/i/Tespit

  1. 1.
    +3
    Sene 2000. Aile dostumuz bir Tsk bünyasinde beyin cerrahı vardı. Kendisi birkaç gün bizde kaldı. Evde beyin cerrahını misafir etmek ne demek o dönem? Cumhurbaşkanı gelse ona yere döşek açar, cerrahı divanda yatırırdık.O derece. Neyse bu Cerraam bu jeep charoke lerden almıştı. Araba sıfır değildi. Artık bıçak parası mıydı, başka bişey miydi bilmiyorum.Ama fiyatının o zaman 9 milyar mı ne olduğunu net hatırlıyorum. Adam çalışıyor diye babam-amcam gidip arabayı alıp gelmişler. Kapının önüne çektik. bizde de 98 Şahin var o zaman. Jeep e zütünü değdirmek büyük nimet benim gibi 7 yaşındaki bir çocuk için. Merak ettik, ağladık zırladık tabi iki kuzen, "iyi binin ama kurcalamayın bi yerini" dedi ebeveynler.
    Bindik, bi yarım saat falan geçirdik o deri koltukların üzerinde. Vakit akşam tabi.Yav dedim.Şu tavanda ışık var dedim.Ha bu dıbına koduğumun ışığını açsam nolacak sanki dedim.Çat diye açmış bulundum.
    Neyse arabadan ineceğiz, ulan ışık açık kaldı. Ayak üstü güzel bi azar işittim.
    işittim de ben ne yapayım amk karanlıkta ha jipe binmişim ha hacı murat a.Işığı yakayım ki bakayım nasıl bişey bu meret.
    Arkadaş kapıları kitliyoruz ışık sönmüyo, açıyo bizimkiler kapıyı, lambanın tuşuna basıp bi daha kapatıyolar yine yok. Hayatımın en stresli 10 dakikasını yaşmışımdır orada. Meğerse gibtiğimin ışığının süre şeysi varmış. kitlendikten bikaç dk sonra sönüyormuş. Biz g.tümüzün korkusundan o kadar zaman bile vermemişiz ki arabaya, söndürmeye uğraşıyoruz.

    Aynı cerrahın bende bir yeri daha vardır, L koltuk vardı bizim evde, sehpalar gelmiş, çay içiliyor.Bu da yeni telefon almış, Motorola nın, ekranında smile falan çıkıyordu, modelinden çok emin değilim ama o dönem "renkli ekran" muhabbeti vardı. Renkli ekran dediysem bildiğimiz renkli ekran değil. Mesela arka plan rengi yeşilimsi ya 5110 larda falan. bununki mavi olabiliyo, kırızı olabiliyo, sarı olabiliyo falan. öyle gibimsonik bişey.ya da ben öyle hatırlıyorum. Telefon siyahtı. Modeli C331 e benciyor. Emin değilim. Adam da rahat ya, gözümün telefonda olduğunu da biliyo, telefon çalsın, cerrah telefonda bişey yapsın diye gözümü motoroladan ayırmıyorum amk. Adam da farketmiş olacak ki; telefonu uzattı, "al bakacaksan bak, belki oyun falan vardır, ben pek anlamam" dedi. Babam gözümün içine bakıyo "alırsan giberim leğen kemiğini" der gibi. Böyle fırsat geçmiş elime bırakır mıyım amk. Aldım tabi. Sonra Cerrah tuvalete mi ne gitti, babam mutfağa gitti, ben telefonla başbaşa kaldııım. Nasıl becerdiysem; dedim ya hani renkli ekran diye,ben bunu sonra öğreniyorum tabi. Nokia dan başka telefon görmüşüm, evirip çevirip bakıcam, tuşlarına falan basıcam, yılan vasa oynıycam işte. Amaç bu.Sen bi şekilde bi haltlar ye, Telefonun ekran rengini değiştir, bir de telefonu kilitle. Ekran oldu mu kırmızı. Ekranda bi gülen yüz var, tuşlara basıyosun hiçbirşey oluyor mu? Baktım ben yine bi tak yedim; cerrah da daha tuvaletten çıkmadı, babam da yok. Telefonu ekranı yere bakcak şekilde ters bıraktım köşedeki fiskos masaya. Anında arazi. Cerrah çıktı ben girdim tuvalete. Kapıyı da kilitledim. Yarım saat rahat kalmışımdır o g.t korkusuyla. neyse çıkınca hiçbişey olmamış gibi geçtim yanlarına, bi yandan tırsıyorum, öbür yandan da ne diyeceğimi düşünüyorum."Bozduysak bozduk yenisini alırız!" diyecek durumum yok, çünkü telefonun gazete kuponu ile alındığını biliyorum sadece. para pul mevzusunu zaten geç.
    Bunlar çaylarını içtiler, ben soğuk soğuk terliyorum. Cerrah telefonu aldı kendine çevirdi, ekranına baktı, bana baktı; "Vaay tuşlarını klitlemeyi e biliyormuş, rengini de değiştirmiş. Bayağı biliyosun sen bu işi" dedi, telefonda bi iki bişeye baktı, sonra koydu cebine.
    Benim yaşadığım korkunun haddi hesabı yok, ama bir yandan da rüyadayken işeme duygusu gibi bi rahatlık çöktü üzerime.

