızı bana yalatım efendim ayaklarınız cok güsel kölenizi mutlu edin gibi şeyler söylüyordum uzattı ayagını bana yalamaya basladım gercekten cok zevk alıyodum yalarken bosalacagımı düşündüm ciddiyim... bu onunda hosuna gitmişti cok zevk aldıgı belli oluyodu yarım saat yaladım yaladım öptüm yaladım... cok zevk aldım... bana seni ayaklarımla bosaltiyim mi dedi ?.zevke geldiği için yapmaya calıstıgı dominantlığı gitmişti..cok istedigimi söyledim... peki o zaman dedi cıkardı gibimi ve eline aldı oksadı ondan sonra ayaklarıyla yapmaya basladı gitti geldi dayanacak güçüm kalmamıstı ayaklarına bosaldım... yala cabuk ayaklarımı dedi kendi menimin bulasmıs oldugu ayaklarını yaladım..o an menim deil onun ayaklarını yalamam umrumdaydı. hepsini temizledim ama gibim inmiyordu... hala taştı... alla alla durmuyo yaratık dedi melis bide ben bakiyim sunun tadına dedi ve bi anda azına aldı belliki dayanamıyodu artık yaladı da yaladı... azınn içine bosaldım... güselmiymiş dedim cok güseldi dedi... o an kapı caldı hemen toparlandık teyzem gelmişti.. teşekkürler melis...
    Tümünü Göster
    ···
  5. 5.
    0
    size yaşadığım bir olayı nilgün yengemin bana ayaklarını yalatmasını ve ardından yengemi becermemi anlatıcam.bir yıl önceydi. dayım oturdukları yerde bana bir fabrikada staj ayarlamıştı.bu yüzden dayımlarda kalıyordum. stajdan arta kalan zamanlarda evde zaman geçiriyordum. size biraz da nilgün yengemden bahsedeyim. nilgün yengem kumral 40 yaşlarında ince uzun yapılı bir kadındır.iki çocuk doğurmasına rağmen hala incecik bir yapıya sahiptir.bit ilkokulda öğretmendir. süsüne önem verir.bir de sürekli her giysinin altına naylon çorap giyer. nilgün yengem in ayakları o kadar ciksi ve güzeldir ki,bazen yengemin ayaklarını hayal edip kendime 31 malzemesi çıkarırım. hele siyah ince naylon çorap giydiği zamanlarda felaket tahrik oluyorum.bir gün işyerinden erken gelmiştim. yengem evde yalnızdı, çünkü kuzenlerim . yatılı kolejde okuyorlardı. üstümü değiştirip biraz dışarıda takılacaktım. nilgün yengem ne yapcan dışarıda gel sohbet edelim, benimde canım sıkılıyor,hem akşam çıkarsın dedi. bende olur diyerek evde kaldım. yengem çay demledi ve sohbet etmeye başladık. yengemle salonda aynı koltukta oturuyorduk. ben yavaş yavaş tahrik olmaya başlamıştım, çünkü yengemin ayaklarına kilitlenmiştim.

    nilgün yengem kırmızı bir bluz, siyah jean giymişti. pantolonun altında da siyah ince parlak naylon çorapları gözüme hemen takılmıştı.bir taraftan yengemle sohbet ediyor bir taraftan da bu ayaklar ne güzel yalanır diye hayaller kuruyordum.laf döndü dolaştı kızlara ve kadınlara geldi. yengem hani tip kızlarda hoşlanırsın, çıktığın bir varmı gibi sorular soruyordu. bende hepsine bir şekilde cevap veriyordum. bir ara yengem . kadınların en çok neleri hoşuna gidiyor diye sorunca ağzımdan birden ayakları ve bacakları kelimeleri çıktı. yengem hayretle ne dedi ,ben içimden ne tak yedik diye düşünürken nilgün yengem gerçekten kadınların ayaklar ve bacakları hoşuna gidiyor mu dedi. yengemin kızmadığını fark edince bende evet hatta çorapları beni delirtiyor dedim. yengem de bacaklar neysede . ayaklar çok iğrençsin dedi.ben de ne yapalım benimde tercihim böyle işte diye geçiştirmeye çalıştım.ama yengem ayak yalarken hiç mi miden bulanmıyor diye üsteledi. bende tam tersi zevk alıyorum dedim. nilgün yengem sevgililerin bir şey demiyor mu dedi. bende ne diyecekler ki zevkimizi alıyoruz, onlarında hoşuna gidiyor dedim. nilgün yengem benim ayaklarım nasıl peki, seni tahrik . ediyormu diye sordu. bende olur mu canım sen yengemsin dedim. yengemde yani benim ayaklarım güzel değil öyle mi dedi. güzel dedim. yengem yengen değil sevgilin olsaydım yalarmıdın ayaklarımı dedi,ben de yalardım deyince yengem hadi yala ozaman dedi. bende ama yenge deyince, yengem aramızda kalacak hem, dayın ayaklarımı asla yalamaz, bende çok merak ettim, dedi ve ayaklarını kucağıma koydu. hayallerim gerçek oluyordu, nilgün yengemin ayaklarını tuttum, okşamaya başladım. sonrada ayak ucunu emmeye başladım. yengemin ayakları müthiş güzel kokuyordu ve ben iyice tahrik oluyordum. yengemin ayaklarını kaldırım birleştirdim, ayak tabanlarını yalamaya başladım. nilgün yengem zevkle beni izliyordu. yengemin ayakları öyle yalıyordum ki çorapları ıslanmaya başlamıştı.ben gittikçe daha çok tahrik oluyordum.bir ara yengemin sol ayağını ağzıma sokup emmeye başladım, sağ ayağını da gibin üstüne koyup sanki ayağını gibiyormuşum gibi hareket ettirmeye başladım. nilgün yengem de tahrik olmaya başlamıştı. aferin yala,ne güzel bir şeymiş bu,daha çok yala diyerek gülümsüyor ve ağzımdaki ayağını hareket ettirip beni iyice tahrik etmeye çalışıyordu.bir taraftan da dıbını okşuyordu. yengemin ayağını ağzımda çıkardım,iki ayağını yüzüme kapattım tabanlarını yalamaya devam ettim. müthiş bir şeydi. yengemin ayak yabanları ipeksi yumuşaklıktaydı.bu arda gibimde pantolonumdan fırlamak üzereydi. yengem bacaklarımı da yalamak istermsin dedi, evet deyince pantolunun düğmelerini açtı, azgınlığımında etkisiyle pantolonu bir hamlede çıkardım.

