1. 1.
    +4
    Evet dün bayburtun kurtuluşuydu

    --spoiler--
    Evet bugün bayburt'un kurtuluşu
    --spoiler--

    Yarın 21 şubat bayburtun kurtuluşu işte kanıt:
    http://imgim.com/3825inciy2838131.jpg
    Bayburt hiç ilgimi çekmeyen bir şehirdir ama sözlükteki muhabbetlerden dolayı bu başlığı açtım... ve bayburtlu değilim...

    resimler:
    http://inci.ca/u2aofeh942

    http://inci.ca/urage_6bts

    http://inci.ca/u153shhf7p

    18 Aralık 1917′de Erzincan’da Osmanlı devleti ile Rusya arasında Erzincan mütarekesi imzalandı. Böylece Rusya bölgeden yavaş yavaş çekilmeye başladı, fakat çekilirken yerlerine Ermenileri getirdiler ki, işte asıl bu dönemde bölgede büyük mezalimler başladı. Bayburt’tan son Rus birliği 20 Ocak 1918′de çekildi. Bayburt’taki Rus birliklerinin kumandanı Yüzbaşı Popof, şehirde 18 ila 45 yaş arasındaki sivil Ermenileri bir araya toplayarak, depolardaki silah ve cephaneleri bunlara teslim etti. Popof, Ermenilere “ bu topraklar sizindir, bunları müdafaa ediniz, Türklere vermeyiniz” diye talimat vererek onları zulüm ve işkence yapma noktasında cesaretlendirmiştir. Ermenilerin silahlanması üzerine korku ve dehşete kapılan Türkler ise para ile Rus askerlerinin silahlarından satın alarak kendilerini müdafaa yoluna gitmişlerdir. Bayburt ve köylerinde Ermenilerin elebaşı veya çete reisleri Arşak idi. Rus askerlerinin şehirden çekilmesi ile Arşak ispir ve Bayburt kazaları meliki sıfatını kullanarak, Erzincan’daki çete reisi Antranik ile organizeli olarak Bayburt’ta işkencelere başlamıştır. Arşak, Türklerin paşalara olan hürmeti ve itaati nedeniyle kendisine paşa unvanı vermiş ve bu tarihten sonra Arşak Paşa olarak anılmaya başlamıştır. Arşak’ın yörede yaptığı zulüm ve işkenceleri en iyi şekilde ortaya koyanlardan biri, o dönemde Rus birlikleri ile Bayburt’a gelen ve ordunun hemşireliğini yapan aynı zamanda Moskova Tıp fakültesi öğrencisi olan Tatyana Karameli’dir. Tatyana, kaleme aldığı hatıratında Arşak liderliğinde Ermenilerin Bayburt’ta yaptıkları işkenceleri gözler önüne sermiştir. Erzincan’daki çete reisi Antranik’ten emir alan Arşak, bu canavarın orada yaptığı kötülükleri Bayburt’ta tekrarlamıştır. Tatyana hatıratında Arşak’ın yaptığı zulümlerden birini şu şekilde anlatmaktadır: Şehrin her tarafına erzak dağıtılacağı ilan edildi ve köylüler Bayburt’a davet olundular. Ermenilere itimat ve emniyet olunamayacağını pek çok defa acı surette tecrübe eden Türklerin bazı erkekleri, Bayburt’ta toplanacak insanların başlarına bir kötülük geleceğini bildiklerinden karla kaplı sarp dağlara, kayalıklara iltica ettiler ve Türk ordusuna haber yollayıp imdat istediler. Arşak masum köylülerin icabet ve itaatini sağlamak üzere Bayburt müftüsüne zorla tezkire yazdırtmış ve şayet gelmezseniz hakkınızda pek vahim olacaktır diye de köylüleri tehdit etmiştir. Davete icabet eden köylülerden Bayburt’a girenler hemen tutuklanıp büyük evlere, mağazalara, hanlara ve mahzenlere doldurulmuşlardır. Şehrin ileri gelenleri de daha evvel tutuklanmışlardır. Şehir dışındaki köylüler Bayburt’a girenlerin bir daha çıkamadıklarını görünce korkmuşlar ve dağlara çekilmişlerdir. Karameli, Bayburt’tan çekilirken Ermenilerin 150 kadar çocuğu zorla yanlarında zütürdüğünü ve bu masumların bir kısmını vahşiyane surette katlettiklerinin, yollardaki naaşlarından anlaşıldığını acı biçimde anlatmaktadır. Yine hatırata göre Arşak liderliğindeki Ermeniler, Bayburt’ta yakaladıkları Türkleri tamamen katletmişler ve bazı evleri de yakmışlardır. Girdikleri evlerde kadın, erkek, çocuk herkesi vahşice öldürmüşler ve kuyusu olan evlerde kuyulara atmışlardır. Tatyana Ermenilerin genç kız ve kadınların ırzlarına taarruzda da bulunduklarını da Türk ve Ermeni dostlarının kendisine anlattıklarını söylemektedir. Karameli bu acı manzarayı “ Bayburt’un bu günkü manzarasını görmek cidden müşkül ve hüzn-ü alud ( kederli, gamlı) idi ” ifadeleriyle dile getirmektedir. Arşak’ın yaptığı ve bütün Bayburtluların malumu olduğu en büyük mezalimlerden biri de hiç şüphesiz Taşmağazalara