evet,alfalık konusunda kalmıştık değil mi işte bu konu köpek sahibi olmak isteyenlerin en çok dikkat etmesi gereken konulardan biridir.Köpeğinizle aranızda öyle bir bağ olmalı ki şımaracağı zamanı,uslu durması gereken zamanla karıştırmamalı ve size büyük bir sevgi ve güven bağıyla bağlanmalı... Öncelikle tekrar etmemde fayda olacağını düşünüyorum üstünlük yarışı asla ve asla şiddete dönüşmemelidir.Unutmayın her ne kadar o sizin olsa da bir canlı,bir nefes...
Konuya en temel faktörlerden biri ile gireceğim.Kötü davranış mutlaka cezalandırılmalı,iyi davranış ise mutlaka ödüllendirilmelidir yani hayvana 1 gün önceki yaptığı davranıştan dolayı kin tutar ve iyi bir hareketinden sonra ödüllendirmez iseniz hayvan yaptığı iyi hareketi aslında sizin yapmamasını istediğiniz bir hareket olarak değerlendirir ve birdaha o hareketi yaptırtmak uzun bir zaman alabilir.
ceza olarak ise uygulayabilecekleriniz 10 dakika kafesine kitleyip ilgilenmemek,alıştığınız bir davranış ve oyun oynama isteğinde onu reddetmek olabilir şiddet ve yemek vermemek dışında her türlü hafif ceza kabulumuz yeterki ona yanlış birşey yaptığını hissettirebilsin..
ikinci olarak ; eğitim köpeklerin yavru döneminde daha verimli olduğu için içgüdü ve hareket yetenekleride yavrulukları itibari ile bir o kadar kısıtlıdır.Örneğin yukarıda fotoğraflarda gördünüz bizim haylaz odi bütün evi dağıtmış gazeteleri parçalamış kısacası çoğu insanın çıldırmasına sebep olacak bir davranış yapmıştı fakat birde benim yaptığıma bakın utanmadan fotoğrafını çekmişim... Yani kısaca anlatmak istediğim şu iş üstünde yakalayamadığınız hiçbir uygunsuz davranışını cezalandırmayın zaten siz cezalandırsanız da neden cezalandırıldığını anlamaz ve içten içe ben kötü bir köpeğim hissine kapılır.
Bilirsiniz ki çiçeklerle bile güzel konuşulduğunda daha hızlı açtıkları daha hızlı kendilerini toparlayıp filiz verdikleri görülür, kaldı ki karşınızdaki bir canlı o yüzden köpeğinizi karşınıza alıp onun masum bakışlarına maruz kalırken sakin bir ses tonuyla iltifatlar etmek size olan güvenini arttıracaktır.Birde şunu duymuştum köpeğimi karşıma alıyorum ama hiç yüzüme bakmıyor gözlerini ve kafasını hep sağa sola çeviriyor.Sizede olsa kızarsınız değilmi ? karşınıza alıp konuştuğunuz değer verdiğiniz biri sizin suratınıza bile bakmasa örneğin sevgiliniz ama gelin birde bunu köpeklerin neden yaptığına bakalım * köpekler karşındaki canlıya diki dikine bakmayı ve gözlerini ayırmamayı bir tehdit unsuru olarak görür.Kısacası köpeğiniz size bana öyle dik dik bakma sakın ben senin dostunum sana hiçbir zarar vermem diyerek sizi sakinleştirme eğilimine gidiyor... Peki ya biz * neden dik dik bakıyorsun diye kavga çıkarıyoruz... işte hayvanlar ve insanlar arasındaki farklardan en ufağı..
Evet, hikayemizde nerede kalmıştık bu tipsiz önden ben arkadan koşturuyorduk dışarıda
baya da bir koşturduk etrafı tanıması ve yabancılığını atması yaklaşık 1 2 günümüzü aldı.şimdii ona ayrılan sürenin sonuna gelmiştik ve artık ben lider olacaktım.-evdeki tuvalet alışkanlığından dışardaki tuvalet alışkanlığına geçiş zordur.özellikle başka köpeklerin kokularının olduğu yerde hayvan kendine yer bulamaz.bunu aşmak için ise mamasını ve suyunu bir güzel mideye indirdikten sonra hemen dışarı çıkarıyoruz ve maalesef ki köpek alışana kadar tuvaletini yapmasını bekliyoruz belki 10 dakika olur belki 3 saat-benim rekorum şahsen 3.5 saat peki bu rekoru bana kim yaşattı dersiniz ? tabbikide.. yok yok bu sefer odi değil odiden önceki köpeğim lora yaşattı bu rekoru bana * odi 15 dakikaya salıverdi içindeki bütün kötülükleri maşallah...

