+70
-4
in evinde 31 çekiyorum panpalar.
herşeyin sahtesinin benzerinin yapıldığı bir dönemde yaşıyoruz. o çok sevdiğimiz şeylerin sahtelerini kullandıkça orjinallerine olan özlem giderek artıyor. fakat bi süre sonra unutuluyor sanki çakmaları gerçekmiş gibi. örneğin organik olmayan sebzeler, örneğin çiftlik balıkları, örneğin ferre filmler.
31 in en temel kaynağı olan amlıdan uzaklaşmaya başladığımızın ne zaman farkına varacağız. güzel bir amlının yüzündeki bir mimik, boynundan gelen bir parfüm kokusu giyip çıkardığı bir kıyafet koltuk minderlerine bıraktığı sıcak züt izi apartman koridoruna düşen ayakkabısının dili en nihayetinde banyoda kullandığ lif. biz bu gibi gerçekçi 31 malzemelerinden nasıl olup uzaklaştık nasıl olduda kendimizi samimiyetsiz ferre filmlerinin içinde bulduk?
konuyu çok dağıtmayayım. üniversite ortamı malum kıt kanaat geçinen insanlarız. bunu bile fırsata çevirmek gerçek bir girişimcinin eseridir krizi fırsata çevirmek diye onlarca kitap var. bazen okuldankızların evlerine gideim samimi olduklarıma tabi. evde sular kesildi para yoktu su yükleyemedik gibi bahanelerle siyah poşete koyduğum zeytinyağlı sabunum kareli donum ve havlumla girerim içeri. biraz sohbetten sonra mahçup bir ifadeyle girerim banyolarına. bir şölen havasında sıyıra sıyıra çıkartırım donumu sıcak ve arzulu yannanıma sürttürerek. duşakabinin içine girer sürerim kabinin kapağını sanki arkamı döndüğümde bana kapıyı açan kızı çırıl çıplak görecekmişim gibi hayal eder motive olurum.
soğuk fayanslara dokunur yüz sürerim. nede olsa sıcacık züt yanakları banyodayken dokunmuştur o buz gibi fayanslara nasılda ürpermiştir ürkek bir güvercinin kanat çırpıp balkondan uçup gitmesi gibi uzaklaşmıştır fayanslardan. dıbının arasına su tuttuğu belkide bazen azıp sürttürdüğü duş başlığını yalarım. vücudunu sabunladığı duş lifini ıslatmadan vücudumda gezindirirm. asla suya tutmam ki yaşanmışlıklar akıp gitmesin su gidernden sonsuzluğa. boynundan aşağı göğüslerine gezdirdiği anı düşünürüm göğüs uçlarına takılıp bıraktığı anı hayal ederip o lifin. ıslak ve güldür güldür sallanan baldırlarına temas ettiği anı yaşarım adeta. şampuan kutusunu elinin içine aldığı an gelir aklıma sanki bir dalgayı avuçlamış gibi o an titremeye başlar yannanıma dokunmadan ellerimi fayanslara yasla ve duvara sürtüne süürtüne sanki kucağıma almışımda üzerimden akan sulara aldırış etmeden kızın içine boşalmışım gibi düşünüp duvara boşalırım. o an üzerime akan kaynar su buz gibi gelir adeta. adrenalinden titreyen bacaklarım taşımaz bedenimi çökerim yere üzerime akan sular, yerde yatan lif duvardan aşağı süzülen spermlerim ve siyah poşetin içinden çıkarıp yaktığımorgazm sigaram..