    nilgün yengemin güzel bacakları siyah naylon külotlu çorabın içinde felaket güzel ve tahrik edici şekilde karşımda duruyordu. yengem külotlu çorabın içine siyah dantelli külot giymişti. şehvetle yengemin bacaklarını yalamaya başladım. sağ ayağını topuklarından başlayarak bacağını yaladım, sonra sol bacağını aynı şekilde yaladım. artık hedefim nilgün yengemi gibmekti. yengem iyice tahrik olmuştu.ahh ahh diye kegib kegib inliyordu. yengemin kasıklarını yalamaya başladım. yengem iyice azmıştı ve inlemeleri artmıştı. külotun üstünden dıbını okşayarak usulca yengeme beni azdırdın, seni gibmek istiyorum dedim.gib dayanamıyorum dedi. yengemin çorabını indirip külotunu yırttım ve aldım, çorabı tekrar giydirip, çorabın üstünde dıbını yalamaya başladım. nilgün yengem delirmiş gibi inleyerek boşaldı, bende dıbının suyunu içtim. yengemin dıbını yalarken kalçalarını okşuyordum. yengemi çevirdim ve popsunu yalamaya ve öpmeye başladım. yengemin külotlu çorabı iyice ıslanmıştı. tekrar dıbına yumuldum ve yengemi iyice tahrik ettim. doğrulup pantolonumu indirdim, nilgün yengemin ayaklarını yüzüme koydum, çorabını sıyırdım,ve yavaşça yengemin dıbına girdi. yengen ahh ahh diye inlemelerine tekrar başlamıştı. hızla yengemi gibmeye başladım. ikimizde bağıra bağıra inliyorduk.hem yengemi gibiyordum, hemde ayaklarını yalıyordum. taşşaklarım yengemin kalçalarına çarparak şap sup ediyor, çorabın sürtünmeleri beni daha da tahrik ediyordu. bir süre sonra bağıra bağıra nilgün yengemin dıbının derinliklerne boşaldım, ardından da nilgün yengem bağırarak boşaldı. ikimizde soluk soluğa kalmıştık.ben hala yengemin bacaklarını okşamaya devam ediyordum. nilgün yengem saçlarımı okşayarak aferin beni azdırdın ve gibtin, ayak yalatmak güzelmiş dedi

    ben hadi devam edelim, daha güzellerini yaşatıcam sana dedim.ama nilgün yengem olmaz dayına daha fazla ihanet etmek istemiyorum,bir şeye kapıldık, oldu bitti dedi. sonra da unutma bunlar aramızda kalacak dedi. bende tamam yengeciğim deyince yengem aferin yeğenime diyerek yanağımdan öptü ve sana istediğin zaman ayaklarımı yalatıcam, benimde hoşuma gitti, dedi.sonra ikimizde giyindik. giyindikten sonra yengem dayım gelene kadar bana ayaklarını yalatmaya devam etti. o güzel günden sonra yengemin ayaklarını ve çoraplarını yalnız kaldığımız fırsatta yaladım. nilgün yengem bir daha kendini gibtirmedi ama aldığı her yeni çorabı giyip bana ayaklarını yalatıyor ve beni mutlu ediyordu. stajdan gelir gelmez nilgün yengemin . ayaklarına kapanıp dayım gelene kadar o güzelim ayakları yalıyordum. ardından da ayaklarına boşalıyordum. ayak yalatmak nilgün yengeminde hoşuna gitmişti, renk renk çoraplar giyip beni iyice tahrik ediyor sonrada ayaklarını zevkle bana yalatıyor ve boşalmamı izliyordu. dayımlar bir kaç ay önce bize geldiği zamanda bir fırsatını bulup yengemin ayaklarını yaladım. tadı hala güzeldi.bu yaşadıklarım beni içest duygulara daha çok yöneltti, şimdi teyzemin ayaklarını ve çoraplarını yalamak için fırsat kolluyorum. tabi azdırabilirsem teyzemi de bağırta bağırta gibicem. gibersem anlatırım. hala sevgilimi giberken ayaklarını ve çoraplarını yalıyorum, daha da ileri gidip ben de naylon çorap giyip sevgilimi gibiyorum. sevgilimde bundan hoşlanıyor. sizde deneyin acayip zevkli bir şey.
    Tümünü Göster
    ···
  6. 6.