doldurulan insanların feci şekilde katledilmesidir. Günümüzde depo olarak kullanılan, ancak çok eski bir tarihe sahip olan ve o dönemde Salih Hamdi adlı birinin ticarethanesi olan taş mağazalarda yüzlerce masum Bayburtlu acı şekilde can verdi. Ermeniler, süngü ve balta ile yaptıkları katliam yetmiyormuş gibi cenazeler üzerine gaz yağı döküp ateşliyorlar; böylece arada sıkışıp kalan yaralılardan sağ kalanları da diri diri yakıyorlar. Ermeniler bu zavallı insanları yakarken bunların imdat diye bağırışları ve inlemelerini bir mugibi nağmesi gibi karşılayarak eğlenceler yapmışlardır. Bu feci sahne sürüp giderken Haydar Beyin oteline doldurulan 14 kadını baştan aşağı soyundurup çıplak bir halde Haydar beyin oteline bitişik Çavuşoğlunun oteline zütürüyorlar. Birer birer hepsini de öldürdükten sonra oteli de yakıyorlar. Bu 14 kadından üçü elbiselerinin tamamen çıkarılması teklifine dayanamayıp kendilerini pencereden dışarıya atıyorlar. Bunları otel yakınlarında bulunan Ermeni devriyeleri katlediyorlar. Pencereden aşağı kendisini atan kadınlardan birisinin kendisiyle birlikte tutuklanmış, iki kızının yukarıda feryada başlamaların üzerine Ermeniler bu kızları da aşağı indiriyorlar. Ve annelerinin gözleri önünde katlediyorlar. Daha sonra da cesetleri annelerinin kolları arasına verip gazla kadını diri diri yakıyorlar. Bu feci sahneler sırasında, mahalleler arasında da öldürmeler, yağmalar ve yakmalar devam ediyordu. Bununla beraber şehrin güney batısında ve caddenin sol tarafında bulunan cephaneliğin plan dışı ateşlenmesi ve meydana gelen müthiş patlama katliamda bulunan Ermeni eşkıyaları şaşırttı ve Kasabayı Türk birliklerinin sardığı zannedildi. Bunun üzerine kaçışmaya başladılar. Arşak liderliğinde Ermeniler, Zahid Efendi, Veysel Efendi, Velişaban, Karasakal, Tuzcuzâde, Şingah, Ferecullah, Kadızâde, Uzungazi, Kaleardı mahallelerinde dört adet kargir cami, yedi mescid, üç tekke, elli medrese, beş mahalle mektebi, bir dabağhane, iki bin hane, altı otel, 130 kahvehane, 28 fırın, 50 hayvan ahırı, 300 mağaza, 700 dükkan, 2 hamam, 1 un fabrikası, 4 değirmen, 8 çeşme, resmi dairelerden 20 gözlü belediye dairesi, hükümet konağı, Maden nahiyesinde 20 köy, Pulur nahiyesinde 40 köy, Hart nahiyesinde 15 köy, merkez nahiyeden 30 köy, cami, mescid, medrese, mektep ve evler tamamen yakmış ve tahrip etmişlerdir. Bayburt’un Kurtuluşu 21 Şubat 1918 Bayburt ve çevresindeki Müslüman ahali elindeki sınırlı imkânlarla Ermeni mezalimine karşı durmaya çalışırlarken, Osmanlı ordu birlikleri de harekete geçtiler. Rus ordusunun bölgeyi terk etmesinden sonra Osmanlı orduları başkumandanlığı ve 3. ordu kumandanlığı Rus makamları ile temasa geçerek katliamların durdurulmasını istemiş, fakat istenilen netice alınamamıştı. Bu yüzden yazışmalar sürerken ordunun ileri harekâtla işgal altındaki yerlerin kurtarılması hazırlıklarına başlandı. Planlanan harekât gereği Erzincan- Erzurum yönünde ilerleyecek olan 1. Kafkas Kolordu Kumandanlığına Albay Kazım Karabekir tayin edildi (31 Aralık 1917). 23 Ocak 1918′de 3. Ordu kumandanlığı, kolordulara işgal altındaki araziyi kurtarmak için yakında harekete geçileceği, bunun için hazır olmaları ve kolorduların emir aldıklarının üçüncü günü harekete geçmeleri talimatı verildi. Osmanlı 3. Ordu komutanı Vehip Paşa, Rus Kafkas Orduları Başkomutanı General Przenalskiy ile görüşerek, Rusların çekilmesi sonrasında Ermenilerin planlı bir şekilde Müslüman halkı yok etmeye çalıştığı ve bunun engelleneceğini bildirdi. 12 Şubat’ta Türk ordusu harekete geçerek 13 Şubat’ta Erzincan’a girdi ve şehri bir buçuk yıllık esaretten kurtardı. Yaklaşık iki yıldır Rus işgali ve ardından Ermeni mezaliminde kalan Bayburt, 21 Şubat 1918′de Türk kuvvetleri tarafından kurtarıldı. Böylece yörede hem Rus işgalinin hem de Ermeni katlidıbının izleri yavaş yavaş yok edildi.

    özet geç diyenler için: Bayburt'un düşman gavurundan kurtuluşu anlatılıyor

    Yorulmamanız için bu da swf:

    --spoiler--
    http://inciswf.com/1296317785.swf
    --spoiler--
    ···
   tümünü göster