1. 101.
    +4
    -çevrenizi iyi tahlil edin...
    özel insanlarla bezeli mi, yoksa gibinin sevdasına sürekli olarak önplana çıkmaya çalışanlarla mı dolu ?
    eğer birincisiyse, kendiniz olun ; rahat takılın.
    eğer ikincisiyse, poker suratınızı gösterin ; onların gözünü korkutacak biri olun ki sizi de hiçe saymaya çalışmasınlar.
    ···
  2. 102.
    +3
    -zeka yahut fiziğinize kanmayın ; basit kızlar için ikincisi belki işe yarayabilir fakat birincisini gibleyen çıkmaz.
    önemli olan etiketinizdir sistemin gözünde ; kim olduğunuzu yahut içinizde kopan fırtınaları umursamazlar.
    cebinizde kaç lira olduğunu yahut giydiğiniz kıyafetleri de sanılanın aksine umursamazlar ; istisnaları çıksa dahi, insanlar çok çabuk unutur.
    siz kendinizi mükemmel olarak addedin ve ona göre davranın.
    bunu anlamayıp gibimtrak konuşanlar çıkacak, biliyorum fakat tekrarlıyorum ki mesaj alanla alakalıdır.

    -beden dilini etkin kullanman gerekli...
    şuan karşımda olsan, seninle futbol konuşurken sana bana boyun eğmen gerektiğini beden dilimle telkin edebilirim.
    bu kadar profesyonel olmasa da sığır gibi dikilmemen gerekli...

    -insanları gibleme...
    evet, gereksiz düşüncelere (anlamayanlar olursa gibtirsin gitsin artık amk) değer verme...
    çoğu insan senin üzerinden prim yapmaya çalışacaktır ; öylelerine verebileceğin en güzel cevap sükunettir, ki bu onlara kafayı dahi yedirebilir bir süreden sonra.
    sığır gibi susmaktan bahsetmiyorum amk malları, bakışlarını da kullanacaksın çoğu tartışmada...
    düşündüğünden çok daha fazlasını söylersin daima ; fazlalığı kontrol etmenin zamanı geldi.
    ···
  3. 103.
    +4 -1
    -az laf, çok iş...
    kantır sıtrayk mı oynayacaksınız misalen, sana sorulduğunda amuha gorum yeaaa deme ; oyun başlayınca daha rahat anlayabilirsin, kendimi sana anlatmamı beklemiyorsun herhalde ? diyebilirsin ve birçok diyalog ekleyebilirsin.
    halı saha maçı mı var ; abiciğiniz ronaldo yeaaaa deme ya da çok klas birkaç golün olsa dahi kendini övme, bu sadece seni düşürür.

    -karşındaki insanı iyi tahlil et.
    yani sana ne diye söyledi şimdi bunu, sana ne tak yemeye böyle bir tartışma konusu açtı, neden böyle bir eleştiride bulundu ; anla, ona göre davran.
    iyi niyetliyse zaten teşekkür edeceksin fakat niyet kötüyse dişlerini göster (bunu anlamayıp sürüyle yazı yazanı gibmem bile, o derece... )

    -pgiboloji yeni neslin dinidir...
    yapacağın olay sürekli olarak kendini geliştirmektir ; denemeler okumak, beden dili ve pgibolojik manipülasyonlarla alakalı kitaplar okumak benliğini daha çok hissetmene fayda sağlar.

    -omuzların dik olsun ve cool ol...
    ikisini aynı kategoriye koydum çünkü yüksek özgüven gerektiren faaliyetler bunlar.
    cool olmanın tanımını anlamayanlar için açmam gerekirse, apaçilikten bahsetmiyorum ; gerekeni alıp, gerekmeyeni gibmekten bahsediyorum.
    misalen birisi size birçok düşüncesini sundu sizinle alakalı...
    abartılı düşündüklerinizi giblemez ve yorum yapmazsınız ; olayımız budur.
    yeri geldiğinde insanları kaale almamanız sadece asaletinizi temsil eder.
    ···
  4. 104.
    +2
    -güvenilir ol...
    fakat yeri geldiğinde...
    ne zaman yerinin geleceğini ise hissedersin.
    güvenilir olmaktan kastım karı gibi laf taşıma değil ; zaten böyle bir şey yapıyorsan kendine yakıştırmaman gerekli...
    güvenilirlik kavramı çok daha farklı burada.
    misalen bir proje var ve müthiş olduğun bir iş var.
    üzerine emrivaki yoluyla bir iş yıkıldıysa, insanları uyarma ve görevini tamamlama.
    onlar alması gereken mesajı alacaklardır.