köpeklerin ev ortdıbına oranla dikkatleri ve sizi algılama oranları dışarıdakine göre çok yüksektir.dışarıda her ses,her koku köpeğinizin ilgisini çeker ve sizi dinleme konusundaki dikkatini dağıtır.peki bu sorunu nasıl aşabiliriz ? - öncelikle tasma ile gezdirip çıkaracağınız ortama alıştırdıktan sonra köpeğinizi aç bir şekilde dışarı çıkarıyorsunuz.yanınıza onun sevdiği mümkünse koku açısından bir yiyecek alıyorsunuz.mesela salam olabilir sosis olabilir veya sevdiği bir ödül maması olabilir.ardından köpeğinizi tasmayı çıkardığınızda kaçıp gidemeyeceği mesela bir basket sahası gibi bir yere zütürüyorsunuz.tasmasını çıkardığınız anda göreceksiniz ki sanki sizi hiç tanımıyormuşçasına, sizden kurtulmak istercesine kaçıp gitmeye çalışacak.aldırış etmeyin ve kırılmayın neden çıkardığımda yanımda durmadı beni sevmiyormu algısına kapılmayın çünkü bütün canlılara kısıtlanılan şey daha cazip gelir.sürekli dışarıda tasmayla çıkardığınız için ona özgür kalmak cazip geliyor.nasıl biz küçükken annemiz babamız dışarı çıkmamıza izin vermediğinde dışarıya çıkmak aşırı derecede cazip gelirdi... ama şimdi ? bazen bütün gün evde takılmak istiyorsunuz bile çünkü öyle bir kısıtlama söz konusu değil.dediğim gibi alınmayın,gücenmeyin... konumuza dönecek olursak (evet hala bilgi verme kısmındayım) köpeğimizi bıraktığımızda bekliyoruz ve koşup sahayı veya saldığınız yeri tanımasının ardından evde öğrettiğimiz gel komutunu uyguluyoruz.eğer gel derken yere doğru eğilir ve kollarınızı iki yana açarsanız bu dikkati daha çok üzerinize çekecektir ve köpeğiniz sizi daha kolay farkedecektir.geldiği zaman ödülümüzü veriyoruz,belkide gelmeyebilir ? o zaman ne yapacağız derseniz sakin bir şekilde ona yaklaşarak elimizdekini gösteriyoruz.e tabi mide boş..salamın kokusuda öyle bir geliyor kii offf ziyafettt. bu şekilde eğiterek dışarıda dikkatinin dağılmasını engelleyebilir, gel dediğinizde gelmesini sağlayabilirsiniz.tabi bu eğitim sıkılmadan 1 hafta uygulanmalı biz günümüzü kış tutalım da yaz çıkarsa bahtımıza hesabı * -
Yine birgün dışarıda sitemizin basket sahasında odiye gel eğitimini verirken genç bir kız elinde zar zor çekiştirerek dolaştırdığı erkek 8-9 aylık golden'ıyla yanımıza geldi.Bana ne yaptığımı sordu kendisinin percy'i ( goldenının adı ) asla dışarıda tasmasız dolaştıramayacağını kaçıp gideceğini söyledi.Bende bu konuda ona yardım amaçlı olarak eğitimini beraber verebileceğimizi söyledim ve yaptıklarımı yapmasını istedim.percy ile odinin eğitimini benim vermemi istedi.senin vermen gerek yanıtıma ise cidden tasmasız bir şekilde basket sahasında olsa bile percy'nin dışarıda çok şımardığını ve yanlışlıkla kaçabileceğini söyledi ve ben kapıda dursam yeter diye anlamadığım şekilde bir söylemde bulundu.her ne kadar anlamasamda vardır heralde korktuğu birşey diyerek ikisinide aldım basket sahasına.tabiki bizim odinin 4 5 katı percy.oynaştılar ettiler birbirleriyle iyi anlaştılar.-normalde erkek köpeklerin birbiriyle anlaşması güçtür.aralarında hemen bir sürü lideri olma kavgası başlar.ama iki köpek türüde sevecen ve pasif türler olduğundan alfalığı pek umursamaz gibiydiler.- daha sonra percy'nin görmesi açısından onunla nasıl ilişiğini kesip odinin yanıma geleceğini ve örnek olması açısından diyeyim.odiyi yanıma çağırdım ve saniyesinde gelmesi beni o kadar mutlu etmiş olacakki bir ödül maması yerine 2 ödül maması çıkardım cebimden anlık olarak... ve işte hayvanlarda bile gördüğüm ama insanların çoğunda göremediğim..başlığı bu şekilde açmama sebep olan... o tarihi an yaklaşmıştı.odi hızlıca yanıma geldi.avucuma baktı..2 adet ödül mamasından sadece 1 tanesini yedi... evet sadece 1 tanesini..bu imkansız birşeydi.aç bir köpek..avucumda 2 adet en sevdiği yiyecek..üstelik 2side ona uzatılmış..neden 1 tanesini yersin ki ? olayı kavrayamadığımdan avucumdaki kalan 1 ödül mamasınıda odinin ağzına uzattım.hayır yemiyordu... karnımı doydu acaba ? dedim kendi kendime.olamaz ki bir öğünlük yemeğin yerini nasıl tutar 3 5 tane ödül maması ? elimi hafifçe çekmemle birlikte burnuyla avucumu itmesi bir oldu.. o sırada yalnız kalan percyi şüpheli bir şekilde yanımıza yaklaştı ve odi kafasını hafifçe percy'e çevirdi.sanki " ben payımı yedim arkadaşım buda senin olsun.paylaşalım." der gibi baktı. işte o an hayatımda alabileceğim en önemli dersi aldım."PAYLAŞMAK" karnımız aç olsada sırtımız güz olsada "PAYLAŞMAK"...