1. 1.
    0
    ilk başta söylemek istiyorum. Anlatacağım olayları kanıtlama yoluna gitmeyeceğim. ister inanın ister bir kurgudan ibaret olduğunu söyleyin.
    Ben sadece anlatacağım. inanmak veya inanmamak sizin elinizde

    şu ana kadar yaşadıklarım, kayıplarım her şeyi anlatacağım.

    ismim, adresim, yaşım değil hayatımın tamamı paravan.

    her şeyi teker teker anlatacağım. ilk önce word'e yazıp sonra buraya atacağım. olay akışını bozmamak için.

    sonrası ne olur bilmiyorum ama
    bu gece başlayacağım.

    selametle.
    ···
  1. 2.
    0
    Baştan söyleyeyim kişiler gerçek ama ben ifşa girmemesi için ve daha da taka batmamak için isimleri değiştireceğim.

    Ailemi 1991 yılında trafik kazasında kaybettim. annem, babam ve abim. Trafik kazasında öldüler. Ben 9 gün yoğun bakımda kalmışım. Hastaneden çıktıktan sonra akrabam olmadığı için yetimhaneye gönderildim. iki ay sonra bir adam beni ziyarete geldi. Babamın arkadaşı olduğunu söyledi. Bir süre devam etti ziyaretlere. Kitaplar, oyuncaklar vs… 6 ay sonra beni yanına almak istediğini söyledi. Oda babam gibi öğretmendi ve tayini Ankara’ya çıkmış. Kabul ettim. Babamı tanıyan biriydi. O kadar süre beni ziyaret etmiş, hediyeler, kitaplar getirmişti. Tabi yaşımın küçük olması nedeniyle gözüm boyanmıştı. Bunları yaşayacağımı bilsem gibseler gitmezdim o adamla. Her neyse birkaç hafta sonra işlemler tamamlanmıştı. Ankara’ya doğru yola çıkmıştık.
    ···
  2. 3.
    0
    Ankara’ya geldik. Tayini çıktığı liseye kaydımı yaptırdı. Eğitimimle yakından ilgilendi. Babam tarih öğretmeniydi. Bu adam (ismi Mehmet) edebiyat öğretmeniydi. Ama buna rağmen coğrafya, tarih, matematik konularında da çok bilgiliydi. Ödevlerde yardımcı oluyordu. Boş zamanlarımız da Ankara’yı geziyorduk. ilk başta dikkatimi çekmemişti, cumartesi günleri akşam saat yedide evden çıkıyor on birde dönüyor, döndüğünde elinde bir zarf oluyor, odasına çekiliyor sabaha kadar çıkmıyordu. Dikkat etmedim, ne olduğunu sormadım ki zaten kendi kişisel konuları hakkında soru sormamı pek hoş karşılamazdı.

    Derslerim, ödevlerim dışında da bana çok şey öğretti. Sürekli kitap okudum. Edebiyat, felsefe, tarih her konuda kitap okuttu. Bir nevi kişisel olarak kendimi geliştirmemi sağladı. Lise sona kadar bu şekilde devam etti.

    Benimle okuduğum kitaplar hakkında sohbet ediyor, sorular soruyor, felsefe, siyaset, tarih hakkında tartışmaya giriyordu. Daha sonra konusu biraz daha ağır kitaplar okumaya başladım. Nietzsche, Kant, Freud gibi düşünürlerin kitaplarını okumaya başladım. Bunun dışında liderlerin, filozofların, siyasi kişilerin, bilim adamlarının hayatlarını okudum
    ···
  3. 4.
    +1
    Bir gün cumartesi akşamı bana da hazırlanmamı söyledi. Gittiği yere beni de zütürecekti. Korktum biraz, birazda heyecanlandım. Hemen hazırlandım. O benden daha telaşlı görünüyordu. Beraber çıktık evden. Taksiye bindik. Yarım saat kadar yol gittik. Çankaya belediyesinin önünde indik. Orada beyaz bir araba bizi bekliyordu. Nereye gidiyoruz diye sordum. Soru sorma dedi sadece. Bindik arabaya.

