1. 1.
    -1
    Allah (Arapça: ﺍﷲ (yardım·bilgi)), islam ve diğer Arapça konuşan Ortadoğu orijinli ibrahimi dinlerde tek, zıddı ve benzeri olmayan yaratıcının adıdır. "Allah" adı, Tanrı’nın özel adı kabul edilir. Allah ismini aynı anlamda Mizrahi Yahudiler, Bahailer, doğuda yaşayan Ortodoks ve Katolik Hıristiyanlar da kullanırlar.[1] Müslümanlar, Allah lafzının ardından Celle Celaluhu (C.C.) veya Teâla (Yüce) gibi övücü sözler kullanırlar.

    Allah sözcüğünün el-ilah ya da el-laha) kelimelerinin hecelerinin zaman içerisinde kaynaşması ile türemiş olması mümkündür.[2] Sözcüğün orijini konusunda daha farklı açıklama ve yaklaşımlar da bulunmaktadır.[3]

    Arapça ile akraba olan dillerde de ilah kelimesi benzer şekillerde seslendirilir; ibranice tanrı anldıbına gelen Eloah אלה, Keldanice Alaha laha ya da Aramice Elāhā, Süryanice Alāhā vb.

    islam'da Allah inancı [değiştir]

    Tek ve benzersiz Allah inancı islam'ın temeli ve islami inanışın esasını oluşturur. Kur'an'da Allah, Allah inancı ve Allah'ın sıfatları geniş olarak işlenmiş, din bilginleri Allah'ın isimleri ve sıfatlarını tanımlamışlardır. Kur'an'da "Allah" lafzı toplam 2699 kere geçmektedir. En kısa surelerden ihlas Suresi, islami Allah inancının esaslarını konu alır: "De ki, Allah tek ve benzersizdir. Allah'ın hiçbir şeye ihtiyacı yoktur. Doğmamış ve doğrulmamıştır. O'nun dengi, misli olmadığı gibi zıddı da mevcut değildir."

    Allah'ın sıfatları kelamcılar arasında uzun tartışmalara konu olmuştur. Kelamcılar Allah'ın mahiyetinin bilinemeyeceğini, ne olmadığının ise bilinebileceğini ifade ederler. Buna göre Allah'ın benzeri olmadığı gibi, zıddı da yoktur. islam inancında bu sebeple “iyilikler Allah'tan bilindiği gibi kötülükler de Allah'tandır” denilir.

    Kelam ilminde antropomorfizm (tanrının insana benzetilmesi) Müşebbihe olarak tanımlanır ve kesinlikle islam dışı kabul edilerek reddedilir. [4] Tevrat’taki "Yakup ile güreşe tutuşan Tanrı" (Hoşea 12:3) ve Hıristiyanlık üçlemesindeki "Baba Tanrı" figürü şiddetle eleştirilir. Kelamcılar Kur'an ve kudsi hadisler gibi islami kaynaklarda kullanılan “Allah’ın eli” Allah’ın yüzü” " Allah'ın arş (dipnot) (taht) üzerinde oturması" (Taha-5 ve Araf 54) "insanın Rahman suretinde yaratılması" [5][6] gibi ifadelerle Allah'ın işitmesi, görmesi gibi ifadeleri mecaz veya mahiyeti bilinemeyen ifadeler olarak tanımlarlar. [7] Allah'ın esma-ül hüsna’da geçen Mütekebbir (kibirlenen), Sabur (Sabreden), Müntakim (intikam alan) gibi bazı isimleri ise antropomorfizm açısından oldukça zorlayıcıdır.
    Allah'ın varlığı [değiştir]

    Allah'ın varlığı, sıfatları ve bunların akla yatkın delillerle izah ve ispatı islam Dini'nin başlangıcını ve temelini oluşturur.

    Kur'an; insan, insan ve kainatın yaratılışı, ruhi ve fiziksel özellikleri, insanların birbirleri ile ilişkileri, hayvanlar, kainattaki düzen, nimetler, vicdan, duanın kabulü, ve insan'ın kalbinde hissedip bildiği yaratıcıya olan ihtiyacı gibi örneklerle Allah'ın varlığını işler.

    islami teologlar Kur'an ve hadislerden yararlanarak kendi akli deneyimleriyle Allah'ın varlığı ile ilgili bazı delilleri saymışlardır;
    Hudus delili
    Nizam delili
    imkan delili
    ilm-i evvel delili
    Kabul-u amme delili
    ibda delili
    ihtira delili
    Burhan-i Inni (Eserden muessire)
    Burhan-i Limmi (Muessirden esere)
    Burhan-i Temanu
    Burhan-i Telazum
    Allah'ın birliği [değiştir]

