1. 1.
    +1
    Rusyalı araştırmacılar 1940'lar da beş deneği 15 gün boyunca uyanık tutmak
    için üzerlerinde deneysel gaz bazlı uyarıcı kullandı. Denekler kapalı bir ortamda
    tutuluyordu;
    toksiğin yüksek oranda yoğunlaşmasından beri odaya oksijen taşınıyordu, bu
    yüzden onları uyanık tutmak için kapalı ortama aktarılan yoğunlaşmış gazlar
    onları öldürmüyordu.
    Bu yapılmadan önce kamerelar kapatılmıştı, bu nedenle sadece bir mikrafon ve
    beş inch kalınlığında bir camla onları izliyor, aynı zamanda dinliyorlardı.
    Oda stoklanmış kitaplarla doluydu, aynı zamanda dinlenmeleri için karyolalar,
    su çeşmesi, tuvalet ve hayatta kalmaları için çeşitli kurutulmuş yemekler de
    vardı.
    ···
  1. 2.
    0
    eeeeeee
    ···
  2. 3.
    -1
    he amk 1940 lardaymış

    adamlar ikinci dünya savaşından harap olup çıktı bu deneyi yaptı di mi, bi de amerikan sistemi inch ile yaptı

    at yalanı amk aaat
    ···
  3. 4.
    0
    rezerved
    ···
  4. 5.
    0
    devam et 4chan de görmüştüm
    ingilizcem yetmediğinden tamdıbını anlamamıştım :p
    ···
  5. 6.
    -1
    bizene amk

    bizde uzaya uydu attık
    ···
  6. 7.
    0
    çalıntı yapma oç
    ···
  7. 8.
    0
    deneklerin capsları ( korkabilirsiniz )

    http://www.imgim.com/image/xuev4ol.jpg/

    http://imgim.com/10520099...4506369191473063137_n.jpg
    ···
  8. 9.
    0
    Denekler ikinci dünya savaşında yakalanmış olan düşmanlardı.

    ilk beş gün için herşey iyi gidiyordu; denekler neredeyse hiçbir şey hakkında
    şikayet etmemişti, onların hareketleri izleniyor ve konuşmaları dinleniyordu.
    Bunlar not alınıyordu, geçmişlerinde yaşadıkları travmatik olayları
    konuşuyorlardı.

    Bu ilk beş günden sonra denekler oldukları durumdan ve içinde oldukları zor
    koşullardan şikayetçi olmaya başladılar, şiddetli paranoya belirtileri
    gösteriyordular.
    Birbirleriyle konuşmayı bırakmışlardı, sırayla mikrafonlara fısılamaya
    başlamışlardı. işin garip tarafı hepsi deneyi uyguluyan kişilerin güvenini
    kazanmak istiyormuş
    ···
  9. 10.
    0
    böyle bişi varsa amacı ne amk
    ···
  10. 11.
    0
    Dokuzuncu gün deneklerin çığlıklarının duyulmasıyla başlamıştı. Üç saat
    boyunca deneklerin var gücüyle bağırmasının ve koşmasının sesleri gelmişti.
    Araştırmacılar,
    deneklerin çığlık atmasının nedenini ses tellerinde olan bir yırtık yüzünden
    olduğunu düşünüyordu. En büyük süpriz olan şey davranışları hakkındaydı,
    gazın onların davranışların da diğer mahkumlarla aynı etkiyi bırakmasıydı. Yada
    tam tersine aynı etkiyi bırakmamasıydı...
    Bir dakika sonra çığlık atmaya başlayana kadar mikrafona fısıldamaya devam
    ettiler. ikinci denek hariç diğer denekler çığlık atıyordu,
    ···
  11. 12.
    0
    eline bir kitap almıştı. Denek bir sayfayı çevirir çevirmez diğer deneklerin
    çığlıkları kesilmişti.
    Bu olanlardan üç gün sonra; araştırmacılar beş kişinin hiçbir şey söylememesi
    ve konuşmamasının imkansız olduğunu düşünmesinden beri,
    her saat başında bir mikrafonları kontrol ediyorlardı. Odanın içinde ki oksijen
    tüketiminin beş kişinin hayatta kalması için yeterli
    seviye de olduğu belirtiliyordu. Gerçekte, oksijen miktarı beş kişinin
    tüketebileceğinden çok daha fazla bir seviyedeydi. Deneyin 14.
    gününün sabahında araştırmacılar denekleri konuşturmak ve birşeyler
    söylemelerini sağlamak için üzerlerinde çeşitli şeyler denediler,
    fakat deneklerin hiçbiri tepki vermedi. Odaya denekler ile karşılıklı olarak
    konuşabilmek için bir interkom yerleştirmişlerdi, herhangi
    bir nedenden ötürü birşeyler söylemelerini umut ediyorlardı. Ölüm korkusu gibi.
    ···
  12. 13.
    0
    @3 ilk defa düzgün bir şey söyledi.
    ···
  13. 14.
    0
    Deneklerin odasına yerleştirdikleri interkom ile onlara bir anons yaptılar:
    "Mikrafonları test etmek için deney odasına girilecektir;
    kapıdan uzak durun ve aynı zamanda yalan söylemekten uzak durun. Aksi
    takdirde idam edileceksiniz."