    Bana doğrudan veya dolaylı olarak irili ufaklı birkaç travma yaşatan cerrah abiye selam olsun.5 sene sonrasında tamamen irtibatımız kopmuş, adam sırra kadem basmıştı. Belki bu jeeplerin en son çıkanına biniiyor, motorolaların en renkli ekranlısını kullanıyordur şimdi.
    Ben de onu hatırlayıp aynı duyguları tekrar tekrar yaşayayım...
    Neyse,bir video sitesinde Jeep Cherokee yapım videosunu görünce aklıma geldi, bu da böyle bir anımdır.

    özet: bazı şeyler çocukken bile iyi gitmezken şimdi ne bekliyoruz sanki amk...
    ···
  1. 2.
    0
    amin
    ···
  2. 3.
    0
    @2 yavaşça kendi nickini oku. önüncü nesil ne amk ilk defa görüyorum.
    ···
  3. 4.
    +1
    ikinci anını ben yaşadım panpacım ne kadar gerildiğini hak veriyorum sana şuku
    ···
  4. 5.
    +1
    hepsini okudum ben de bilirim zengin malını bozmanın ne hissettirdiğini. şuku
    ···
  5. 6.
    0
    özet geç bin
    ···
  6. 7.
    0
    benim hiç büyük bigibletim olmadı mesela.en son işte ufak bigibletler oluyor ya, arka tekerlerin oraya iki tane ufak tekerlek fln takılabiliyor, ondan işte.ilk ve son bigibletim oydu.Hani aldırsam aldırırdım, ama ufak bigibletle mahallede dedimin kahve arkadaşlarına çarptığım, dikenli çalılara girdiğim için çok hoş karşılanmazdı.
    Yine bir aile dostu, akrabamız gibiler ama, anne tarafından.Bunlar bir sitede oturuyorlar.Sene 2004 falan.O dönem sitede oturan adam zengindir.evinde iki tane bilgisayar vardı.mario falan oynardık.Bunlara misafirliğe gittik.

    Neyse bunun benden 3-4 yaş küçük bi bebesi var, adı selim, kepçe bişey.Bu bebenin büyük 18 vites bigibleti var amk. Site de büyük bi site, yokuşu falan var.Büyük bigiblete, eş-dost-akrabaya gidince onlarda varsa ve ısrar edilirse biniyorum, çünkü gtümde bir rahatsızlık var, birkaç sene sonra ameliyat olacağım zaten.

    Bindik abi Kepçe Selim in bigibletine, bebe biniyor, ben binyorum falan.işin taku çıktı, ben 10-11 yaşlarındayım, ama gib kadar çocuğa uymaya başlamışım, farkında değilim.Oynayacak bişey olsun akıl gidiyodu zaten bizim nesilde.

    Babam eve bilgsayar alalı 1 senesini doldurmamış.internet kafelere çok takılıyoruz diye bilgisayar aldılar eve, o dönem Pentium4 yeni çıkmıştı, bizimkiler iyisi olsun ileride de kullanırlar diye 1200 lira para verdiler 2003te. Bir kuzenime bir bana.NBA 2003 var bilgisayarda.Camide kuran kursundaki arkadaşlardan bilgisayarı olanlarla counter-crazytaxi-nba-tommy hawk proskater , demo oyun cdleri falan bi hukukummuz var.NBA 2003 var bilgisayarımda sabah akşam onu oynuyorum.Ama nasıl! Oyun açılırken jenerikteki bacak arasından geçirip smaç basma hareketine varana kadar çözmüşüm oyunu. hatta 10 a dakikalık gerçek zamanlı maç açıp 250 sayı attığım oldu, tabiki LA Lakers ı aldım, sayıların 120 si Kobe dendi.Tüm hareketlerle sımaç basmışımdır o maçta.