    0
    yaşım o zamanlar 16-17. okul bitmiş yazın işsiz güçsüz dolaşıyorum. pazarlamacı aranıyor diye bir ilan gördüm. boş kalmaktan iyidir dedim.
    daha genciz hem dolaşırız birazda para kazanırız. birde baktım kapı kapı parfüm satıcakmışız. i̇lk önce mırın kırın yaptım, sonra baktımki iyi para var işin sonunda devam ettim. karşıma arada sırada güzel ayaklı bayanlar çıkıyordu, kapının önlerindeki terliklerine veya ayakkabılarına umutsuzca bakıp apartmandan çıkıyordum. cesaret edemiyordum koklamaya veya dokunmaya. bir gün bir apartmana girdim yine
    bir kat çıktım tam karşımda harika bir görüntü. kapıda bir sürü hemşirelerin giydiği beyaz sabo terlikler vardı, eğilip birisinin içini koklayayım dedim, yaklaşık 20-25 çift hemşire terliği... harikaydı hepsi! tam koklamak için eğilmiştim ki kapı açıldı birden.bir türlü cesaret edemediğim şeyi yaparken suçüstü yakalandım diye düşünürken karşımda olgun, havalı bir hemşire vardı. gülerek "buyrun birinemi bakmıştınız"
    diye sordu. ne yaptığımı görmüştü ama bozuntuya vermemişti. bende heycanımı toplayıp bozuntuya vermemeyi düşündüm. "ben parfüm pazarlama şirketinden geliyorumda... " hemşire "içeri buyrun isterseniz içeride belki ihtiyacı olan bir arkadaşım vardır" dedi. utana sıkıla girdim içeri. karşımda 20-25 tane beyaz ince çorap giymiş harika ve bir o kadarda acımasız hemşire gülerek bana bakıyordu. benden parfümleri tek tek tanıtmamı istediler. bu gün onların tatil günüymüş ve o hastanedeki tüm hemşireler her tatil gününde bir arkadaşlarının evinde toplanıyorlarmış. ben onlara parfümleri tanıtırken bana kapıyı açan ev sahibi hemşire evin diğer tarafında 3-5 hemşire arkadaşına beni hangi şekilde gördüğünü anlatmış olacak ki içeri yanıma geldiklerinde hepsi ayaklarını bana göstermeye çalışıyorlardı. bu ayak oynatmalar ve kikirdeşmeler daha sonra bütün evin içindeki diğer hemşirelerede yayıldı. beyaz ince, hatta bazılarında süper ince çorap bulunan ayaklar şimdi karşımda ciksi ciksi hareketler yapıyorlar, biri parmak uçlarında ,diğerinin parmaklar havaya kalkıyor bana dönük şekilde vs... bir ara rüya görüyorum sandım. kafayı sıyaracağım sırada içlerinden en havalı ve güzel olanı "bu parfümlerin içinde ayak kokusuna iyi geleni varmı" dedi. hepsi bir arada gülmeye başladılar. benim yüzüm kıpkırmızı olmuştu. ama işi şakaya vereyim dedim. "var hanfendi bu tam size göre" yine bir gülüşme koptu evde. hemşire "aaaa benim ayaklarım kokmazki bak kokla istersen" dedi. ben o anda inanın ne yapacağımı şaşırdım. önümde bana ayaklarını koklamamı söyleyen beyaz süper ince çoraplar giymiş harika bir hemşire var ve beni gülerek seyreden yaklaşık 20 hemşire aynı evde! tam burnumu uzattım koklamak için, içlerinden en yaşlısı biraz sert bir tavırla "tamam evladım bak bu pafümler sahte zaten,biz senide fazla meşkul edip para kazanmana mani olmayalım,hem aramızda kimsenin ayakları felanda kokmuyor" dedi ve tekrar bir gülüşme koptu. bu arada karşımdaki ayağını bana uzatan harika hemşire ayağını yere indirmiş başka bir arkadaşıyla konuşmaya başlamıştı. benim de yapacağım tek şey o andan sonra hep o evi, kapı önündeki terlikleri, içerideki 20-25 çift ince beyaz çorap giymiş hemşire ayağını ve en önemlisi bana ayağını koklamam için uzatmış olan kraliçe gibi hemşireyi düşünmek oldu. ve bu hikayeyi en sonunda yazmak..
    Tümünü Göster
    ···
  7. 7.
