/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +17 -3
    ekonomik durumumdan dolayı (bilen bilir, bir dönem sokakta da yaşadığımı söylemiştim sizlere) lise bittikten üç sene sonra üniversiteye başladım. yaşımdan da büyük gösteren biriydim. hayatım boyunca bunu baskılamak için sürekli espriler yapıp sempatik görünmeye çalıştım. üniversitede yaşlı görülüp dışlanmaktan korktum. aslında başlarda biraz öyle oldu, dışlandım ama zaman içinde kendimi kabul ettirdim. ilk yılın sonunda ortamlara yavaş yavaş girmeye başlamıştım. kızlı erkekli arkadaş grubumuzun maskotu gibiydim. hem göbekli hem de uzun saçlı, uzun sakallı herifin teki olmamdan dolayı diğerlerinden farklıydım. fakat cüce bir kızın bana "dayı" demesinin ardından, herkes bana "dayı" demeye başladı. rahatsız oluyordum ama belli etmiyordum. ikinci sınıftan itibaren herkes, amerikan gençlik filmlerindeki gibi bir ciks ortdıbına girmişti. fakat bana ilgi gösteren kız yoktu. aksi gibi ben de en olmayacak kıza tutuldum. Melis adında bir kızdı. annesi de babası da üst düzey işlerde çalışıyorlardı. hatta babası Ankara çapında ünlü biri sayılırdı. sınıfta çoğu kişiyle arasına mesafe koymuştu. arada, spor akademisinden bir arkadaşıyla tenis maçı yapardı. ben uzaklardan izlerdim, umutsuz aşkımı kimse anlamasın diye.

    ...
    ···
  2. 2.
    +6
    ...

    üniversitede her türlü pislik dönüyordu ama ben bir türlü ayak uyduramıyordum. arkadaşlar, bana kız ayarlıyorlardı. zaten görünüş olarak pek bir şansım olmadığı için birilerinin aracılığına ihtiyacım vardı. onların ayarladığı kızların da istekleri bitmiyordu. ben onlar gibi bir yaşantıya alışkın değildim. yoruldum. sonunda değişik bir yaşantıya döndüm. barlardan falan kız bulmaya başladım. böyle daha mutluydum. kendimi kasmıyordum. hiçbir beklenti, sorumluluk yoktu.

    yine de arkadaş ortamımdan kopmadım. onlara sürekli hikayeler anlatıp eğlendiriyordum. geçmişte babaannemden dinlediğim korku hikayelerini anlatarak popülerlik bile sağlamıştım. sürekli evlere davet edilip, filmlerden özenilen öğrenci hayatlarına maruz kalıyordum. artık iyice yılmıştım. her ne kadar bana "dayı" deseler de hikayelerimi anlatırken bana hayran hayran bakan kızlar olmasa katlanmazdım. kendi halimde bir öğrencilik hayatı bana daha hoş gelirdi. artık durumu pek takmamaya başladım. günübirlik yaşıyordum. zaman içinde popülerliğim ve umursamaz yapım sayesinde kızlar ilgi göstermeye başladı ama ben onların istediği gibi olmadım. bu yüzden çoğu ilişkim bir hafta dolmadan bitiyordu. zaten kimin eli kimin cebinde belli değildi. üniversite ortamı için bile ekstrem bir gruba dönüşmüştük. birinci sınıftaki sayımızın beş katına ulaştık. her fakülteden birileri katılmıştı aramıza. siyasi bir oluşum olsak, okul bize karşı önlem alırdı. öyle bir örgütlenmemiz vardı.