    Bu NBA 2003 ün çok soundtrackları var tabi, oyun oynarken de sürekli gaza geliyoruz bunları dinleyerek. Dedim ya bigiblet , Kepçe Selim falan diye, uyduk çocuğa, yokuşun başından ve sonundan belli iki nokta belirledik.Bu iki nokta arasında önce yokuş yukarı (hafif yokuş çok değil) gideceğiz, sonra üst noktadan dönüp geri ineceğiz. En kısa zamannda hangimiz inecek?!

    Çocuğu oyalama kafasındayım ama o beni oyalıyo amk, bildiğin çocukla çocuk olduk,zaman tutup yarışacaz. Ben de hiç saat takamam.Hayatımda 72 saatten fazla saat takmamışımdır toplamda.Sevmiyorum, kelepçe gibi geliyor.Zaten en sonki amcamın amerikadan getirdiği yeşil bi saatti.2 günde onu bozunca çöktüm, daha da saat takmadım, yadırgadım.
    Bu kepçe selimde saat var.Casio nun öğretmen saati dediğimiz saatten.Yarışacaz ya, onun saatiyle de zaman tutacağız.

    Önce ben gideyim dedim.Atladım bigiblete abi, dedim ya çok alışkın değilim büyük bigiblete, bende yok çünkü.Ya mahallede 1-2 tur binerim ya da akrabada falan.Gayet güzel bi şekilde tepe noktaya ulaştım, döndüm.

    Şimdi salıncakta sallanırken veya yokuş aşağı giderken erkeklerde çük bölgesinde bir iç gıcıklanması olur ya (kızlarda olur mu halen bilmiyorum) yokuş aşağı öyle bir his oldu bende.Kafamda da eve gidip NBA 2003 oynamak var.Yokuş aşağı iyi de yardırıyodum dedim bigibletin seleye oturmayayım da pedallara basıp ayakta ineyim. Dilime de NBA 2003 ün şu soundtrackinin nakaratı dolanmış; tabiki yarım yamalak, yalan yanlış bir şekliyle.ingilizce şarkı mı ezberleyeceğiz amk.
    http://www.youtube.com/watch?v=Rhx7fL2AacA

    Ben şarkıyı mırıldanmaktan sesli söylemeye çevirdim yokuş aşağı,ayağa da kalktım, pc başında kafamı sallayarak dinlediğim de bi şarkı.Ben mal gibi o halde yukarı aşağı yaylanmaya başladım nakaratı söylerken.dizlerden zütten bildiğin yokuş aşağı son hız yaylanıyorum.

    Pedal bi kaydı ayağımdan, gidonu zar zor tutup frene asıldım ama çok geç... 3-4 takla atmışımdır o vaziyette.zütüm mötüm çok pis vurdu yere.leğen kemiğim sızlıyor, hissediyorum. Ve tahmin edin ne oldu? Evet.Hiç bi gibim olmadı ve yerden kalkar kalkmaz gidip bigibleti düzelttim, bişey olmuş mu diye baktım.Bigiblete bişey olmadığını gördüm, kepçe selim in gözlerinin içine baktım. çocuk "kırdın bigibletimi, ne biçim kullanıyosun" diye azarlasa, pısıp dinleyeceğim, özür dileyeceğim, çocuk ağlasa bigibletimi kırdı diye,gib gibi kalacağım, susturmaya çalışacağım. Allahtan bişey olmadı bigiblete, kepçe selim de biraz cins bi çocuktu, ne yapacağını kestiremiyordum, neyseki ağlamadı, bişey de demedi. Bu sefer baktım bu bişey demiyo ben başladım ağlamaya.
    zütüm nasıl sızlıyo, bikaç takla atıp betona çalıkmışım amk.boru mu?