    Araştırmacılar çok büyük bir süprizle karşılaşmıştılar. Telekomdan bir ses
    gelmişti, bu deneklerin sesiydi:
    "Merak etmeyin, uzun bir süre daha özgür olmak istemiyoruz."
    ···
  14. 15.
    0
    Bu sözler askeri güçlerin araştırmacıları ve deneyi gerçekleştiren araştırmacılar
    arasında bir tartışma patlak vermesini sağlamıştı.
    Nihayet onbeşinci gün, gece yarısında deneklerin odasına girmeye karar
    vermişlerdi.

    Oda uyarıcı gaz, temiz hava ile dolmuş olduğundan dolayı kızarmış ve
    deneklerin söyledikleri garip şeyler yüzünden odaya girer girmez
    direkt olarak mikrafonları hedeflemişlerdi. Üç farklı yalvarma sesi duyulmaya
    başlamıştı, sanki sevdikleri birini geri getirmek istiyorlarmış gibi yalvarıyorlardı
    ···
  15. 16.
    +2 -2
    http://www.wattpad.com/44253043-rusya-uyku-deneyleri

    alın amk burdan okuyun
    ···
  16. 17.
    0
    Odanın kapısı tekrar açılmıştı, gelenler askerlerdi; denekleri almak için
    gelmiştiler. Denekler her zamankinden daha yüksek bir sesle
    çığlık atmaya başlamıştı ve onlar bunu yapmaya askerler odaya girdiği zaman
    yapmaya başlamıştı. Beş denekten sadece dört tanesinin hayatta kaldığını fark
    etmişlerdi.
    Ölen kişinin cesetini araştırmacıların inceleme yapması için kısa bir süreliğine
    onların ellerine bırakmışlardı.
    Mikrafona fısıldamaya tekrar başlamışlardı.
    Hayatta kalmaları için yerleştirilmiş olan kurutulmuş yiyecekler ilk beş gün
    neredeyse hiç ellenmemişti.Ölmüş olan deneğin drenajın ortasına boşaltılmış
    kalçası
    ve göğüs kafesinden kopmuş olan et parçaları, zeminde dört inch kalınlığında
    su olduğu düşünülen bir sıvının birikmesini sağlamıştı. işin garip tarafı zeminde
    biriken
    su görünümlü sıvının aslında tamamiyle kan olduğunu fark etmeleriydi. Sağ
    kalan dört denek de bedenlerinin çeşitli yerlerinde kas yırtılmaları ve kegibler
    vardı.
    Etlerinde ki tahribat ve korunmasız parmak uçu kemiklerinde ki elleriyle
    üzerlerine bastırdıkları yaralar açıkça görünüyordu.
    ···
  17. 18.
    -1
    rezerved anlat çabuk
    ···
  18. 19.
    0
    Deneklerin, göğüs kafesinin altında bulunan abdominal orgranları yerlerinde
    değildi. Kalpleri, akciğerleri ve diyaframları eskisi gibi yerinde dururken,
    derileri ve kaburgalarına bağlı olan kasların büyük bir kısmı sökülmüştü, açığa
    çıkmış olan göğüs kafesleri yüzünden akciğerleri rahatlıkla görünebiliyordu.
    Damarlarında ki kana ve organlarına hiçbir şey olmamıştı, bedenlerinde olan
    bütün bu tahribatlara rağmen sadece zeminde serilmişlerdi,
    içlerinde ki şeylerin çoğunun yerinde olmamasına karşın deneklerin bedenleri
    hâla canlıydı. Dört deneğin sindirim sistemleri çalışıyor gibi görülüyordu,
    yemekleri sindirebiliyordular. Kısa sürede anlaşıldı ki onların sindirdikleri şeyler
    kendi etleriydi, onlarca gün kendi etlerini yemişlerdi.
    ···
  19. 20.
    0
    verilmek istenen ne ? yani sonuç ? bizene bundan amk ?
    ···