    ...
    ···
  3. 3.
    +5
    ...

    grubun büyük bölümü okulu uzattı ama ben mezun olacaktım. hatta bölüm birincisi olacağımı düşünüyordum ama bana haksızlık yapıldığını düşündüğüm bir olaydan sonra Melis, bölüm birincisi oldu. son yıl en yüksek kredili dersimiz proje üzerineydi. arkadaş grubumdan mezun olacak üç kişiyle beraber bir ekip kurduk. bir arkadaşımız, çok güzel bir fikir buldu. en büyük sorumluluğu ben aldım. aylarca bütün boş zamanımı projeye harcayıp 300 sayfalık bir dosya hazırladım. samimi olduğum bir hocama fikir almak için gösterdiğimde, "bunu bana tez olarak getirsen, onaylardım" demişti. bu da demek oluyor ki proje olarak çok üstün bir çalışma yapmıştık. sunumu da ben yapacaktım. herkese 1 saat limit konmuştu ama yıllardır en uzun sunumlar bile yarım saati aşmıyormuş. bense 1 saatten uzun bir konuşma hazırlamıştım. iki haftadır onu tıraşlamaya çalışıyordum. 6 kişiden oluşan kurula sunumu yaptık. hepimiz konuşalım diye, diğer arkadaşlara bilgi partlarını sundurdum ikişer dakikadan. ben, kalan zamanda fikirlerimiz üzerine çalışmalarımızı dolu dolu anlattım. süreyi de birazcık aştım. arkadaşlarla en yüksek notu alacağımıza kesin gözüyle bakıyorduk ama olmadı. ancak CC alabilidik. diğer notlarda herkesten üstündüm, sırf beni bölüm birincisi yapmamak için düşük not vermişlerdi. belki bu kadar iyi sunum yapmasam, geçer notu bile vermezlerdi. olayın iç yüzünü öğrenemedim ama herkes benim gibi düşünüyordu. bölüm ve fakülte imajını da düşünen hocalar, Melis'i birinci yaptılar; çünkü Melis'in duruşu ve geldiği aile buraya layıktı. herkesin algısı bu yöndeydi.

    ...
    ···
  4. 4.
    +5
    ...

    ben, "Melis ne zaman düşecek bu yollara?" diye soruyordum kendi kendime ama o, hiçbir zaman çizgisini bozmadı. okuldan sevgilileri oluyordu ama sadece; eli yüzü düzgün, aynı zamanda gerçekten okumaya gelmiş tiplerle takılıyordu. ilişkileri aylar sürüyordu ama onla takılan oğlan bozuluyordu. herkes Melis'i yabani biri gibi görüyordu ama güzel olmasından ve Avrupai tarzdaki yaşantısından dolayı; aslında kız, erkek demeden herkes ona hayrandı. kızlar, deli gibi kıskanıyordu onu. erkekler desen; Melis, en ufak ışık yakacak olsa dünyayı satarlardı. zaten bu yüzden, onun hakkında sürekli dedikodu yapıyorlardı. Melis'in sevgilisi olan efendi oğlanlar, zamanla bütün kızlardan ilgi görmeye başlıyordu, sonra sapıtıyordu.

    arkadaş grubumuzdaki ben hariç her erkek, Melis'te şansını denedi. zaten hepsi karakter olarak yırtık tiplerdi. ancak son sınıfa geldiğimizde Melis'i kendi haline bıraktık. ben zaten uğraşmıyordum ama engel de olmuyordum. eğleniyordu arkadaşlarım. sürekli Melis'le ilgilendikleri yoktu, grubumuzda olmayan herkes eğlence kaynağıydı. Melis de yüzlerce eğlence kaynağından sadece biriydi. her şey sözdeydi, kimseyle birebir dalaşmamız da yoktu. espri ve dedikodu üzerineydi takılmamız. eh işte, son sınıfta derslerin de züte gireceğinin anlaşılmasıyla ciddi bir ortamda bulduk kendimizi. diğerlerinin aksine benim derslerim son derece iyiydi. çünkü başka şansım yoktu. yaşımdan dolayı okulu uzatmamam gerektiğinden, ilk günden beri desleri sıkı tutmuştum. bir de ekonomik durumum yine kötüleşmişti. bir an önce okuldan kurtulmak istiyordum. arkadaşlarımın durumları fena değildi. durumumu bildikleri için bana destek oluyorlardı ama pek hoşnut değildim. bir an önce okulu bitirip hepsine borçlarımı ödemeyi planlıyordum.