    Zati sıfatlardan olan vahdaniyyet, islami literatürde, Hıristiyanlıkla ilgili en bariz farklılığı oluşturması nedeniyle, önemli yer tutar. ihlas suresinde formüle edilen şekliyle, Allah birdir (sayı olarak - vahidiyyet), ve benzersizdir. (mahiyyet-i nefs-ül emriyesi itibariyle - ehadiyyet).
    Allah'ın isimleri [değiştir]

    “Allah’ın isimleri”, "Allah'ın 99 ismi", El Esmâ ül Hüsnâ / En Güzel isimler), Kur’an ve Hadislerde Allah’a izafe edilen fiil veya sıfatlardan türetilmiş veya doğrudan Allah'ı ifade amacıyla kullanılmış olan isimlerdir. Sayıları 99’la sınırlı olmamasına rağmen islami mistisizmde meşhur olan 99 tanesi bir araya getirilerek çeşitli ritüel ve dualarda kullanılır.

    islam toplumunda Allah’ın isimleri bu 99 isimden ibaret değildir. Bunların dışında Hüda, Hazreti Yezdan, Çalab gibi isimler de Allah’ için kullanılırlar. isimlerin bir kısmı Arapça dışından gelen Muarreb isimlerdir; Rahman, Hüda (Hadi isminin kaynağı), Aziz (Aziz ve Muiz isminin kaynağı) vb. [8]

    ihlas suresinde geçen ve Allah’ı anlatmak için kullanılan Ahad, Samed kelimeleriyle diğer surelerde geçen Aziz, Rahman gibi isimler ise islam öncesi dönemde Ortadoğu ve komşuluklarında tapınılagelmekte olan bazı tanrılara verilmiş olan isimlerin aynısı veya yakın fonetiğe sahip olmaları dolayısıyla tektanrıcılık açısından eleştirilen isimlerdir.

    Muazzez ilmiye Çığ bir örnekle bunun tek tanrıcılığa giden yolda gerçekleştirilen değişimlerden birisi olduğunu kaydeder.[9]

    Tercümelerde isimlerin bir kısmı tenzih amacıyla birtakım değişiklikler yapılarak anlamlandırılır ve islam mitolojisinde belirli sayıda tekrar edilerek nazar ve büyü tedavilerinde veya duaların kabul edilmesi amacıyla kullanılır.
    Allah'ın sıfatları [değiştir]

    islam teolojisinde Allah inancı, Allah'ın mahiyyet-i nefs-ül emriyesişeklinde ifade edilen vücudu veya varlığı, şuunatolarak ifade edilen fiilleri, isimleri, sıfatları ile zengin biçimde ele alınmıştır. islamda Allah inanışı temelde benzer olsa da, diğer tek tanrılı (monoteist) dinlerle bazı farklılıklar gösterir.

    islam inancına göre Allah'ın kendisi bilinmez, Allah'ı bilmek, sıfatlarını bilmekle olur. Mezheplere göre farklılık arzetmekle beraber, Allah'ın sıfatları uluhiyetin ayrılmaz gereği olarak kabul edilen zati ve subuti sıfatlardan oluşur;
    Zati sıfatlar [değiştir]

    Allah'tan başkasında kemaliyle olmadığına yahut sadece Allah'ta kemaliyle mevcut olduğuna inanılan ve noksan izafe edilemeyecek sıfatlardır. Varlığının vacib (şart) olması (vücud, ibn-i Sina'ya ait tabirle (vâcibülvücûd), ezeli oluşu (kıdem), bâki oluşu (beka), tek ilah oluşu (Vahdaniyyet), varlıklarına benzememesi (Muhalefetun lil havadis), hiçbir şeye ihtiyacı olmaması, kendi nefsi ile kaim olmasi (Kıyam bi nefsihi).
    Subuti sıfatlar [değiştir]

    Allah'ın mahiyyet-i nefs-ül emriyesinde sabit ve daimi olan, ancak yaratıcıda var olan sıfatları anlaması amacıyla, insana ve diğer canlılara, şuur sahiplerinin idrakine Allah'ın sıfatlarının tecelli ederek gösterilmesi anlamında Allah tarafından verildiğine inanılan sıfatlardır. Hayat sahibi oluşu, ilim sahibi oluşu, işitmesi (Semi), görmesi (basar), irade etmesi, bir şeyi dilemesi (irade), gücünün yetmesi (kudret), söz söylemesi (Kelam) olarak sıralanabilir.

    Yaratma (Tekvin) sıfatı da subuti sıfatlardan kabul edilmiştir, zira Allah'ın yaratması irade etmesi ile olur, yaratmamayı irade etmesi Uluhiyetine noksan getirmez.
    Dipnot [değiştir]

    Arş; Kelamcılar tarafından mahiyeti bilinemeyen taht olarak ifade edilir. Ayrıca Baal tapınağında Baal'ın oturduğu tahtın adı [10] ve Palmirada bir tanrının adı Arş (Arşu, Arsu) olarak geçer. [11]
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster