1. 1.
    0
    Hani bazen rüya görürsünüz ama gördüğünüz rüyayı gün içersinde hiç olmadık bir anda hatırlarsınız. Aaa bugün de ben böyle bir rüya görmüştüm diye. Rüya gördüğünüzü hatırlarsınız fakat olayı tam çıkartamazsınız. işte bugün bana bunlardan çok daha farklısı oldu.

    Öncelikle kendimden bahsedeyim. Ben tam şakirt ne de putperest pekekentim. Sosyalliğin dibine vurmasam da aşırı asosyal değilim. Entellektüel ve duygusal bir yapım var belki ama ekşici değilim. Böyle bir insanım işte ben.

    Bir insanı çok seviyorum. Karşı cinsten bir insanı. Onun acısından kafayı bulup isyan etmiyorum. Benim aşkımda isyanımda içimde. Yaklaşık 4 ay önce ayrılmak zorunda kaldık. Ama ona olan sevgim hiç değişmedi. Arada böyle çok canım acıyor, bazen daha rahatım başka kızlara yavşayacak kadar gevşiyorum ama yapamıyorum.

    Başkasıyla konuşurken heyecanlanmıyorum, bir sonraki cümlemi defalarca yazıp silmiyorum, saçmalamıyorum, konuşma bittikten sonra yazışmaları tekrar tekrar okuyup kritik yapmıyorum. Ve bu durum benim hoşuma gitmiyor. Olmuyor, olamıyorum başkasıyla.

    Çok taşşak adamım ama. Çevemdeki insanlar beni çok dertsiz tasasız görür. Devamlı şakalar, espriler felan. Ama bilmezler ki benim fırtınam içimde. Anlatsam da inanmazlar belki. Anlatacak kimsem de yok zaten. Benim hiç dostum yok.

    insan aşık olunca başkasının bir başkasına aşık olmasını yadırgıyor. Sanki aşk sadece bana mahsus bir şey gibi. eminim şuan bunu okuyan ve başkasına aşık olan insanlar beni küçümsüyor. Evet deli oğlan ben de aşığım. En az senin kadar.

    Dün arefe günü. işten yorgun geldim, tam gün çalışmıştım. Yemek, duş, inci derken gece oldu ve başımı yastığa koydum. Birden benim bir yaratıcım olduğu beynime dank etti. Evet benim bir yaratıcım var. Yaşadığım ve hissettiğim tüm şeylerin farkında olan bir yaratıcım. Bir filmi izlemeyen bir kişiyle o film üzerine sohbet etmek zordur ama o filmin senaristiyle konuşmak zevk vericidir. Allahım dedim ve sonra aslında onun da bildiği şeyleri anlattım. En ince detayına kadar anlattım. Sonra özür diledim, biliyorum dedim. Sana ibadet etmiyorum ama dertlerimi sana anlatıyorum senden yardım istiyorum. Ne kadar sevdiğimi anlattım. Tekrar tekrar... anlatırken uyuya kalmışım.

    Rüyam çok garipti. Hani böyle bazen rüya görürken rüya olduğunun farkına varırız. Olağan dışı olaylar olur ve sanki bir dizideymişiz gibi ortam pusludur. Bu böyle değildi.

    Elifin evindeydim. Beni dinliyordu. Ona; yatmadan önce yaratıcıma anlattığım şeyleri anlattım. Aynı samimiyetle. Onu sevdiğimi anlattım. Uzun uzun anlattım. Gözlerinin içine bakıyordum. Nefesini hissediyordum. Çok özlemiştim onu. Hem bakıyor hem de anlatıyordum.

    Bende! dedi ve sarıldı. Sevincimi size anlatamam. 2008 avrupa şampiyonasında semih'in hırvatistana attığı gole sevindiğimden daha fazla sevindim. içim içime sığmadı. sarıldım sıkıca. saçlarının kokusunu içime çektim. evet bu bir rüyaydı ama kokusunu hissettim. onu çok özlemiştim.

    hadi dedim bize gidiyoruz. rüyadan olsa gerek itiraz etmedi. tuttum elinden eve gittik. ailemle tanıştırdım. tıpkı o doksanların havası vardı evimizde. yerde oturduk, halıda ve meyve yedik, mandalina. beraber çok mutluyduk. ailemde öyle. arada bir köşeye çekilip onun gözlerine bakıyordum. güvendeydi, gülüyordu. muhabbet iyice koyulaştı. ne konuştuğumuzu ise hatırlamıyorum.

    saat geç oldu. hadi dedim elife, gidelim geç oldu. sanki evlenmişiz de aileme akşam oturmasına gelmişiz gibi hissettim. ama öyle değildi. anne dedim ben elifi bırakıp geliyorum. tamam dedi, sarıldı öpüştüler ve elif çok memnun olduğunu söyledi. annem ve babamda öyle.

    merdivenlerden inerken ilerleyen zamanlarda çok iyi anlaşacaklarını anladım. mutluydum, hem de çok mutlu. içim içime sığmıyordu. elini sıkıca tuttum, evlerine doğru yürüyorduk. ben hala şoktaydım. söyleyecek bir sürü şey vardı ama söyleyemiyordum. o da öyle. konuşmadık eve gidene kadar. ama mutluyduk.

    evinin önüne geldik. gece olmuştu. bana doğru döndü, ellerini bıraktım ve yanaklarını kavradım. yanaştım ve dudaklarına bir öpücük kondurdum. dudakları üşümüştü. sonra sarıldım. kokusunu bir kez daha içime çektim. görüşürüz bile diyemedim o da öyle. eve girdi.

    ben ise ellerimi cebime soktum ve eve dönmek üzere yola koyuldum. saate bak dedim kendi kendime. saate ve tarihe! böle de bir huyum vardır. önemli olayları not ederim. elimi cebimden çıkardım, bileğime baktım saatim yoktu. aklıma telefonum geldi, ceplerimi kontrol ederken uyandım.

    etraf karanlıktı. nasıl yaa dedim.

    hayal kırıklığı. olamaz! olamaz!

    olmamalı

    çok iyidi, her şey çok güzeldi. allahım dedim.

    çok gerçekti sanki her şey. o kadar gerçekti ki yıkıldım resmen.

    sonra biraz durdum ve şükürler olsun dedim, buna da şükür.

    mutluydum, resmen özlem gidermiştim, sanki kokusu hala üstümdeydi.

    kalbim hızlı hızlı atıyordu ve uykum kaçmıştı.

    o ara sabah ezan okunmaya başladı.

    gözlerimi kapadım.

    ezan bitmeye yakın bir çırpıda kalktım yatağımdan, abdest aldım belki de yıllar sonra sabah namazı kıldım. dua ettim.

    sabah oldu, bayram.

    hala pijamalarımı çıkarmadım.

    hala olayın etkisindeyim.

    geçen bayram ben mesaj atmıştım. bu bayram da onun mesaj atmasını bekledim. atmadı. ben de atmadım.

    odama kapandım. biraz kitap okudum.

    dedem vefat ettikten sonra zaten pek gelen giden de olmuyor.

    az önce annem kapıyı tıklattı, çay verdi bir bardak.

    içerken bu yazıyı yazdım.

    sizler iyi ki benim yanımdasınız. hepinizi seviyorum.

    iyi bayramlar.
    ···
   tümünü göster