    ...
    ···
  5. 5.
    +4
    ...

    mekana geldiğimizde herkes Melis'e ilgi gösterdi ama o bir süre sonra bunalıp bir köşeye çekildi. biraz içtikten sonra yanına gidecek cesareti bulabildim. ona olan aşkımı itiraf etmek için son şansımdı. bunu biliyordum. "tekrar merhaba" deyip yanına oturdum. biraz sohbet ettik ama ben sadece havadan sudan konulardan bahsediyordum. o bir kere konuyu okul birinciliğine getirdi. "herkes gibi ben de sana haksızlık yapıldığını düşünüyorum. böyle olsun istemezdim. keşke elimden bir şey gelse" dedi. "böyle düşünme. sen de en az benim kadar haketmiştin" diye cevapladım. asıl mevzuya giremedikçe daha çok içmeye başladım. o, edebiyle içiyordu. konuşurken aralarda gülümsese de canının sıkıldığı anlaşılıyordu. daha fazla içersem sarhoş olacaktım. "artık konuya gir" diye içimden kendime telkin ediyordum. yarım saatten uzun süren sohbetin sonunda ona olan aşkımı itiraf edebildim. karşılık bulmak gibi bir beklentim yoktu. zaten umutsuz bir aşktı. Melis, uzun süre sessiz kaldı. beni kırmamak için hiçbir şey söylemeyeceğini düşünüyordum ve sessizce içmeye devam ettim. baktım ki o benden hızlı içmeye başlamış. on dakika kadar ikimiz de tek kelime etmedik. sonra Melis, "benimle gel" deyip kapıya yöneldi.

    ...
    ···
    1. 1.
      0
      Rezerved panpa önceki de iyiydi yaz baba
      ···
  6. 6.
    +4
    ...

    sunumlardan iki gün sonra mezuniyet balosu vardı. tören öğleden sonra başlamıştı. bir sürü konuşma yapılacaktı. bu yüzden biz geç girdik. diplomaları akşamüstü verdiler. ailesi gelenler falan vardı. samimiyetsiz, sıkıcı bir ortamdı. balo, biraz geç saatte başladı. işte bu eğlenceli sayılırdı. yine de biz fazla kalamadık. içmeye gidecektik. zengin arkadaşlardan biri Bahçeli'de bir mekan kapatmıştı. çıkarken davet ettiklerimiz oldu ama az kişiyi kötü yola çekebildik. gruptan fire vermemiştik, bu da iyiydi. mezun olamayanlardan da hem baloya katılanlar vardı, hem mekanda bekleyenler. balodan ayrılırken "Melis'i kimse davet etti mi?" diye sordum. ses çıkmadı. yanıma bir kız alıp gittim, yanlış anlaşılmasın diye. "Melis, bizimle gelmek ister misin? içmeye gideceğiz" dedim. tam cevap verecekken reddedeceğini anladım. daha sözüne başlamadan sözünü kestim. "yıllardır birlikte okuduk ama iki kelime etmişliğimiz yok. en azından son günümüzde biraz muhabbet etmiş oluruz. bir de baloda dikkat ettim, senin başarını kutlayan olmadı. biz kutlama yapmasını çok iyi biliriz. bizimle gelirsen, göreceksin. mezun oluyoruz ama yollarımız ayrılacak. bunu kutlamak biraz saçma geliyordu. sen gelirsen bizi, ayrılığı kutlama derdinden kurtarırsın. senin şerefine bir eğlence olur. ne dersin?". biraz buruk şekilde gülümsedi. "peki" dedi, "zaten ben de sıkılmıştım".

    ...
    ···
  7. 7.
    +3 -1
    ÖZET GEÇ PiÇ
    ···
  8. 8.
    +3
    ...

    ben kendimi toplayıp yerimden kalkana kadar, Melis mekandan çıkmıştı. dışarı çıkınca yanına gittim. yol kenarında beklemeye başladık. kendimi kötü hissediyordum ama temiz havayla biraz toparlandım. sonra bir taksi durdurdu. birlikte bir yere gidiyorduk. az çok ne olduğunu tahmin edebiliyordum ama kafam gidip geliyordu. takside tekrar kötü hissetmeye başladım. fazla geçmeden Melis'in evine vardık. evi yakında olmasaydı kesin taksiye kusardım. eve girince yüzümü yıkayıp biraz kendime geldim. Melis, tekrar içki getirdi. aslında içmek istemiyordum ama Melis'i reddedemedim. bardağım boşaldıkça dolduruyordu. sarhoşluğu falan geçmiştim artık. o geceden en son hatırladığım şey kollarımdaki uyuşmaydı.