    -ok gibi dosdoğru ol.
    sürekli olarak doğruyu söyle fakat yeri geldiğinde gerçekler konusunda tutumlu olmayı bil.

    -sağlam birisi ol...
    sana söylenen özelleri asla insanların yüzüne vurma ve sürekli olarak muhafaza et ; anlamayanlar çıkacaktır, gibtir ediyorum.

    -yönetilen olma...
    sürekli olarak liderlik kimliğini önplanda tut ; aksi taktirde dönüşeceğin varlıktan çok var yeryüzünde, bir de sen olma.

    -bir hemcinsinle konuşurken karşıcins birisi seninle konuşmaya geldi diye hemcinsini satma.
    bunu açmama gerek yok.
    ···
  5. 105.
    +4
    -insanlarla aranda sürekli olarak gereksiz de olsa bir mesafe bulundur.
    yoksa anlayamadan bakarsın ki züte şaplak enseye tokat olmuşsunuz...

    -gizemli ol...
    insanlara kendini anlatma yahut lanse etme çaban olmasın ; bırak onlar seni anlamak için çaba göstersinler.
    insan bencilliğine bir örnek vereyim : kendi özelliklerinden bahsedersen bu kolay yoldan gelen bir bilgi olur ve bilinçaltı bunu pek giblemez.
    fakat eğer kendi özelliklerini yansıtırsan (ister istemez yansıtacaksın), insanlar seni anlamak için uğraşacaklardır ve bu uğraş edinilen bilgilerin bilinçaltı tarafından kutsal olarak nitelendirilmesine sebep olacaktır.
    sükunetin dolaylı yoldan getirdiği bir katkı bu fakat anlamayanlar için tamamen yeni bir madde olarak yazdım.

    -göz teması kur...
    göz, dışarı açılan bir kapıdır bilinçaltın için.
    konuştuğun kişinin suratına ve gözlerine korkusuzca bakarsan, ister istemez sana boyun eğecektir bilinçaltı aracılığıyla ; emin olabilirsin.

    -insanlara iyi bak...
    hepsi ayrı bir dünya...
    hepsinin korkuları, bamtelleri, sınırları var.
    bunları iyi bil ; nabza göre şerbetin uzmanı ol.
    tüm insanlar aynı olmadığına göre, hepsine aynı davranman mantıksız...
    kimine sert, kimine cool, kimine ciddi, kimine samimi olacaksın ; kimine ise hepsi olman gerekecek.
    ···
  6. 106.
    +6
    unutma, bu yazıyı okuduysan değişimde büyük bir yol kat ettin demek oluyor.
    artık tamamen değişeceğine emin olabilirsin ; işin güzelliği bunu asla anlamayacak olman...
    şimdi gibtir git uygula bunları dıbına çakarım.
    bu basit ve kısa taktikler.
    bu bilgilerin daha fazlası acıdan başka bir şey değildir...
    şimdi dediklerimi uygula, içindeki gerçek seni çıkar ; ortamda müthiş bir ağırlığının olduğunu görünce bugüne kadar benimle tanışmamandan dolayı kadere küfür edeceksin, neyin değiştiğini ise yine anlamayacaksın.
    bol bol oku bu entryleri, iyice özümse ; zekayla ters ya da doğru orantılı olarak özümseme mesafesi kısalır ya da uzar, bu olay biraz karışık.
    ···
  7. 107.
    +3
    " bunu cok gib yapmam " basligina paralel bir baslik acmissin ve anlattiklarinda farksiz. Adamin anlattiklarindan prim yapmaya calisman da ilginc.
    ···
  8. 108.
    0
    tekrardan okuyayım entryleri.
    ···
  9. 109.
    0
    reserved
    ···
  10. 110.
    +3
    bilinçaltınıza imgeleri nasıl yerleştirdiklerini anlatacağım.
    25. kare tekniğini bir çoğunuz duymuşsunuzdur.
    1 saniyede gösterilen kare sayısıdır.
    24 kare boyunca size izlediğiniz film gösterilir.
    25. kare'ye ise örneğin;
    "kola iç" ibaresini yerleştirirler.
    seninde canın kola çeker.
    yaptıkları olay bu dıbına koyum.
    99 tane doğru söyle 1 tane yalan söyle.
    o 1 tane yalana da insanlar inansın.
    http://mussayidmisin.blog...n-hrszlar-subliminal.html
    "çılgın hırsızlar" adlı çizgi filmin içinde bir çok mesaj var.
    sadece bir wallpaper'dan bir çok şey çıkarmış blogtaki kişi.
    incelemenizde fayda var...
    ···
  11. 111.
    +3
    bilinçaltını gibmeye yarayan mesajlara "subliminal" denir. genel olarak bilinçaltına yönelik gizli mesajlar olarak ifade edebiliriz. kişinin bilinçaltına "subliminal" mesaj göndermenin birçok yolu var.
    sizin bilinçaltınızı gibmek için en çok kullandıkları yöntemler;
    1. Dijital ses dosyalarına gizlenen bilincinin algıladığı mesajlar.
    2. Gözle algılanamayacak kadar kısa süreyle ve sık patlayan flaşlar şeklinde sinema ya da televizyon görüntüsü yoluyla bilinçaltına itilen 25. kareler.
    3. Reklam afişleri, logoları ve benzeri nitelikteki görsel malzemenin içine saklanmış şekil, kelime ve rakamlar.
    örnek olarak iki resmi verebiliriz.
    http://imgim.com/coke-delete2.jpg
    http://imgim.com/coke-delete3.jpg
    ···
  12. 112.
    0
    Bu yöntem, bir ürünün rekldıbını yapmaktan, bir inancın ya da görüşün propagandasını yapmaya kadar varan geniş bir yelpazede kullanılmaktadır. Görsel ve işitsel olarak (bilinçli) algılananlar değil; bilinçaltı seviyesinde algılanan söz, resim, görüntü ve şekillerden oluşur.
    ···
  13. 113.
    +1
    Bunlardan en çok kullanılan Dijital ses dosyalarına gizlenen ses mesajlardır. Üzerinde oynanabilirliği ve işlenilmesi ve yayılması daha kolay olduğundan MP3 dosyaları gizli mesaj için biçilmiş kaftandır diyebiliriz. Peki, sistem nasıl işliyor?
    ···
  14. 114.
    -1
    what the fuck
    2 sayfa okuduktan sonra gelen edit
    edit :
    tcma.avi