    Olaylar bundan sonra başladı zaten.
    ···
  4. 5.
    0
    Gözlerimi bağladılar. Soru sorma dediler. Kulaklarımı tıkadılar. Ne görebiliyor, ne duyabiliyor ne de konuşabiliyordum. Ne kadar yol aldık bilmiyorum. Arabanın durduğunu hissettim. Sonra beni indirdiler. Gözlerimi açana kadar başka bir şey bilmiyorum nereye geldik, neredeydik hiçbir şey bilmiyordum. Hala da bilmiyorum. Arayıp bulmaya çalıştım ama sürekli engel çıktı karşıma bir türlü bulamadım. Gözümü açtıklarında bir merdivenin başındaydık. Aşağıya doğru inmeye başladık. Taş basamaklar oldukça eski görünüyordu. Duvarlarda ara ara lambalar vardı, loştu ortalık çok geniş değildi iki kişi zorlukla yan yana yürüyebilirdi. En baştaki adamı tanımıyordum, onun arkasında Mehmet bey onun arkasında ben benim arkamda başka bir adam. Aşağıya doğru inmeye devam ettik. Yaklaşık 200 basamak indik. Bir koridora girdik. ileride demir bir kapı vardı. Kapının açılması için öndeki adam üç kez belirli aralıklarla kapıya vurdu. Kilit döndü kapı açıldı.
    ···
  5. 6.
    0
    iki adam geri döndü. Mehmet beyle içeri girdik. Kapının girişinde sağda ve solda iki tane sütun vardı. Zemin damalıydı, tavanda yüzeye çapraz kırmızı bir kare deseni vardı, duvarlar gri ton, karşıda bir masa masanın üzerinde ofis malzemeleri vardı. Arka tarafında camdan bir raf vardı. üç katlı bir raf. Üzerinde üç tane kitap vardı, kitapların birinin üstü siyah, birinin kırmızı, diğerinin ki beyaz örtüyle örtülüydü. Sağ tarafındaysa başka bir kapı vardı. o kapının yanında başka iki sütun vardı.
    ···
  6. 7.
    -1
    ne kadar çok okuduysan okudun
    lakin çok uzun yazarsan
    seni kimse okumaz
    partları kısa kes
    ilacını almayı unuttuğun zamanlarda
    kurduğun hayalleri okumaktan zevk alıyorum
    ···
  7. 8.
    0
    reserved
    ···
  8. 9.
    0
    reserved
    ···
  9. 10.
    0
    reserved
    ···
  10. 11.
    0
    çok detaylara girme panpa yok kırmızı kitap yok beyaz kitap
    ···
  11. 12.
    0
    takpiteyiz bin
    ···
  12. 13.
    0
    reserved..
    ···
  13. 14.
    0
    reserved
    ···
  14. 15.
    0
    Kapı açıldı. Mehmet bey önde ben arkada kapıyı açan adamı takip ettik. Koridor boyu yaklaşık yüz metre gittik. Genişçe bir salona girdik. Sol tarafta bir adam oturuyordu. Karşısına beni oturttular. Herkes çıktı adamla ben kaldım odada.
    ···
  15. 16.
    0
    Karşılıklı oturuyorduk. Aramızda bir sehpa vardı sehpanın üzerinde iki kutu. Hiçbir şekil sembol yoktu. Beni tanıyordu. Adımla hitap etti. Hayatımda bu kadar ürperdiğimi hatırlamıyorum. Bana eğitimimin ilk aşamasını en iyi şekilde tamamladığımı söyledi. Ne eğitimi dedim zamanı gelince her şeyi öğreneceksin, şimdi biraz sohbet edelim dedi. Genellikle politika ve tarih üzerinden sorular sordu. Ama cevabı net olan sorular değil, kendi yorumumu yapabileceğim sonuçlar. Bir saate yakın sohbet ettik. Sohbet sonunda gülümsedi aferin, bilgilerin, yorumların hoşuma gitti. Beklendiği gibisin ve öyle devam edeceksin dedi.
    ···
  16. 17.
    -1
    Sonra arkadaki dolaptan bir çanta çıkardı. Şu şifreyle açılan bond çantalar var ya ondan işte. Sonra telefona gitti. Tuşlama yaptı. Eğer şehirlerarası ya da cep telefonu aransa 11 haneli bir numara olması lazım. 13 numara tuşladı. Sonra “dul kadına yardım edecek var” dedi kapattı. Çantayı bana uzattı gidebilirsin dedi.
    ···
  17. 18.
    0
    reserved.
    ···
  18. 19.
    0
    girdiğimiz kapıdan çıktık. binadan çıkmadan önce yine gözümü bağladılar ve yine arabaya bindiğimiz yerde indirdiler. eve döndük ne ben bir şey sordum. ne de mehmet bey bir şey söyledi. ne olduğunu anlamadım, korkuyordum, kafamda o kadar çok soru vardı ki. bi kaç gün sessizlik içinde geçti. ben hala korkuyordum olayların etkisindeydim. bana verdiği çantayı açmaya çalıştım ama açamadım.
    ···
  19. 20.
    0
    neye bulaştığımı bilmiyordum. ne yaşadıklarımdan ne konuştuklarımızdan hiçbir şey çıkaramıyordum. dul kadın kimdi amk? ben mi yardım edecektim? en sonunda daha fazla dayanamadım. gece evden ayrılmaya karar verdim.

    mehmet beyin verdiği harçlıklardan biriktirdiğim para vardı. bir şekilde ankaradan ayrılabilirdim çalışacak bir iş bulabilirdim. evden kaçmaya karar verdim. küçük bir çantaya bir kaç parça kıyafet koydum. geceyi beklemeye başladım. gece kaçıp gidecektim.
    ···