doğumgünü klişeleri

doğumgünlerini çocukken sever ve dört gözle beklerdim
zamanla doğumgününün şatafatlı geceleri gibi bütün arkadaş ve akrabaların hediyelerle eve gelmesi gibi genç kızları (ve erkekleri) mest edecek küçük şölenler iple çekilirdi.

zamanla eski heyecanı örselendi tabii. doğumgünlerini sevmiyorum demiyorum ama, spontane gelişen sürprizler ve plan program dahilinde yürütülen sürprizler dışında aşırı keyif aldığımı söyleyemem.

zaten yaşı 30+ olmuş koca koca insanların her sene pastanın üzerindeki mumu üfleyip "iyi ki doğdun" telaffuzlarının ritülleriyle çevresindeki eş-dostlarıyla teker teker öpüşmesi bana çok da manalı gelmiyor.
sevene uğurlar ola, sözüm yok tabii.

doğum günü klişelerine geçecek olursak;

-şimdi sen kaç oldun bakayım?
-yeni yaşında iyi bir eş, bol kazançlar olsun inşallah
-100 yaşında olduğunu da gör inşallah
-koç'lar bu yıl atağa kalkacakmış diyolar, şanslısın
-uzun zamandır görüşülmeyen uzaktaki bir akraba ya da arkadaşın, doğum gününde sırf aramış sormuş olabilmek için, istemeye istemeye arayışı, nasılsın, napıyosundan başka soracak sorular bulunamamasından dolayı yer yer sessizlik ve duraksamalarla geçen telefon konuşmaları
-pasta da çok tazeymiş