    0
    i̇nanın yazın tatile, denize, gezmeye felan sırf güzel çıplak ayakları görebilmek için çıkıyorum. yoksa o sıcakta ne işim var dışarda. geçen yaz antalyadaydım. antalya malum, turist kaynıyor, alman ve rus çoğunlukla. yolda otobüsle giderken birkaç çıplak ayak gözlemim oldu ama beni orada bekleyen ayak cennetini unutturamadı onlar. onun için yol gözlemlerimi geçiyorum şimdilik. otele yerleştik. ben güzel ayaklar nerde havluyu oraya atıyorum. bir havuz başındayım bir plaj başında. neyse... bir kaç gün böyle arayış içinde geçti. sonra bir gün yine gözlem esnasında (dikiz değil yanlız gözlem! * türk ve alman iki aileden oluşan bir grup karşımda güneşlenirken dikkatimi çekti. alman ailenin 25-28 yaş arası bir kızı vardı. türk aileninde 17 yaşında çıtır bir kızları vardı (yaşını sonradan öğrendim). orda tanışmışlardı herhalde. ben güneş gözlüğümü takıp gözlemime başladım. ailelerin büyük fertleri güneşleniyorlardı. kızlarında canı sıkılmışdı belli güneşin altında. benim onların ayaklarına baktığımı anlar anlamaz birbirlerine farkettirmeden bana ayak show yapıyorlardı. parmaklarını oynatıyorlar, arada beni kesip ayaklarının her taraflarını göstermeye çalışıyorlardı. bende gözlüğümü çıkardım bakışlarım belirgin olsun diye. alman ailenin annesi türk ailedeki anneye almanca birşeyler söyledi türk annede ona almanca cevap verdi ve yavaş yavaş kalkmaya başladılar. ben o esnada "yakayı ele verdik" diye üzüldüm baya. benim bakışlarımdan rahatsızmı olmuşlardı yoksa? akşam otelin discosunda genç kızları çılgınca oynarken gördüm ve pek cesaret edemedim yanlarına yaklaşmaya gündüz olan olaydan sonra. ama oynarken çıplak ayaklarını yakından görmeyi çok istedim ne yalan söyleyeyim. ertesi gün ben yine şenzlonkta tam karşılarındaydım o iki ailenin. türk olan kız annesine "bak anne ayaklarıma kırmızı oje sürdüm güzel olmuşmu" dedi sanki bana duyurmaya çalışarak! sonra tabanlarını benim hizama doğru iyice uzatarak güneşlenmeye başladı.tam önümdeydi ayakları, sürekli parmaklarını oynatıyordu, hava bunaltıyordu sıcaktan ama benim şenzlonktan hiç kalkasım yoktu. diğer genç kız yüzü koyun yatmış arada çıtır kızın bana nasıl cilve yaptığını kesiyordu . ben iyice azmıştım. alkolün ve sıcağın verdiği etkiyel kızın ayaklarına doğru birazdaha yaklaştırdım şenzlonku. diğer genç kız bize bakıyordu sürekli. sonra ufak kıza birşeyler söyledi almanca ve denize girdiler. bende arkalarından daldım. türk olan ufak kız " pardon fazla sigaranız varmı, ailem içtiğimi bilmiyorda, yanınızda varsa fazla bana çaktırmadan verebilirmisiniz" dedi. bende körün istediği bir göz allah verdi iki göz hesabı "tabii isterseniz beraber içelim havuzun orda" dedim. sonra kumsala çıktık. alman kız ne dediğimizi anlamadığı için şapşal şapşal bakıyordu. bozulup güneşlenmeye başladı yine. ben kurulanıp sigara paketini yanıma aldım ileri doğru yürümeye başladım. ufaklıkta tıpış tıpış arkamdan geliyordu. otelin havuz tarafına doğru ilerleyip sandalyelere oturduk. ayaklarında terlikler vardı. yakından baktım, kendisi kadar güzel değildi esasında ayakları. biraz konuştuk havadan sudan. sonra bana kıza karşı bir soğukluk geldi. bende böyle bir huy var işte, ayaklar güzel değilse hemen soğuyorum karşı cinsten. sonra kız sigarasını içip ailesinin yanına döndü teşekkür edip hızla. gece yine iki kız discoda dans ediyordu. genç olan alman kızın gözleri sürekli benim üzerimdeydi. kıskançlık krizine girmişti herhalde. çok güzeldi oda, kestane rengi saçları,1.80 civarı uzun boyu vardı. lafı çok uzatmayayım, bu alman kızı ne yaptı ne etti bana o gece ayaklarını yalattı. çok güzeldi ayakları, diğer kemikli alman ayaklarına benzemiyordu hiç. etli ve bakımlıydı. sabaha kadar defalarca sevişip ayaklarını sundu bana. i̇kimizinde kafası çok güzeldi, ben arkadaşımı odadan yollamıştım o gece, kızda ailesine bir yalan söylemiş, ne yalan söylediğini anlatmaya çalıştı ben ayaklarını yalarken ama anlayamadım, almancam kıttır baya * sabah erkenden kendi odasına gitti. ertesi günde ne o alman ailesini gördüm otelde nede türk ailesini. i̇ki aile birlikte ayrılmıştı otelden. şans işte... ama o günden sonra kıskanan kızların herşeyi yapabilceklerini anladım, alman bile olsalar !
    Tümünü Göster
    ···
  8. 8.
    0
    sahibem o cumartesi gecesi tasmam ile birlikte ağız kısmımı açıkta bırakan ve tüm başımı sıkıca saran siyah deri maskemi yanıma almamı ,dışarı çıkacağımızı söylemişti. åžaşırmıştım. ev dışında hiç tasma takmamıştı bana , biraz da çekinmiştim açıkcası. o gece çıktık, yarım saatlik bir araba yolculuğundan sonra büyük bir binanın alt katında büyük siyah bir kapının önüne geldik. arabayı kapıda ki görevlilerden birine bıraktıktan sonra içeri girdik. oldukça uzun bir koridor vardı önümüzde .sahibem uzun siyah paltosunu vestiyere bıraktı. içinde siyah deriden vücudunu saran mini elbisesi, altında file çorapları ve diz üstü ,siyah deri, ince yüksek topuklu çizmeleri vardı, muhteşem görünüyordu. vestiyerde ki bayan yanda ki odayı göstererek "şöyle geçebilirsiniz " dedi. odaya girip benden tasmamı ve maskemi çantadan çıkartmamı ve soyunarak yere 4 ayağa geçmemi emretti, şaşırmıştım ,biraz duraksadım , sahibemin bakışları sertleşerek bana yöneldi, itaat etmekten başka çarem yoktu, çırılçıplak soyundum ,çekinerek yere çöktüm, tasmamı geçirdi boynuma, maskemi taktı ve tasmamdan çekerek yürümeye başladı, odadan çıktık. sahibemin yanında 4 ayakta ilerlerken ve koridorun sonundan gelen metal-underground karışımı müzik sesi yaklaştıkça heyecanım ve merakım daha da artıyordu, .
