aşklarım piçliğim monte kristo hayatım

sonraki gün gittim neconun okuluna. baktım çıkışta bekliyor hakkatten. aa meraba geldin demek dedi. evet dedim. gittik bi cafeye . havadan sudan muhabbet ediyoz. artık kendi tarzımı bulmuşum. gerçekten param maram yine çok azdı ama çok havalıydım. havalı derken böyle cool gibi. nasıl söyliyim. ucuz giyinirdim ama mesele üstündekinin fiyatı degildir. neyi neyle giyecegini bilmektir. saçlarım elim yüzüm hep tertemizdi. neyse. takıldık ettik. biliyor musun benim de sevgilim yok dedi. hmm ne acı dedim geçtim. sen ne biçim fen liselisin? niye calışmıyorsun dedi. ee farkımız tarzımızdır dedim geçtim. hep taşağa alıyorum kızı. ota taka gülüp geçiyoruz. 3 saat falan takılmıştık ama toplasan 10 dklık muhabbet cıkmaz. tamamı lüzumsuz ve anlamsız muhabbet. ama güldürüyor mu güldürüyor. e daha ne olsun? kızla avrupa birliğine uyum sürecimizde fransanın etkisini mi konuşuyoruz? yok. mesele negatif enerjiyi atmak değil mi? tamam işte..