    Eve çıktık, ben ağlar vaziyette, diz parçalanmış, belimi tutuyorum evden içeri girdim, millet hemen başıma üşüştü tabi.kepçe selimin babası işte, annesi orda.Benim kurduğum cümle, "bigibletle yokuş aşağı giderken düştüm, bigiblete bişey olmadı.".

    halbuki "gibmişim bigibletini, ne biçim bigibletiniz var ki ben şarkı söylerken yokuş aşağı inemeyecek miyim" demem gerekirdi.
    Diyemedim tabi.o günden itibaren de NBA 2003 ü ağız tadıyla oynayamadım, oynarken hep huzursuz oldum.NBA 2005 çıktı onu yükledim, zerre zevk almadım.En son o zaman NBA oyunu oynamışımdır herhalde...
    Arkadaş "zengin malına zarar vermenin acısını bilirim" diyince direkt gözümde canlanan budur...

    @6 çocukluğun,özellikle 90larda çocuk olmanın özeti mi olur bin!
    Tümünü Göster
    ···
  7. 8.
    0
    ben de anlatiyim . 5 yaşında antalyadan istanbula taşındık. pgibolojimin bozulduğu dönemler. babamın sürekli ekonomik sıkıntısı var arabamız yok ev kira zor geçiniyoruz. ailevi sorunlar var sürekli. ilkokul öğretmenim asker gibiydi ve zenginler sürekli kayırırdı. uzun saçlı gözlüklü zengin bi çocuk vardı. babası annesi bankada müdür falan. actionmanli bi çanta almıştı. tabi o zaman bize müthiş geliyo bu çanta. beden dersinde zengin çocukları folklör dersine gitti biz sınıftayız. ben bu çantayla oynuyorum. çanda da valiz gibi çekiyosun sürüyosun. başka bi fakir arkadaşım vardı bunu çantaya oturttum göya gezdirecem çocuğu. oturmasıyla birlikte çaaat etti sapı kırıldı çantanın. ben bilemiyorum tabi ne yapacağımı. ders bitti öğretmen geldi çocuklar da geldi. herkesin içinde öğretmenden azar işittim çocuk beni ezmeye başladı bunu ne kadara aldık biliyo musun sen kimsin bunun parasını verceksin gibilerinden.

    ben de gururlu çocuğum ailemden böyle gördüm.
    akşam eve geldim ağladım. daha o yaşta para biriktirmeyi öğrenmiştim. uzun zamandır biriktiriyodum yaklaşık 100 milyon falan vardı o zamanlar. kağıt ve uhudan bi zarf yaptım içine de not yazdım parayı koydum. sabah babamlar görmüş bunu. bana kızdılar veriyorum diye.

    okula giderken ki hissettiğimi düşünün. okula gittim. daha 7-8 yaşındayım ve hayattan nefret etmesini öğrenmişim. neyse bi sorun olmadı çocukla anlaştık. annesi babası tembihlemiş heralde bunu. ama o zamanlardaki ezikliğimi, o yaşta çektiklerimi hiç unutmayacağım. bu yaşımda anksiyete sorunumun olmasının sebebi istanbul ve insanlardır.

    bu da böyle bi anımdır.
    ···
  8. 9.
    0
    bir ara okurum
    ···
  9. 10.
    0
    @8 ben yuva çocuklarıyla aynı ilkokulda büyüsüğüm için eşyalarımın çalınmasına, kırılmasına alışmıştım.
    Sadece; atatürk büstünün zinciriyle çocuk da dövdüm, beni sinirlendiren bir çocuğu bıçaklayacağım diye sabah çantama meyve bıçağı koyarken annem tarafından da yakalanıp dayak yedim, 11 el oynarken elimdeki lolipopu yalayan rahatsız arkadaşımı da dövdüm, öğretmenler tuvaletine de sıçtım. (ilkokul 1. Sınıf bunlar hep) Hiçbirinden pişman değilim. Yuva çocuklarıyla beraber okuduğun için pek özel birşeyin olmuyor. OZ hapisanesi gibi amk. O yüzden bizde o tip havalı eşya getirenler çok uzun sürmeyeceğini bilirlerdi. Sokmuşum action man e sana bişey olmasın.

    Başlık "çocukluk travmalarımızı anlatıyoruz" olmalıymış...
    ···