    okuyun ya da okumayın diyemem
    edit2:
    beyler tamdıbını okuduktan sonra anladım ki tcma.avi filan değil
    bu tcma nın yeni hesabı , analtıncı hesabı ile işi bitti dokununculardan geldi amk

    edit3: (öneri niteliğinde)

    beyler bu adamı okuyup değişebilirsiniz belki bnce ihtimal %10 filandır
    (bkz: bunu çok sık yapmam) başlığından hareketle konuşuyorum
    evet o %10 un arasında olabilirsiniz ama

    olmaz iseniz sorun sizde olmuş olacak size bu söylenecek
    inanmamışsın denilecek

    siz bilirsiniz
    ···
  15. 115.
    +2 -1
    insan kulağı sadece belirli frekans aralıklarındaki sesleri duyabilir. Eğer siz bir müzik parçasını rahatça duyabiliyorsanız, bu sizin duyabileceğiniz frekans aralığında olduğunu gösterir. insan beyninin algısı ise, bundan daha düşük ya da daha yüksek frekansları algılayabilecek kapasitededir. Dikkat ediniz : “duyabilecek” demiyoruz, algılayabilecek diyoruz.

    Yani, kulağımız ancak belirli bir frekans aralığındaki sesleri duyabilir. Fakat beynimiz bu aralığın çok daha ötesindeki sesleri algılar, hisseder.
    ···
  16. 116.
    +2
    Bilinçaltı ve bilinçaltının özelliklerini anlattığımız zaman, ne demek istediğimizi çok daha iyi anlayacaksınız. Ancak şimdi öncelikli olarak bu subliminal mesajların neler olduğunu ve nasıl işlendiğini sizlere göstermemiz gerekiyor.

    8-12 hertz dalga boyundaki subliminal mesaj içeren bir MP3′ü kulağınızla dinlersiniz, ancak içindeki gizli mesajı beyniniz dinler. Bu esnada kulağınız hiçbir şey duymaz. internette ve paylaşım programlarında bilinçaltı mesajları içeren MP3 dosyaları bulunmaktadır. Hatta bu gizli mesajları frekans aralıklarına göre analiz ederek ortaya çıkartan yazılımlar dahi vardır.

    25. KARE

    Kişinin bilinçaltına subliminal mesaj göndermenin birçok yolu olduğunu söylemiştik. işte bunlardan bir diğeri de 25. kare tekniğidir. Peki, nedir bu 25. kare?

