1. 326.
    -2
    Benim bir kedim var, çok yaramaz. Onunla fırsat buldukça oynarım. Bazen evin koltuk takımlarını tırmıklar.Bu da tüylenme yapar. Annem de kızar.Ben şakacıktan Sarman'ı aldığım gibi, kapının önüne koyarım.Ama bir kediye"Ne olur yapma, annem kızıyor"diyemezsin ki... Bir gün kedim yine gizlice pencereden içeri girmiş. Kanepelerin üzerine pençelerini geçirmiş, perdelere çıkmış, tırmalamış.Koltukları da çizmişti. Annem evdeki hasarı görünce çığlığı bastı."Ayşe! Derhal bu kıl yumağını alıp uzaklara zütür,bir daha da getirme!"diye bağırdı.Çaresiz, Sarman'ı kucağıma aldım.Onu istemeye istemeye, bildiğim en uzak yere zütürmek için yola çıktım. Mahallenin bakkalını geçtim... Sokağın en uç noktasından ana caddeye yöneldim. Vızır vızır araba geçiyordu. Işıkların yanına gittim ve yeşil ışık yandığında karşı caddeye geçtim. Sarman,bana yeşil gözleriyle öyle masum bakıyordu ki.Ona,"kusura bakma annem seni istemiyor, uzaklara bırakmak zorundayım."dedim. Bana "Miyav"diye cevap verdi. Okulu da geçtim. Biraz daha, biraz daha derken... O da ne?Yolu kaybetmiştim. Geri nasıl dönecektim? Adreside bilmiyordum.En kötüsü de akşam olmak üzereydi. Bende bir korku,bir telaş... Eve nasıl dönecektim?Ya beni kötü adamlar kaçırırsa? Sarman bütün masumiyetiyle"Miyav"dedi ve kucağımdan atladı. Bana bakarak,bir ileri,bir geri hareketler yaptı. Bana dönüş yolunu tarif ediyor gibiydi. Aklıma geldi, kediler eve dönüş yolunu koklayarak bulurmuş... Hemen onu takip ettim. Evet,evet... Okul, karşı cadde, ışıklar,bizim sokak ve mahallemizin bakkalı. Nihayet evim. Evim,güzel evim. Hemen evden bir koli alarak, Sarman'a güzel bir yuva yaptım. Kapının dışında, köşeye yerleştirdim. Böylelikle hem annemi sevindirdim,hem de Sarman'ı üzmemiş oldum.
    ···
   tümünü göster