    koridorun sonu muazzam büyük bir salona açıldı. sahibem şöyle bir durup etrafa baktı, ben de çizmelerinin dibinde büyük bir şaşkınlıkla etrafa bakıyordum . gözlerime inanamıyordum. siyah rengin hakim olduğu devasa bir salon , ortada büyük yuvarlak bir bar, etrafta küçük siyah deri masa ve sandalyeler ile koltuklar . ve sayıları yüzleri bulan sahibeler ve ellerinde tasmaları ile ayaklarının dibinde 4 ayakta duran köleleri . sahibelerin kimisi barda, kimisi diğer masaların etrafında ki deri koltuklarda oturmuş içkilerini yudumluyorlar , birbirleriyle sohbet ediyorlar, gülüyorlar ve hepsinin tasmaları elinde hiç ilgilenmedikleri köleleri ayaklarının dibinde duruyorlardı. kimisi ortalıkta tasmalı kölesiyle geziniyor , etrafı seyrediyor ,kimisi kölesini hemen yanında ki demire bağlamış dans ediyordu . sanki hayal görüyordum, böyle bir ortamın olabileceği aklımın ucundan geçmezdi.
    birden tasmamdan çekildiğini hissettim, sahibemle beraber bara yöneldik, orda kölesinin tasmasını oturduğu bar sandalyesinin ayağına bağlamış, içkisini yudumlayan kısa sarı saçlı bir sahibenin yanına yaklaştık, sahibem onunla selamlaşıp öpüştü, yanına oturdu, belli ki burda randevulaşmışlardı ,bir içki söyleyip muhabbete başladılar, bu arada tasmamı da barın kenarını boydan boya saran demire bağladı. konuşmalardan kısa sarı saçlı sahibenin buranın mudavimi olduğunu ,sahibemin ise ilk kez geldiğini anlıyordum. adres ve girişte ki kuralları daha önce sahibeme anlatmıştı. "girişte sorun olmadı değil mi " dedi sarı saçlı sahibe, sahibemde " hayır ,dediğin gibi tedarikli gelmiştik " dedi , bu diyaloğa paralel olarak bana dönüp baktılar , sarı saçlı sahibe " güzel " dedi . anladığım kadarı ile ana kural hemen girişte ki odalarda sahibelerin kölelerine maske ve tasmalarını takıp , içeri böyle girilmesiymiş. etrafta ki herkesin de böyle olmasından bu anlaşılıyordu. sahibem ile arkadaşı bir süre sohbet edip içkilerini içtikten sonra, "artık etrafı gezelim mi" dedi arkadaşı. sahibem benim, o da kendi kölesinin tasmasını bağlandığı yerden alıp barın arka tarafına doğru ilerledik . daire şeklinde ki devasa salonun yan duvarlarında başka salonlara açıldığı belli olan büyük kapılar vardı . hepsinin üzerinde de siyah metal tabelalarla birşeyler yazıyordu. başımı biraz kaldırıp , yaklaştığımız kapının üzerinde ki yazıyı okudum, inanamadım ; " pissing room " .
    sahibemin arkadaşı kapıyı ardına kadar itekleyip, içeri girdiğimizde şaşkınlığım bir kat daha arttı. yine büyük bir salon ,ortada bir bar, etrafta artık masa ve sandalyelerin yerine sadece "pissing" amaçlı kullanıma yönelik eşyalar vardı .özel olarak yapıldığı belli olan , siyah deri oturaklı tuvaletler vardı, alt kısmı ise küp şeklinde idi, bir kenarında sırt üstü yatan kölenin başını içeri alacak şekilde büyük bir delik vardı. bunlardan etrafta onlarca vardı, kimisinde oturmuş sahibeler, altına sırt üstü yatmış ,başı içerde kaldığı için görünmeyen sadece vücudu görünen köleler vardı. belli ki tuvalet deliği olarak kölelerinin ağızlarını kullanıyorlardı .kimi sahibe işerken kimisi yerdeki kölenin tasması elinde, ayakta onları izliyor, gülüyordu .belli ki köle ayakta ki sahibenin idi , arkadaşına kölesini tuvaleti olarak kullandırıyordu . etrafta bunun gibi onlarca sahibe -köle çifti vardı. barın yanında etrafı izliyordu sahibem ve arkadaşı , barda ki sandalyeler bile pissing amaçlı dizayn edilmişti , hemen yanımızdaki bir sahibeye takıldı gözüm, sahibe bar sandalyesine oturmuş, dirseklerini bara dayamış içkisini yudumluyordu. ancak sandalyenin altındaki manzara inanılmazdı ; belli ki sandalyenin oturağının ortası delik idi, ve kölesi , başı ve ağzı deliğin tam altına gelecek şekilde boynundan kelepçelenmiş sandalyenin altında oturuyordu, kımıldamasına imkan yoktu, ağzı da özel bir aparatla açılmış şekilde sahibesinin oturduğu delik sandalyenin alt kısmına bakıyordu . ve tahmin edeceğiniz gibi, mini eteğini beline sıyırmış şekilde oturan sahibe sandalyede ki delikten kölesinin ağzına çişini akıtıyordu , ağzını kapatma şansı bile olmayan köle sahibesinin çişini tek damlasını bile ziyan etmeden içerek itaatkarlığını sergiliyordu. sahibesi ise umarsız bir halde bir elinde sigarası etrafı izliyor , bir yandan içkisini içerken ,bir yandan da kölesinin ağzına çişini bırakıyordu . belli ki bu manzara, sahibe içki bardaklarını devirdikçe sürecekti.
