bedavaya vermem ablanızın hatıra defteri

... hava yağmurluydu. bakkala girdim. kenan tezgahın başından kaklktı yanıma yaklaştı. dışarıda şakır şakır bi izmir yağmuru yağıyor, bilen bilir, o manyak yağmurlarda hayat felç olur izmirde. market kenan'a doğru yürüdüm. elimden tutup beni tezgahın arkasındaki ardiye odasına zütürdü. hiç sesimi çıkarmadım. her yan un, mercimek, nohut çuvalları ile dolu. raflarda kesme şeker paketleri. bana sarıldı, öpüşmeye başladık. kenan; gülşen bubikoğlunu öpen cüneyt arkın gibi, nazik ve yavaş. hiç korkmadım. dudaklarım kenanın dudaklarına cevap verdi. kenanın bir eli memelerimde, bir eli zütümde dolaşıyordu. kenanın ellenecek memeleri yoktu haliyle, neden ben de onun yarağını ellemeyeyim dedim. kadın erkek eşit değil mi? kot pantolonunun önünü sıvazladım. semsert bi şey vardı orada. kenan memelerimi nasıl avuçlıyorsa, ben de kenanın yarağını avuçladım.