    Gördüğümüz bir anlık görüntü, 655 satır ve frame/çerçeve denilen 24 küçücük kareden oluşur. Sinema bandında, saat, dakika, saniye olarak bir diziliş vardır. Saniyeden sonra kare gelir ve bir saniye 24 karedir. Her 24 kare ise bir ekran büyüklüğündeki kareyi oluşturur. Her 327.5 satırda bir de "control-track" denilen aralık vardır. işte bu aralıktaki görüntüler kesilip, aralarına başka görüntüler atılarak 25. kare oluşturulur ve bu son kare olan 25inci kare anlıktır. Yani görüntü saniyede 1/24 olacakken, bu 1/25'e çıkar. Kareler 25 olunca bir anda bir görüntü gelir ve anında kaybolur. Genellikle görünmez, daha doğrusu görülür ama bilinçaltında kalır.

    25. karenin temel mantığı da mesajı bilinç-altına göndermek olduğu için, artık dünya sinema sanayisinde bu tekniği kullanmayan yok gibidir. Yani sizler evlerinizde rahat koltuklarınıza oturup herhangi bir televizyon kanalındaki herhangi bir dizi/ film ya da bir belgeseli seyrederken aynı zamanda 25. karelerle bilinçaltınıza gönderilen mesajlara/ telkinlere/ saldırılara maruz kalabiliyorsunuz.

    Göz bunları görmüyor ama saniyenin üç binde biri gibi bir zaman aralığında bu görüntü bilinçaltına ulaşıyor. Bu gizli mesajlar sayesinde, o reklâmı, diziyi, filmi ya da herhangi bir resmi hazırlayan kişi/ yapımcı/ yönetmen kendi hedefine, niyetine ve ideolojisine göre vermek istediği mesajı 25. karelerle bilinçaltına göndermiş oluyor.
    ···
  17. 117.
    0
    peki bunu nasıl kullanacağız?
    ···
  18. 118.
    0
    peki, göremediğimiz halde nasıl etkileniyoruz bu 25. karelerden?

    bu adamlar zaten açıktan açığa bu işi yapıyorlar. filmlerle, reklamlarla her türlü mesajı veriyorlar. buna rağmen niçin böyle gizli bir kare uyguluyorlar?

    cevabı çok basit; çünkü gördüğümüz zaman bu kadar etkili olmuyor. çünkü kişi, bilinçli bir tercih ile gördüklerini veya duyduklarını ya reddediyor ya da kabul ediyor. çünkü baştan önüne seçenek olarak getirilmiş oluyor.

    fakat bu, öyle bir şey ki insan onu görmüyor, duymuyor ve hissedemiyor, yani bizlerin algı frekanslarımızın tamamen altında veya üstünde yer alıyor. böyle bir şeyi kabul yahut reddetme gibi bir olanağımız var mı? elbette hayır.

    işte 25. karenin ve subliminal reklamların temel mantığı budur! hedefteki kitlenin bilinçli tercih hakkını gasp ederek, onları gizlice zehirlemek!

    bu işi yapanlar insanı ve insanın yaratılışını çok iyi biliyorlar. 1900’lü yıllara kadar uzanan bir geçmişi var bu tür çalışmaların. pgibolog ve pgibanalistlerin insanla ilgili uyguladıkları, gözlemledikleri ve deneylerle ortaya koydukları bilgi ve bulgulardan yola çıkarak “insanı nasıl etkileyebiliriz” sorusuna cevap aradılar. ilk başta ticari hedefler ve büyük şirketlerin mallarını halka pazarlamanın bir yolu olarak gördüler bu bilinçaltı telkinleri. daha sonra ise bu taktiği öğrenen her kişi ve her yapımcı kendi niyet, inanç ve ideolojisine göre vermek istediği mesajları bu yolla insanlara zerk etmeye başladılar.
    ···
  19. 119.
    0
    25. kare ne zaman ve nasıl ortaya çıkmıştır?

    bilinçaltının bütün görüntü, ses ve resimleri kaydetme özelliği 1900’lü yıllardan beri insanları yönlendirmek için kullanılmaktadır.