    arkadaşı sahibeme dönerek " içtiğim içkilerden sonra böbreklerim baskı yapmaya başladı , o yüzden ilk olarak bu salona gelelim dedim " diyerek gülümsedi. sahibem de ufak bir kahkaha attı . sonra ileride baş için hazırlanmış delik kısımları birbirine dönük, karşılıklı oturulabilen bir deri tuvalet çiftine doğru ilerlediler bizi tasmalarımızdan çekerek . arkadaşı sahibeme " senin de çişin gelmedi mi "dedi, sahibem onayladı . "ama hep aynı tuvaleti kullanacak değiliz ya ,bugün değişelim di mi ya " diye devam etti ve güldü. kendi kölesini tasmasından çekip sahibemin tarafında ki tuvaletin altına yatırıp kafasını içeri soktu, sahibem de beni tasmamdan çekip onun kullanacağı tuvaletin altına yatırdı, artık iki köle sırtüstü yatmış, ayak tabanlarımız birbirine bakıyordu, görebildiğim tek şey başımın üzerinde ki büyük delikten salonun tavanında ki kabartmalardı .sahibem eğilip delikten bana bakarak "sakın arkadaşımın çişinin bir damlasını bile ziyan etme ,beni mahçup edersen pahalıya ödersin dedi ". başımla onaylamaya çalıştım . yerde başımın alt kısmında demir mazgal türü şeyler vardı, sanırım kölelerin içemeyip taşırdıkları çişlerin akması için yapılmıştı. ayrıca başımı tuvaletin altına kelepçelerken, ağzımı sonuna kadar açık bırakan bir metal aparatı da unutmamışlardı. anlaşılan iki sahibe yüzleri birbirlerine dönük şekilde tuvaletlere oturup, çişlerini yaparak eğleneceklerdi. biraz sonra o büyük delikten sarı saçlı sahibenin bacaklarını açarak tuvaletin üzerine geldiğini gördüm ,eteğini beline sıyırıp, siyah deri tangasını dizlerine indirerek tuvalete oturdu.åžimdi sadece siyah kıllarla kaplı vajinasını görüyordum. birazdan hafiçe kasılıp açılmaya başladı organı ve birden çişini akıtmaya başladı. anında ağzımı doldurmuştu çişiyle, ben bir kısmını içmeye başladım, o kadar yoğun akıtıyordu ki arada ağzımdan taşıyordu. oldukça içki içmiş olmalıydı, çişini öyle uzun akıttı ki ,nerdeyse gırtlağıma kadar çişiyle dolmuştum , arada sahibemle laflayıp kahkalar atıyorlardı, belli ki sahibem de onun kölesine işiyordu o sırada. birazdan çişin yoğunluğu azaldı ve son kasılmalarla beraber kalan son damlaları bıraktıktan sonra " oh be rahatladım " dedi . hayatımda bu kadar fazla içtiğimi hatırlamıyorum. içim tam anlamı ile o'nun çişiyle dolmuştu...
    Tümünü Göster
    ···
  9. 9.
    0
    sabahları uyandığımda bile ciks yapmayı arzulayan bir insanım. bazen uyanır uyanmaz tv ye bakıp özellikle fashion tv de iç çamaşırı programları 31 çekerim. aslında en fazla da kadınların zütünden hoşlanırım ve kalabalık yerlerde fort çekmeye bayılırım. özellikle kadınların ben fort çekerken kaçmaya çalışması, sıkıntı içinde oflayıp puflamaları yada çaresizce kaderlerine teslim olmaları beni deli eder. sanki yarın olmayacakmış gibi zütlerini elbiseleri üzerinden giberim. çalıştığım iş yerinde de bakımlı ve genç bir ton kız var ve hepsine fırsat buldukça sürterim. hatta bazısı, beni görünce fort fırsatı vermemek için sakınırlar. ama ben bir şekilde kalkan gibimi zütlerine değdiririm. bir arkadaş meclisinde, feyza isimli uzun boylu, süper vücutlu ve zütlü bir kızla tanıştım. masum, çekingen bir kızdı. o akşam toplantıda bir iki ufak değdirme yapababilsemde esas amacım yakınlaşmak olduğundan dolayı fazla sıkıştırmadım. amacım onla ciddi bir ilişki yaşamaktı. hemen ertesi gün mail adresine yazarak muhabbeti artırmaya çalıştım. aynı günlerde otobüs durağında, liseli bir kız peyda olmaya başladı. geniş kalçalı olgun bu liseli sabahları taşaklarımı sızlatacak derecede beni azdırıyordu. onu bakışlarımla giberken birkaç kez yakalandım hatta. bir sabah beklediğim fırsatı yakaladım. geç gelen otobüs full doluydu ve ben usta fortçu olarak yerimi liselimin arkasında hemen aldım. harika bir parfüm kokusu ve at kuyruğu saçlarıyla tam bir ciks abidesiydi. jileli eteği dolgun kalçalarıyla dopdolu titriyordu. önce bir iki deneme yaparak züt yanaklarına elimin tersiyle dokundum. tepki yoktu. zira elleriyle tuttuğu klasörü sebebiyle zütünüde koruyamıyordu. ben icraata başlayınca, çevremde de başka icraatları yapanları gördüm. kimi elindeki torba bahanesiyle genç bir kızın zütünü elliyor, kimi orta yaşlı bir kadına sürtüyordu. tam bir ciks otobüsüydü. benim kız çaresizce yana bakmaya çalışıyor, arkasındaki sertliğin sahibini görmeye çalışıyordu. bir