    ...
    ···
    1. 1.
      0
      Amk dayiii cakt8n dimi kiza helal lan sana daszani yiyem
      ···
  9. 9.
    +2
    Rez panpişko bakarım sonra
    ···
  10. 10.
    +2
    Ankara kizlari hem elit hem guzel olur suku . Ama biraz da oynak olurlar .
    Dogma buyume Ankaraliyim
    ···
  11. 11.
    +2
    ...

    yüzüne bakmadan konuşuyordum. "buraya geldiğimizde kendimde değildim. inan ki hiçbir şey hatırlamıyorum. senden faydalandığımı düşünmeni istemem". tam konuşmaya devam edecektim ama Melis, elini omzuma koyunca sustum. yüzümü ona çevirdim. kısık bir sesle "ben her şeyi hatırlıyorum" dedi. neredeyse ağlayacaktı. endişelendim. "kötü bir şey mi yaptım sana? ne olur beni affet. sana zarar vermek aklımın ucundan geçmezdi". ben bunları söyledikten sonra birden ağlamaya başladı. yanından kalktım. ne yapacağımı bilmiyordum. "kesin bir şerefsizlik yaptım" diye düşündüm. ona su getirmek için mutfağa gittim. ellerim zangır zangır titriyordu. kendime küfürler edip duruyordum. ilk doldurduğum suyu kendim içtim ama bardağın çoğunu üstüme dökmüştüm. sakinleşemiyordum. balkona çıkıp hava aldım ama olacak gibi değildi. bir sigara yaktım. hızlıca içtim. sigara, biraz rahatlatmıştı. "en fazla ne olmuş olabilir" diye düşünmeye koyuldum. birden "acaba bakire miydi" diye sordum kendi kendime ama yatakta kan olsaydı elbet gözüme çarpardı. sakince, bir bardak su doldurup, üç beş tane de peçete alarak yatak odasına gittim. Melis'in ağlaması geçmişti. suyu ve peçeteleri ona uzatırken göz ucuyla da yatağı inceliyordum. örtüler bembeyazdı. Melis, derin bir iç çekmenin ardından şunları söyledi, "sana bunu yapamam. her şey için özür dilerim". neler olduğu hakkında en ufak bir fikrim yoktu.

    ...
    ···
  12. 12.
    +2
    ...

    sabah uyandığımda başım çatlıyordu. hayatım boyunca böyle bir ağrım olmamıştı. kollarımdaki uyuşukluk geçmişti ama hala sol elimde biraz karıncalanma vardı. hafifçe doğruldum. midem hala tak gibiydi. sonra çıplak olduğumu farkettim. Melis de yanımda çırılçıplak bir halde uyuyordu. bir anda midem tekrar hareketlendi. Melis'i uyandırmadan yavaşça yataktan kalktım. normalde evde olsam, lavaboya kusardım ama filmlerde gördüğüm kadarıyla diğer insanlar klozete kusuyorlardı. ben de öyle yaptım. çeşmede ağzımı yüzümü yıkadıktan sonra düşünmeye başladım. "bu kız neden benimle birlikte oldu? okul birinciliğinden dolayı kendini suçlu hissetiği için beni teselli mi etmek istemişti?" diye kendi kendime sordum ama fazla da düşünmedim. geceden hiçbir şey hatırlamasam da gururluydum. "belki sabah ciksi de yaparız, bu sefer her şeyi hatırlarım" diyerek umutlandım. yatak odasına döndüğümde, Melis uyanmıştı. yastığını dikleştirip yaslanmıştı. dalgın şekilde düşünüyordu. beni farkedince çarşafı iyice üzerine çekti. biraz şaşırdım ama "belki pişman oldu. şimdi de utanıyor" diye geçirdim içimden. hala çıplak olduğum aklıma geldi. Melis'e ayıp olmasın diye üstümü giyindim. sabah ciksi umutlarım sönmüştü. onun yattığı tarafa doğru dolandım. yatağın kenarına yarım zütle oturup konuşmaya başladım.