    1900’lü yıllarda knight dunlap adında amerikalı bir pgiboloji profesörü gözbağcılık gösterisi yaparken bilinç gücüyle algılanmayan “hissedilemez gölgeler” kullanarak aynı uzunluktaki 2 çizgiyi seyircilerin farklı ölçülerde algılamasını sağlamıştı.

    işte buradan hareketle bilinç-altını hedef alarak mesaj göndermeyi hedefleyen ve adına subliminal mesajlar denen bu tür reklamlar ilk kez 1950'li yıllarda amerika'da ortaya çıktı.

    james vicary adlı reklamcılık uzmanı, sinema salonlarında yaptığı bir deney sonucu patlamış mısır ve kola satışlarının arttığını iddia etti. bu deneyde film perdede oynarken, saliselik görüntüler hâlinde gözle görülemeyen gizli kareler ve gizli mesajlarda : “patlamış mısır ye” ve “kola iç” sloganları çıkıyordu. seyirci bu sloganları bilinçle algılayamadığı hâlde, bilinçaltına hitap eden bu sloganlar neticesinde kola satışlarının yüzde 18.1, patlamış mısır satışlarının ise yüzde 57.7 arttığı görüldü.

    bu şekilde, bilinç-altına yönelmenin reklamın etkinliğini artırmada daha işlevsel olduğu görülmüştür. işte o gün bugündür uygulanan 25. kareler sadece bir insanı ya da bir topluluğu değil; bütün insanlığı tehdit etmektedir.

    bir grup pgibolog ve yazar bu konunun gündeme geldiği ilk yıllarda bu yöntemin uydurma ve efsane olduğunu ve insanları etkilemeyeceğini söylediler. ancak, beyin dalgalarını ölçen teknolojilerin gelişmesi ile gizli mesaj içeren reklama beynin daha farklı ve fazla tepki verdiği gözlemlendikten sonra, bu yöntemin etkisi ispatlanmış oldu.

    işin en ilginç tarafı ise bu konuyu gündeme taşıyan, kitap, tez ve aile eğitim seminerlerinin yok denecek kadar az olmasıdır. yıllardır uygulanan böyle ciddi ve hayati bir konunun nasıl olup da bütün bir insanlık tarafından henüz bu şekilde yeni yeni öğreniliyor olması düşündürücü olsa gerek.
    ···
  20. 120.
    +2
    asıl hedef çoçuklar

    subliminal teknolojisi maalesef çizgi filmlerde, şarkılarda, reklam panolarında, filmlerde yasal olmayan bir şekilde kullanılıyor. çocuklara sevgiyi kardeşliği öğütleyen masum zannettiğimiz çizgi filmlerin arasına ferregrafik resimler, şiddet unsuru içeren görüntüler bu teknolojiyle saklanıyor. çocuğumuz fark etmeden o görüntüleri beynine konuk ediyor ve şahsiyetinin oluştuğu o en ciddî yaş dilimde (sıfır-yedi yaş arası) bu görüntüler içeride bilinçaltında hapsoluyor. artık siz siz olun her gördüğünüz ve duyduğunuza çok dikkat edin.

    özellikle disney, yaptığı çizgi filmlerde cinsellik temasını yıllardır çocuklarımızın bilinçaltına kazımıştır.

    bu filmde / dizide sanal reklam uygulanmaktadır

    sizler, televizyonlarınızın karşısında uyumaya devam eden ruhlar, koltuğunuza oturup en sevdiğiniz dizi ya da filmleriniz yayına başlarken : “bu filmde / dizide sanal reklâm uygulanmaktadır” uyarısını görmediğinizi söyleyebilir misiniz?

    peki, ne demek “sanal reklam?”

    sanayi bakanlığına göre sanal reklamın tarifi aşağıdaki gibi;

    "sanal reklam; hukuken kullanımı meşru görüntülerin, canlı veya banttan bilgisayar marifeti ile manipülasyonu ve söz konusu görüntülerde yer alan muhtelif unsurları reklam amacı ile hâlihazırda kullanılan veya ileride geliştirilecek teknolojiler vasıtasıyla oyun sahası ve çevresi üzerine düşürülen tüm görüntüleridir.”

    televizyonda izlediğimiz pek çok dizide ya da filmde ya marka yerleştirme ya da sanal reklam uygulamaları ile karşılaşıyoruz. bir dönem gişe rekorları kıran “kurtlar vadisi ırak” filmini hatırlayın. film başlarken “bu filmde sanal reklam uygulaması yapılmaktadır” uyarısı vardı. ekranda bir ovada yol alan otomobili izlerken birden bir mimarlık firmasının reklam tabelası ve bir apartman beliriveriyor. kerbin evlerin üstüne getirilmek istenmiş ama başarılı olunamadığı için ortalık yerde duran uydu antenleri reklamları ve uyarı tabelalarının altında beliriveren markalar…

    o halde en can alıcı soru şu; niçin sanal reklam? çünkü bilinçaltına telkin göndermenin en iyi yolu.
    ···