ara otobüs o kadar sıkıştı ki kalkan gibim tam züt yarığının içinde kayboldu. ama ben lisede okurkende çok kızın ahını almış biri olarak, okul eteğinin tadını biliyordum. kızcağızın kulakları kızardı, ofladı püfledi ama son durağa kadar yarağımı tam kıçında hissetti. inerken önüme geçmesine izin vererek, kıçına hafif bir dokunma yaptım. buna tepki olarak dirseğiyle hafifçe karnıma vurdu. çok hoşuma gitti. bu olaydan haftalar sonra aynı kızı otobüste yakalayamadım. beraber olduğumuz zamanlarda ise fırsat bulamadım. bana bakışları oldukça sert ve kızgınlık doluydu. aynı dönemlerde feyza ile ilişkimiz ilerlemiş, hatta sözlenmeye kara vermiştik. aklımdan arasıra onu becermek geçse de bu düşüncelerimden vazgeçiyor, aklımdan siliyordum. genelde hıncımı semt pazarlarında tıkış tepiş içerisinde alışveriş yapamaya çalışan karıların kalçalarından alıyor, ateşimi başka zütlerde söndürüyordum. özellikle iyi havalarda ankaranın semt pazarlarında harika zütlü genç-olgun karılar oluyor, bilumum fortçu ziyafet çekiyordu. izlemesi bile zevkli oluyordu. kalabalıkta kimseye belli etmeden kaçan kadınlar, arkasından karıya ya dayayan yada elleyen adamlar yada hiçbişey yokmuş gibi davranan ama sıkıntısı yüzüne vuran genç kızların arkasındaki adam yada birden fazla adam tabloları pazar seyrekleşene kadar devam ediyordu. bir akşam,iş çıkışı feyza ile otobüsteydik, baştan hafif seyrek olan otobüs yavaş yavaş dolamaya başlamıştı. birden farkına vardım ki hemen arkamda benim liselim bulunuyordu. gibim anında kan dolamaya başladı ama feyzanın yanında ne yapacaktım? işte o an hayatımın hatasını yaptım. bir grup öğrencinin daha otobüsü doldurmasıyla feyza önümde kalmıştı. kendimi daha fazla tutamayacaktım. kalkan gibimi züt yanağına yapıştırdım. muhafazakar bir kimliği olan feyza irkildi ve yana kaydı ama kötü niyete yormadı sanırım. çünkü hemen arkasını dönüp, sıkıştınmı dedi. başımı salladım ve az daha sağa kayarak züt yarığına doğru bastırıp, çekmeye başladım. işte o an feyza da başına gelenleri anlamaya başladı ve kendini benden uzak tutmaya çalıştı ama önünde demirler vardı ve gidecek yeri çok azdı. kafamı sola çevirdiğimde, liselimin benim icraatımı tiksinerek seyrettiğini gördüm. bu beni daha da azdırdı ve ona doğru bakıp feyzanın zütüne tamamen yapışıp, kalçalarımı ileri geri oynatmaya başladım. feyza kaçacak yeri olmayınca son olarak kaderine teslim olmadan ayaklarını yukarı kaldırarak gibimin hizasından kıç deliğini uzak tutmaya çalıştı ama ben ondan daha da uzundum,bu hamlesi bir işe yaramadı. daha fazla ayakta o şekilde kalamayarak, zütünü bana teslim etti ve başını öne eğerek inene kadar dudaklarını ısırarak onu orada becermeme sabretmeye başladı. aynı zamanda arka kapıdan binen sakalı bir tipte, bellki fortçu, hemen liselime yapıştı. kız şok olmuş bir şekilde arkasına baktı ama kaçacak yeri yoktu. ben olayı fark edip sırıtınca iyice korkan kız sağa sola bakınmaya, zütünü adamın yarağından kurtarmaya çalıştı. adam pompalamaya devam ediyordu. kızcağız gene kızarmış ve elinde tuttuğu klasöre yapışmıştı. bense belimi iyice geriye atıp, gibimi tam olarak feyzanın kıçına saplamıştım. artık sonlara geliyorduk bir ara ani bir fren sonucu ben taa liselinin arkasına doğru kaymışken benim yerimi de diğer adam aldı. zaten feyzanın kumaş pantolonundan fırlayan yuvarlak ve çıkık kalçaları adamı kalabalıkta davet eder gibiydi ve adam saniyesinde fayzanın züt yarığına yerleşti. adam fena halde yapışmış ve yüzü feyzanın saçları arasına gömülmüştü. bense liseliye dayamaya çalışıyordum. fakat kız elindeki kitapları kalçasına siper atmaya çalışıyordu. dayanamadım ve kitapları elimle çektim, bu sefer elinin tersini siper etmeye çalıştı fakat onuda ittirerek yaslanmaya başladım homurdanarak ve oflayarak tepki verdi ve yana dönmeye çalıştı ama nafile,ben sıkıca yapışmıştım. bu arada fazla ses çıkarmış olucazki feyza bir ara yana bakarak beni gördü. yaptığım işe zaten acayip canı sıkılan kız,bir de başka bir masumu zütürürken beni görünce gözlerini fal taşı gibi açtı ve başını önüne çevirdi. kızın zütü yumuşacıktı ama ben tekrar feyzaya yöneldim ve adam da niyetimi anlayınca yer değiştirdik, liselim gene kaçamamış ve daha zor bir pozisyonda tam olarak neredeyse öne eğilecek şekilde adama yakalanmıştı. ben artık feyzanın zütüne yapışmış