    ...
    ···
    1. 1.
      0
      reserved sayfa 1
      ···
    2. 2.
      0
      Yaz oç
      ···
  13. 13.
    +2
    ...

    Melis, anlatmaya başladı. "sen hiçbir şey yapmadın. her şeyi ben yaptım" deyip biraz duraksadıktan sonra devam etti, "hamile olduğumu öğrenen sevgilim beni terk etti. babam evlilik dışı hamile kaldığımı öğrenirse beni evlatlıktan reddeder. bu yüzden biriyle evlenmem gerekiyordu. dün akşam sen bana aşık olduğunu söyledin. benim de aklıma bir plan geldi". buraya kadar güçlükle anlatmıştı. her kelimeden sonra derin nefesler alıyordu. artık iyice zorlanmaya başlamıştı. ben susmasını işaret ettim. meğer Melis'in bütün amacı, binini bana kakalamakmış. gururum kırılmıştı. öfkeliydim. çekip gitmek için yavaşça kapıya yöneldim. kapıya varmadan durdum ve ona döndüm. "peki gece neler yaşandı? ben gerçekten hiçbir şey hatırlamıyorum" diye sordum. Melis cevapladı, "aslında seninle birlikte olmayı planlıyordum ama çok sarhoştun. soyunduktan sonra sızıverdin". bunu duyunca iyice yıkıldım. geceye dair hatırlayacağım tek güzel şey de aslında yaşanmamıştı.

    bir arkadaşıma Melis'in durumunu anlattım. birlikte, Melis'i terkeden herifi bulduk. aslında ben onu dövüp bütün hıncımı almayı planlıyordum ama herif durumunu anlattı. pişman olmuş. Melis'e evlenme teklif etmeyi planlıyormuş. cebindeki yüzükleri çıkartıp bize gösterdi. "eğer bize masal anlatıyorsan, seni yine buluruz" dedi arkadaşım. Melis'e olan hislerimi bildiği için beni pek konuşturmuyordu. zaten konuşacak halde de değildim. aradan birkaç gün geçti. iki hafta sonra evleneceklerini öğrendim. düğüne davet etmediler. okuldan kimseyi çağırmamıştı, Melis. beni çağırsa da gitmezdim. düğünden iki gün önce Ankara'dan ayrıldım. birkaç ay hiç haber almadım ama sonra sıksık telefonda görüşmeye başladık. şimdilerde de görüşmeye devam ediyoruz. ona kırgınlığım kalmadı ama keşke o gece planından vazgeçmeseydi de onunla evlenen ben olsaydım diye düşünürüm bazen. binini kendi çocuğum diye bilirdim, ne olacaktı ki gerçekleri bilmedikten sonra.

    SON
    ···
    1. 1.
      0
      Vay be amk olmazdi be reis bi yere kadar kotu hissetim ag
      ···
  14. 14.
    +1
    Güzel yazmışsın panpa ama diyaloglar samimiyeti olumsuz etkiliyor..
    ···
    1. 1.
      0
      sağol panpa eleştiri için. sayfalarca anlatmam gereken şeyleri diyalogla kısaca vermeye çalışıyorum. gerçekteki muhabbetler gibi tamemen küfürden oluşmaması için amerikan filmi ve romanlar tarzında cümleler atıyorum oralara. zaten tiyatro oyunu gibi anlatmıyorum hikayeyi. diyaloglar yerine, olaylardan ve hislerimden daha çok bahsediyorum.
      ···
  15. 15.
    0
    Rezerve
    ···
  16. 16.
    0
    Rezervasyon
    ···
  17. 17.
    0
    domdom hızlı yaz aq patron gibicek belamı haydi
    ···
  18. 18.
    0
    Rez bileder
    ···
  19. 19.
    0
    Rezervullah
    ···
  20. 20.
    0
    Dayı sensin dimi dayııııı anlatsana bizlere eşekli anıyı
    ···