1. 1.
    +2
    allah taksiratını affetsin leydi lazarus.
    ···
  1. 2.
    +2
    bu hatuna laf yok muallakler.. kaçınız 2 cümleden fazla saçmalamayan ya da dırdır yapmayan hatunla beraber oldunuz..
    ···
  2. 3.
    0
    saygıyla anıyoruz zaten. may her soul rest in eternal peace.
    ···
  3. 4.
    0
    sevdiğim kadın.
    gitmeseymiş, ya da ben ona geç kalmasaymışım.
    ···
  4. 5.
    0
    Müracaatçı

    Gel bakalım, her şeyden önce sen bizim istediğimiz gibi biri misin?
    Takma göz, takma diş veya koltuk değneği
    Kullanıyor musun?
    Belinde korse veya kolunda bir kanca mı var?
    Takma göğüsler veya plastik bir penis?

    Dikiş izleri bir şeylerin ekgib olduğunu mu gösteriyor? Hayır, hayır mı? O halde
    Biz sana ne ikram edebiliriz?
    Ağlamayı bırak.
    Aç avucunu
    Boş mu? Boş. Al sana bir el

    Seninkini doldurmaya istekli ve
    ...
    ···
  5. 6.
    0
    Kapalı midye kabuğumda.
    Çağırıp durmaları gerekliydi
    Ve yapışkan inciler misali sökmeleri üstümdeki kurtçukları.

    Ölmek
    Bir sanattır, diğer her şey gibi.
    Üstüme yoktur bu konuda.

    Öyle ölürüm ki, cehennem sanılır.
    Öyle iyi ölürüm ki, gerçek sanılır.
    Sanıyorum, sahneye çıkma sıran geldi diyeceksin.

    Bir hücrede ölebilmek yeterince kolaydır.
    Orada ölebilmek ve kalabilmek yeterince kolay.
    O teatral

    Geri dönüş gün ortasında
    Aynı yere, aynı yüze, aynı kaba
    Eğlenen haykırışa:
    ···
  6. 7.
    0
    Ben sizin eserinizim,
    Değerli olan şeyinizim
    Saf altından bir bebeğim,

    Eriyip, bir feryada yapışıyorum.
    Dönüyorum ve yanıyorum.
    Sanmayın ki yüksek kaygılarınızı küçümsüyorum.

    Kül, kül
    Savurup karıştırdığınız
    Ettir, kemiktir, başka şey yok orada -

    Bir parça sabun,
    Bir alyans,
    Bir altın dolgu.

    Benim Tanrı Efendim, Şeytan Efendim,
    Sakının,
    Sakının.

    Kızıl saçlarımla
    Doğrulurum yeniden külden.
    Ve erkekleri solurcasına yerim.

    Sylvia Plath (1932-1963, ABD)
    ···
  7. 8.
    +4
    "Nefret ettiğim bir şey varsa, o da insanların kendinizi berbat hissettiğinizi bildikleri halde neşeyle hatırınızı sorup iyiyim demenizi beklemeleridir."

    Sylvia Plath
    ···
  8. 9.
    0
    ağzı açık, bebek tanrı
    sınırsızca kel, bebek kafalı olsa da,
    annesinin memesi için ağlar.
    yarılır ve çatlar kuru volkanlar,

    kum aşındırdı sütsüz dudağı.
    yabanarısını, kurdu ve köpekbalığını çalıştıran
    ve sümsük kuşunun gagasını tasarlayan
    babasının kanı için ağladı sonra.

    kuru gözlerle, o müzmin cet
    doğrulttu adamlarını deriden ve kemikten,
    taçta yaldızlı telden ok uçları,
    kanlı gül bedeninde dikenler.

    (1958)

    sylvia plath (1932-1963, abd)
    ···
  9. 10.
    0
    şiirler, patatesler

    belirleyerek susturur kelime; çekilmiş hat
    kovar daha donuk akranlarını ve başarır, ölüm saçarak,
    hayali hatların sadece usandırdığı

    müesseselerde. patatesler gibi dirençli
    taşlar bilinçsiz, kelime ve hat dayanır
    bir inçlik yerde. brüt değil ki onlar (her ne kadar

    daha sonra onları lezzetli bir yiyeceğe dönüştürmek
    sıklıkla düşünülse de, terazide tartılır) fakat durmaksızın
    aldatır beni onlar: ne daha fazla

    ne de başka şey, can sıkarlar hâlâ.
    şiirsizleşmişlerdir, resimsizleşmişlerdir, patates
    demetlerinin pürtüklü kahverengileri daha
    üstün bir sayfadadır; o dobra taş da.

    (1958)

    sylvia plath (1932-1963, abd)
    ···
  10. 11.
    0
    küllerin arasindan
    dogrulurum kizil saçlarimla
    ve çitir çitir adam yerim.
    sonunda yine güçlü olduğunu dile getiriyor...
    ···
  11. 12.
    0
    Benim için şimdi sonsuzdur, sonsuz da sürekli olarak değişir, akar, erir. Yaşam bu andır. Geçip gittiğinde, ölüdür artık. Ama her yeni anla birlikte yeniden başlayamazsınız, ölü olana göre yargılamak zorundasınız. Bataklık kumu gibi tıpkı… Daha başından umutsuz. Bir öykü, bir resim, heyecanı biraz yenileyebilir, ama yeterince değil, yeterince değil. Şimdinin dışında hiçbir şey gerçek değildir, daha şimdiden yüzyılların ağırlığının beni boğduğunu duyumsuyorum. Bir zamanlar, yüz yıl önce bir kız yaşamıştı, şimdi benim yaşadığım gibi. Sonra öldü. Ben şimdiyim, göçüp gideceğimi de biliyorum ama. Doruktaki o an, o parıltı gelip geçiyor, sürekli bir bataklık kumu. Ama ben ölmek istemiyorum.

    Sylvia Plath, Temmuz 1950
    ···
  12. 13.
    0
    ölüm çok güzel olmalı, yumuşak, kahverengi toprakta yatmak, birinin başının üzerinde çimlerin dalgalanması, ve sessizliği dinlemek. dünün olmaması, ve yarının olmaması. zamanı unutmak, hayatı affettmek, barışta olmak…”

    sylvia plath
    ···
  13. 14.
    0
    ey tanrı senin boş siyahında
    senin gibi değilim ben
    her yere yapışık yıldızlar
    parlak aptal konfeti
    hiç mi hiç arzulamadığım
    ölümsüzlük sıkar beni

    dizelerinin yazarı şahıstır. gelmiş geçmiş en harika kadınlardan biridir kanımca.
    ···
  14. 15.
    +3
    oha burada seveni varmış bu kadının.

    sylvia candır.
    ···
  15. 16.
    0
    türkiye şubesi için
    (bkz: nilgün marmara)
    ···
  16. 17.
    0
    evlenmek istediğim kadınlar listesinde.
    ···
  17. 18.
    0
    http://3.bp.blogspot.com/...gmikZbp81qzrkvzo1_500.jpg
    ···
  18. 19.
    0
    en sefdiyim amerikan şayirlerinden. ölümü bile sefdirebilen türden...
    ···
  19. 20.
    0
    nilgün marmara'nın ilham kaynağı hatun kişilik, severim, sayarım
    ···