hafifçe ileri geri gibimi dayarken adam kızın zütünü açmaya başladı. yüzünü göremediğim kızın eteğini kaldıran adam gibini de dışarı çıkararak kızın incecik, pamuklu kilodu üzerinden kıçına yapıştı. bense artık boşalacaktım. feyza ise yüzünü bana döndüğünde kısık sesle ineceğim dedi ve ağladığını fark ettim ve bir şey demeden dirseğinden tutarak önüne çevirdim ve belinden ittirerek hafifçe domalttım. artık gözleri iyice sulanan feyzanın domalık zütüne bastıra bastıra boşaldım ve 1 durak sonra inmesine izin verdim. bana bir şey demeden indi ve gitti. liselime göz attığımda ise buz gibi olmuş suratıyla ayakta durduğunu ve hemen arkasında adam tarafından dayandığını fark ettim. ama adam farklıydı ve fena bastırıyordu. ineceğim yere yaklaşırken liselime yaklaştım ve zütünü avuçlarımla sıktım. bir şey diyemedi ve indim. o olaydan sonra feyza ile ne telefonlaştık nede görüştük. taki bir süre sonra aynı arkadaş meclisinde karşılaşıncaya kadar. benden uzak durmaya gayret etti. ama ben bir fırsatını bulup, kıçına fena bir dayama yapınca dayanamayıp ağlamaya başladı. ev sahibi arkadaşımız odasına zütürüp onu teskin etmeye çalıştı. döndüğünde 2 side bana soğuk soğuk bakıyorlardı. sanırım her şeyi anlatmıştı. e ne yapalı kızım o kadar güzel gün olamayacaktı dedim ve hiç tınmadım.
    Tümünü Göster
    ···
  10. 10.
    0
    selam ben aykut sizlere gecenlerde sahit ildugum bir hikayeyi anlatacagim. dilek ve aysel bizim arkadas cevremizde pek te anlasamayan iki bayandi. olanlardan benim haberim yoktu. megerse aralarinda takismislar ve bi mac ayarlamislar. fakat dovusun nerde olacagi konusunda anlasamamislar en sonunda aysel bana olayi anlatti.ben de bu isin bizim evde olabilecegini soyledim. pazar gunu kapisacaklardi.eve ilk gelen dilekti. dilek sarisin cok bakimli ve ciksi bi kizdi hatta bicok kisi onu fizik olarak anna kournikovaya cok benzetirdi surekli teshir edici elbiseler giyerdi aysel ise onun tam tersi oldukca kapali ve tutucu bir bayandi, neyse dilek iceri girdi ustunde cok kisa ve dar bi mini etek siyah parlak coraplar dizine kadar da cizme giymisti,her zamanki gibi cok bakimliydi. gogus dekoltesini de iyice asagiya imdirmeyi ihmal etmemisti. boyle giyindigine gore ayseli biraz hafife almisti, neyse biz dilekle otururken aysel iceri girdi. onun ustunde ise bi kot ve bi sweat vardi. saclari zaten kisaydi.bu onun icin bi avantaj olabilirdi. zaten dilege gore boy ve kilo avantaji da vardi. neyse kavga basladi. biri pes edene kadar devam edecekti. elbiselerini cikartmadan kavgaya tutustular. hatta ben kurallari soylerken dilek kaltaklik yapip aysele aniden saldirdi.ve uzun tirnaklariyla ayselin yuzunu cizdi. ikici kez pencesini salladiginda aysel bu sefer uyanik davrandi ve kolunu havada yakaladi sonra da buktu ardinda sacindan yakalayip suratini duvara carpti. aysel cok sinirliydi yavas yavas kontrolu eline geciriyordi. ardindan dilegi omzundan yakalayp. suratina bi yumruk daha atti dilek iyice sersemlemisti. ardindan suratina bi tokat daha yedive yere yigildi. ardindan aysel yerde yatan dilegi cignemeye basladi ozellikle karnini ve amini tekmeliyordu, dilek ise sadece cigliklar atip kendini korumaya calisiyordi. aysel dilegi saclarindan yakalayip ayaga kaldirdi dilegin ayakta duracak hali kalmamisti. aysel dilegi masaya yatirip bogazini gibiyor bazen de tokatliyordu dilek bir an ayselin elinden kurtulup odanin diger tarafina kacti ama aysel hemen sacindan yakalayip yeree savurdu ardindan ustune cikip kafasini defalarce yere vurdu bi taraftan da soyleniyordu seni fahise bi daha kime cattigina dikkat et orani burani acarak kuaforde boyanarak olmuyor bu isler. dilek pes etmisti .ardindan aysel dilegin ciksi coraplarini paramparca etti ve body sini yitti. corabindan yirttigi parcayi da suratina firlatti. ardindan ayaga kalkip zafer gosterisinde bulinmaya basladi .dilek ise yerde kivraniyordu agzindan kan gelmeye baslamisti. aysel dilegin sari saclarindan tutup kafasini kaldirdi ve aynayi karsinida koydu.ve dedi ki iste surtuk o bebek suratini ne hale soktum silikonlarini da patlattim bakalim artik erkeleri ayartabilecen mi deyip dilegi orda brakti. aysel kazanmisti. dilek hala yerde kivraniyordu ustu basi ve ciksi siyah coraplari paramparca olmustu.
    Tümünü Göster
    ···
  11. 11.
    0
    upupupup
    ···