yılan hanımın kocası ikinci orman savaşında şehit düştükten sonra, altı yumurtasına tek başına bakmak zorunda kalan yılan hanım zora düşer ve aile dostları olan ormanın zengini aslan beyin inine gider.
der ki; "aslan bey, nur topu gibi altı yumurtam var. biliyorsun benim bey de ormanımızı savunmak uğruna şehit düştü. bir yol, bir yordam göster de yumurtacağızlarımı besleyeyim"
aslan bunun üzerine bıyıklarını burarak düşünür ve sonunda yanıtlar "yılan hanım, bilirsin seni severim. ancak elin ayağın yok, sana ne iş bulayım da yumurtalarını namuslu bir yolla besleteyim bilemiyorum. ancaaak, namusumdan olurum dersen, benim keranemin kapısı sana hep açıktır."
dumura uğrayan yılan hanım günlerce kıvrılıp bunu düşünür ve sonunda açlığa yenik düşüp aslan bey'in keranesine gider. burada yılan hanımı bir güzel yunup süsler ve püsledikten sonra bir odaya koyar ve derler ki;
"birazdan sürekli müşterilerimizden tavşan reis gelecek. yenileri pek sever, aman ha dikkat et, sakın bir pot kırma."
yılan hanım yutkunur ve gergince beklemeye başlar. derken kapı açılır ve taşvan reyiz içeri dalar.
"vay vay vay, böyle filinta gibi uzun ince yavruyu nereden bulmuş aslan bini kehkehkeh" dedikten sonra kürkünü indirir "çek bir muamele bakalım yavruum" diye ekler.
ne var ki karşısında etli butlu tavşanı gören yılan hanımın çoktan açlıktan gözü dönmüştür ve tavşanı bir lokmada yutuverir. neden sonra yaptığı yanlışı anlayıveren yılan hanım öğürür, böğürür ve tavşan reyisi korkuyla tükürür. tsubasa'nın röveşatasından fırlamış gibi yuvarlanarak kapıya çarpan tavşan reyiz sersemliğini üstünden attıktan sonra yavaşça yerinden doğrulur ve gözlerini yılana dikerek bağırır; "OF YAVRUM O NASIL AĞZINA ALMAKTI ÖYLE!"