1. 1551.
    +10
    4 mart 1216: sabahın bir vakti deli ibrağam sürü sürü koyunu önüne katmış karanlık orman tarafından town center meydanına geldi. "tayyar'a odun toplarken rast geldim ağam, hepsini getirdim" dedi. "tayyar'ı şimdi karıştırma" dedim, tüm koyunları tarlaların oradaki değirmene gönderttim. önümüz bayram.

    7 mart 1216: hamdi çavuş ile güney surlarını teftiş ederken söz taşşak will'den açıldı. hamdi çavuş "beyim bu will briton kralının kellesini alırsa ahdiniz var, kızınızı ister" dedi. "biliyorum hamdi" dedim. adamdaki göz göz değildi zaten. yüz verdik pekekente iç güveysi gelecek.

    8 mart 1216: kaya bey'i çağırttım. "o kadar çağ atladık hala scout'tan öteye gidemedik" diye çıkıştım. "light cavalry planlarımız var beyim" dedi. "gereği neyse yapılsın" dedim. "ciksen yemişe bakar beyim, altın odun istemez" dedi.

    9 mart 1216: yemiş lafını duyunca köyün gençleri ahırların önüne yığıldılar. ciksen yemişi alan ata atlayıp dolanmaya başlıyor. bir havalar, bir artistlikler. aralarından iri kıyım olanlarını seçtim, 40 odun 70 de altın verile diye emir buyurdum, moğol kafirinin atlı okçuları gibi cengaverler yetiştirile. kalanların atlarını geri aldık. pürsüm pürsüm geri döndüler.

    14 mart 1216: bayramın ilk günü namazı topluca eda ettik. hacı celaleddin efendi'nin tekkede yer kalmadı, halk dışarılara taştı. hamdi çavuş "ramazan'da oruç tutmuyorsunuz, bayramda camiye akın ediyorsunuz biz mağdur oluyoruz" diye söylenmeye başladı. subhaneke'den sonraki tekbirde de secdeye gitti bu. hutbeden sonra çektim bunu bir kenara "hangi oruç hamdi çavuş?" dedim. "hangi bayramın namazını kıldın söyle bakalım" diye emir buyudum. mırın kırın etti. "beynamaz pekekent" diye gürledim. bayram boyunca güney duvarını teftişe yolladım. sürünsün it.

    16 mart 1216: ibrağam'ın koyunları ikişer ikişer kesiyoruz. maşAllah delide bir kuvvet var, bıçağı çaldığı gibi indiriyor hayvanları. ne ayak bağlama, ne yere yıkma. takır takır alıyor hepsini. hacı celaleddin efendi bunu görünce "murdar ediyorsunuz hayvanları" diye bağıra çığıra geldi. ibrağam süklüm püklüm oldu. "meczuptur hocam, elleşme" dedim. kalan koyunları usulüne uygun kestik.

    17 mart 1216: bugün bayram'ın son günü. sabah town center'da dolanır halkla bayramlaşırken kuzey duvardan bir atlı geldi, vukuat çıkmış, alel acele gittik. duvarın beri yakasında uzun beyaz kıyafetli yabancı biri ağlaşıyor. on metre kadar yanda da bizim köylüler yumulmuş bir şey yapıyorlar. hayra yoramadım, vardım yabancının yanına, saracenliymiş. deve süvari, scout görevinde dolanırken bizim köylüler hücum etmişler. yedi kişi birleşip adamın devesini oracıkta kesivermişer. "canımı zor kurtardım" diyor adam. bayram vaktidir, ses etmedim. iki at hediye edip saldık adamı. bu köyden de insanından da tiksiniyorum ya Rab, affeyle.

    19 mart 1216: öğleye doğru çağ atlatan gençler ellerinde parşömen town center meydanında dolanıyorlar. "nedir" diye merak ettim, çağırttım bunları. parşömene üç beş satır karalamışlar, adını da son havadis koymuşlar. bir tane alıp okudum, kurban kesiminde yine hoş olmayan manzaralar diye haber yapmışlar. köşede de kaçan bir dana, ardından da koşturan şişman bir adam var. başına da taç yapmışlar. "bu ben miyim?" dedim. seslenmediler. "kim bre bu yeteneksiz hadsiz deyyus?" diye kükredim. titremeye başladılar. bir aya bana bir blacksmith kuracaksınız yoksa hepinizi kazığa vururum" diye gürledim. eteklerime sarıldılar. nöbetçilere "bunlara uygun bir arsa gösterin, şu paçasına işeyeni lalamın yanına yollayın" diye emir saldım. böyle böyle gelişiyoruz.

    22 mart 1216: lalamı çok özledim. ziyaret etmek, gönlünü almak niyetindeyim. zindandan bağırışları town center'da yankılanıyor, ara ara kulak kabartıyorum, sanırım küfrediyor. iş güç bitsin, bir ara uğrayacağım.

    26 mart 1216: süttutmazların esma'nın kocası seyfi'yı getirdiler bugün, beti benzi atmış. durumu çok ağır dediler. "o çocuk kimdendi.. kimdendi" diye sayıklıyordu garip. esma hatun anamın ak sütü gibi temizim dese de adamcağız düşünmekten dellenmiş iyice.

    28 mart 1216: seyfi'yi kaybettik. bildiğin kaybettik, akşam hava serin iyi gelir diye dışarı çıkarmışlar. sabah gelip bakıyorlar, adam yok. kurt almış olabilir diyorlar. kurda insan kurban eder olduk iyice, alıştı da pekekent, kimi koysak gelip alıyor. iyice küfre düşüyoruz. zerre sevmiyorum şu köyü.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster